Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1340 E. 2023/206 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1340
KARAR NO : 2023/206
KARAR TARİHİ : 05/05/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI : 2014/… ESAS 2020/… KARAR
DAVACI :… TC….- …
VEKİLİ : Av. … E
DAVALILAR : 1- … TC-…
2- …
4- … TC-
5- … TC-
6- …
7- … TC-
8- … TC-
DAVANIN KONUSU : Alacak (Kooperatife Ait Borcun Ödenmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… esas 2020/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili …’ın Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 09/02/1998 tarihinde tescil edilen S.S. … Yapı Konut Kooperatifin tüzel kişiliğinin betmesinden önceki son dönem başkanlığını yaptığını, kooperatifin sona ermesinden sonra yani ortakların hepsinin ferdi mülkiyette konutlarına yerleştikten sonra kooperatifin devam ettiği sırada yani konut inşaatları sürerken kesilen SGK prim borcunun kooperatifin o zamanki sorumlusu müvekkili olduğu için 03/08/2012 tarihinde 30.084,89.TL’lik ödeme emrinin tebliğ edildiğini, müvekkilinin prim borcunu Ziraat Bankası ve Vakıflar Bankası kurum hesabına yatırdığını, öncelikle davanın kabulü ile müvekkilinin tüzel kişi olarak ödediği SGK prim borcundan her bir davalıya ayrı ayrı düşen 1.890,00.TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiği, kooperatifin adına ödenen bir borç nedeniyle üyelere rücu edilebilmesinin, ancak tasfiye edilen kooperatifin ihya edilmesi için Sanayi Bakanlığı ile kooperatif tasfiye memurları davalı gösterilerek bir alcak davasının açılması, bu davada kooperatif’in ihyasına ve alacağın kooperatif tarafından ödenmesine ilişkin bir kararın alınması ve bu kararın semeresiz kalması halinde mümkün olabileceği, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, kooperatifin adına ödenen bir borç nedeniyle üyelere rücu edilebilmesinin, ancak tasfiye edilen kooperatifin ihya edilmesi için Sanayi Bakanlığı ile kooperatif tasfiye memurları davalı gösterilerek bir alcak davasının açılması, bu davada kooperatif in ihyasına ve alacağın kooperatif tarafından ödenmesine ilişkin bir kararın alınması ve bu kararın semeresiz kalması halinde mümkün olabileceğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, kooperatifin adına ödenen bir borç nedeniyle üyelere rücu edilebilmesinin, ancak tasfiye edilen kooperatifin ihya edilmesi için Sanayi Bakanlığı ile kooperatif tasfiye memurları davalı gösterilerek bir alcak davasının açılması, bu davada kooperatif in ihyasına ve alacağın kooperatif tarafından ödenmesine ilişkin bir kararın alınması ve bu kararın semeresiz kalması halinde mümkün olabileceğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, kooperatifin adına ödenen bir borç nedeniyle üyelere rücu edilebilmesinin, ancak tasfiye edilen kooperatifin ihya edilmesi için Sanayi Bakanlığı ile kooperatif tasfiye memurları davalı gösterilerek bir alcak davasının açılması, bu davada kooperatif in ihyasına ve alacağın kooperatif tarafından ödenmesine ilişkin bir kararın alınması ve bu kararın semeresiz kalması halinde mümkün olabileceğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesi ile; davacı tarafından ödenen amme alacağının asıl borçlusunun tasfiye edilen SS…. Konut Yapı Kooperatifinin olduğunu, dolayısıyla davanın anılan yasa hükmü uyarınca asıl amme borçlusu olan SS…. Konut Yapı Kooperatifine açılmasının gerektiğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir kararın semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak tarafına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” davacı asilin SS … Yapı Kooperatifi tüzel kişiliğinin sona ermesinden önce kooperatifin başkanlığını yaptığı, kooperatife ait SGK prim borcunu ödediği, ortakların hepsinin ferdi mülkiyete geçtikten sonra konut inşaaları sürerken bu SGK borcunun doğduğunun davacı tarafından ifade edildiği anlaşılmakla, davaya konu ödenen SGK’ca tahakkuk ettirilen borcun kooperatife ait borç olması, her ne kadar kooperatif 2004 yılında dağılmış ve borcun da 2007 yılında tahakkuk ettirildiği ifade edilmiş ise de, 2007 yılında tahakkuk ettirilen borcun daha öncesinde işçilik tutarının eksik bildirilmesinden kaynaklanması, ayrıca inşaatın 2007 yılında bitirildiğinin ifade edilmesi karşısında borçtan yine daha önce tasfiye edilmiş kooperatifin sorumlu olması, sonradan ortaya çıkan bu borcun kooperatifin tasfiyesinin eksik şekilde yapıldığını göstermesi, yapılacak işin kooperatifin yeniden ihyası ile ek tasfiye ile davaya konu edilen alacağın talep edilmesinin gerekmesi, işbu davanın ise kooperatif ortaklarına karşı açılması, bu itibarla önceki kooperatif ortaklarına işbu davada husumet yöneltilmesinin mümkün olmaması, ayrıca yargılama devam ederken davacı tarafa ihya davası açması için süre verilmesi, süresi içerisinde ihya edilen kooperatife karşı dava açılıp, işbu dava ile birleştirilmesi gibi bir yönteme de başvurulmaması karşısında pasif husumet yokluğundan davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 09 şubat 1998 tarihinde tescil edilen S.S … Yapı Konut Kooperatif’in tüzel kişiliğinin bitmesinden önceki son dönem başkanlığını yaptığını, kooperatifin sona ermesinden sonra ortakların hepsi ferdi mülkiyette konutlarına yerleştikten sonra kooperatifin devam ettiği sırada konut inşaları sürürken kesilen SGK prim borcu kooperatifin o zamanki sorumlusu müvekkili olduğu için 03/08/2012 tarihinde 30.084,89.TL’lik ödeme emrinin tebliğ edildiğini, müvekkilin ise ödeme emrini içerir tebliğ zarfını 27/08/2012 tarihinde tesellüm ettiğini, müvekkilinin ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından gönderilen ödeme planında prim borcunun taksitlere bölündüğünün görüldüğünü, kooperatif Kanunun 28 ve 29. Maddelerine göre üyeler borçtan payları oranında sorumlu olduğunu, müvekkili adına açılan dava da esasen gerekmemesine rağmen mahkemece kooperatif ihya ettirildiğini, bilirkişi raporunda da kooperatif üyelerinin sorumluğunun belirlendiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, kooperatif yöneticisi tarafından ödenen kooperatife ait SGK prim borcunun ortaklardan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, dava dışı SS … Yapı Konut Kooperatifinin son dönem başkanlığını yaptığı, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona ermesinden sonra, kooperatifin devam ettiği döneme ilişkin olarak kesilen SGK prim borcunun kendisi tarafından 30.084,89.TL olarak ödendiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği, kooperatif adına ödenen SGK prim borcundan, her bir davalıya 1.890,00.TL borç düştüğü iddia edilerek, toplam 15.120,00.TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edilmiş, davalılar ise, davanın kooperatife karşı açılması gerektiğini, tasfiye edilen kooperatifin ihyası yönünde bir dava açılmadan ve bu davada alınan lehte bir karar semeresiz kalmadan doğrudan kooperatif üyesi olarak taraflarına husumet yöneltilmesin ve rücu davasının açılması mümkün olmadığını savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 35605 sırasında kayıtlı olan SS … Konut Yapı Kooperatifi’nin, toplam 17 üyeden oluştuğu, 16/07/2003 tarihinde tasfiyeye girdiği ve 17/12/2004 tarihinde tasfiye sona erdiğinden sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.
SGK tarafından, dava konusu kooperatif adına gönderilen 03/08/2012 tarihli ödeme emrinde, 2007 yılına ait 16.770,20.TL prim borcunun ödenmesinin talep edildiği, kooperatifin yönetim kurulu başkanı olan davacı tarafından, bu talebe istinaden 12 taksit halinde toplam 32.235,84.TL’nın ödenerek prim borcunun kapatıldığı anlaşılmıştır.

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait 2016/859 Esas, 2017/… Karar sayılı sayılı dosyada, davacının …, davalıların Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü ve SS … Konut Yapı Kooperatifi oldukları, davanın ihya davası olup, mahkemece verilen 05/07/2017 tarihli karar ile davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkındaki davanın kabulüne ve dava konusu Tasfiye Halinde … Konut Yapı Kooperatifinin ihyasına, tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, kooperatif hakkındaki davanın ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanunun mükerrer 35/1 maddesi; “tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı yasanın 35/4 maddesi ise, “Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler” şeklindedir. Madde hükmü gereğince, tüzel kişiden tahsil olanağı bulunmayan kamu alacağından, tüzel kişinin temsilcileri sorumlu tutulabilecektir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 28. maddesinde, kooperatif borçlarından dolayı ortağının sorumluluğu düzenlenmiş, 29, 30 ve 31. maddelerinde ise bu sorumluluğun istisnalarının anasözleşme ile düzenleneceği açıklanmıştır. Kooperatif anasözleşmesinin 20. maddesinde, “Her ortak, kooperatifin borçlarına karşı, taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumludur. Kooperatiften ilişkisi kesilen ortağın sorumluluğu, ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl devam eder. Kooperatife giren her ortak, girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin sorumlulukları hakkındaki hükümler saklıdır“, 21. maddesinde de, “Ortaklar, taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki, arsa, altyapı, inşaat ve benzeri gider taksitlerini ödemek zorundadırlar. Bu kararlarda anasözleşmenin 33’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında gösterilen nisap aranır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda, davacının, dava konusu kooperatifin sicilden terkin edilmesinden önceki yönetim kurulu başkanı olduğu, kooperatifin 16/07/2003 tarihinde tasfiyeye girdiği ve 17/12/2004 tarihinde tasfiye sona erdiğinden sicilden terkin edildiği, terkin işleminden sonra, 2007 yılında, SGK tarafından, kooperatife, önceki döneme ilişkin işçilik tutarının eksik bildirilmesi nedeniyle prim borcu tahakkuk ettirildiği, borcun, kooperatif eski başkanı olan davacı tarafından ödendiği ve iş bu davada, davalı ortaklardan rücuen tahsilinin talep edildiği, ancak, kooperatif anasözleşmesinde, dış borçların, ancak kooperatif tüzel kişiliğinin malvarlığı ile ödeneceğinin, bunun dışında kooperatif üyelerinin kişisel malvarlıklarından herhangi bir istek yapılamayacağının belirtildiği, 6183 sayılı yasanın 35/1 maddesi hükmü gereğince, tüzel kişiden tahsil olanağı bulunmayan kamu alacağından, tüzel kişinin temsilcilerinin sorumlu tutulabileceği, davacının sorumluluğunun da yönetim kurulu başkanı omasından kaynaklanıp, aynı yasanın 35/4 maddesi gereğince, davacının, ödediği tutarı, asıl amme borçlusu olan dava dışı kooperatife rücu edebileceği, dava konusu kooperatifin yargılama sırasında ihya edilmiş olduğu, sonuç olarak, davacının, kooperatif adına yönetici sorumluluğu nedeniyle ödediği borcu, davalı ortaklardan talep edemeyeceği, bu nedenle mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 05/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır