Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2140 E. 2021/1580 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2140
KARAR NO : 2021/1580
KARAR TARİHİ : 28/12/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI :…
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ :Av…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
YAZIM TARİHİ : …

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkili aleyhine Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyası ile ……. tanzim 30/12/2014 vade tarihli 150.000,00 USD tutarına senet alacağı nedeni ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu senedin müvekkili tarafından düzenlenmediğini, senetteki hiçbir yazının ve imzanın müvekkiline ait olmadığının yargılama sırasında yapılacak imza incelemesinden anlaşılacağını, davalı tarafından imzası müvekkiline ait olmayan senede dayandırılarak haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığını ve bu takip nedeni ile müvekkilinin oturduğu eve ve araca haciz konulduğunu, müvekkilinin soy ismi farklı öz kardeşi Kemalettin İnanç isimli şahsın müvekkili adına 2007 yılında sahte nüfus cüzdanı çıkarttığı ve hasip cezasına mahkum edildiğini, dava ve takip konusu senedin Kemalettin İnanç tarafından imzalandığı ve görünüşte ciro yoluyla devredildiği ve bu yolla da davalı tarafından icra takibine konu edildiğinden bahisle davalarının kabulüne, müvekkilinin Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin dayanağı olan 25/11/2013 tanzim 30/12/2014 vade tarihli 150.000 USD bedelli senet nedeni ile davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli alacaklı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin dava konusu senette ciranta olduğunu, senedin kendisine diğer ciranta … Nak. Harf. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından aralarındaki ticari ilişkilerden dolayı müvekkiline olan borcuna karşılık bizzat şirket tarafından müvekkiline verdiğini, müvekkilinin senetteki diğer borçlu … ve …. tanımadığını, senet üzerindeki imzanın …’a ait olduğunu, müvekklinin icra takibini başlatmadan önce davacıyla (borçlu) bir çok defa yüz yüze görüştüğünü ve davacının her seferinde ödemek için süreler isteyerek müvekkilini oyaladığını, davacının borcunu ödemediğinde müvekkilinin de mağdur olduğunu ve senedi icra takibine koyduğunu, müvekkilinin … Nak. Harf. San. Tic. Ltd. Şti.’den ticaret ilişkisi ile alacağına karşılık senedi aldığını, davacının iddalarının asılsız olduğunu, davacı tarafın borcu ödememek ve zaman kazanmak için davayı açtığından bahisle açılan menfi tespit davasının reddine, davacının kötü niyetli olması sebebiyle dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere berilenecek kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararı ile; mahkemece hükme esas alınan 05/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda, sahteliği hususunda soruşturma ve ceza dosyası bulunan belgeler baz alınmaksızın dava konusu bononun incelenerek düzenlendiği, bu nedenle soruşturma dosyası sonucunun beklenmesinin mahkemece gerekli görülmediği, dava konusu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olduğunun tespit edildiği, aksi yöndeki imzanın davacı tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle davacının, dava konusu bonodan kaynaklanan borçtan sorumlu olduğu, bono bedelinin ödendiğine dair herhangi bir delilin ibraz edilmediği anlaşıldığından davanın reddine ve davalının, icra dosyasındaki alacağını geç tahsil etmesine yol açabilecek bir tedbir kararı bulunmadığından şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf talebi ile; dava konusu bono altındaki imzanın … eli mahsulü olup olmadığı konusunda önce İstanbul ATK’dan rapor alındığını, davalının sahte noter vekalet sureti dosyaya dışarıdan ibraz edilmiş olup raporun geçerli sayılmadığını, bu sefer imza incelemesi için Marmara Üniversitesi’nden rapor alındığı ve davalı tarafın bu dosyada dışarıdan sahte … Bank Belgesi ibraz ettiğini ancak senet aslının bilirkişilere gönderilmediği bu raporunda geçersiz sayıldığını, ikinci kez senet fotokopisi aynı bilirkişilere gönderilmiş ise de bono aslı gönderilmediği için raporun geçersiz sayıldığını, duruşma hakimi tarafından tayin edilen bilirkişi heyetince düzenlenen raporun açıklayıcı olmaktan uzak denetlenebilir özelliği olmayan Yargıtay’ın belirlediği hiçbir kritere uygun olmayan aleyhe raporu tanzim ettiklerini, son iki rapor mukayese edildiğinde gerçeğin ortaya çıktığını, son iki rapor dikkate alındığında hakimin tedbir kararı vermemesinin usule aykırı olup mahkemece verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, Adana 5.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip dayanağı 25.11.2013 tanzim 30.12.2014 vade tarihli 150.000 USD bedelli senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan açık yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği, iş bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosya suretinin incelenmesinde; alacaklının …, borçlu … aleyhine icra takibi açıldığı, alacağın dayanağının 25/11/2013 tanzim 30/12/2014 vade tarihli 150.000 USD bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 09/03/2017 tarihli raporda; inceleme konusu senette … adına atılı basit tersimli borçlu imzaları ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu borçlu imzalarının kuvvetle muhtemel …’ın eli ürünü olduğu belirtilmiş, bu raporda davacının karşılaştırmaya esas imza örneklerinin bulunduğu belgeler arasında, İstanbul CBS’na ait …. sayılı dosyada soruşturma konusu olan İstanbul 17. Noterliği’ne ait … yevmiye nolu vekaletname fotokopisinin de yer alması ve bu belgenin mahkememizce karşılaştırma için gönderilmemiş olması nedeni ile davacı vekilinin ATK Fizik İhtisas Dairesince düzenlenen rapora itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece alınan İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla aldırılan 12/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; yapılan inceleme sonucu … adı ile oluşturulmuş tüm belgelerin incelenmiş olduğunu, imzalar açısından … belgesi hariç şahsın imzalarının basit tersimli olup, sekiz benzeri bir şekilde başlamış olduğu, sağa doğru yatay bir hareketle devam edip, tekrar sekiz benzeri hareket ile imzanın sonlandırıldığı, … Bank belgelerindeki imzalarda ise aynı isimli şahsa ait olduğu söylenmesine rağmen imzaların yapılış biçimleri, tekrarları açısından benzerlikler bulunmadığı, aynı el ürünü sayılmayacağı belirtilmiş, bu raporda bilirkişi heyeti tarafından tetkik konusu olarak … … Bank Genel Hizmet Sözleşmesi, …, Müşteri Bilgilendirme Formu ve İptal Formunun değerlendirildiği, dava konusu senet üzerinde inceleme yapılmadığı anlaşılmakla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır.
Mahkemece alınan İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla aldırılan 05/11/2018 tarihli ek raporda; dava konusu senet fotokopisi üzerinde yapılan inceleme ve kıyaslamalarda, senet üzerindeki yazıların yapılış ve tekrarları açısından … eli ürünü mukayese belgeleri ile karşılaştırıldığını ve şahsa ait olmadığının belirlendiğini, imzalar açısından ise de, şahsın çeşitli belgelerdeki imzalarında farklılıklar görülmüşse de (… Bank Genel Hizmet Sözleşmesi gibi), genel olarak, yapılış biçimi, tekrarları, dairesel hareketlerin, başlangıç ve bitiş noktaları açısından imzalar arasında benzerlikler oluştuğu, aynı el ürünü olduğu, senetin oluşturulma zamanının ise anlaşılamadığı, imzaların senet oluşturulmadan önce veya sonra atıldığının ise belirlenemediği belirtilmiştir.
Mahkemece İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yoluyla alınan 20/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 25/11/2013 düzenleme 30/12/2014 ödeme tarihli borçlusu …, alacaklısı ….. olan, anlaşmazlık halinde Adana Mahkemelerinin yetkili kılındığını, bedelinin nakden karşılandığı 150.000 USD meblağlı senette yer alan münker borçlu imzaları ile davacı …’a ait medarı tatbik-örnek imzaların göstermiş olduğukları işleklik dereceleri, alışkanlıkları, tersim, istif, meyil, seyir, sürat, istikamet ve tazyik gibi grafolojik ve grafometrik özellikleri bakımından birbirleriyle KIYASEN FARKLI YAPI ve GÖRÜNÜMDE imzalar olması nedeniyle senet ön yüzde yer alan münker keşideci imzasının davacı …’ın ELİ ÜRÜNÜ OLMADIĞI, diğer bir ifadeyle bu senedin … tarafından imzalanmadığı, senette borçlu hanesindeki münker imzaların mevcut nitelikleri itibariyle ÜSTÜNDEN KOPYA USULÜ İLE OLUŞTURULMUŞ İMZALAR OLDUĞU, senedin bu haliyle sahte olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasında çelişki doğması nedeni ile, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacı vekilinin itirazının değerlendirilmesi bakımından dosya bu kez resen seçilen bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 05/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusunu oluşturan 150.000 $ lık bonoda kullanılan borçlu imzalar ile davacı …’ın medarı tatbik örnek imzalarının göstermiş oldukları işleklik dereceleri alışkanlıklar, tersim, istif, meyil, sürat, gibi grafolojik ve grafometrik özellikler bakımından birbirleriyle aynı olmaları bu inceleme konusu bononun davacı … tarafından imzalandığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas, .. Karar sayılı dosya suretinin incelenmesinde; müşteki … tarafından sanık … aleyhine Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava dosyasının yine aynı mahkemenin …. Esas sayılı dava dosyası ile fiili ve hukuki irtibat olması nedeniyle birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya suretinin incelenmesinde; müşteki … tarafından sanık … aleyhine Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, mahkemece yargılamaya devam olunduğu ve henüz karar verilmediği anlaşılmıştır.
Eldeki dava sahtelik nedenine dayalı olarak açılmıştır. İlk derece mahkemesince çeşitli defalar rapor alınmış olup raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmakla çelişkili rapora dayalı olarak eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilemez.
Somut dosyamızda dava konusu senet bakımından sahte olduğu iddiasıyla ceza dosyası bulunduğu anlaşılmış olup, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, eş söyleyişle; ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır:
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, hukukumuzda (mülga) 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 53. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.74) düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır.
818 sayılı BK’nın “Ceza Hukuku ile Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hâkim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır (6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi hükmü de aynı yönde bir düzenlemeyi içermektedir.).
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.1.975 tarihli, 1971/T-406 E. ve 1975/1 K; 23.1.1985 tarihli, 1983/10-372 E. ve 1985/21 K.; 27.04.2011 tarihli, 2011/17-50 E. ve 2011/231 K.; 03.04.2013 tarihli, 2012/19-873 E.,2013/433 K. sayılı kararları).
Hukuk usulü bir şekil hukukudur. Davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesi belirli süre koşullarına bağlı kılındığı gibi, ikinci tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesi ile belirli kısıtlamalar getirilmiştir. Bunun sonucunda, hukuk hâkimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hâkimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O hâlde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hâkimini bağlamasına, BK’nın 53.maddesi bir engel oluşturmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.1981 tarihli, 1979/1-131 E. ve 1981/587 K., 27.04.2011 tarihli 2011/17-50 E., 2011/231 K.; 03.04.2013 tarihli, 2012/19-873 E., 2013/433 K. sayılı kararları; Çenberci, M: Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965,s.22 vd).
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.10.1989 tarihli ve 1989/11-373 E., 472 K.; 27.04.2011 tarihli, 2011/17-50 E., 2011/231 K.; 03.04.2013 tarihli ve 2012/19-873 E., 2013/433 K. sayılı kararları).
Sahtelik davasına konu senedin sahteliğini veya sahte olmadığını (maddi vakıayı) tespit eden kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı, menfi tespit davası bakımından kesin delil teşkil eder ve hukuk hâkimini bağlar. Bu nedenle somut olay kapsamında maddi vakıayı çözümleyecek iddialara ilişkin olarak açılmış olan ceza davasında verilecek karar sonuca etkili olacağından ceza davasının menfi tespit davası bakımından bekletici mesele yapılması gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. (YARGITAY HGK’nun 2017/19-832-2019/459 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir)
Yukarı açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırılarak hüküm fıkrasınına aşağıdaki şekilde kurulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davacı vekilinin Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve …. Esas, … Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin KABULÜNE,
2)-Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı kararının HMK.’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3)-Dava dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan 44,40.TL istinaf karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davacıya İADESİNE,
5)-Davacı tarafından istinaf için yapılan yargılama giderinin esas hüküm ile birlikte İlk Derece Mahkemesince karara BAĞLANMASINA,
6)-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesi’ne İADESİNE,
7)-İnceleme dosya üzerinden yapıldığından lehe vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a/6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle kesin olmak üzere 28/12/2021 tarihinde karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır