Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2075 E. 2021/1178 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BAM 9. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2075 – 2021/1178
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2075
KARAR NO : 2021/1178
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN … ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASI
DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI :…
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
YAZIM TARİHİ :

… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve … Esas, …. Karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, istinaf talebinin süresi içinde yapıldığı, başvuru şartlarının yerine getirilmiş olduğu ve istinafa başvuru koşullarının mevcut olduğu dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İDDİALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili davacı şirket tarafından mal karşılığı olarak keşide edilen …. Bankası Yeni … Şubesi’ne yönelik …. çek nolu, keşide yeri … olan, … keşide tarihli ve 15.000,00.TL meblağlı çek ile … Bankası Yeni … Şubesi’ne yönelik … çek nolu, keşide yeri … olan …. keşide tarihli ve 19.250,00.TL meblağlı çek karşılığı olan malın müvekkili davacı şirkete teslim edilmemiş olduğundan işbu bedelsiz kalan çekler nedeniyle müvekkili davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı tarafından açıkça bedelsiz olduğu bilinen ekler nedeniyle davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak müvekkili davacı şirket aleyhine icra takibi başlatılarak tahsile yönelinmesinin müvekkili davacı şirketin ticari itibarını zedeleyip haklarına zarar getireceğinden icra takibi yapılması halinde telafisi mümkün olmayan zararlar meydana geleceğinden bu durumu engellemek amacıyla mahkeme tarafından icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının %40’dan aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından birleşen dosyaya sunulan dava dilekçesi ile; müvekkili davacının keşidecisi olduğu, lehdarı … olan, … Bankası Yeni … Şubesi’ne yönelik, … çek nolu, keşide yeri … olan, … keşide tarihli, 15.000,00.TL bedelli çekin davalı … A.Ş. isimli faktoring şirketine lehtar tarafından temlik edildiğinin öğrenildiğini, davacının lehtara yani …’e karşı ileri sürebileceği şahsi defilere, temlik alana yani faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğinden müvekkili davacı şirketin lehtara yani …’e herhangi bir borcu olmadığından iş bu çekin tamamı bedelsiz olduğundan çeki temlik alan ve elinde bulunduran davalı … A.Ş. hakkında ödeme yasağına dair tedbir kararı verilmesini ve … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile çek lehtarı (satıcı) aleyhine açmış olduğu menfi tespit davası ile iş bu mahkeme davasının birleştirilmesini, davanın kabulü ile müvekkili davacının davalı şirkete de borçlu olmadığının menfi tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin alacağın temlikinde izlenecek tüm usul ve esasları harfiyen yerine getirdiğini, müvekkili şirketin faktoring işlemini yaparken alacağın faturaya dayalı olup olmadığını araştırmakla yükümlü olduğunu, malın teslim edilip edilmediğini araştırma yükümlülüğünün olmadığını, TTK’da avans çeki şeklinde bir kavram veya düzenleme bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalı tarafından süresi içerisinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas, ….. Karar sayılı kararı ile; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile, davacının … Bankası Yeni … Şubesi … seri nolu, ….. keşide tarihli, 15.000,00.TL bedelli ve … Bankası Yeni … Şubesi …. seri nolu, … keşide tarihli 19.250,00.TL bedelli çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının sair taleplerinin ve tazminat talebinin reddine, birleşen … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile, davacının … Bankası Yeni … Şubesi … seri nolu, …. keşide tarihli, 15.000,00.TL bedelli çek yönünden davalıya borçlu olmadığnın tespitine, davacının sair taleplerinin ve tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALILAR … A.Ş. TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … A.Ş. vekili istinaf talebi ile; mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, şöyle ki; müvekkili şirketin faktoring işlemlerini yaparken uyulması gereken yükümlülükleri belirleyen Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen hükme harfiyen uygun olarak hareket ettiğini, davacının dava dilekçesinde yer alan ve mahkeme tarafından kabul edilen hukuki mesnete sahip bulunmayan iddialar doğru olsa idi bu iddiaların davacı tarafından müvekkili şirkete yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını çünkü müvekkili şirketin alacağın temlikinde izlenecek tüm usul ve esasları harfiyen yerine getirerek huzurdaki davaya konu edilen faktoring işlem yapıldığını, öte yandan müvekkili şirketin keşideci ile lehtar arasındaki defilerin muhatabı olması için TTK 687 ile Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 9/3’ün ve yerleşik Yargıtay kararları ile oluşan uygulamanın aradığı koşul olan “bilerek davacının zararına hareket eden kötü niyetli hamil” olmayıp, aksine “iyiniyetli üçüncü şahıs” durumunda olduğunu ve bu nedenle dava konusu itiraz ve defilerin müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, kanun gereği davacı tarafın, müvekkili şirketin kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf talebi ile; davacı tarafından müvekkili hakkında açılan davaların yasal dayanağı bulunmamasına karşın, mahkemece eksik inceleme ve hatalı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şöyle ki; davacı ile müvekkili arasında usulüne uygun icap kabul sonrası jeneratör satımına ilişkin satım sözleşmesi addedildiği ve karşılıklı birbirine uygun irade beyanı sonucunda davacının jeneratör satım bedeli olarak ….. keşide tarihli 15.000,00.TL meblağlı ve ….. keşide tarihli, 19.250,00.TL meblağlı iki adet çekin keşide edilerek müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu jeneratörün bir hafta içinde teslim edilmesi kararlaştırılmış olup müvekkilince söz konusu jeneratörün sözleşme tarihinden itibaren bir hafta içinde davacı şirkete teslim edildiğini, sözleşmeye ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmiş bulunması nedeniyle …. tarihinde davaya konu olan çeki müvekkilinin … A.Ş. İle yaptığı sözleşme sonucunda …. tarihli alacak bildirim formu ödeme araçları tevdii bordrosu ve işbu davaya konu edilen çek bedelini teşvik edici ….. tarihli …. numaralı faturaya dayanarak devir ve temlik ettiğini, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde müvekkilinin jeneratörü teslim etmediğini ve telefonlara cevap vermediğini işyerini kapatıp kaçtığını iddia etmiş ise de aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen çekin zayi olduğunu ve iptali gerektiğini talep etmemiş ve savcılığa yaptığı suç duyurusunda da takipsizlik kararı verildiğini, asıl borcun geçersizliğinin çekin geçerliliğini etkilemeyeceğini, kabul edilmemekle birlikte bir an olsun davacının iddia ettiği gibi bir durum söz konusu olsa bile bu hususun çekin geçersizliğini etkilemeyeceğini, bunun yanı sıra bilirkişi tarafından yapılan incelemede usulüne uygun tutulmayan defterlerden müvekkilinden herhangi bir mal alımının olmadığının tespit edildiğini, mahkemenin gerekçeli kararına esas aldığı bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas, ….. Karar sayılı dosyası.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibarıyla “Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)” davasıdır.
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, davacının davalından ….. tarihli satış protokolü uyarınca 1 adet jenaratör satın aldığını ve 2 adet çek düzenleyerek davalıya verdiğini, davalının 1 haftalık süre içinde malı teslim etmesi gerekirken teslimatın yapılmadığını, davacının dava konusu çekler bakımından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dosyasında dava dilekçesinde, davacının keşidecisi olduğu, lehdarı … olan, … Bankası Yeni … Şubesi’ne yönelik, … çek nolu, …. keşide tarihli, 15.000,00.TL bedelli çekin davalı … A.Ş. isimli faktoring şirketine lehtar tarafından temlik edildiğinin öğrenildiğini, davacının lehtara yani …’e karşı ileri sürebileceği şahsi defilere, temlik alana yani faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğinden müvekkili davacı şirketin lehtara yani …’e herhangi bir borcu olmadığından bu çek yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği iş bu karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin istinaf sebepleri bakımından yapılan inceleme neticesinde;
Davalı … vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun dava konusu malın teslim edilip edilmediği ve çekin bedelsiz kalıp kalmadığına ilişkindir.
….. tarihli satış protokolünün incelenmesinden satıcının Grafik Güvenlik Sistemlerin … olduğu, satım konusunun kabinli panolu jeneratör olduğu, teslim tarihinin 1 hafta, ödeme şeklinin 90 günlük çek olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Çek kural olarak bir ödeme aracı olup, TBK’nun 207/2 maddesi uyarınca asıl olan peşin satımdır. Davacı ve davalı … arasında düzenlenen satış sözleşmesinde malın teslim tarihinin 1 hafta olarak öngörüldüğü, çek teslim belgelerinden anlaşılacağı üzere … tarihinde dava konusu satıma ilişkin çeklerin … tarafından teslim alındığı, tüm bu nedenlerle dava konusu satımın peşin satım olmadığı ve dava konusu çeklerin avans çeki olarak düzenlenerek davalı tarafa verildiği, davalının taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi kabul ederek mal teslim ettiğini iddia ettiği halde mal tesliminin yazılı belge ile ispat edilemediği anlaşılarak ilk derece mahkemesince davalı … bakımından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekilinin istinaf sebepleri bakımından yapılan inceleme neticesinde;
Davalı vekilinin istinaf sebebi bakımından çözümlenmesi gereken sorun mal teslim edilmediğine dair fatura alacaklısına karşı ileri sürülebilecek defilerin bu davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğine ilişkindir.
Davalı şirket tarafından gerçekleştirilen faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi, faktoring şirketinin, BDDK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile yine BDDK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamayacaklarını ve tahsilini üstlenemeyeceklerini öngörmektedir. Keza yine faktoring işlem tarihi itibariyle anılan kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan ve somut olaya da uygulanması gereken 10.10.2006 gün ve 26315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Yönetmeliğin 22. maddesinde de benzer bir hükme yer verildiği görülmekte olup uyuşmazlığın çözümünde mezkur mevzuat hükümleri yanında kanun uyarınca konuyla ilgili usul ve esasları belirlemekle yükümlendirilen BDDK’nın bu husustaki genelgelerinin ve bu arada 8.7.2010 tarihli genelgesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Tüm bu mevzuat hükümlerinde öngörüldüğü üzere, faktoring şirketleri ancak sahih ve fatura ile tevsik olunan mal veya hizmet satışına dayalı olup alacakları devralabilirler. Bir başka söyleyiş le, anılan hükümler gereğince, faktoring işlemi bakımından mal veya hizmet satışının sadece fatura ile tevsik olunması yeterli olmayıp faktoring şirketince faturaya konu mal veya hizmet satışının fiktif nitelikte olup olmadığı, işlem taraflarının ve faturanın güvenilirliği, ilgililerin mali durumları konularında araştırma ve istihbarat çalışması yapılması gerektiği, ayrıca temlik alınan alacağı temsil eden kambiyo senedinin fatura tutarı ile uyumlu olup olmadığına bakılarak açık uyumsuzluk halinde işlem yapılmaktan kaçınılması, senedi düzenleyen ve sair ilgililer açısından da borcun varlığı bakımından teyit işlemleri yapıldıktan sonra ve ancak tüm bu araştırma ve soruşturma sonucunda olumlu bir sonuca varılması halinde faktoring işlemi yapılmasının öngörüldüğü açıktır. Nitekim, 6361 sayılı Kanun’a dayalı olarak 1.1.2015 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5., 6. ve 8. maddelerinde de yukarda belirtilen hususlar hakkında hükümler sevkedildiği, söz konusu hükümlerin yürürlükten kalkan bir önceki yönetmeliğe dayalı olarak çıkarılmış olan ve faktoring şirketlerinin uymakla yükümlü oldukları hususlara ilişkin 8.7.2010 tarihli genelgede belirtilen prensipleri geliştirerek pekiştirdiği görülmektedir. Faktoring şirketlerinin imtiyazlı kuruluşlar olduğu da gözetildiğinde, yukarda belirtilen usul-esaslar çerçevesinde bir inceleme-araştırma yapılmaksızın faktoring işlemi yapılması halinde, mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hasıl olacak sonuçlar bakımından ağır kusurlu kabul edilmeleri gerektiği izahtan varestedir. (Yargıtay 11.HD’sinin 2020/1945-2021/1627 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir)
Faktoring sözleşmesi alacağın temliki hükümlerini de bünyesinde barındıran karma nitelikli atipik bir sözleşme türüdür. Bu nedenle faktoring ilişkilerinde borçlu alacaklıya karşı ileri sürülebileceği def’ileri B.K.’nun 167/1 maddesi hükmü uyarınca (TBK 188/1 mad.) temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürülebilir.
Somut olayda davacının davalı …’e vermiş olduğu avans çekleri karşılığında mal teslim edilmediği anlaşılmakla davacı bedelsizlik yönündeki şahsi def’ilerini davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceğinden ilk derece mahkemesince verilen davalı … AŞ bakımından verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 11.HD’sinin 2020/4686-3742 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşımakla davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek hüküm fıkrasının aşağıdaki şekilde oluşturulması uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1)-… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve ….. Esas, ….. Karar sayılı kararına karşı davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2)-a)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 2.339,62.TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 842,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 1.497,61.TL’nin davalı …’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b)492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarıyla alınması gereken 1.024,65.TL istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 842,00.TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 182,65.TL’nin davalı … A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3)-İstinaf eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde BIRAKILMASINA,
4)-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5)-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6)-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki dava değerinin 78.630,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere 15/10/2021 tarihinde karar verildi.

Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır