Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1047 E. 2022/1356 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1047
KARAR NO : 2022/1356
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : 2017/… ESAS 2019/… KARAR
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …- İnönü Cad. Orduevi Karşısı Günep Plaza K.4 No:403 Seyhan/ ADANA
DAVALI : … -…- …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/11/2022

Adana 3.Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… esas 2019/… karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı … ile müvekkili … İnşaat İlet. Yapı. Malz.San.ve Tic. Ltd. Şti. ticari iş gereği bono karşılığı anlaşma yaptığını, müvekkilinin 30.06.2017 vade tarihli 7.000,00.TL ve 31.08.2017 vadeli 7.000,00.TL bedelli olmak üzere toplam 14.000,00.TL tutarındaki bonolara karşılık gelen tutarı ödemiş olmasına rağmen mal teslimi gerçekleşmediğini, mal tesliminin gerçekleşmemesi nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete borcu olmadığının tespiti ile ödemiş olduğu iki adet toplam 14.000,00.TL’nin ticari en yüksek faizi ile taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap beyanında bulunmadığı görüldü.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “davacı tarafından davalıya verilen menfi tespite konu edilen senetlerin davacının defter kayıtlarında olmadığı, davacı şirket tarafından ilgili senet tutarı olan 14.000,00.TL’nin ödendiği, fakat bu ödemelerin defter kayıtlarına işlenmediği ve yapılan incelemede davalı tarafça davacı şirkete fatura düzenlenmesi veya mal teslimi ile ilgili olarak herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı belirtildiği, davacının davaya konu olayda önce taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve bonoların bu ilişki kapsamında bedelsiz kaldığını yazılı delil ile ispat etmesinin gerektiği, Davacı defterlerindeki kayıtların davalı defterlerindeki kayıtlarla teyit edilmediği sürece bu hususların tek başına ispatı açısından delil olma niteliği bulunmadığı (6100 sayılı HMK madde 222) 6100 sayılı HMK 201 maddesi uyarınca dava konusu alacağın miktarına göre davacı tarafın bu ispat yükümlüğünü yazılı belge ile yerine getirmesi gerektiği, davacının bu iddiasını ispatlar nitelikte herhangi bir yazılı delil ibraz edilmediği, davacı defterlerinin iddianın ispatı yönünde tek başına yeterli olmadığı tüm dosya kapsamında davacının bonolar nedeniyle borçlu olmadığı hususunun ispat edilmediği, davacı tarafın başkaca bir delile de davanmadığı anlaşılmakla bu nedenle davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında ticari iş gereğince bono karşılığı mal alım-satım ve teslimi karşılığı anlaşma yapıldığını ve bono düzenlendiğini, müvekkili şirket bonolara karşılık gelen 14.000,00.TL tutarı davalı tarafa ödemesine rağmen, davalının malları teslim etmediğini, davalı tarafça davacı şirkete fatura düzenlenmesi veya mal teslimi ile ilgili olarak herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmadığının bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini ancak ilk derece mahkemesince araştırılmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davasıdır.
Davacı tarafından, dava konusu bonoların, davalıdan satın alınan mallara karşılık düzenlenerek davalıya verildiği, ancak davalı tarafından mal teslimi yapılmadığı, bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığı iddia edilerek, davalı şirkete borcu olmadığının tespiti ile ödenen 14.000,00.TL bono bedelinin davalıdan tahsili talip edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava konusu 09/11/2016 keşide tarihli, 7.000,00.TL bedelli bonoların keşidecisinin davacı, alacaklısının davalı olduğu, bonolar üzerinde malen kaydının yer aldığı, davacı tarafından bonolardaki imzaya itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dava, bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü alacaklıya ait ise de, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği, ispat yükü tekrar davacı- borçlu tarafa geçmektedir. Kambiyo senetleri illeten mücerret olup, senet borçlusu tarafından, senedin gerçek bir borç ilişkisini göstermediği, senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ispatlanmalıdır.
Somut olayda, davacı tarafından bonolara konu malların teslim edilmediği ileri sürülmekte olup, malen kaydının, malın bononun düzenlendiği anda teslim edildiğine karine oluşturduğu, bu nedenle davacının bu karinenin aksini, yani malın teslim edilmediğini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından, dava konusu bonodaki imzaların inkar edilmediği, malların teslim edilmediğine dair yazılı belge de ibraz sunulmadığı, keşidecinin bonoların bedelsiz olduğunu usulüne uygun deliller ile ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından bu hususu ispatlar nitelikte delil ibraz edilmediği, davacının ticari defterlerinde, dava konusu bonoların ve bu bonolar nedeniyle yapıldığı iddia olunan ödemelere ilişkin kayıt bulunmadığı gibi, davalıdan satın alınan mallara ilişkin fatura veya mal teslimine ilişkin kayıt da bulunmadığı, ispat yükü kendisine düşen davacının, borcun olmadığı yönündeki iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, bu nedenle, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin ise yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelere, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 107.090,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi.29/11/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır