Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1371 E. 2023/497 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1371
KARAR NO : 2023/497
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2020
NUMARASI : 2016/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALILAR : …

VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
YAZIM TARİHİ :

Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih ve 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından davalı … Adana Kağıt San. Ve Tic. A.Ş. lehine diğer davalı …’ın müteselsil kefaleti ile nakit ve gayrinakit kredi hesapları açıldığını ve iş bu kredilerin kullandırıldığını, ancak kredi borçlarının yapılan ihtara rağmen ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine toplam 3.253.997,42.TL alacağın tahsili amacıyla Adana 14.İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalıların müvekkili bankaya borçlu olmadığı yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, talep edilen işlemiş ve işleyecek faiz tutarı ile faiz oranının 818 sayılı B.K.’nin 19. (Yeni B.K.26.) maddesi ile eski ve yeni TTK’nin 8.maddesi gereği yasaya uygun olup, sözleşme hükümlerine göre tespit edildiğinden yasa ve sözleşmeye de aykırılık bulunmadığını, kefil …’dan borcun 31.646,51.TL’sinin talep edildiğini, kefilin kefaleti nedeniyle olan borcu ipotek ile teminat altına alınmadığından müteselsil kefil aleyhine haciz yolu ile icra takibi yapılmasında yasaya aykırılık bulunmadığını, TBK’nin 584/3 maddesi uyarınca davalı … şirket ortağı olduğundan eş muvafakatnamesi alınmasına gerek bulunmadığını belirterek, davalıların Adana 14.İcra Müdürlüğü’nün 2016/… sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile davalı borçluların itirazlarında haksız olmaları nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin temerrüdü oluşmadığı gibi, muaccel hale gelmeyen bir borçtan dolayı takip açılmasının tamamıyla haksız ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkili şirketin gecikmiş hiçbir borcu bulunmayan saygın bir kuruluşken, sadece 1 bankaya DBS karşılığı verilen müşteri çekinin karşılığının çıkmaması üzerine tüm bankaların 1 hafta içerisinde tüm kredilerini çağırmaları üzerine müvekkili şirketin icra takibine maruz kaldığını, dolayısıyla takip alacaklısının müvekkillerinin kötü niyetli olduğu ve sırf takibi sürüncemede bırakmak için itiraz etikleri yönündeki beyanının kabulünün mümkün olamayacağını, …’ın borçtan sorumlu olmadığını, geçerli bir kefaletinin olabilmesi için eş muvafakatinin bulunması gerektiği gibi kefalet tarihi, kefalet beyanı ve kefalet miktarının el ile yazılması gerektiğini, ayrıca takip alacaklısı tarafından istenilen faiz oranının ve faiz miktarının çok fahiş olduğunu belirterek, haksız davanın reddi ile müvekkilleri lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı … hakkında açılan davanın işbu dosyadan 21/02/2020 tarihli ara kararla tefriki ile başka bir esasa kaydına karar verildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; Bilirkişi tarafından düzenlenen, taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olarak düzenlendiği kabul edilen ve hükme esas alınan 06/11/2018 tarihli raporuna göre, takip tarihi itibariyle davacının davalı şirketten 3.168.170,55.TL asıl alacak, 75.875,03.TL işlemiş faiz, 3.741,52.TL BSMV ve 839,46.TL noterlik makbuzu olmak üzere toplam 3.248.626,56.TL borçlu olduğu, toplam asıl alacağın 2.267.998,82.TL’lik kısmına, BCH kredilerinden kaynaklanan asıl alacak olması nedeniyle, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak belirlenen takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 oranında temerrüt faizinin uygulanmasına, asıl alacağın 500.171,73.TL’lik kısmına ise, business kredi kartı alacağı olması nedeniyle taleple bağlı kalınmak suretiyle yıllık %30,24 oranını geçmemek üzere kredi kartları için T.C.Merkez Bankası tarafından üçer aylık dönemlerle belirlenen faiz oranının uygulanmasına, davalının itirazının haksız ve alacağın likit olması dikkate alınarak, davalı hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden davacının haksız olmasına rağmen kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takipteki dayanak belgenin icra dosyasına sunulmadan ve kendilerine tebliğ edilmeden takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, temerrüt oluşmadığı gibi, muaccel hale gelmeyen bir borçtan dolayı takibin açılmasının haksız ve kanuna aykırı olduğunu, gecikmiş ödeme olup olmadığının araştırılmadığını, banka kredi ödemelerinde gecikme olmadığı halde 1 hafta içinde 8 bankanın aynı anda kredilerini geri çektiğini ve takip başlattığını, bu nedenle itirazın kötü niyetli olduğu ve takibi sürüncemede bırakmak için yapıldığı iddialarının doğru olmadığını, hükmedilen faiz oranı ve miktarının fahiş olduğunu, ayrıca haklı itirazları bulunmasına rağmen tazminata hükmedilmesinin de haksız ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, hesap kat ihtarı, takip dosyası fotokopisi, bilirkişi rapor ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı banka ile davalı şirket arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşmeye istinaden davalıya krediler kullandırıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmayıp, istinaf başvurusuna konu uyuşmazlık, davaya konu takibin usulüne uygun olup olmadığı, icra takibine konu edilebilecek muaccel bir alacağın bulunup bulunmadığı, mahkemece hükmedilen faiz oranı ve miktarında usul ve yasaya aykırı bir durum olup olmadığı ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İlk derece mahkemesince taraflarca dayanılan delillerin toplanmasından sonra bankacı bilirkişiden rapor ve ek rapor alındığı ve raporlar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı vekili tarafından, takibe dayanak belgeler icra dosyasına sunulmadan ve bir nüshası taraflarına tebliğ edilmeden usul ve yasaya aykırı takip yapıldığı iddia edilmiş ise de, Adana 14. İcra Dairesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasının UYAP sistemine kayıtlı örneğinden takibe dayanak kredi sözleşmesinin, hesap kat ihtarının ve hesap özetinin takip dosyasına sunulduğu ve ödeme emri ile birlikte tebliğe çıkarıldığı hususu, ödeme emri tebliğ parçasında, ihtarnameler, hesap özetleri, genel kredi ve teminat sözleşmeleri dayanak suretleri vardır şerhinden anlaşıldığından ve aksi de yani ödeme emrine dayanak belgelerin kendilerine tebliğ edilmediği iddiası davalı tarafça ispat edilmediğinden, davalı yanın aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu açık, denetime elverişli ve sözleşme hükümlerine uygun olup bu haliyle hüküm için yeterli olduğu, asıl borçluya kullandırılan nakdi kredinin ve takipten sonra nakde dönüşen 9520 TM-551232-9 nolu 1.086.627,10.USD lik teminat mektubunun takibe konu genel kredi sözleşmeleri kapsamında verildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmeyip teminat mektubunun da iade edilmediği, talep edilen ve hükmedilen temerrüt faizinin yasal düzenlemelere ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşıldığından, davalı yanın bilirkişi raporuna, asıl alacak ve faiz miktarına yaptığı itirazlar yerinde görülmemiştir.
Tacir olan davalı şirket imzaladığı genel kredi sözleşmesinin hükümleri ile bağlıdır. Her ne kadar davalı tarafça kredi borcunun muaccel olmadığı, 8 bankanın aynı anda kredileri geri çektiğini, geciktirilmiş kredi borcu bulunmadığını savunulmuş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “TEMERRÜT” başlıklı 11.maddesinin 5 nolu bendine göre, bankadan veya başka bankalardan kullanmış oldukları kredilerden herhangi birinin kat edilmesi halinde bankanın noter aracılığı veya iadeli taahhütlü mektup ile hesabı kat edebileceği, bu durumda başkaca işleme gerek kalmaksızın alacağın muaccel hale geleceği hükmü bulunmakta olup, davacı banka tarafından Adana 16.Noterliği’nin 20/07/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiği, başkaca bankalar tarafından hesabın kat edilmiş olması karşısında davacı banka tarafından hesabın kat edilmesinde sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davalı yanın alacağın muaccel olmadığı ve haksız olarak takip başlatıldığı yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmediği gibi, alacağın likit olması ve davalı tarafça haksız olarak takibe itiraz edilmesi nedeniyle davalı yanın icra inkar tazminatına yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 221.913,68.TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 55.480,00.TL harçtan mahsubu ile bakiye 166.433,68‬.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır