Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2211 E. 2021/1262 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2211 – 2021/1262
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2211
KARAR NO : 2021/1262
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLİ : Av…
DAVALI :
VEKİLİ : Av…
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma İlişkisinden Kaynaklı Fatura Bedelinin Tahsili Talebiyle Başlatılan İcra Takibine Yönelik)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
YAZIM TARİHİ : 09/11/2021

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, … Esas,… Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Mersin 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başladığını, davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davacının uluslararası nakliye işi ile uğramakta olup, yaptığı taşıma sonrasında getirdi malın, müvekkiline ilişkin bir kusur olmamasına karşın beklemesi nedeni ile davalıdan bekleme bedeli talep edilerek, müvekkili tarafından davalıya takip dayanağı olan … tarihli e-fatura gönderildiğini, davalının ise gönderilen e-faturayı, faturaya itiraz için öngörülen yasal süre geçtikten sonra iade ettiğini, bunun üzerine davalı şirkete ihtarname keşide edilerek gönderildiğini, gönderilen ihtarnameye davalı şirket tarafından bir yanıt verilmediğini, davalı tarafça ödeme yapılmaması karşısında faturanın icraya konulduğunu, davalı tarafından ise yetkili icra dairesinin … olduğu ve davacıya borçlu olmadıkları ve takip dayanağı belgelerin taraflarına gönderilmediği ifade edilerek takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalının takip konusu fatura nedeni ile davacı müvekkiline borcu bulunduğunu ayrıca faturayı süresinde iade etmeyen davalının fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını, fatura bedelini ödemeyerek icra takibine de itiraz eden davalının itirazında haksız olması nedeniyle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı şirketin %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, dava ve takibin husumet nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olarak açmış olduğu işbu davanın esastan reddi ile takibin iptaline, davalı müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, işletilin ve talep edilen faiz fahiş olup buna ilişkin itirazların kabulüne, haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle davacının %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. tarih, ….. Esas, …. Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, Mersin 3. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının borçlunun 6300 USD asıl alacak hakkındaki itirazının iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi, masraflar ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili suretiyle takibin devamına, 6300 USD alacak likit nitelikte olduğundan takip tarihinde karşılığı olan 25.893,00.TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatını davalıdan alınarak, davacıya verilmesini, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu subut bulmadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda, yetkiye ilişkin kanun hükümlerine aykırı şekilde karar verildiğini, icra takibine yönelik olarak Mersin İcra Daireleri ve Mahkemeleri yetkisiz olup genel yetki kuralı gereği takibin ve yargılamanın … İcra Dairesinde ve Mahkemesinde açılması gerektiğini, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmadığından dolayı davacı taraf lehine delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını, oysa mahkemece kararda sadece ticari defterleri gerekçe göstererek davanın kabulüne karar verildiğini, halbuki gerekçe olarak gösterilen davacının ticari defterlerinin dahi usulüne uygun tutulmadığını, faturanın düzenlenmesi için gerekli olan şartlar gerçekleşmediğinden salt süresi içinde faturaya itiraz edilmemiş olması veya ticari defterlerde herhangi bir hukuki ilişkiden bahsedilmeksizin salt fatura kaydının bulunmasının davacı tarafın alacaklı olduğuna işaret etmeyeceğini, müvekkili şirketin ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunda davacı adına borç bakiyesi bulunduğundan bahsedilmiş ise de yine aynı raporda görüleceği üzere bu kaydın muhasebe yoğunluğundan kaynaklı olduğu ve akabinde hemen faturaya itiraz edildiğinin belirtilmiş olduğunu, dolayısıyla fatura dışında alacağına ve sebebine ilişkin dosyaya hiçbir bilgi ve belge sunmayan, alacağını ve faturanın düzenlenmesi için gerekli olan hukuki ilişkiyi başkaca kesin delillerle ispatlamayan davacının miktarı tamamen kendi takdirince belirlenen bekleme bedeli adı altında bir alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, bir diğer hususun ise icra inkar tazminatına hükmedilmesi olduğunu, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi için yasal koşullar gerçekleşmediğini, alacağı sebebi ve hukuki veya ticari ilişki ispat edilemediğini, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini ve davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas,….. Karar sayılı dosyası.
Mersin 3. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “İtirazın İptali (Taşıma İlişkisinden Kaynaklı Fatura Bedelinin Tahsili Talebiyle Başlatılan İcra Takibine Yönelik)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının nakliyecilik yaptığını, davacının davalıya ait malı İran Ülkesinden Mersin iline getirdiğini, bekleme bedeli olarak fatura kesilerek davalıya gönderildiğini, davalının süresi geçtikten sonra faturayı iade ettiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, bu nedenlerle icra takibi başlattıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuş olup, ilk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği ve iş bu karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Mersin 3. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı …….Ltd. Şti. tarafından borçlu … Kimyevi……Tic. A.Ş. aleyhine …… tarihli fatura bedeline yönelik 6.300,00 USD asıl alacak ve 26,93 USD İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 6.326,93 USD alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, borçlunun borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine ….. tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
CMR 1/1 maddesi uyarınca yükleme yeri ve teslim yeri farklı ülkeler olması nedeniyle CMR hükümleri uygulacaktır.
CMR 31/1-B maddesi uyarınca malın teslim yeri mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiş olup somut dosyamızda Mersin İcra Dairesi ve Mahkemelerinin yetkili olduğu davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Diğer bir anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması yani faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. Maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.
Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir.
Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 21. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır. (VUK’nın m.230) Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez.
Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.) (YARGITAY 23. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2015/4473 KARAR NO: 2016/19 kararı bu yöndedir)
Somut dosyamızda CMR belgesinin incelenmesinden taşıyıcının davacı, göndericinin Jam Petrochemical, alıcının ise davalı firma olduğu, sözleşmenin 14.maddesinde navlun bedelinin peşin alındığının belirtildiği, sözleşmenin 15.maddesine göre teslimatta ödenen bedel kısmının boş olduğu anlaşılmış, taşıma sözleşmesinin davacı ve davalı firma arasında kurulmadığı, navlun bedelininde davalı firma tarafından ödenmediği, davalının bu savunmasının aksine davacının dosyaya delil ibraz etmediği, yukarıda belirtilen Yargıtay kararı nazara alındığından davacı ve davalı arasında kurulan bir sözleşme olmadığı tüm bu nedenlerle davalının faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi faturanın kabul edildiği anlamına gelmediği anlaşılmıştır.
Çözümlenmesi gereken sorun dava konusu yükün davalının kusuru nedeniyle araçlarda bekletilip bekletilmediği ve bu bekleme ücretinden dolayı davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir.
Gümrük giriş çıkış kayıtlarının incelenmesinden dava konusu araçların …… tarihinde yurt dışına çıktığı, CMR belgesinin ….. tarihinde düzenlendiği, araçların Türkiye’ye giriş tarihlerinin ……. olduğu, malların ….. de boşaltıldığı anlaşılmış olup, dava konusu araçların yükü İran ülkesinde teslim aldıktan 18 gün sonra ülkeye giriş yaptığı, bu sürenin makul bir süre olmadığı ancak bu gecikmenin davalıdan kaynaklandığının davacı tarafça ispat edilmediği anlaşılarak ilk derece mahkemesince ispatlanamayan davanın reddi yerine kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi ve hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1)-Davalı vekilinin Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. tarih, ….. Esas, ….. Karar sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2)-Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… tarih, ….. Esas, …… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
3)-DAVANIN REDDİNE,
Davacı takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli takip başlattığı hususu ispatlanamadığından davalının tazminat talebinin REDDİNE,
4)-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 59,30.TL karar ve ilam harcının peşin alınan 366,07.TL harçtan mahsubu ile bakiye 306,77.TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6)-Davalı kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.358,00.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf Yargılaması Yönünden;
1)-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.200,00.TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
2)-Davalı tarafça istinaf yargılama gideri olarak yapılan 242,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 40,00.TL posta gideri olmak üzere toplam 282,60.TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca peşin alınan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
4)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince dava değerinin karar tarihi itibarıyla 78.630,00.TL’nin altında kalması sebebiyle kesin olmak üzere 09/11/2021 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır