Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1254 E. 2023/100 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1254
KARAR NO : 2023/100
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2018/837 ESAS 2020/167 KARAR
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …-…
DAVALI : … …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :..

Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/837 esas 2020/167 karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı borçluya cari hesap ekstresine dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe, borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacının söz konusu alacağı davalı Duru Nakliyat’a vermiş olduğu hizmet sözleşmesi gereğince elleçleme, giriş çıkış kantar ücretleri, ardiye bedeli ve terminal hizmetlerinden kaynaklandığını, yapılan iş sonucunda düzenlenen 14.07.2018 tarihli … numaralı faturada da belirtildiği gibi toplamda 34.527,81.TL borcunun bulunduğunu, müvekkilinin üstlendiği borçlarını ifa etmesine rağmen davalının dava konusu edilen cari hesap ilişkisi ve faturaların bedelini ifa etmekten kaçındığını, taraflar arasında yapılan sözleşmeye ilişkin düzenlenen fatura uyarınca vade tarihinin 14.07.2018 tarihi olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle işleyecek olan faizin TTK’nun ilgili hükümleri uyarınca yapılan işin ticari iş niteliğinde olması nedeniyle vade tarihinden itibaren ticari faiz olduğunu, davalının itirazının takibi sürüncemede bırakmaya, takibi uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, davalı tarafından yapılan itirazın iptal edilerek takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, davacı gümrüklü geçici depolama sahasında (Dry Port) eşyaların muhafazası işini 1-7 gün ücretsiz, günlük ton başı ardiye 0,25$, işçilik indir/bindir 170 USD+KDV, ara nakliye konteyner başı 75 USD + KDV olarak üstlendiğini, davacının 05.10.2017 günlü mailinde fiyatların 6 ay geçerli olduğunu belirttiğini ancak 6 ayın sonunda yeni bir teklif vermediğini ve taraflar arasında ücret konusunda herhangi bir görüşme ve anlaşma olmadığını, 09.10.2017 tarihinde DRY Porta alınan 2 konteyner malt viski yükünün 49 fıçısı 26.01.2018 tarihinde, 111 fıçısını ise 11.07.2018 tarihinde limandan sevkinin gerçekleştirildiğini, davacının verdiği teklife aykırı olarak Günxtonx1,5$ ve 7 gün free time sayılmamış şeklinde faturalandırdığını, verdiği teklifi yok sayarak kendince belirlediği ücret tarifesini geriye dönük olarak işleterek iyi niyetli olmadığını, kesilen iade faturasına karşın yeniden davacı tarafça fatura düzenlendiğini, tüm yüklerin dry port’a alınma tarihleri davacının teklif verdiği ve davalı tarafça da kabul edilen 6 aylık sürenin içinde olduğunu, kendilerinin de müşterilerine malın limandan çıkışına kadar fiyatın 0.25$ olduğu konusunda bilgi verdiklerini, davalı şirket adına kesilen faturaları iade ettiklerini dolayısıyla icra takibine itiraz ettiklerini belirterek, haksız ve yersiz davanın reddiyle, davacının takip tutarının %20’sinden az olmayacak miktarda kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” davacı ile davalı arasında hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı,bu sözleşmeye istinaden davalıya elleçleme, kantar, ardiye ve terminal hizmetlerini verdiği, 05/10/2017 tarihinde, taraflar 20’lik konteyner ücretlerinin; 1-7 gün ücretsiz, günlük ton başı ardiye 0,25 cent, işçilik indir/bindir 170 USD+KDV, kantar araç başı 10 USD+KDV ve ara nakliye konteyner başı 75 USD+KDV olacak şeklinde anlaştığı, davalının 20’lik konteynere göre kararlaştırılan ücrete göre hizmet almaya başladığı, davalı 40’lık konteyner için davacıdan fiyat teklifi aldığı, davacı 40’lık konteyner için 1-7 gün ücretsiz, günlük ton başı ardiye 0,25 cent, işçilik indir/bindir 190 USD+KDV, kantar araç başı 10 USD+KDV ve ara nakliye konteyner başı 80 USD+KDV olarak fiyat bildirdiği, verilen hizmetin karşılığında davacı, davalıya toplamda 47,815,58.TL’lik fatura düzenlediği, davalı alınan hizmetin karşılığında davacıya toplamda 11.836,97.TL ödeme yaptığı ve faturadaki bedelleri kabul etmeyerek davacıya toplamda 37.974,61.TL’lik iade faturası düzenlediği, davalı 20’lik konteynere göre hizmet aldığından, iade faturası düzenlemesinin haklı gerekçeye dayandığı, davacının ticari defterlerine göre davacının 37.975,61.TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre ise davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacı ve davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil olabileceği, davacı ve davalı defterlerinde alacak konusunda bakiyeler farklı çıktığından, davacının faturaya konu hizmeti davalıya verdiğini ispatlaması gerektiği, fatura içeriklerine göre davacı, davalıya 20’lik konteynere göre hizmet verdiği, davacının davalıya 40’lık konteynere göre hizmet verdiğini ispatlayamadığı, dolayısıyla davacının davalıdan bakiye bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin yapılan işe itiraz etmediğini, işin bedeline itiraz ettiğini, davalı tarafın fatura içeriği hizmeti mal aldığını kabul ettiğini, davalı bu iddiasını müvekkili tarafından atılan maile dayandırdığını, müvekkilinin bu teklifini revize ettiğini, eski fiyatların geçerli olmayacağını davalıya bildirdiğini, maillerde bu durumu açıkça belidirdiğini, davalı bedele itiraz ettiğini bu itirazı ise iade faturası kesmek suretiyle yaptığını ifade ettiğini, faturaya itiraz usulü son derece açık olduğunu, faturaya itirazın 8 gün içinde TTK’da belirtilen usulden yapılması gerektiğini, davalı 8 gün içerisinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmadığını, tüm elektronik posta yazışmalarını inceleyen bilirkişilerin resmi fatura teatisi ve faturalara itiraz konusunda bir yorum yapmadıklarını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, cari hesap ekstresine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi gereğince, davalıya ait ürünün gemiden teslim alınması, gümrük işlemlerinin takibi, gümrük sahası deposunda muhafazasına ve kendisine teslimine kadar bütün işlemlerin üstlenildiği, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmesine rağmen, davalının, elleçleme, giriş çıkış kantar ücretleri, ardiye bedeli ve terminal hizmetlerinden kaynaklanan fatura bedelini ödemediği, bu hususta başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğu ileri sürülmüş, davalı ise, davacının 05/10/2017 tarihinde verdiği fiyat teklifinin 6 ay ile sınırlı olmadığını, taraflar arasında ücret konusunda herhangi bir görüşme ve anlaşma olmayıp, mevcut şartlarda çalışılmaya devam edildiğini, bu nedenle davacının yeni fiyat üzerinden kesilen faturaya karşı iade faturası düzenlendiğini, fatura kesilme ve iade işlemlerinin bir kaç kez tekrarlandığını, tüm yüklerin dry port’a alınma tarihlerinin, davacının teklif verdiği ve kendilerince de kabul edilen 6 aylık sürenin içinde olduğunu, davacı ile anlaşmaya varılan tutar üzerinden tüm ödemelerin yapıldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Mersin 8. İcra Müdürlüğü’ne ait 2018/9925 sayılı dosya ile davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının cari hesap ekstresi olarak belirtildiği, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Faturaya dayalı itirazın iptali davasında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı, alacağa konu mal ve hizmeti davalıya teslim ettiğini ve alacağa hak kazandığını yazılı deliller ile ispatlamak zorundadır. Faturada yazılı mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispatı halinde, borcun ödendiğini ispat yükü ise davalıdadır.
Somut olayda, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında, davacı tarafından davalıya, elleçleme, kantar, ardiye ve terminal hizmetleri verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın 20’lik konteynerler için davacı tarafından verilen teklifin revize edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, taraflar arasındaki yazışmalardan, davacının 05/10/2017 tarihinde, 20’lik konteyner ücretinin, 1-7 gün ücretsiz, günlük ton başı ardiye 0,25 cent, işçilik indir/bindir 170 USD+KDV, kantar araç başı 10 USD+KDV ve ara nakliye konteyner başı 75 USD+KDV olacak şekilde bildirildiği, 40’lık konteyner için ise, 1-7 gün ücretsiz, günlük ton başı ardiye 0,25 cent, işçilik indir/bindir 190 USD+KDV, kantar araç başı 10 USD+KDV ve ara nakliye konteyner başı 80 USD+KDV olarak fiyat teklifi verildiği ve fiyatların 6 ay geçerli olacağının bildirildiği, ancak, davalının 20’lik konteynere göre kararlaştırılan ücrete göre hizmet almaya başladığı, verilen hizmetin karşılığında davacı, davalıya toplam 47,815,58.TL’lık fatura düzenlediği, davalının ise davacıya 11.836,97.TL ödeme yaptığı ve faturadaki fazlaya ilişkin bedelin kabul edilmeyerek, davacıya 37.974,61.TL’lik iade faturası düzenlendiği, davacı tarafından revize edilen fiyatların 40’lık konteyner’a ait olduğunun taraflar arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı, takibin dayanağı olan faturaların ise davalıya hizmet verilen 20’lik konteynere ilişkin revize edilmiş fiyatlar olup, davacı tarafından davalıya toplam 38.561,61.TL fazla bedel üzerinden fatura düzenlenmiş olduğu, oysa ki, davacı tarafından davalı adına düzenlenmesi gereken faturalar toplamının 9.253,97.TL olması gerektiği, bu nedenle, davalının iade faturası düzenlemesinin haklı olup, takip tarihi itibariyle davacıya ödenmemiş borcu bulunmadığı, davacının, faturaya konu hizmeti 40’lık konteynerle ifa ettiğini veya 20’lik konteynere ilişkin fiyat teklifinin revize edildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 238.730,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 07/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır