Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1153 E. 2023/506 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1153
KARAR NO : 2023/506
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI : 2016/… Esas, 2020/… Karar

DAVACI : … TCK NO:…
VEKİLİ : Av. …,
DAVALI : … – TCK NO:…, …
VEKİLLERİ : Av. …, …
Av. …,
DAVA : Menfi Tespit- Tapu İptali ve Tescil-İstirdat-Tebligatın Geçersizliği
ADANA 1. AHM ‘NİN BİRLEŞEN 2019/… ESAS SAYILI DOSYASI
DAVACI : … – (T.C.Kimlik No:…)
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSUNU
DEVREDEN DAVALI : 1- … – (T.C.Kimlik No:…)

VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSUNU
DEVRALAN DAVALI : 2- … -( TC. …)

DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
YAZIM TARİHİ :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas ve 2020/… karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili asıl davadaki dava dilekçesinde özetle; Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında başlatılan takibin dayanağı senette müvekkilinin kefil olarak gösterildiğini, ancak imzanın kendisine ait olmadığını, hiçbir şekilde senedi imzalamadığını, maliki olduğu evin ihale ile satıldığını sonradan öğrendiğini, müvekkilinin alacaklı görünen kişiyi tanımadığını, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı şikayet üzerine 2016/… sayılı dosyada soruşturma başlatıldığını, icra dosyasında müvekkiline gönderilen tebligatların tamamının usulsüz olduğunu belirterek müvekkilinin Adana 4. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, müvekkiline ait iken icra dosyasında yapılan ihale ile satışı gerçekleştirilen Adana ili, Yüreğir ilçesi, … nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde satış neticesinde icra dosyasına yatırılan paranın faizleri ile birlikte alacaklıdan istirdatına, tebligatların usulsüz yapıldığının tespitine, taşınmazın kaydına devredilmemesi için tedbir uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davacısı dava dilekçesinde özetle; asıl davadakine benzer olgu ve sebeplere dayanılmış, Adana 4. İcra Dairesi’nin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda müvekkiline ait Adana ili, Yüreğir ilçesi, … nolu bağımsız bölümün davalı … tarafından satın alındığını, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı adına oluşan kaydın yolsuz tescile dayandığını belirterek tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde değerinin faizleri ile birlikte tahsiline, taşınmazın el değiştirmesi halinde aynı şekilde karar verilmesine, taşınmazın devredilmemesi ve tahliye edilmemesi, rehnedilmemesi ve kredi çekilmemesi için teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazı icra dosyasında yapılan ihale sonucunda satın aldığını, ihalenin kesinleştiğini ve müvekkili adına tescil edildiğini, ihalenin feshi davasının reddine karar verildiğini, açılan davanın hakkaniyetle örtüşmediğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı … duruşmaya katılarak; …’ı 2, 3 yıldır tanıdığını, araba alım satımından kaynaklanan alacağına karşılık davaya konu taşınmazı devraldığını, tapuya gittiklerinde devre engel olmadığını ve tedbir bulunmadığını beyan etmeleri üzerine taşınmazı satın aldığını, davayı kabul etmediğini belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; takip dayanağı senetteki imzanın davacıya ait olmadığı, bu imzaların oğlu ve senette asıl borçlu görünen … tarafından atıldığı, kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sabit olup, ceza ve soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporlarında da imzanın davacıya ait olmadığının belirtildiği, esasen davalı …’ında aksine bir iddia ve savunmasının bulunmadığı, imza inkarı kıymetli evrağın sahte olarak düzenlendiği iddiası olup mutlak def’ i niteliğinde olduğu, senet üzerindeki herkese karşı ileri sürülebileceği, asıl davadaki menfi tespite yönelik talebin yerinde görüldüğü, asıl dava tarihi itibariyle taşınmazın … adına kayıtlı olmadığı, esasen bu kişinin taşınmaza hiçbir zaman malik olmadığı, tapu iptali ve tescil davalarının taşınmaz malikine yöneltilmesi gerektiği gözetilerek, asıl davadaki tapu iptali ve tescil talebinin reddine birleşen davada, tapu iptali talebinin kabul edilerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi nedeniyle asıl davadaki istirdat talebi de yerinde görülmediği, aksi halde davacının sebepsiz zenginleşeceği konusunda kuşku bulunmadığı, icra dosyasında yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti ancak icra mahkemesinde ileri sürülebilecek iddialar olduğu, bu davada değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu senette davacı kefil, davalı ise lehtar durumunda olup arada ciranta bulunmadığından, normal şartlar altında davalı …’ın imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabul edilebileceği, kambiyo senetleri keşideci ve lehtar arasında kural olarak birlikte hazır olmaları ile düzenlenip imza altına alındığı, avalistin de senedin düzenlenme anında orada olduğunun kabulünün karine olduğu, ancak Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/… esas ve 2018/… karar sayılı kararı ve dosyasında yapılan araştırma ve özellikle keşideci …’ın beyanlarına göre; lehtarın Bursa’da, davacının ise Adana ‘da ikamet ettiği, takip konusu senedi davacının oğlu … düzenleyerek hem kendi yerine hemde babasının yerine imzalayarak lehtara verdiği, lehtar …’ın beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, gerek ceza dosyası içeriği gerekse mahkeme dosyası içeriğinden davalının kötü niyetli olduğu, imzanın kefile ait olmadığını bildiği konusunda delilin bulunmadığı, bu sebeple davacının kötü niyet tazminatı talebinin yerinde görülmediği, birleşen dava bakımından ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023. maddesinde, tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan 3. kişinin bu kazanımı korunur hükmünün bulunduğu, TMK’nin 1024/1. Maddesinde ise; bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz, denildiği 08.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararı gereğince; kötü niyet iddiası def’i değil itiraz olup, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi ve mahkemece de kendiliğinden (resen) nazara alınması gerektiği, TMK’nin 1023. maddesinden, yolsuz tescil işlemine taraf olan şahısların yararlanamayacağı, bu hususun aynı Kanun’un 1024. maddesinde açıkça belirtildiği, keza tescilin hukuki eksikliği düzeltmeyeceği, fakat bu eksikliği bilmeyen 3.şahıs yerine tasarruf yetkisinin temin edileceği, başka bir ifadeyle, kanunda düzenlenen prensipten yalnızca iyi niyetli 3. kişilerin yararlanacağı, 3. şahıs ise, kütükteki yanlış bir tescil ile ilgisi bulunmayan kişi olduğu, bir başka anlatımla, yolsuz tescil işlemine taraf olarak katılmamış kişi olduğu, bu vasıftaki 3. kişinin sicile güven ilkesinden, ancak ayni hak iktisap ederken yararlanacağı, her ne kadar tapu kaydındaki tescilin sehven kaldırıldığı sırada davalı …’a devir yapıldığı bildirilmiş ise de, kayıtta “davalıdır” şerhi bulunmadığı, bu şerhin devir sırasında da devam ettiği, bu durumda ikinci el konumundaki son kayıt malikinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlamayacağı gözetilerek birleşen dava yönünden, tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne davanın terditli olarak açıldığı ve asıl talebin kabulüne karar verildiğinden 2. sıradaki talep yönünden karar verilmesine yer olmadığı karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davada davalılar aleyhine taşınmazların tahliye vs işlemleri nedini ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, kötü niyet tazminatı talebinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, usulsüz tebligatının tespiti talebinin reddi kararları yönünden, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılması gerektiğini, davalının önce müvekkillerini hasım göstermeden takip açtığını, sonrasında yeni bir takip başlattığını, bu davalının imzanın müvekkiline ait olmadığını bildiğini ancak buna rağmen takip yaptığını ortaya koyduğunu, davalının son celse beyanlarına göre birbirlerini tanıyabileceklerinin ortada olduğunu, davalının durumu bilerek bu işlemleri yaptığını, davalının kötü niyetli olduğunu, dava dilekçesindeki 15-16-….-19’da yer alan tebligatların usulsüz olduğunu, hiçbir işlemden müvekkilinin haberdar olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazı ihale ile aldığını, davacının açtığı davaların ve taşınmazı teslim etmesi nedeni ile müvekkilinin bu süreçte borçlandığından ve bunları ödeyemediğinden taşınmazı diğer davalıya ocak 2019’ta sattığını, müvekkilinin taşınmazı cebri icradan aldığını bu nedenle 3. kişi olduğunu, alacaklı ve borçlu ile bağının bulunmadığını, onların çekişmesinden menfaatinin de bulunmadığını, ihale alıcısının kötü niyetli olduğuna nasıl kanaat getirdiğini anlamadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/10321 esas ve 2011/382 karar sayılı kararında taşınmazı alan kişinin alacağına mahsuben alan kişi olduğunu, müvekkilinin iktisabının ihaleye dayalı olduğunu, yolsuz olmadığını, müvekkili yönünden yolsuz tescilden söz edilebilmesi için ihaleye fesat karıştırılması gerektiğini, ihalenin feshi davası açıldığını, reddedildiğini ve kesinleştiğini, ihalenin feshine ilişkin kararın maddi anlamda kesin hüküm olduğunu, mahkemenin tebligatlara hiç bakmadığını, sadece davacı ile davalı alacaklı arasında borç olup olmadığına baktığını ve bundan hareketle tüm icra işleminden yapılan işlemlerin yolsuz olduğuna karar verildiğini, mahkemece istirdat davasının kabul edilmesi gerektiğini, menfi tespit ve tapu iptali talebinin kabul edildiğini, yerel mahkemece usul kurallarının alt üst edildiğini, senet borçlusunun davacının oğlu olduğunu, senetlerin boruna karşılık diğer davalıya verildiğini, buna itiraz etmediklerini, alacaklının aynı zamanda borçlunun akrabası olduğunu, alacaklının ihale bedelinden alacağını aldığını, mahkeme kararı ile borçlu taraftan taşınmazı geri alarak borçtan kurtulacağını, mağdur olanın müvekkili olduğunu, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı asil … istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz bedelini ödeyerek aldığını ve iyiniyetli olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, takip dosyası sureti, tapu kayıtları, takibe dayanak bono fotokopisi, tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Asıl dava, icra takibine konu edilen bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit, tapu iptali ve tescil olmaz ise istirdat ve takipte yapılan tebligatların usulsüz olduğunun tespiti; birleşen dava yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmaz değerinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, asıl davada menfi tespit talebinin kabulü ile davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, tapu iptali ve tescil, istirdat ve usulsüz tebligat yapıldığının tespiti taleplerinin reddine, birleşen tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı asıl ve birleşen dava davacısı vekili ile birleşen dava davalısı … vekili ve birleşen dava davalısı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı … tarafından istinaf başvurusu sırasında harçlar eksik yatırıldığından ve muhtıraya rağmen yasal süre içinde harç ikmal edilmediğinden mahkemece 23/07/2020 tarihli ek kararla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşıldığından dairemizce yalnızca davacı vekili ve davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu HMK’nin 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Birleşen dava tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davacı vekili dava dilekçesinde, Adana 4. İcra Dairesi’nin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda müvekkiline ait Adana İli Yüreğir İlçesi … nolu bağımsız bölümün davalı … tarafından ihale ile alındığını, müvekkilinin takip alacaklısına herhangi bir borcunun bulunmadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, icra takibinde yapılan tebligatların tamamının usulsüz olduğunu, davalı adına oluşan kaydın yolsuz tescile dayandığını belirterek işbu davayı açmıştır.
İlk derece mahkemesince birleşen dava bakımından yapılan değerlendirmede; TMK’nin 1023. maddesinden, yolsuz tescil işlemine taraf olan şahısların yararlanamayacağını, bu hususun aynı kanunun 1024.maddesinde açıkça belirtildiğini, keza tescilin hukuki eksikliği düzeltmeyeceğini, fakat bu eksikliği bilmeyen 3.şahıs yerine tasarruf yetkisi temin edeceğini, başka bir ifadeyle, kanunda düzenlenen prensipten yalnızca iyi niyetli 3.kişiler yararlanabileceğini, 3.şahısın ise, kütükteki yanlış bir tescil ile ilgisi bulunmayan kişi olduğunu, bir başka anlatımla, yolsuz tescil işlemine taraf olarak katılmamış bir kişi olması gerektiği, ancak bu vasıftaki 3.kişinin sicile güven ilkesinden, ancak ayni hak iktisap ederken yararlanabileceğini, davalı … ise ihaleye katılan sıfatını taşıdığını ve iktisapta üçüncü kişi sayılmasına olanak olmadığını, ilk el durumunda olduğunu ve yolsuz tescille edinen kişinin Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle (Yargıtay 1. HD. 2014/15791 E. 2016/5823 K. 2008/1862 E. 2008/4536 K. , HGK 2011/1-321 E. 2011/382 K.) birleşen davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, asıl davaya konu icra takibinin dayanağını teşkil eden bonodaki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiş, taraflarca buna yönelik bir istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Her ne kadar mahkemece birleşen dava yönünden yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Yargıtay ilamlarına göre, davalı …’ın 3.kişi olmadığı ve TMK’nin 1023.maddesinden yararlanamayacağı peşin olarak kabul edilmiş ise de, davalı … icra takibinin tarafı olmadığı gibi, takibe konu bonoda da bir sıfatı bulunmamaktadır. …, dava konusu taşınmazı alacağına mahsuben alan bir kişi olmayıp, ihaleye katılan üçüncü bir kişidir.
Bu durumda, birleşen dava davalısı …’ın icra takibinin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olmadığını bilmesi ya da usulsüz yapıldığı iddia olunan tebligatlara bir katkısının olması durumlarında onun adına oluşan sicilin yolsuzluğundan bahsedilebilecektir. Bu hal sicilin illiliği prensibinin bir sonucudur. Aksi takdirde ihale alıcısının diğer davalının içinde bulunduğu işlemlere bir dahlinin (katkısının) bulunmaması halinde onun bakımından sicilin dayanaksızlığından söz edilemeyecektir. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2019 tarih ve 2019/948 Esas, 2019/4072 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
İlk derece mahkemesince, yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm deliller toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı …’ın üçüncü kişi sayılamayacağı ve Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle başkaca bir değerlendirme yapılmadan tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanıp değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nin 353/1-a-6 maddesi uyarınca, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının yeniden yargılama için mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas ve 2020/… karar sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… esas ve 2020/… karar sayılı kararının HMK.’nin 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
b-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 1.885,31.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalı …’a İADESİNE,
5)-İstinaf edenler tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İstinaf incelemesi dosya üzerinden yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 18/07/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır