Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2188 E. 2021/1477 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2188
KARAR NO : 2021/1477
KARAR TARİHİ : 15/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :…
NUMARASI :…
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av..
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av..
Av…
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
YAZIM TARİHİ : ….

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve… Esas, …. Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı … şirketi nezdinde … adına kayıtlı … Mahallesi . Bulv. … Apt. … kat No: … Çukurova adresinde bulunan işyerinde 06/06/2014 tarihinde meydana gelen su baskını nedeniyle işyeri için düzenlenen …. sayılı poliçe kapsamında sigortalıya 30/06/2014 tarihinde 17.882,36.TL ödeme yapıldığı aşırı yağışlar sebebiyle su seviyesinde meydana gelen yükselme, rögar kapağının ve kanalizasyonların yetersiz bakımı ve pisliklerden temizlenmemesi sonucu kanalizasyonlardan geri tepen suların sigortalı iş yerine dolarak hasar meydana getirdiğini, davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini amacıyla davalı idareye yapılan müracaat üzerine davacı şirkete ulaşan cevabi yazı ile talebin karşılanmayacağının belirtildiği bu nedenlerle davanın kabulü ile davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen 17.882,36.TL hasar tazminatının 30/06/2014 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hasar günü büyük bir yağmur yağışının görüldüğünü ve m2 başına 77,6 kg yağış düştüğünü ve ilde doğal afet ilan edildiğini, ekiplerce yapılan incelemede dava konusu olayın olduğu yerde yeterli sayıda yağmur suyu ızgarasının olduğu ve bu ızgaraların faal durumda olduğunu, dava konusu adresin bulunduğu sokaktaki yağmur ızgaralarının hepsinin aynı anda tıkalı olmasının mümkün olmayacağını, sonuç olarak işyerine su girmesi ve bunun sonucunda meydana gelen hasarla ilgili olarak kurumun gerekli özeni gösterdiği ve yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu, hasarın oluşmasında kurumun herhangi bir ihmali ve sorumluluğu bulunmadığını bu nedenle davanın haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı kararı ile; davacı … şirketinin hasar dosyasına mevcut ödeme belgelerine göre sigortalısına 30/06/2014 tarihinde 17.882,36.TL sigorta tazminatı ödediği ekspertiz raporu incelendiğinde hasar hesabına KDV’nin dahil olmadığı dava konusu poliçenin dahili su teminatının poliçede yer verilen tüm menfaat gruplarını kapsadığı, davacı … şirketinin rücu edebileceği tutarın sigortalısına ödendiği tutar ile sınırlı olarak 17.882,36.TL olduğu, yeniden bilirkişi hesabına gerek duyulmayarak mahkememizce re’sen yapılan hesaba göre davalının %70 kusuru oranında 12.517,65.TL sorumluluğunun bulunduğunu, davacının hasar bedelini sigortalısına ödeme yaptığı 30/06/2014 tarihi itibariyle haksız fiil koşullarına göre davalının sorumluluğunun başladığı, davacının rücuen tazminat talep etme koşulları gerçekleştiği tespit ve kanaatine ulaşılarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; kararda itiraz edilen bilirkişi raporu esas alınarak tazminat alacağının %30 oranında kısmen reddedilmesinin hakkaniyete aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan işyerinde meydana gelen su baskını/sel hasarı sebebiyle işyeri için düzenlenen poliçe kapsamında sigortalıya ödeme yapıldığını, aşırı yağışlar sebebiyle su seviyesinde meydana gelen yükselme, rögar kapağının ve kanalizasyonların yetersiz bakımı ve pislikten temizlenmemesi sonucu kanalizasyonlardan geri tepen suları sigortalı işyerine dolarak hasara neden olduğunu, davalı kurumun yağmur sularının uzaklaştırılması konusunda önlem almadığı yetersiz altyapı sebebiyle birçok ev ve işyerinin sular altında kalmasına sebep olduğunu, suların deşarj yönetiminin yalnızcı davalı kurumca yapılabileceği drenaj ile mümkün olduğunu ve bunun da maksimum su seviyesine göre yapılması gerektiği ifade edildiğini, yağış oranının fazla olması idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, hasarın meydana gelmesinde davalı kurumun %100 kusurlu olup davanın tümden kabulü gerekirken kısmen reddedilmesinin maddi gerçeğe ve hakkaniyete aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf talebi ile; müvekkili kurumun bir kusuru bulunmadığını, kararın öncelikle usulden bozularak önceki kararın kaldırılması ve yeniden yapılacak yargılamada davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, meydana gelen hasarın kurumun alt yapı yetersizliğinden kaynaklanmadığını, yağan yağış sonrası Valilik tarafından doğal afet ilan edildiğini, kanalizasyon şebekelerinin işlevlerinin yerine getirdiği rutin bakımlarının yapıldığı ve bu hususla ilgili herhangi bir aksaklığın olmadığının resmi kurum kayıtları ile tespit edildiğini, dosyada yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın eksik evrakları üzerinden dosyanın bilirkişiye gönderilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayan işyerinin faaliyette bulunamayacağı sigortalının kanun emredici hükümlerine aykırı fiilden dolayı zararın teminat altına alınmasını sağlayan sigorta şirketinin sözleşmenin geçerliliğini etkileyecek hususlara ilişkin bir araştırma yapmaksızın sigorta yapmış olması nedeniyle basiretli bir tacir gibi davranmayarak ağır kusurlu ve bundan kaynaklanan zararı da kuruma rücu edemeyeceğini, bu nedenle basiretli bir tacir gibi davranmayarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayan bir yeri sigortalamasından kaynaklanan zararı olayda herhangi bir kusuru bulunmayan davalı kuruma rücu edilemeyeceğini, basiretli bir tacir gibi davranmayarak sigorta yapıyor ise tüm sonuçlara katlanmak zorunda olduğunu, sigorta şirketinin ağır kusurlu ve zarara da katlanmak zorunda olduğunu, bu eksikliklere rağmen dosyada alınan bilirkişi raporlarındaki kusur ve hesapların hukuka ve usule aykırı olduğundan yeniden eksiklikler giderildikten sonra yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, açıklanan tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı kararın esas yönünden bozularak, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Tazminat (Rücuen Tazminat)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, sel nedeniyle dava dışı sigortalının uğradığı zararı karşıladıklarını, rögar kapağının ve kanalizasyonların yetersiz bakımı ve pisliklerden temizlenmemesi sonucu kanalizasyonlardan geri tepen suları sigortalı iş yerine dolarak hasar meydana getirdiğini, davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği iş bu karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1086 sayılı HUMK’un 75/2, 179/3 ve 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesine göre hakim davada uyuşmazlık noktalarını belirlemek ve aydınlatmak zorundadır.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez.
Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
6754 sayılı Yeni bilirkişi kanunu, m.3’te, ,,,, (2) Bilirkişi, raporunda çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz.
(3) Genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz …. ” hususları belirtilmiştir.
Somut olayımızda her ne kadar mahkemece kusur bilirkişisinden rapor alınmış ise de; bilirkişinin harita mühendisi olduğu, bilirkişi tarafından sunulan raporun, dava konusu olayı aydınlatmaya ve dolayısıyla hükme esas almayı elverişli mahiyette olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, olay tarihi olan 06.06.2014 tarihinde dava dışı sigortalı iş yerinin açılış ruhsatının bulunup bulunmadığının ilgili yerlerden sorularak, Adana Valiliğine müzekerre yazılarak 06.06.2014 tarihinde Adana ilinde meydana gelen yağış olayı ile ilgili doğal afet kararı bulunup bulunmadığı, var ise buna ilişkin bilgi ve belgeler istenerek, Adana Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden 06.06.2014 yılından itibaren geriye doğru Adana iline düşen yağış miktarına ilişkin son 10 yıllık veriler istenerek, Adana Büyük Şehir Belediye Başkanlığına ve Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi Müdürlüğü’ne ve ilgili kurum ve kuruluşlara ayrı ayrı müzekkere yazılarak dava konusu olayın meydana geldiği yere ait Su tahliyesi, yol kenarına döşenen rögarlar ve yağış sonrası su tahliyesi ile ilgili tüm plan, proje ve krokiler getirtilmek suretiyle mahallinde; 1 Meteoroloji mühendisi, 1 Makine mühendisi, 1 İnşaat mühendisi, 1 Jeoloji mühendisi ve 1 sigorta konusunda uzman olmak üzere, 5 kişilik bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, olay günü yağan yağmurun afet niteliğinde olup olmadığı, su tahliye sisteminin ve rögar kapaklarının standartlara ve yasal mevzuata uygun olup olmadığı, yağan yağmur sonucu ilgili kurum ve kuruluşların gerekli önlemleri alıp almadığı, gerekli önlem ve tedbirlerin alınmış olması halinde dahi zararın meydana gelip gelemeyeceği, meydana gelen olayda tarafların kusurlarının bulunup bulunmadığı, kusurları var ise kusur oranlarının ne olduğu, meydana gelen zarar miktarının ne kadar olduğu, zararın rücu kapsamında kalıp kalmadığı, dava dışı sigortalı iş yerinin olay tarihi itibariyle ruhsatsız işletilmesi halinde sigorta şirketinin rücu hakkının bulunup bulunmadığı, rücu edilebilecek ise rücuya tabi olan miktarın ne kadar olduğu hususlarında rapor alınarak dosya kapsamındaki tüm deliller ile birlikte değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerekir iken mahkeme tarafından olaya yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak ve tüm deliller toplanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tüm bu nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile, HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak dava dosyasının yeniden yargılama için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-Davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin KABULÜNE,
2)-Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve…. Esas, …. Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a/6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3)-Dosyanın yeninden yargılama için mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4)-Davacı tarafından yatırılan 92,00.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde İADESİNE,
5)-Davalı tarafından yatırılan 214,00.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde İADESİNE,
6)-Davacı ve davalı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderlerinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
7)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır