Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1095 E. 2022/1603 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1095 – 2022/1603
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1095
KARAR NO : 2022/1603
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2019
NUMARASI : 2019/… ESAS-2019/… KARAR
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 1-
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 25.09.2017

Birleşen Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyasında;

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı … vekili dava dilekçesi ile: … ile …, … ve …’inde hazır olduğu bir ortamda protokoldür başlığı altında bir anlaşma yaptıklarını, protokoldür başlığı altında düzenlenen sözleşmenin 10 maddeden ibaret olduğu, …’in Adana İli … parselde kayıtlı villayı …’ye satacağını, …’nin villanın karşılığı olarak …’a 300.000,00.TL miktarlı bedeli malen yazılı bir senet verdiğini, senedi … ve …’in de imzaladığını, …’un villanın tapusunu …’ye vermediğini, senedi Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, …’un 300.000,00.TL miktarlı senedi … ve …’den tahsil ettiğini, … ile …’in müvekkiline karşı kötü niyetli olarak işbirliği yaptıklarını, … ile …’un, …’yi kandırdıklarını, davalı … ile davalı …’ün Adana ili, … Parselde kayıtlı villayı 300.000,00.TL bedelle …’ye haricen satmalarına ve 300.000,00.TL miktarlı senedi satış bedeli olarak almalarına rağmen vilların tapusunu …’ye tapuda vermediklerini, …’un elindeki iş bu senede sonradan … ismini de ilave ettiğini ve senedi Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2008/… Esas sayılı dosyasından takibe koyduğunu, davalı …’ün müvekkilinden alacağının olmadığını, …’in de müvekkiline kefil olmadığını, …’in de hile ile 300.000,00.TL bedelli senedin davalı …’e verilmesine sebep olan kişi olduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkili …’nin davalı …’a borçlu olmadığına karar verilmesini, davalı …’ün sonradan … isminin sonradan senede yazdırıldığının tespitine, davalı …’ün davalı … ile kötü niyetli iş birliği yaptığının tespiti ile karar altına alınmasına, davalarının kabulü ile yargılama ve avukat ücretinin davalı …’e yükletilmesine ve davalı …’ün %20 inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı … vekili dava dilekçesi ile; davacı müvekkilinin hazır olduğu bir ortamda …’in, …’ye mülkiyeti davalı … …’a ait … Parsel numaralı taşınmazın satışı ile ilgili protokol yapıldığını ve bu satışla ilgili 300.000,00.TL …’nin asıl borçlu olduğu müvekkilinin kefil olduğu senet imza edilerek teslim edildiğini, daha sonra ise … …’ur bu taşınmazı …’ye devretmekten vazgeçtiğini ancak imzalanan senedi teslim etmediğini, kötü niyetli hareket eden davalı … …’un taşınmazı devretme karşılığı aldığı senedi Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini ve takip neticesinde kefil olan müvekkili …’e ait … parselde kayıtlı 29.30.31.32.33.34.35.36.37.38.39.40.41 bağımsız bölümlerin ihale yolu ile satıldığını, …’nin Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası ile … …’a karşı Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı icra dosyasının takip dayanağı senetle ilgili menfi tespit davası açarak icra takibinin iptalini istediğini öğrendiklerini, …’nin açmış olduğu menfi tespit davasının lehine sonuçlanması durumunda davacı müvekkilinin iş bu icra takibinden dolayı zarar görmüş olduğu ve bu zararında giderilmesi zorunluluğunun ortaya çıkmış olacağı, prtokole uymayarak kendine düşen edimi yerine getirmeyen ve evin devri karşılığında almış olduğu senedi geri vermeyerek icra takip dosyası yapan ve neticesinde kefil durumunda bulunan müvekkilinin taşınmazlarının ve adına kayıtlı araçlarının keşif tarihinden itibaren kiralama bedellerinin tespit edilerek faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesi ile: davacının dava dilekçesinde öne sürmüş olduğu hususların gerçeği yansıtmadığını, daha önce dava dışı … tarafından Adana 3. ATM’nin 2011/… Esas sayılı dosyası ile aynı vakıalar ve taleplerle aynı kambiyo senedi hakkında menfi tespit davası açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini ve kararın 26.12.2012 tarihinde kesinleştiğini, Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün dosyası ile takibe konulan bonoda “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydı bulunduğunu, bu durumun aksinin ispatının davacı tarafa ait olduğunu, davacı tarafın senetteki kaydın aksini yazılı belge ile ispatlayacak delil sunmadığı, davacı tarafın dava dışı bir takım şahıslar fikir ve işbirliği içerisinde farklı tarihlerde farklı mahkemelerde dava konusunu ve dava türünü değiştirmek kaydıyla aynı vakıaları öne sürerek müvekkili aleyhine dava açtığını beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/… Esas, 2019/… sayılı kararı ile; davalı … … (…)ın 08.05.2008 tarihli protokolde taraf olmadığı ancak protokol gereğince adına kayıtlı … parselde bulunan villa mahiyetindeki taşınmazını protokolde ismi geçen … adına satış suretiyle devrettiği, ancak kendisine protokol gereğince satış vaadi sözleşmesi yapılmadığı, herhangi bir taşınmazın devredilmediği, protokol gereğince davalı tarafça üzerine düşen yükümlülüğün yerine getirildiğinin anlaşıldığı, söz konusu taşınmazın devri nedeni ile asıl ve birleşen dava dosyası davacılarından bono aldığı, söz konusu bononun protokol gereğince yapılması planlanılan inşaat işi yapılmaması nedeni ile takibe konularak birleşen dava davacısı …’in adına kayıtlı taşınmazların satışı suretiyle tahsil edildiği, davacı tarafından tanık deliline dayanılmış ise de, dava değeri 300.000,00.TL gösterilmiş olmakla ancak yazılı delil ile ispatı gereken hususların tanıkla ispat edilemeyeceği , tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, birleşen dava davacısı …’in ve …’in Adana Asliye Ticaret 3. Mahkemesi’nin 2011/… Esas ve 2012/… Karar sayılı ilamıyla tarafları ve konusu aynı olan menfi tespit davası açtığı söz konusu davanın reddine karar verilerek kesinleştiği, birleşen dava yönünden HMK’nun 114/1-i maddesi gereğince kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, asıl dava yönünden davalı olarak gösterilen … ile …’in takip konusu bonoda alacaklı sıfatının bulunmadığı, bu cihetle pasif husumetlerinin de bulunmadığı, bu davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … … yönünden ise takip konusu bononun miktarı itibariyle senette ispat zorunluluğu kapsamında kaldığı, dava konusu edilen bononun malen kaydı ile tanzim edildiği ve alacaklı davalının bu kaydı tâlil etmediği, bonodaki bu kayıt nedeni ile malın teslim edildiğinin aksini, davacının yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davacının malın teslim edilmediğini yazılı belge ile ispat edemediği, dava değerinin senette ispat zorunluluğu kapsamında kaldığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesi ile asıl dava yönünden, davalılar … ve … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … … yönünden reddine, birleşen dava yönünden, davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı … vekili istinaf talebi ile; müvekkili … ile … ve … …’un forleks dairesinin satışı konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya göre …’nin … …’a 300.000.TL bedelli senet vereceğini, … …’un forleks binasını senet ödendiği zaman …’ye devir edeceğini, … protokol hükümlerini yerine getirmek için, para temin etme gayretinde iken, … …’un 300.000,00.TL miktarlı senede vade tarihi atarak, Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, … …, Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı dosyasında …’in bir çok taşınmazını satmış ise de müvekkilinden tahsilat yapamadığını, fakat Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün dosyası halen açık olduğu için müvekkilinin icra tehdidi altında olduğunu, bu yüzden işbu davayı açtıklarını, … Serbes’in 08/05/2008 tarihli protokolde üstelendiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve 300.000,00.TL miktarlı senetten dolayı müvekkili …’nin, …’a borcu olmadığını, dava konusu olayda mahkeme ile aynı gün ve aynı saatte yapılan protokol ile işbu protokole bağlı senet arasında irtibat kuramadığını, mahkemenin … … ile … Serbes’in kötü niyetli işbirliği yaptıklarını araştırmadığını, mahkemenin 08/05/2008 tarihli protokol hükümlerinin yerine getirilip, getirilmediğini araştırmadığını, mahkemenin gerekli delilleri toplamadığını, bu nedenlerle yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasına devam edilmesini, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili istinaf talebi ile; Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.10.2019 tarihli 2019/… Esas 2019/… Karar Sayılı kararı ile eksik inceleme ve değerlendirme sonucu müvekkil aleyhine haksız ve hukaka aykırı olarak karar verildiğini, İcra takibine konu edilen senedin 08.05.2005 tarihli protokolün eki olduğu konusu olduğunu, senedin tanzim tarihi ve protokolün tanzim tarihi aynı tarih olduğunu, senette alacaklı ve borçlu olarak gözüken kişiler ile protokolde bulunan ve protokol sonra yapılan/yapılmayan kişiler arasında da açık seçik bağların mevcut olduğunu, protokolde yazılı edimler karşılıklı yerine getirilmediği için senet hükümsüz kaldığını, bu nedenle takip dayanağı senet karşığılığı ifa edilmediğinden gerçek anlamda borç doğmadığını, alacaklıya müvekkilinin borcu olmadığını, özellikle takip dayanağı senet tarihi ile düzenlenen protokol tarihi aynı olduğunu, bu senette yer alan … imzasının müvekkilin imzası olup olmadığı net olmadığını, bu konuda da talepleri olduğu halde araştırma yapılmadığını, Vakıflar Bankası’nda ipotek belgeleri gelseydi villanın 2/3’nün … …’un borcu olduğunu, borcun da senet ve protokol tarihinden önceye ait olduğunu, …’in ipoteği kapatıp kendi adına tekrar ipotekli kredi çektiği ve çekilen kredinin tamamının villanın değerinde fazla olduğunu, bu noktada … … ve …’in müşterek hareket ettikleri ortaya çıkacağını, senet tarihi, protokol tarihi, ipotek tarihi ve tapu devir tarihleri dikkatle incelendiğinde borcun … ile ilgili olmadığı ortaya çıkacağını, dosyada tanıklar dinlenmediğini, yazılı beyanları da dikkate alınmadığını, mahkemece kesin hüküm sebebiyle bu şekilde bir karar verilmişse de kesin hüküm sayılan dava senede dayalı borcun olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davası olduğunu, asıl dava … tarafından açılan protokole dayalı inançlı işlemler ve güvene dayalı açılan menfi tespit davası olduğunu, birleşen dava ise tazminat davası olduğunu, bu sebeple kesin hüküm söz konusu olmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesine ve davanın kabulüne kararı verilmesine, istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse, hükmün kaldırılarak dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı asil … istinaf dilekçesinde özetle; davacının senede dayalı menfi tespit davasını temyiz edecek parasının bulunmadığını, protokol tarihi ile senet tarihinin aynı olduğunu, senetteki … imzasının kendi imzası olup olmadığını halen hatırlamadığını, senedi düzenleyenin … ve … olduğunu, …’un … …’un eşi olduğunu, … Limited Şirketi’nin ortağı olduğunu , ortaklığı belgeleyen şirket ortaklık hissesi taleplerinin dikkate alınmadığını, ipotek yazılarının mahkeme tarafından bankadan istenmediğini, ipotek yazılarının illiyet bağını ortaya çıkaracağını, illiyet bağını çözme taleplerinin dikkate alınmadığını, senet tarihi protokol tarihi, bankadan ipotek borç tarihleri tapu devir tarihleri dikkate edildiğinde borcun … ile ilgili olmadığının ortaya çıkacağını, dosyadaki şahitlerin yazılı beyanlarının dikkate alınmadığını, …’in bir önceki borca dayalı davasında dosyanın Yargıtay’a gitmediğini, …’in mahkeme kararını temyiz edecek parası kalmadığını, temyiz edemediğini …’in bu dosyada tazminat davası kısmında olduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/… Esas, 2019/… karar sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)” talebine ilişkindir.
Asıl dosyada davacı … vekili dava dilekçesi ile, protokol başlıklı bir sözleşme yapıldığını, sözleşme ile …’in tapuda … … adına kayıtlı Adana İli … parselde kayıtlı taşınmazı davacıya satılacağı konusunda anlaşıldığını, davacı ve … ve … tarafından imzalanan 300.000,00.TL bedelli senedi … …’e verildiğini, … …’in senedi Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğu ve senet bedelini … ve …’den tahsil ettiğini, senedin alınmış olmasına rağmen taşınmazın davacıya devredilmediğini ileri sürerek takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı … dava dilekçesi ile, Adana İli Çukurova İlçesi … Parseldeki taşınmazın satışına ilişkin protokol yapıldığını, bu satışla ilgili 300.000,00.TL bedelli asıl borçlusu … olan kefili davacı … olan senedin … …’a teslim edildiğini, taşınmazın devredilmediğini, senedinde iade edilmeyerek icra takibine konulduğunu, icra takibi neticesinde davacıya ait taşınmazların satıldığını, …’nin takibe konu senet nedeniyle menfi tespit davası açtığını öğrendiklerini … tarafından açılan menfi tespit davasının lehine sonuçlaması halinde davacının da icra takibi dolayısı ile zarar gördüğünün ve bu zararın giderilmesi zorunluluğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek taşınmazların ve araçlarının bedellerinin ve taşınmaz ve araçların kiralama bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince asıl dava ve birleşen dava yönünden davaların reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacılar tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Adana İcra 6. Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde; takip alacaklısı … … tarafından takip borçluları …, … ve … hakkında 300.000,00.TL asıl alacak 2.219,18.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 302.219,18.TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağının 08.05.2008 tanzim tarihli 14.07.2008 vade tarihli 300.000,00.TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.11.2012 Tarih 2011/… Esas 2012/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılar … ve … tarafından davalı … … hakkında Adana İcra 6. Müdürlüğünün 2008/… Esas sayılı takip dayanağı bonodan kaynaklı borcunun bulunmadığı ileri sürülerek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonunda bononun malen kaydı ile düzenlendiği, davalı alacaklı tarafça bu kaydın talil edilmediği, buna göre malın teslim edildiğinin karine olduğu, senetteki kaydın aksinin yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafça yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan 08.05.2008 tarihli protokolün incelenmesinde, … ile … arasında düzenlendiği, protokolün üçüncü maddesinin “başlangıçta ilk olarak tapu kaydı … parselde bulunan … … adına kayıtlı Fourleks dairenin tapu devri … adına yapılacaktır ” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait ise de, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği, ispat yükü tekrar davacı- borçlu tarafa geçmektedir. Kambiyo senetleri illeten mücerret olup, senet borçlusu tarafından, senedin gerçek bir borç ilişkisini göstermediği, senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ispatlanmalıdır.
Somut olayda davacı tarafından takibe ve davaya konu bononun düzenlenen protokol gereğince taşınmazın davacıya satışı için taşınmaz karşılığı olarak verildiği ancak taşınmazın satışının gerçekleştirilmediğini, bu nedenle bonodan kaynaklı borçlu olmadığını ileri sürülmekte olup dosya kapsamında bulunan protokolde taşınmazın tapu devrinin … adına yapılacağının belirtildiği, protokolde davalı … …’in taraf olarak yer almadığı, dava konusu senedin lehtarı olduğu, bu durumda davacı tarafından taşınmazın devrinin kendi adına yapılmaması nedeniyle takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığı iddia edilmiş ise de davacının bu iddiasını HMK’nin 201.maddesince yazılı belgelerle ispatlamak zorunda olduğu, davacı tarafından iddiasını ispata yarar yazılı bir delil de sunulmadığı, ilk derece mahkemesince davalı … … yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden dava konusu bonoda alacaklı sıfatlarının bulunmaması karşısında pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

Davacı … vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114/1-i. maddesi uyarınca; dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır. Bu nedenledir ki kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de; davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir.
Somut olayda, davacı … tarafından Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/… Esas sayılı dosyası ile davalı … … hakkında Adana 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/… Esas sayılı takip dayanağı bonodan kaynaklı borcunun bulunmadığı ileri sürülerek borçlu olmadığının tespiti talepli dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği anlaşılmış olup davacının bu defa davalı … … hakkında protokole uymadığı, taşınmazı devretme karşılığı aldığı senedi kötü niyetli olarak takibe koyduğu, davacının araçları ve taşınmazlarının satılmasına sebebiyet vererek haksız kazanç elde ettiği, …’nin menfi tespit davası açtığı bu davanın lehe sonuçlanması halinde icra takibinden dolayı zarar gördüğünün ortaya çıkacağı iddiası ile dava açtığı, dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş itibari ile senet nedeniyle keşideci asıl borçlu ve dolayısı ile davacının borçlu olmadığı, bundan dolayı taşınmazları ve araçların satışı ile davalıya takip borcunun ödenmesinden kaynaklı zarar edildiği iddiasına dayanılmakta olup, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasında ve iş bu dosyada senet nedeniyle borçlu olunmadığının iddia edildiği ve dosya taraflarının aynı olduğu bu durumda mahkemece Adana Asliye Ticaret 3. Mahkemesi’nin 2011/… Esas sayılı bonodan kaynaklı menfi tespit davasının kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/12/2019 tarih ve 2019/… Esas, 2019/… sayılı kararına karşı davacılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2)-a)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacı …’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacı …’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır