Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1099 E. 2022/1522 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1099 – 2022/1522
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1099
KARAR NO : 2022/1522
KARAR TARİHİ : 26/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2020
NUMARASI : 2019/… ESAS-2020/… KARAR
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
Av.
Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin dava dışı … Et ve Et Ürünleri…Ltd. Şti. Ve … ile yanında çalışan …’in davalının temin etmiş olduğu karkas et ticaretinden dolayı borcun 350.000,00.TL’lik kısmına söz ile kefil olduğunu ve şifahi olarak kefilliği nedeniyle davalının kendisinin ve yeğenleri ve evlatlarının müvekkilinin evini ve işyerini basması üzerine iki adet ipotek tesis ettirdiğini bir 350.000,00.TL’lik senet ile davaya konu bu 200.000,00.TL’lik senedi verdiğini, daha sonra 350.000,00.TL’lik ipoteklerden birinin fek edildiğini, 350.000,00.TL’lik senedin ise peyder pey ödendiğini, müvekkilinin ölüm tehditleri aldığını, tüm bu ipoteklerin ve senetlerin ve hatta davaya konu 200.000,00.TL’lik senedin bu öldürme tehdidi nedeniyle verildiğini, müvekkilinin hiçbir borcu olmadığını ama kendisinin veya aile bireylerinin canının korkusundan böyle bir senet verdiğini, bir günlük senet olmayacağını, muhtemel bir-iki bin TL’lik bir senet için bir günlük bir senet yazabileceğini ama tüm mal varlığın ipotek altında iken borcun olmayan bir parayı ödemek için neyin var neyin yok iken satmakta iken bir günlük senedin 200.000,00.TL gibi yüksek meblağ için bir günlük senet verilmeyeceğini, daha ilginç olan senedin nakden düzenlendiğini, zorla bir senet alındığı ve bu senedin davalı tarafından istediği gibi doldurulduğunu, nasılsa bir alacağı olmamasına rağmen senet metnine nakden yazıldığını, alış-verişten doğan alacağın tehditle işyerini ve evini basarak müvekkilinden almaya kalkıştığını, hak ve hukuk var ise bu duruma bir yerde dur demek zamanı geldiğini, bu nedenli işbu davanın açıldığını, Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esasında haksız şekilde devam etmekte olan takibin hangi aşamada ise o aşamada tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin bu icra takibine konu 21/09/2014 tanzim ve 22/09/2014 vade tarihli 200.000,00.TL’lik bu senet nedeniyle davalıya bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın, haksız ve hukuki dayanakdan yoksun olduğunu ve zamanaşımına uğradığını, dava konusu icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin davacının kızı …’e 08.10.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı tarafından şikayette bulunulan soruşturma dosyasında yersiz ve dayanaksız olduğundan takipsizlik kararı verildiğini, davacı tarafça benzer iddialar ile Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… esas sayılı dosyası ile ipotek takibine dair öne sürerek menfi tespit davacı açıldığını ve dosyanın kesinleştiğini belirterek derdestlik, zamanaşımı itirazında bulunmuş, müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere kötü nöyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı ile; takibe konu bono hakkında 29.09.2014 tarihinde kambiyo takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 08.10.2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, en geç 08.10.2015 tarihine kadar TBK 39 gereğince bono hakkında korkutma nedeniyle dava açabilecek iken davacının ….06.2017 tarihinde dava açtığı, dava konusu bono korkutma nedeniyle verilmiş olsa bile TBK m.39 gereğince süresinde dava açılmadığı, kaldı ki dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanlarından da bononun korkutularak alındığının ispat edilemediği bilakis senedin rızaen verildiğinin beyan edildiği, bununla birlikte dava konusu bononun teminaten verildiği iddia edilmiş ise de, bononun teminaten verildiği HMK 200 ve devamı maddeleri gereğince senetle ispat zorunluluğu kapsamında yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekirken davacının teminaten bono alındığı yönünde yazılı bir belge sunamadığı anlaşılmakla davanın reddine, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmediği ve davacının kötü niyetli dava açtığı da ispat olunamadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda kararın kaldırılması gerektiğini şöyle ki, mahkemenin müvekkilinin gereken sürede korkutularak senedin alınması ile ilgili bir yıllık süreyi geçirdiği iddiası teknik olarak doğru olsa da hukuken kabul edilemeyeceğini, aslolan korkutma fiilinin başladığı yani senedin alındığı tarih değil, korkutma fiilinin sonlandığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiğini, korkutma fiili devam eder iken müvekkilinden senedin iadesini talep etmesinin ya da bu durumla ilgili hukuki yollara başvurmasının beklenemeyeceğini, tanık beyanlarında açıkça tehdidin yapıldığı, müvekkilinin akrabalarının evine gelindiği, bu sebeple başkaca senet ve para ödeme taahhüdünde bulunulduğu, bu konuyla ilgili suç duyurusunda bulunulmasına rağmen tanıkların bu konuda beyanda bulunmadıkları gerekçesine yer verildiğini, bu durumun da hukuka aykırı olmakla tanık delilinin açıkça mahkeme tarafından doğru değerlendirilmediğini, davalı tarafından dava görülür iken kendilerine müvekkilinin borcu olduğunu beyan etmelerine rağmen, borcu bulunmayan müvekkilinin damadı ve oğlundan da arabalarını aldıklarını ayrıca onlara da senet imzalattıklarını, onlardan da ödeme aldıklarının ortada olduğunu, başkaca bir delil başlangıcı da bu davaya konu senedin 1 gün vadeli oluşudur, ayrıca bu senette nakden ibaresi de yer aldığını yani bu durumda davalının taşınmazlarına ipotek koyduğu ve borcunu tahsil edemediği müvekkiline bir gün vadeli 200.000,00.TL verdiği anlamına geldiğini bu durumun kabul edilemeyeceğini, ibraz edilen delillerin gerekçeli kararda değerlendirilmemiş olması ve bir yıllık sürenin korkutma fiilinin başlangıcı değil de bitişinin değerlendirilerek hesaba katılması gerektiğini, mevcut deliler ışığında senette irade sakatlığına neden olan fiilin etkilerinin hukuki yollara başvurulduğu esnada da devam etmesi, hak düşürücü sürenin fiilin etkilerinin ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağı hususlarının da dikkate alınarak mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının dava konusu senedi davacıdan aldığını, davacının dava konusu senet bedeli bakımından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, davacının kasap olduğunu, davalının ise canlı hayvan yetiştirmekte olduğunu, alacağına karşılık olarak söz konusu bononun alındığını, 4 yıl sonra bononun zorla alındığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Adana 1. İcra Müdürlüğü’nün 2014/… Esas sayılı takip dosyasına konu evrakların incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 200.000,00.TL miktarlı, 21/09/2014 tanzim tarihli, 22/09/2014 vade tarihli senet borcuna dayalı icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/… sayılı soruşturma dosyanın incelenmesinden müştekilerin … ve … olduğu, şüphelilerin …, … ve … olduğu, müşteki …’in 28.03.2017 tarihli ifadesinde dava konusu 200.000,00.TL bedelli senedin teminat olarak istendiğini belirttiği, soruşturma sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
TBK’nun 39.maddesi, ‘Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.’ şeklindedir.
Dava konusu senedin düzenleme tarihinin 21.09.2014 olduğu, takip tarihinin 29.09.2014 olduğu, iş bu dava tarihinin ….06.2017 olduğu, davacının bononun düzenlenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı bulunmadığına dair suç duyurusunda bulunmadığı gibi dava da açmadığı, korkunun ortadan kaldırılmasından sonra suç durusunda bulunduklarına dair davacı vekilinin savunmalarının gerçekçi olmadığı gibi, suç duyurusu üzerine yapılan soruşturma sonucu kovuşturma yer olmadığına karar verildiği ve davacının dava konusu bononun zorla alındığını ispat edemediği anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu senette yer alan imzaya bir itirazının olmadığı, senedin zorla alındığının da ispat edilemediği, tüm bu durumlar karşısında ispat yükünün davacıda olduğu, senet bedeli nazara alındığında, tanıkla ispatının mümkün olmadığı, davacının senet bedeli kadar borçlu olmadığını yazılı deliller ile ispat edemediği anlaşılarak, davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih ve 2019/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 7036 sayılı Kanunun 7’nci maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361’inci maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 26/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır