Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1236 E. 2023/146 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1236
KARAR NO : 2023/146
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2018/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … – TCK NO:…
VEKİLİ : Av. …,…
DAVALI : … …, …
VEKİLİ : Av. …,…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
YAZIM TARİHİ : …

… …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari alışveriş olmadığını, davacının davalıya borcunun olmamasına rağmen hakkında icra takibi başlatılarak borcun tahsiline çalışılmış olmasından dolayı … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin teminatsız olarak, ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına ve yargılama sonunda iptaline, davaya konu çekten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan her ne kadar dava konusu icra takibinin dayanağı olan çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını beyan etmiş ise de, davacının bu iddiasını kanıtlar nitelikte hiçbir yazılı belge sunmadığını, çekin bir nevi nakit ödeme vasıtası olduğunu, davacı tarafın da, dava konusu çekin keşidecisi olduğunu, düzenleyen kısmında imzası bulunduğunu, dolayısıyla davacının yetkili hamil davalıya, düzenlemiş olduğu çek üzerinde yazılı tutarı ödemeyi taahhüt etmiş olduğunu, bu durumda davalının alacak hakkının hukuki dayanağı olan çek karşısında davacının iddiasını yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesinde davacının takibe konu çekte keşideci olarak gösterildiğini, davalı ile aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığını bu sebeple müvekkile borcu bulunmadığını beyan ettiğini, davacının bu iddiaları tamamen asılsız, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davacının davasının reddine, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ve dava konusu … 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı takibin devamına, alacaklının müvekkilin (alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek) gecikmeden doğan zararların davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; 6102 sayılı TTK ‘ nın 818/…-a maddesi delaletiyle uygulanması gereken TTK 673. maddesi uyarınca keşidecinin kendi adına çek düzenleyebileceği, eldeki davada ispat yükünün bedelsizlik iddiasında bulunan kambiyo senedi borçlusunun üzerinde olup, borçlu tarafından bedelsizlik iddiasının senede karşı senetle ispat kuralları gereği kesin delillerle ispatlanması gerektiği, her ne kadar davacı tarafından bedelsizlik iddiasında bulunulmuş ise de, işbu iddianın dava konusu çeke açıkça atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği, gerek işin mahiyeti gerekse dava değeri nazara alındığında dava dilekçesindeki iddiaların tanık delili ile ispatlanamayacağı, somut olayda davacı tarafından bedelsizlik iddiasının dayanağı olan yazılı bir delil sunulamadığı, yine her ne kadar davalıya yemin teklif edilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece 02.07.2020 tarihli duruşmada Yargıtay İçtihatı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/… Esas – 2017/… Karar sayılı kararı nazara alınarak iş bu ara karardan rücu edildiği, netice itibari ile davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine, İİK’nin 72/4 maddesi uyarınca 60.000,00.TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takibin durdurulmadığını, tazminat kararı verilmesinin hatalı olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, tanıkların dinlenmediğini, tanık istemlerinin çekin bedeli ile ilişkilendirilerek reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, bedelsizliğe ilişkin tanık dinletemediklerinden kararın bu nedenle bozulması gerektiğini, dosya kapsamında sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmadığını, imza incelemesi yapılmadığını, çek vasfının bulunmadığını, keşidecisi ve lehtarı aynı kişi olduğunu, kararın reddi halinde maktu vekalet ücreti olması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Tarafların iddia ve savunmaları, takibe konu çek fotokopisi ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, takip alacaklısı ile müvekkili aralarında takibe konu çeke ilişkin bir ticari ilişki olmadığını, davalı hakkında sosyal ekonomik durum araştırılması yapılması halinde bu miktarda çek keşide edilmesini gerektirecek bir ticari iş içerisinde olmayacağının görüleceğini, takibe konu çekin kambiyo senedi özelliği taşımadığını, zira çekin hem keşidecisinin hem de lehtarının müvekkili olduğunu, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden çekin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ve bu çeke dayalı olarak kambiyo takibi yapılamayacağını iddia etmiş, davalı vekili davaya cevabında, kambiyo senedinin asıl borç ilişkisinden mücerret olduğunu, davacının iddialarını yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen sebeplere dayalı olarak istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nin 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Takibe ve davaya konu çek fotokopisinin incelenmesinde; çekin … … … Şubesine ait … nolu 20/11/2018 düzenleme tarihli 300.000,00.TL bedelli çek olduğu, davacı … tarafından yine kendi adına düzenlendiği ve … tarafından davalı …’ye ciro edildiği, çekin 21/11/2018 tarihinde ödeme için bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız kaşesinin vurulduğu anlaşılmıştır.
Kambiyo senedine karşı açılan menfi tespit davasında borçlu olmadığını ispat yükü bunu iddia eden davacı taraftadır. Davacı yan iddiasını senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı belge ile ispatlamak zorunda olup, davacı tarafından buna ilişkin yazılı bir belge de sunulmamıştır. Her ne kadar davacı yan bildirilen tanıkların dinlenmediğini ve davalı hakkında sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmadığını iddia etse de, senede karşı senetle ispat kuralı ve davalının tanık dinlenmesine açık muvafakatının bulunmaması nedeniyle davacı yanın tanıkların dinlenmediğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmediği gibi, sosyal ekonomik durum araştırması yapılmasının da sonuca bir etkisi bulunmadığından davacı yanın bu istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Öte yandan davacı taraf ceza soruşturmasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtip mahkeme kararının kaldırılmasını istemiş ise de, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, şikayetçisinin davacı … şüphelisinin, dava dışı … olduğu, davacının şüpheli hakkında tefecilik ve bedelsiz kalan çeki kullanma suçlarında şikayette bulunduğu ve soruşturmanın devam ettiği ancak davalının soruşturma dosyasının tarafı olmadığı anlaşılmış olup, bu haliyle davalı hakkında davaya konu çek hakkında başlatılan bir soruşturma ve ceza dosyası bulunmadığından davacı yanın ilgili soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili, mahkemece çek üzerinde imza incelemesi yapılmadığını ileri sürüp mahkeme kararının kaldırılmasını istemiş ise de, davacının gerek dava dilekçesinde gerekse cevaba cevap dilekçesinde ve hatta istinaf dilekçesinde çekteki imzaların davacıya ait olmadığına yönelik bir iddiasının olmadığı, salt dava dilekçesinde delil olarak imza incelemesi yazılmış olmasının mahkemece resen imza incelemesi yapılmasını gerektirmediğinden davacı yanın imza incelemesi yapılması gerektiğine yönelik istinaf sebebi de haklı görülmemiştir.
Öte yandan davacı vekili, dava dilekçesinde her türlü yasal delil demek suretiyle yemin delilline de dayandıkları halde mahkemece yemin tekliflerinin kabul görmediğini iddia etse de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kululu’nun 03.03.2017 tarih ve 2015/… E., 2017/… K.sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça açıkça yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi gerektiği, açıkça yemin deliline dayanılmadığı takdirde, tarafın yemin teklif etme hakkının bulunmadığı, davacı veya davalının “sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller” gibi ibareleri kullanmış olması yemin deliline açıkça dayanmış olduğu biçiminde yorumlanamayacağından davacı vekilinin yemine ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan her ne kadar davacı yan, çeki keşide eden ve lehtarın aynı kişi yani davacı olduğunu, bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden takibe konu çekin kambiyo vasfı taşımadığını iddia etse de, TTK’de bononun aksine keşidecinin kendi adına çek düzenlemesine engel bulunmadığından davacı yanın bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince davanın esastan reddine karar verildiğinden, mahkemece davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde HMK ve AAÜT hükümlerine bir aykırılık bulunmamaktadır.
İİK’nin 72/4 maddesine göre, davalı lehine tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece verilip uygulanan bir ihtiyati tedbir kararı bulunması, başka bir ifade ile tedbir nedeniyle alacaklının alacağını geç alması nedeniyle zarara uğramış olması gerekli olup, somut olayda mahkemece davacının tedbir talebi tensiple kabul edilmiş ise de, teminatı yatırılmak suretiyle uygulanmış bir tedbir kararı bulunmadığından, bu haliyle İİK’nin 72/4 maddesindeki tazminat şartları oluşmadığından ilk derece mahkemesince davalı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu istinaf sebebi yerinde görülerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek esas hakkında ispat edilemeyen davanın reddine ve şartları bulunmadığından davalı yanın tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
…-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
…-6100 sayılı HMK’nin 353/…-b-… maddesi gereğince … …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yeniden hüküm kurulmasına,
a)-Davanın REDDİNE,
b)-Şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin REDDİNE,

c)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 5.123,25.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.943,35.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
d)-6100 sayılı HMK’nin 326/… maddesi gereğince davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
e)-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap olunan 45.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
…-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40.TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE,
…-6100 sayılı HMK’nin 326/… maddesi gereğince 18,50.TL tebligat gideri ve 43,00.TL posta gideri ve 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 210,10.TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nin 330. maddesi gereğince inceleme dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca peşin alınan ve kullanılmayan gider avansının ilk derece mahkemesine İADESİNE,
5-HMK’nin 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır