Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2147 E. 2021/1127 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2147
KARAR NO : 2021/1127
KARAR TARİHİ : 01/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
Av…
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bonodan Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve …. karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu anlaşıldığından dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 4 adet taşınmazın satışı konusunda tapuların satış bedeli üzerinden toplam 207.168,00.TL’ye anlaşma yapıldığını, bu bedelin ödeme şeklinin senet ile yapıldığını ve senetler vadesinde ödendikten sonra tapu devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, bu senet bedellerinin davalı tarafa ödendiğini, bu ödemelerin tamamı yapıldıktan sonra davalı yanın tapu devirlerini yapmaktan sürekli kaçtığını ve müvekkilini dolandırma saiki ile hareket ettiğini, müvekkili tarafından ödenen 150.000,00.TL bedelli senetlerin halen davalının elinde bulunduğunu ileri sürerek davalarının kabulü ile … tanzim,…. vade tarihli, 10.000,00.TL bedelli, … tanzim, …. vade tarihli, 20.000,00.TL bedelli, …… tanzim,…. vade tarihli, 100.000,00.TL bedelli, … tanzim, … vade tarihli, 10.000,00.TL bedelli, …… tanzim, …. vade tarihli, 10.000,00.TL bedelli senetler nedeniyle müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı tarafın….. yılları arasında ticari ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin davacıdan araç alım satımları, taşınmaz alım satımlarından, inşaat yapımından kaynaklı sermaye ve yapılan ortaklıktan kaynaklı alacaklarının bulunduğunu, aralarında sorun çıkması üzerine….. yılında karşılıklı hesaplaşmaya oturduklarını, müvekkilinin 340.000,00.TL alacaklı olduğu hususunda mutabakata vardıklarını, davacı tarafından Adana Pozantı Şubesi’ne ait …… çek numaralı ….. tarihli ve 250.000,00.TL bedelli çek, … Bankası Pozantı Şubesi’ne ait ……. çek numaralı ……. tarihli 90.000,00.TL bedelli çeki müvekkiline verdiğini, bağlarını koparmak için müvekkilinin kendisine ait 4 adet taşınmazı 190.000,00.TL bedelle satmayı teklif ettiğini, bunun üzerine davacının davaya konu 9 adet senet düzenlenerek davacıya verildiğini, müvekkilinin toplamda 190.000,00.TL bedelli 9 adet senedi ve 250.000.00.TL çeki tahsil için …… Bankası Adana/Barkal Şubesi’ne takasa verdiğini, davacının parayı denkleştiremediğini söylemesi üzerine müvekkiline çek ve senetleri takastan almasını rica ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin çek ve senetleri takastan aldığını, bu durumun banka kayıtlarında mevcut olduğunu, davacının müvekkiline 80.000,00.TL ayarlayabildiğini söylediğini, bakiye 170.000,00.TL için …… tarihli 20.000,00.TL bedelli, ….. tarihli, 100.000,00.TL bedelli ve …… tarihli 50.000,00.TL bedelli bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiğini, 250.000,00.TL’lik çeki geri aldığını, çeki almak için verdiği senetler için müvekkilinin hesabına …. tarihli 20.000,00.TL, ….. tarihli 100.000,00.TL ve …. tarihli 50.000,00.TL havaleler çıkartıldığını, senetleri de tanık … …’nun yanında müvekkilinden teslim aldığını, arsa için alınan senetlerin vadesi gelmediğinden davacının gönderdiği havalelerdeki açıklama notunun farkına varmadıklarını, hesaplarındaki havaleleri gördüğünde çek karşılığı almış olduğu senetleri iade ettiğini, davacının ödemelerinin hesaplaşma sonunda çek karşılığı vermiş olduğu senetlere ilişkin olduğunu, ancak davalının vadesi gelmeyen senetleri ileri sürerek dolandırmayı amaçladığını, davacının hesaplama içinde yer alan alacağının yukarıda yazılı parselin şirketine aktarıldığı arsa satışından kaynaklı alacak olduğundan davacının gönderdiği havalelere “arsa karşılığı gönderilmiştir” şeklinde not düşmesinin 4 parselin satışı nedeni ile düzenlenen senetlerin şirketi etkilemeyeceğini, müvekkilinin bakiye 150.000,00.TL alacağının ödenmesini beklerken bu dava ve dolandırıcılık suçlamasıyla itham edilmesinin sonucunda davacı tarafa kendisine ait arazileri satmayı düşünmediğini, davacı tarafın müvekkiline ödemiş olduğu 40.000,00.TL’lik ödemeyi iade etmeye hazır olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; bonolar üzerinde açıkça bedeli …. ada, …, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar içindir ibaresinin yer aldığı, her iki tarafın yargılama sırasındaki beyanlarında bonoların Niğde ili ….. ilçesi ….. Köyü …. mevkii …. ada … parsel, …. parsel, ….. parsel ve … parsel sayılı taşınmazların satış bedeli olarak verildiğinin kabulünde olduğu, menfi tespit davasında senedin bedelsiz kaldığı iddiasının davacı tarafça yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, Niğde ili …. ilçesi …. Köyü …… mevkii …. ada …. parsel,…. parsel,….. parsel ve …. parsel sayılı taşınmazların halen davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğu, davaya konu bonoların taşınmazların satış bedeli olarak davalıya verildiği davalının taşınmazların devrini yapmadığı bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine , davalının tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada bono bedellerinin ödendiği halde bonoların iade edilmediği iddiasıyla borçlu olmadığının tespitinin istendiğini, cevap dilekçesinde bonoların arsalar için verildiğinin kabul edildiğini, ancak ödemelerin 5 adet bono için yapılmadığı, borçlu ilişkisi için ödemeler yapıldığını, bu senetlerle ilgili olmasına rağmen davacının kurnazlık yaptığını ve bu bonolar için yapılmış gibi göstermeye çalıştığının belirtildiğini, gelinen noktada davacının edimini yerine getirmediğini, bu nedenle arsalarını davacıya satmaktan vazgeçtiğini, arsa satışı nedeni ile davacıdan alınan 40.000,00.TL’nin ve uhdesinde bulunan 5 adet bono üzerinde bir hak talebi olmadığından bonoları iadeye hazır olduklarını belirttiklerini, davacının davada bono bedelleri ödendiği dediğinden bono bedelinin ödenip ödenmediği yargılama gideri yönünden önem arz ettiğini, müvekkilinin bonolar yönünden hak talebinin bulunmadığını, alınan 40.000,00.TL’nin iadesi ve 5 adet bonoya iade etmeye hazır olduklarını cevap dilekçesinde bildirdiklerini, HMK’nin 312/2. Maddesi gereğince davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını, davacı tarafın bonoların bedelini ödemesine rağmen arsaların devrinin yapılmadığı sebebi ile ödediğini iddia ettiği meblağların istirdadı için Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, heri iki mahkemeden dosyaların birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini ancak mahkemelerin görev alanının farklı olduğu gerekçesi ile birleştirme kararı verilmediğini, dosyanın yargılamasının halen Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasından yapıldığını, bu dosyadan verilecek karar bu davada davanın kabulü ile birlikte yargılama giderleri ve vekalet ücretinden hangi tarafın sorumlu olduğunun tespiti noktasında önem arz ettiğini, her iki dosyanın birleştirilmesi kararı verilmesi gerekirken ya da dosyanın bekletici mesele yapılması gerekirken aksine yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, ödeme belgeleri, davaya konu bono fotokopileri, tapudan gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, 5 adet bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti davasında ispat yükü davacı tarafta olup, davacı iddiasını HMK’nın 201.maddesine göre yazılı belge ile ispatlamak zorundadır. Somut olayda davaya konu bonoların Niğde ili … ilçesi … Köyü ….. mevkii ….. ada … parsel, …. parsel, ….. parsel ve ….. parsel sayılı taşınmazların devri için davacı tarafından davalıya verildiği bonolar üzerindeki kayıtlardan anlaşıldığı gibi, bu husus tarafların da kabulündedir. İlk Derece Mahkemesince celbedilen tapu kayıtlarından Niğde ili …. ilçesi … Köyü …. mevkii … ada …. parsel, …. parsel, …. parsel ve …… parsel sayılı taşınmazların halen davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmıştır. Bonolar davalıya anılan taşınmazların devri için verilmiş olup, taşınmazların devrinin de yapmadığı, bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi kabulüne karar verilen davada yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması da doğru olmuştur.
Her ne kadar davalı vekili istinaf başvurusunda; cevap dilekçesinde davayı kabul ettiklerini, davacı tarafın bonoların bedelini ödemesine rağmen arsaların devrinin yapılmadığı sebebi ile ödediğini iddia ettiği meblağların istirdadı için Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, her iki dosyanın birleştirilmesi veya bu davanın o dosya sonucunu beklemesi gerektiğini iddia etse de, davalı tarafça cevap dilekçesinde davanın kabulünün istenmediği aksine reddinin savunulduğu, öte yandan davacının davalı hakkında ödediğini iddia ettiği meblağların istirdadı için açtığı dava ile işbu menfi tespit davasının birleştirilmesinin veya bekletici mesele yapılması zorunlu ve gerekli olmadığından davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 10.246,50.TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.562,00.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 7.684,50.TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-Kararın dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 01/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır