Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1313 E. 2023/416 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1313
KARAR NO : 2023/416
KARAR TARİHİ : 07/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … – TCK NO:…, …
VEKİLİ : Av. …, …
DAVALI : … – TCK NO:…,
VEKİLİ : Av. …, …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Cari Hesap İlişkisinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibinde bulunduğunu, ödeme emrinde borcun varlığıyla iddia olunan evraktan dolayı 65.068,33.TL’nin asıl borç ve ferileri ile birlikte 102.810,26.TL borçlu bulunulduğunu iddia ettiğini, müvekkilinin, alacaklı ile hiçbir şekilde hukuki ve ticari irtibatının olmadığını, bu borcu kabul etmediğini, bu nedenle borca ve ferilerine kesin olarak itiraz ettiklerini ancak İcra Müdürlüğü tarafından süresinde itiraz yapılmadığı gerekçesi ile itirazın reddedildiğini ileri sürerek Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 102.810,26.TL borçlu bulunmadığının tespiti ile icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, davalı alacaklının % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin cari hesap ekstresine göre alışveriş yaptıklarını ve açık hesap şeklinde çalıştıklarını, davacının satın almış olduğu mal kadar borçlandığını, icra takibinden önce davacıya Mersin 5. Noterliği’nden … yevmiye nolu 08.10.2015 tarihli ihtarname gönderildiğini, davacının yasal süresi içerisinde cari hesap özetine herhangi bir itirazda bulunmadığını, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı aleyhine Mersin 1.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, ancak davacının eşinin aldığı tebligatın usulsüz olduğunu iddia ederek Mersin 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile tebligata, borca ve takibe itiraz ederek şikayette bulunduğunu, takibin kesinleşmesinden sonra ve İcra Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın reddedilip kesinleşmesinden sonra, davacının tespit davası açmasında hiçbir hukuki yararın bulunmadığını, davacının icra takibinden önce ve borcun doğum tarihinden sonra üzerine kayıtlı malları muvazaalı şekilde üçüncü kişilere devrettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Mersin 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile Tasarrufun İptali davası açtığını, davacının bu davanın açılmasından kısa bir süre sonra açılan davayı sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını savunarak davanın reddi ile, davacının kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğinden asıl alacağın % 20’sinden aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; her ne kadar alacaklı … … tarafından cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili istemi ile davaya konu icra takibi başlatılmış ise de, bilirkişi raporu ve sunulan belgelere göre taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, tek başına fatura düzenlenmesinin alacağın varlığına kanıt oluşturmayacağı, ayrıca fatura konusu mal ya da hizmetin borçluya teslim edildiğinin belgelerle ispatlanması gerektiği, davalı-alacaklının da davacıya mal teslim ettiğini defter ve belgeleri ile ispatlaması gerektiği ancak defter ve belgelerin mahkemeye sunulmadığı ve mal teslimi olgusunun bu durumu tevsik eden belgelerle ispatlanamadığı, takip öncesinde gönderilen ihtarnameye itiraz edilmemiş olmasının alacağın varlığının ispatının tek başına yeterli olmadığı, davalı alacaklının son olarak kesin delil olan yemin deliline dayandığı ve davacı borçlu tarafından yeminin mahkeme huzurunda eda edildiği, neticede davacının davalıya takip miktarı kadar borçlu olduğunun davalı tarafından ispatlanamadığı gerekçesi ile haklı davanın kabulüne karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;İlk Derece Mahkemesi’nin esasa ilişkin vermiş olduğu kararın doğru olduğunu, ancak davalı tarafça kötü niyetli olarak takip başlatıldığı sabit iken kötü niyet tazminatı taleplerinin mahkemece reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, davacının dava dilekçesinde ödeme emrinin ve icra takibinin iptalini talep ettiği halde bu konularda karar verilmediğini, davacını davasını hata ve hile sebebine dayandırdığını, İİK’nin 72. maddesine göre bu davanın hata ve hilenin öğrenildiğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği halde zaman aşımı def’inin kararda değerlendirilmediğini, davacıya ihtarname tebliğ edildiği halde davacının ihtarnameye itiraz etmediğini, icra takibine de itiraz etmediğini, cari hesap özeti ve takibin kesinleştiğini ancak mahkemece alacağın ispat edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının borçlu olmadığını ispat edemediğini, davacının şikayetinin icra Hukuk Mahkemesi tarafından reddedildiğini, davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararın bulunmadığını, davacı ile davalı arasında 2010 yılına kadar ticari ilişkinin olduğunu, davacının bu süreçte borcuna karşılık müşteri çekleri verdiğini, çek bedellerini tahsil edilip borçtan mahsup edildiğini, ayrıca pos cihazı ile ödemeler yaptığını, bu hususların talep edildiği halde değerlendirilmediğini ve araştırılmadığını, tanıkların dinlenmediğini, davacının mal aldığı fatura ve maliye kayıtları ile sabit olduğu halde yaptığı ödemelerin neye karşılık yapıldığının araştırılmadığını, rapora müvekkilinin itirazının olduğunu, kararda bu hususun değerlendirilmediğini, taraflar arasında ticari ilişkin olduğu hususu, cari hesap ekstresi, dosyaya sunulan faturalar, davacı tarafından cari hesap ekstresine de müşteri çekleri ile yapılan ödemelerin ve pos cihazı ödemeleri ile ispat edildiğini, delil olarak taraf defterlerine ve maliye kayıtlarına açıkça dayanıldığı halde maliye kayıtları üzerinde de inceleme yapılmadan ve alacağın varlığının tam belirlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, taraflar arasında 2011 yılına kadar ticari ilişkinin devam ettiği halde davalının 2005-2011 yılları arasında hiçbir ticari ilişki içinde bulunmadığı konusunda gerçeğe aykırı yemin eda ettiğini, eksik sunulan savcılık ifadesinde davalının müvekkilden mal satın aldığını, müvekkillerin malları davacıya teslim ettiğinin açıkça belli olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, takibe dayanak cari hesap ekstresi, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname, faturalar, Dairemizin 28/06/2019 tarih ve … E., … K.sayılı kaldırma kararı, davacı tarafından eda edilen yemin, tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Cari hesap ekstresine veya faturaya dayalı başlatılan takibe karşı açılan menfi tespit davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davalıdadır. Davalı, alacağa konu mal ve hizmeti davacıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Cari hesap ekstresinde veya faturalarda yazılı mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde, borcun ödendiğini ispat yükü ise davacıdadır.
Dairemizin 28/06/2019 tarih ve … E., … K.sayılı kaldırma kararında belirtildiği üzerine uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Borçlunun süresi içerisinde icra takibine itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleşmesi ispat yükünün borçluya geçmesi sonucunu doğurmaz. Öte yandan menfi tespit davasında itirazın iptali veya istirdat davası gibi zamanaşımı veya hak düşürücü bir süre de bulunmamaktadır. Menfi tespit davasının kabulü halinde verilecek karar takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti olup, takibin ya da ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de söz konusu değildir. Borçlu tarafından daha önce şikayet yoluyla İcra Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmış olması ve İcra Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine karar verilmesi genel mahkemelerde dava açılmasına engel teşkil etmemektedir. Öte yandan dava değeri itibariyle HMK’nin 200.maddesine göre tanık dinlenmesi mümkün olmadığından mahkemece alacağın ispatı yönünden tanık dinlenmemesi de doğru olmuştur.
Dairemizce tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden Ba-Bs formalı istenmiş, Liman Vergi Dairesi 08/05/2023 tarihli cevabında, davacı …’in ikinci sınıf tacir olduğundan Ba formu bulunmadığını bildirmiştir.
İspat yükü kendisinde bulunan davalı alacaklı, cari hesap ilişkisinden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu dayandığı delillerle ispat edemediğinden ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmayıp, davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
İİK’nin 72/5 maddesine göre davacı-borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için takibin haksız olması yanında kötüniyetli olarak takip başlatılmış olması da gerekli olup, somut olayda davalının takip başlatmada kötüniyetli olduğu davacı tarafça ispat edilemediğinden davacı lehine tazminat hükmedilmemiş olmasında da usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı ve davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih, … esas ve … karar sayılı kararına karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2)a-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 125,50.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.444,81.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.111,20.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 3.331,61.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/07/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır