Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1252 E. 2023/496 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1252 – 2023/496
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1252
KARAR NO : 2023/496
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2020
NUMARASI : 2019/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Teminat Mektubundan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … firması arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden davalı banka tarafından 22/10/2014 tarihli 1.500.000,00.TL tutarlı kesin teminat mektubu verildiğini, müvekkili idare tarafından 14/02/2017 tarihli yazılı istem ile teminat mektubunun karşılığının ödenmesi istenmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığını, davacı tarafından istemin 16/02/2017 tarihinde tekrarlandığını ancak davalının Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/179 esas sayılı dosyasından 17/02/2017 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararını gerekçe göstererek ödeme yapmayacağını bildirdiğini, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere davalı bankanın muhatap ile lehtar arasındaki şahsi defileri ileri süremeyeceğini, alacağın tahsili için Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, davacı idarenin 14/02/2017 tarihinde bankaya başvurarak teminat mektubunun tazminini talep ettiğini, teminat mektubu 1.500.000,00.TL değerinde olduğundan tazmin konusunda şubenin genel merkezden onay alması ve talebin hukuka uygun olup olmadığının, garanti edilen işe ait olarak tazmin talep edilip edilmediğinin araştırılması gerektiğini, aksi halde lehtar şirketin bankaya karşı rücu hakkı doğacağının açık olduğunu, müvekkili banka tarafından bir gün sonra tazmin talebi konusunda karar verilecek iken Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasından 15/02/2017 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve teminat mektubunun nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulduğunu, bu tedbir kararından sonra tazmin talebinin yerine getirilmesinin mahkeme kararına aykırı davranış yaratacağından ve bu durumun hukuki ve cezai sonuçları oluşacağından tazmin talebinin yerine getirilmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; Yerleşik Yargıtay kararlarına göre banka teminat mektubunun garanti akdi niteliğinde olduğu, bankanın, teminat mektubu vermekle lehtar ile muhatap arasındaki akdi ilişkiden bağımsız olarak asli bir borç yüklendiği, öyle ki lehtar ile muhatap arasındaki akdi ilişki geçersiz olsa dahi bankanın taahhüdünün baki kaldığı, banka bu ilişkide sadece muhatap ile kendi arasındaki kişisel defilere dayanabileceği, teminat mektubu kıymetli evrak niteliği taşımadığından ve garanti akdinden doğan borç senede mündemiç olmadığından teminat mektubunun iade edilmiş olmasının da bankanın borcunu sona erdiren bir olgu olmadığı, (Yargıtay 11. H.D. 26/10/2017 tarih 2016/5069 – 2017/5794 sayılı kararı). teminat mektubunun bankanın yükümlüğünün sona erdirilmesi amacıyla iade edildiğini ispat yükünün davalı bankaya düştüğü, somut olayda icra takibi ve davanın ikamesinden sonra teminat mektubu lehtara iade edilmiş olmakla birlikte davacı taraf, bu iadenin bankanın yükümlüğünün sona erdirilmesi anlamına gelmediğini beyan ettiği, bu nedenlerle bankanın garanti akdinden doğan taahhüdünün devam ettiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara karşı sadece hüküm fıkrasında belirtilen vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğunu, lehe 85.300,00.TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sehven 13.736,98.TL hükmedildiğini belirterek kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın önce Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olsa dahi ara dönemde ticari davalarda arabuluculuğun zorunlu hale getirildiğini, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin görevsizliği kesin olarak kabul ettiğini, BAM kararı ile ilgili dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi anına kadar 4 ay gibi bir süre verdiğini, bu sürede arabuluculuk şartının giderilmediğini, bu nedenle mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, öte yandan itirazın takip hukuku içinde değerlendirilmesi gerektiğini, itirazın haksız olmadığını, bu dava yönünden nakde çevrilme başvuru tarihinin önemli olmadığını, takibin 08/03/2017 tarihinde başladığını, ödeme emrinin 16/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, tedbirin ise daha önce 15/02/2017 tarihinde verildiğini, öte yandan 1.500.000,00.TL gibi yüksek bir meblağın tanzim konusunda karar verme yetkisinin tek başına şubede olmadığını, bu konuda banka genel müdürlüğü ile yapılacak yazışmanın ve bu sırada geçecek makul sürenin dikkate alınması gerektiğini, davacının talebinin ertesi günü aynı teminat mektubunun nakde çevrilmemesi yönünde tedbir kararı tesis edildiğini, mahkeme kararınından sonra nakde çevirme talebinin yerine getirilmesinin mahkeme kararına aykırı davranış yaratacağından ve bu nedenle cezai ve hukuki sonuçları oluşacağından kendisinden beklenemeyeceğini, müvekkili bankanın davacıyı uzun bir dönem ödememezlik haliyle bekletmediğini, nakde çevrilme talebi üzerinden 24 saat geçmeden bankaya ihtiyati tedbir kararının tebliğ edildiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilemeyeceğini, mahkemece davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası, teminat mektubu fotokopisi, teminat mektubunun davacı kurum tarafından dava dışı lehtar … şirketi temsilcisine teslim edildiğine dair davalı bankaya hitaben yazılan 13/09/2019 tarihli yazı fotokopisi, ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, teminat mektubundan kaynaklı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili istinafında, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığını, dosyanın görevsizlik kararı ile Ticaret Mahkemesine geldiğini, bu dönemde davanın zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olduğunu ancak davacı tarafça ara dönemde arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini iddia etse de, davanın açıldığı tarihteki şartla tabi olduğu ve dava tarihi itibariyle de zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığından davalı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin esasa yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde;
Banka, teminat mektubu vermekle üçüncü kişinin fiilini taahhüt eden davalı bankanın, mektup bedelini derhal tazmin etmesi gerekmekte ise de; somut uyuşmazlıkta olduğu gibi, mektup henüz tazmin edilmeden mahkemece verilmiş, teminatın ödenmemesi hususunda verilen bir ihtiyati tedbir kararının varlığı halinde ihtiyati tedbir kararına muhalefetin aynı zamanda suç teşkil ettiği de nazara alındığında, mektup bedelinin ödenmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2017 tarih ve 2016/2808 esas, 2017/5804 karar sayılı ilamı)
Somut olayda davalı idare tarafından teminat mektubunun tazmini için 14/02/2017 tarihinde bankaya başvurulmuş ise de, Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyasından verilen 15/02/2017 tarihli ara kararla davaya konu teminat mektubunun nakde çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiği ve bu tedbir kararının bankaya bildirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen, teminat mektubu bedelinin ödenmesi ihtiyati tedbir kararına muhalefet suçunu da teşkil edeceğinden davalı banka tarafından ödeme yapılmamasında yukarıda belirtilen Yargıtay kararı uyarınca usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Öte yandan yargılamanın devamı sırasında, davaya konu teminat mektubunun davacı tarafından taşeronu olan dava dışı … İnş. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye o firma tarafından da davalı bankaya verildiği anlaşılmaktadır. Davacı Adana Büyükşehir Belediyesi davaya konu teminat mektubunu neden iade ettiğini bizzat kendisi tarafından … firmasına hitaben düzenlediği 10/01/2020 tarihli yazısında açıklamıştır. 10/01/2020 tarihli yazıda, davaya konu teminat mektubunun 27/06/2019 tarihli “Geçiş Hakkı Protokolü” isimli belgenin 4.12, 4.16 ve ve 6.maddelerine uyarınca iade edildiği belirtilmiş olup, teminat mektubu protokole dayalı olarak davacı tarafından iade edildiğinden, protokolde teminat mektubundan kaynaklı hakların devam ettiğine veya ihtirazi kayıtla iade edildiğine dair bir bilgi ve belge de bulunmadığından davalı bankanın teminat mektubu bedelinden sorumlu tutulması dairemizce mümkün görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı bankanın teminat mektubu üzerine mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle teminat mektubunu tazmin etmemesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, yargılama aşamasında da teminat mektubunun davacı iş sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen protokole istinaden bankaya iade edildiğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ise de, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nin 353/1-b-2 mahkemesince davanın reddine karar vermek gerekmiş, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Kaldırma sebebine göre davacının vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2)-Davalı vekilinin Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4)-HMK’nin 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
5)-DAVANIN REDDİNE,
6)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 25.755,21.TL harçtan mahsubu ile bakiye 25.575,31.TL’nin kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar, 2020/… Harç nolu, Harç Tahsil Müzekkeresinin İPTALİNE,
Harç tahsil edilmiş ise kararın kesinleşmesi ve talep halinde davalıya İADESİNE,
7)-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8)-Davalı tarafından yapılan 55,50.TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9)-Davalı kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 168.650,96.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
1)-a)492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 125,50.TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)Davalı tarafça yatırılan 25.755,20.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
2)-a)Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
b)Davalı tarafça istinaf yargılama gideri olarak yapılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 48,50.TL posta gideri olmak üzere toplam 197,10.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4)-6100 sayılı HMK’nin 333 maddesi uyarınca peşin alınan ve harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
5)-6100 sayılı HMK’nin 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır