Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1085 E. 2022/1593 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1085
KARAR NO : 2022/1593
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2018/… ESAS-2020/… KARAR

DAVACI : … – TC Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … –

: 2- … – TC Kimlik No: … …
VEKİLİ : Av. … –
DAHİLİ DAVALI : … TC Kimlik No:

VEKİLİ :
DAVA : Pay Devrinin Geçersizliğinin Tespiti

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı hissedarı olduğu davalı … Petrol Ürünleri Ltd. Şti.’ndeki 5.000,00 TL değerindeki 200 payını zorluktan babası …’e duyduğu güven nedeniyle geçici olarak babaya usulen devri konusunda anlaşma yapıldığını, davacının geçmişte şahsi hiçbir borcu olmadığı halde kötüniyetli borçluların borç tuzağına düştüğünü, kötüniyetli kişilerden kurtuluncaya kadar petrol istasyonu şirketindeki payın baba üzerine geçirilmesine sonradan geri verilmek üzere anlaşmaya varıldığını, icra takibi ile payın haczedildiğini, davacının payının 24.04.2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile baba … tarafından 22.800,61.TL’ye satın alınarak davacının ortaklıktan çıkarıldığını, davalı … Pet. Ltd. Şti’nin de Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/… Esas ve 2006/… Karar sayılı dava dosyasında söz konusu işlemin muvazalı olduğunu ikrar ettiğini, Eski TTK’ya göre şahsi borca dayalı olarak limited şirketin payının doğrudan haczedilemeyip sadece kar ve tasfiye payına haciz konulduğunu bu sebeple doğrudan geçersiz bir pay haczi ile müvekkilinin ortaklıktan çıkartılmasının yasaya aykırı butlanla geçersiz olduğunu, öte yandan baba …’ün sağlığını kaybederek kısıtlanması sonrasında bu payların davalı …’e geçtiğini, vesayet makamının izni alınmadan yapılan bu işlemin geçersiz olduğunu, böylece davacı tarafın, mafyalaşmış alacaklılardan payını korumak isterken davalı kardeşe kaptırdığı ileri sürülerek 24.06.2006 tarih 19 sayılı ve 20.12.2012 tarih 25 sayılı ortaklar kurulu kararlarının iptaline davalı şirketin 200 payının davacı adına tesciline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesinde dava konusu payın değeri eksik gösterildiğini, 24.04.2006 tarihinde icra dosyasına ödenen paranın 22.800,21 TL olduğunu, bu miktar üzerinden harcın yatırılması gerektiğini, Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2004/… Esas sayılı dosya borcundan alacaklılar tarafından şirket hissesine haciz konulduğunu, daha sonra Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/… Esas sayılı dosyası ile şirketin tasfiyesine ilişkin dava açıldığını, borçlu davacının hissesinin 24.04.2006 tarihli şirket ortakları kararı ile bilirkişiler tarafından belirlenmiş bulunan 22.800,61 YTL miktarlı hisse bedeli icra takip dosyasına ödemesi yapılarak şirket ortaklığından çıkartıldığını, talepleri zamanaşımına uğradığını, bu şekilde şirket fesih ve tasfiyeden kurtulabildiğini, davacının babasının o dönemde davacının pek çok borcunu ödemek zorunda kaldığını, 21 Şubat 2012 tarihinde yapılan şirket ortakları toplantısında …’ün kendisine ait hisselerinin …’e devir edilmesi için …’e görev ve yetki verildiğini, bu işlem için alınmış olan kararın altına da …’ün kendisinin imza attığını, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar Sayılı Kararı ile; davacı taraf ilk iki inançlı/muvazaalı işlem iddiasıyla ilgili hiçbir delil sunmadığını, bu iki işlemde davacının taraf olarak yer aldığı, gerek icra takibi, gerek hisse devir işlemi senede/belgeye dayalı olduğundan muvazaa/inanç iddiasının senetle ispatlanması gerektiği. davacı tarafın bu anlamda ispat yükümlüğünü yerine getirmediğini, bundan ayrı olarak işlemlerin yapıldığı tarihte yürülükte olan 6762 sayılı TTK 536/3 ve 381/1 maddeleri uyarınca davacı tarafın, ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin 24.04.2006 tarih 19 sayılı şirket ortaklar kurulu kararına karşı karar tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde iptal isteminde bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; Öncelikle ilk derece mahkemesince verilen karar da şirket ortaklar kurulu kararına karşı karar tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde iptal isteminde bulunulmadığı için davanın reddine hükmedildiğini, ancak ortada ortaklar kurulu kararı iptali davasına dair yargılama söz konusu olmadığını, çünkü dava konusu uyuşmazlık “pay devrinin geçersizliğinin tespiti” olup, yargılama konusu tespite ilişkin olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın müvekkili adına düzenlenmiş olan çekin tahsili amacıyla icra yoluna başvurulması ile başladığını, icra takibi neticesinde Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2004/… sayılı dosya kapsamındaki alacaklı borcun tahsili amacıyla …’ün, … Pet. Ltd. Şti.’deki payı üzerine haciz konulduğunu, ardından ise 12/08/2005 tarihinde şirketin feshi istemli dava açıldığını, takip konusu kıymetli evraktaki borçlu müvekkil … olmakla birlikte takibe ilişkin borç şirketin borcu olduğunu, … Pet. Ltd. Şti. Aile şirketi olup ortakların kardeş olmasından kaynaklı şirket borçları ve yahut şahıs borçları kaynaşmış olup şirket borcu için …’ün şahsi çeki kullanıldığını, ancak borç nedeni ile şirkete karşı fesih istemli dava açılmasına bağlı olarak da aile şirketi olan … Pet. Ltd. Şti. ortaklarından müvekkil … ve … aralarında inançlı işlem gerçekleştirdiklerini, bu işlem ile hedeflenen şirketin feshine neden olacak takip konusu kıymetli evraktaki borçlu olan …’ ün şirket ile olan bağını keserek şirketi fesihten kurtarmak olduğunu, bu hususun karşı tarafı olan … bu işlem yapıldığı tarihte temyiz kudretine sahip olmaktayken dava konusu uyuşmazlığın gerçekleştiği tarihte temyiz yetisini kaybetmiş olup kızı … kendisine vasi olarak tayin edildiğini, ilk derece mahkemesince iddialarının senetle ispatlamanın gereken muvazaa inanç iddianın ispatlanmadığının ileri sürüldüğünü, ancak inanç sözleşmesine dayalı işlem yapan kişilerin baba oğul aralarında birbirlerine duydukları güvenden kaynaklı olarak yazılı bir şekilde gerçekleştirilmediğini, buna dayalı olarak ellerinde yazılı bir ispat aracı bulunmadığını, fakat hayatın olağan akışı içerisinde olay ele alındığı zaman olayların oluş şekli davalı tarafça da kabul edildiği üzere şirket lehine olarak çözüm bulmak adına gerçekleşmiş muvazaalı bir işlemi ifade ettiğini, takip konusu alacaklı … Pet. Ltd. Şti. ile iş ilişkisinde bulunduğunun açıkça ortada olduğunu, bu nedenlerle Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini veya hükmün tamamen kaldırılmasını, dava konusu pay devrinin geçersizliğinin tespit edilerek sözleşme konusu hakkının müvekkile geri verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas, 2020/… Karar Sayılı sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, limited şirket ortaklar kurulu kararlarına ilişkin hisse devirlerinin geçersizliğinin tespiti ve davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin hissedarı olduğunu, borcu olmamasına rağmen yapılan icra takibi ile payına haciz konulduğunu, alacaklılardan kurtuluncaya kadar sonradan geri verilmek üzere payın babası …’ün üzerine geçirilmesi konusunda anlaştıklarını, şirket payının babası tarafından alınarak ortaklar kurulu kararı ile davacının ortaklıktan çıkartıldığını, daha sonra kısıtlı baba … adına görünen bu payın vesayet makamından izin almadan davacının kardeşi … adına geçirildiğini ileri sürerek 24.06.2006 tarih 19 nolu ve 20.02.2012 tarih 25 nolu ortaklar kurulu kararlarına ilişkin hisse devirlerinin geçersizliğinin tespiti ile davacının davalı şirketteki 200 paylık 5.000.TL değerindeki hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, davalılar ise davacının babası ile anlaşma yaptığı ve hisselerin anlaşmalı olarak devredildiği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, yapılan işlemlerin usule uygun olarak yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

İlk derece mahkemesince alınan 11.07.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/… Esas sayılı dosyasında davacı …’ün ortaklıktan çıkartılmasına neden teşkil eden çek borcunun gerçek borç olarak kabul gördüğü, buna bağlı olarak da baba …’ün davacının 200 hissesine karşılık olarak 22.800,61.TL borcunu ödemek suretiyle davacı …’ün 200 pay karşılığı 22.800,61.TL bedelli şirket hissesinin 6762 Kanun 523/4 maddesine göre esas sermayesinin ekseriyetini temsil eden ortakların sayısı itibari ile ekseriyeti aleyhinde takip yapılan ortağın ortaya koymuş olduğu sermayesinin gerçek bedelini alarak şirketten çıkartılmasına karar verilmiş olduğu, davacının davalı şirket ile hukuki bağının tamamen kalktığı, …’ün bu payı …’e devrettiği, işlem ehliyetinin bulunmadığı devrin geçersizliği ileri sürülmüş ise de davacının bu iddiayı ileri sürebilmesinin davayı bu yönüyle açmasının sıfat yokluğu nedeni ile mümkün görülmediği, ilk hisse devrinin 24.04.2006 tarihi olduğundan defter kayıtları zaman aşımı nedeniyle ibraz edilmediğinden şirket kayıtlarına göre yapılmasının mümkün olmadığı, Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20005/… Esas sayılı dosyasında yaptırılan rayiç bedele göre davacının payının 24.04.2006 tarihi itibari ile davalı şirketteki 200 pay karşılığı 22.800,61.TL olarak belirlendiği, ikinci hisse devrinin yapıldığı 21.02.2012 tarih itibari ile hisse bedeline isabet eden payın bu tarih itibari ile 314.909,95.TL olarak hesaplandığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/… Esas, 2006/… Karar sayılı ilamının incelenmesinde davacı … tarafından davalı … Pet. Ltd. Şti. aleyhine 12.08.2005 tarihinde şirketin feshi istemli dava açıldığı, dava dilekçesinden …’ün Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2004/… sayılı dosyası ile takibe konulan borcu ödemediği, şirketteki hissesinin haczedildiğini ileri sürülerek şirketin feshi talep edildiği, yargılama sırasında borçlu …’ün hissesine düşen % 10 payına karşılık gelen şirket öz varlık tutarının 22.800,61.TL olarak belirlendiği, davalı şirket ortaklarından … tarafından TTK 523/4 maddesinde düzenlenen şekilde …’ün hissesinin satın alındığı ve …’ün şirket ortaklığından çıkarıldığı, hissenin rayiç bedeli takip dosyasına yatırıldığından, davacının davalı şirketten talep edebileceği tutarın icra takip dosyasına yatırıldığından, dava konusunu oluşturan …’ün şirketteki hissesi kalmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, şirketin ortaklar kurulu tarafından 24.04.2006 tarih 19 sayılı karar ile şirket ortağı …’ün sahibi olduğu 200 payın Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2005/… esas sayılı dosyasında belirlenen 22.800,61.TL rayiç değerinin şirket ortaklarından … tarafından Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün 2004/… sayılı dosyasına yatırılması suretiyle …’ün TTK 523/4. maddesi uyarınca ortaklıktan çıkarılmasına ve payının …’e devrine karar verildiği, … ait 500 payın …’e devredildiği, ortaklar kurulunun 20.02.2012 tarih 25 sayılı kararı ile devre onay verildiği, davacı tarafından Adana 7. İcra Müdürlüğü’nün takibe konu borcunun davacının borcu olmadığı ve davacı …’e ait hissenin …’e devrine ilişkin işlemin alacaklılardan kurtulmak için, geri verilmek üzere gerçekleştirildiğinin ileri sürüldüğü, bu durumda davacının, takibe konu borcun davacının borcu olmadığı ve davacının hisse devir işleminin geri verilmek üzere verildiğine ilişkin ispat yükünün davacıda olduğu, davacının belirtilen işlemlerin tarafı olduğundan iddiasını ancak yazılı delille ispat edebileceği, davacının dosyaya bu nitelikte bir yazılı ve kesin delil sunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2020 tarih ve 2018/… Esas, 2020/… Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 .TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce YAPILMASINA,
Dair, dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda oy birliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 bendi gereğince aynı kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 28/12/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır