Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/910 E. 2021/1155 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/910
KARAR NO : 2021/1155
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : Esas, Karar

DAVACI : … –

VEKİLLERİ : Av. …

Av. …

DAVALILAR : 1-… -TCK NO:…,
2-… – TCK NO:…

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … – TCK NO:…
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, duruşmalı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar arasında imzalanmış bulunan Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkili bankanın davalı-borçlulardan 6.354.069,33.TL alacaklı bulunduğunu, borçların ödenmemesi üzerine …. tarihinde Adana 12. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, borçluların temerrüde düşürülerek borcun muaccel hale geldiğini, haklarında Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerinde takibin durduruğunu belirterek davalı borçluların Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl borçlu … Tekstil A.Ş.’nin takip tarihi itibari ile talep edilen miktar kadar borcunun bulunmadığını, teminat amacıyla verilen ve bankaca tahsil olunan çek bedellerinin düşülmeksizin takip başlatıldığını, teslim olunan çeklerin bir kısmının icra takibi öncesinde tahsil olduğunu, tahsil olunan çek bedellerinin alacak miktarından düşülmeksizin takibin başlatıldığını, çeklerin kalan kısmının davacı tarafça dava tarihi itibari ile tahsil olunmaya devam edildiğini, borcun rehinle temin edildiğini, İİK’nın 45. maddesince rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabileceğini, mevcut takibin ilamsız olduğunu ve iptali gerektiğini, bankanın temerrüt faizi olarak talep ettiği tutarın fahiş ve anlaşılmaz bir miktar olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; Tüm davalıların takiple birlikte temerrüde düştüğü, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre bankanın takip tarihinde talep edebileceği asıl alacağın 5.789.145,00.TL, işlemiş faizin 4.441,72.TL ve BSMV’nin 222,09.TL olmasına rağmen takip talebinde sadece asıl alacak kaleminde 6.343.629,33.TL istendiği, işlemiş faiz ve BSMV talebinde bulunulmadığı, somut olayda TTK’nın 8. Maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakimin tarafların talebiyle bağlı olduğu, talepten başkasına karar veremeyecek olması nedeniyle işlemiş faiz ve BSMV’ye hükmedilmediği, asıl alacak isteminin ise yapılan hesaplamaya göre kısmen kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede bankaya, iade edilmeyen çek yaprakları için garanti tutarının depo edilmesini kefillerden talep etme hakkı tanındığına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 5.789.145,00 TL asıl alacak için devamına, fazlaya ilişkin ve depo isteminin reddine karar verilmiştir.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece bilirkişi raporunun esas alınarak takibin 5.789.145,00.TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazları dikkate alınmadan ve gerekçesi açıklanmadan karar verildiğini, bilirkişice kredi tarihinden ilk taksit tarihine kadar akdi faizin hesaplanmadığını, üçer aylık dönemlerdeki faizin anaparaya eklenmesine dair hakkın dikkate alınmadığını, davalıların … tarihi itibari ile 5.789.145,00.TL kredi kullandıklarını, akdi faiz başlangıç tarihinin kredinin verilme tarihi olduğunu, eksik inceleme neticesinde asıl alacak miktarlarının 5.789.145,00.TL olarak tespit edildiğini, yaklaşık 13 aylık faizin göz ardı edildiğini ve hesaba dahil edilmediğini ileri sürerek reddedilen hüküm kısmının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davacının baştan beri fazla alacak talebinde bulunduğunu, davacı bankanın kötü niyetle asıl alacağı yüksek gösterdiğini, yerel mahkemenin sehven yazdığı son taksit tarihini suistimal ederek gerçek dışı alacak kalemi oluşturmaya çalıştığını ileri sürerek davacının istinaf başvurusunun reddine, kötüniyetli davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, takip dosyası, banka tarafından sunulan kayıt ve belgeler, ilk derece mahkemesince ve dairemizce alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunun açık, denetime elverişli ve hüküm kurmak için yeterli olmaması nedeniyle dairemizce duruşma açılarak bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarihli raporunu dosyaya sunmuş, rapor Dairemizce taraflara tebliğ edilerek tarafların rapora karşı beyan ve itirazları alınmıştır.
Davacı banka ile dava dışı … Tekstil..A.Ş.arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmeleri, Genel Kredi Sözleşmeleri ve Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığı ve şirket ortağı olan davalıların sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı noktasında bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlık ödenmeyen kredi borcu nedeniyle davacının davalı kefillerden ne miktarda alacak talep edebileceği, hesabın kat tarihine kadar işlemiş faiz alacağının asıl alacağa eklenmek suretiyle icra takibi başlatılıp başlatılamayacağı, kefil olan davalılardan iade edilmeyen çek yaprakları için depo talep edilip edilemeyeceği ve davanın reddedilen kısmına yönelik olarak davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Adana 12. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin incelenmesinde; kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın … tarihinde kat edildiği, bu tarih itibariyle toplam borcun 6.343.629,33.TL olduğu belirtilip, ihtarname tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte 1 gün içinde ödenmesinin istenildiği anlaşılmıştır.
Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı bankanın dava dışı borçlu şirket ve davalı kefiller hakkında 6.343.629,33.TL asıl alacak için ve iade edilmeyen çekler için 10.440,00.TL depo talebinde bulunduğu, davalıların itirazları üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalılar vekili ilk derece mahkemesi kararını yalnızca davalılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf etmiş olup, İİK’nın 67.maddesinin 2.fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm uyarınca, alacaklının kötüniyet tazminatına mahkûm edilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerekli olup, alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu davalı borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Davalı borçlular tarafından davacının kötüniyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden davalılar vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacı yan takipte nakdi alacak yanında 8 adet çek yaprağı için depo talebinde bulunmuştur. Kefillerin depo talebinden sorumlu tutulabilmeleri için kefaletlerine dayanak teşkil edilen sözleşmelerde bu konuda açık hüküm olması gerekli olup, sözleşmelerde kefillerin iade edilmeyen çeklere ilişkin depo talebinden sorumlu olduklarına dair açık bir hüküm bulunmadığından, ilk derece mahkemesince bu talebin reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Davacı yan icra takibinde, nakdi alacak olarak yalnızca 6.343.629,33.TL asıl alacak talep etmiş, işlemiş faiz talebinde bulunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporu doğrultusunda takibe yapılan itirazın 5.789.145,00.TL asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. Davalı tarafın, ilk derece mahkemesince kabulüne karar verilen alacağın daha düşük olduğuna yönelik bir istinafı da olmamıştır. Dairemizce alınan, açık, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, icra takip tarihi itibari ile davacı bankanın davalılardan 5.386.011,93.TL asıl alacak, 899.464,00.TL işlemiş faiz ve 44.973,13.TL BSMV olmak üzere toplam 6.330.449,13. TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı yan icra takibinde yalnızca asıl alacak yönünden talepte bulunduğundan ve itirazın iptali davası da takibe sıkı sıkıya bağlı olup takipte talep edilmeyen bir konuda karar verilemeyeceğinden, dairemizce alınan … tarihli rapora göre davacının talep edebileceği asıl alacak miktarı 5.386.011,93.TL olarak belirlenmiş ise de, ilk derece mahkemesince bu miktardan daha fazla olmak üzere 5.789.145,00.TL asıl alacak için davanın kabulüne karar verildiğinden ve kabulüne karar verilen miktara yönelik aleyhe istinafta olmadığından, bu nedenle dairemizce ilk derece mahkemesince kabul edilen miktarın altında bir miktara hükmedilmesi mümkün olmadığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 356/2 maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Taraf vekillerinin ilk derece mahkeme kararına yönelik istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-a)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL maktu istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL maktu istinaf karar harcının davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve istinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, A.A.Ü.T İkinci Kısım İkinci Bölüm 17/c maddesi gereğince belirlenen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve istinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, A.A.Ü.T İkinci Kısım İkinci Bölüm 17/c maddesi gereğince belirlenen 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
7-Kararın Dairemizce taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, Davacı vekili Av. … ve davalılar vekili Av. …’in yüzlerine karşı, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1-2 maddeleri gereğince yapılan duruşmalı istinaf yargılaması sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak oy çokluğu ile karar verildi. 12/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

(MUHALİF)

Katip

¸e-imzalıdır
¸e-imzalıdır

AZLIK OYU

Dava, kredi borcuna kefil olan davalılar hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, nakdi alacağa yönelik yapılan itirazın kısmen iptaline, depo talebine yönelik istemin ise reddine karar verildiği, karara karşı davalılar vekili tarafından müvekkilleri lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı vekili tarafından ise davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Dairemizce yukarıda açıklanan gerekçelerle davalılar vekilinin kötüniyet tazminatına ve davacı vekilinin depo talebine yönelik istinaf başvurularının reddine dair verilen karara aynen iştirak etmekle birlikte davacı vekilinin nakdi alacağa yönelik istinaf başvurusunun reddine dair verilen karara katılmamaktayım.
Şöyle ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2018 tarih 2017/19-822 E., 2018/1754 K.sayılı ilamında, “… hesaplama yapılırken Yargıtayın bu konuda koymuş olduğu kurallar çerçevesinde, alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, kat tarihinde bulunan alacağa temerrüt tarihine (kat ihtarının borçluya tebliği ile verilen sürenin sonu) kadar akti faiz ve ferîleri uygulanmalı, temerrüt tarihi itibariyle bulunan akti faiz ve ferîleri kapitalize edilerek temerrüt tarihinde borçlunun sorumlu olacağı asıl alacak tespit edilmelidir. Bu safhadan sonra temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar, daha önce belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri (Kaynak kullanım destekleme fonu hariç) uygulanmalı ve takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak ile birlikte temerrüt faizi miktarı ve ferîleri ayrı ayrı tespit edilmelidir. Bulunacak bu rakam alacaklı bankanın borçludan takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarıdır. Şayet kat tarihi, temerrüt tarihi ve takip tarihi itibariyle hesaplanan bu miktarlar alacaklının taleplerinden fazla ise talep dikkate alınarak miktarlar belirlenmelidir…” alacağın hesaplama yöntemi belirtilmiştir.
Alacaklı banka, kredi borcunun ödenmemesi durumunda, kredi borcuna kat tarihine kadarki dönem için işlemiş akdi faiz ve ferilerini uygulayıp kapitalize etme hakkına sahip olup, somut olayda da davacı, hesap kat ihtarında ve takip talebinde kredi asıl borcu, faiz ve ferileri yönünden bir ayrım yapmadan toplam alacak miktarını belirlemiş ve takipte de bu tutarı asıl alacak olarak talep etmiştir. Dairemizce alınan ve yukarıda belirtilen hesaplama yöntemine göre düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacının davalılardan takip tarihi itibariyle 6.330.449,13.TL alacağı bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin nakdi kredi alacağına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ve itirazın 6.330.449,13.TL yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararına katılmıyorum.


Üye

(MUHALİF)
¸e-imzalıdır