Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/2063 E. 2021/1202 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2063
KARAR NO : 2021/1202
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ …
NUMARASI : … ESAS … KARAR
DAVACILAR :1- ….
2-…
3-…
4-…
5-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, dava dışı … ile davalı banka arasında … tarihinde 300.000.TL limitli, … tarihinde 900.000.TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkillerinin ise bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, … ve … tarihli genel kredi sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası niteliğinde olan kredi borçlusu …. ile … arasında … tarihli “Doğrudan Borçlandırma Sistemi Yetki Belgesi” akdedildiğini, kredi borçlusu firmanın dava dışı ana firma … Hast. Ür. A.Ş.’den aldığı malların ödenmesini, belirlenen limit dahilinde kesilen faturalar karşılığında DBS ile yaptığını, ….’nin ortaklar kurulu kararı ile 3. Şahsa devir kararı aldığını ve bu hususu ihtarname ile bankaya bildirdiğini, tedarikçi ana firma … Hast. Ür. A.Ş.’nin aralarındaki tüm yetkilendirme ve akdi ilişkinin feshedildiğini ihtaren bildirdiğini, … Hast. Ür. A.Ş. ile … A.Ş. Genel Müdürlüğü arasında … tarihinde akdedilen alacağın devri (temlik) sözleşmesi ile 2.055.899,96.TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul 27.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, ….’nin itirazı üzerine takibin durduğunu ve alacağın bir kısmı faturaların (toplam 1.000.000.TL bedelli) anılan banka tarafından temlik alındığını, hesap mutabakatlarının olmadığını bilmesine rağmen bankanın bu temliki almasının BDDK’ya aykırı olduğunu, davalı bankanın müvekkillerine çekmiş olduğu ihtarnamede belirtilen çek koçanları ile çek asıllarının haricen öğrendikleri kadarı ile …. tarafından davalı bankaya … tarihinde elden teslim edildiğini, davalı tarafa elden teslim etmiş oldukları söz konusu kredi sözleşmelerinin bedelsiz kaldığının tespiti ile davalı tarafa 1.320.000.TL borçlu olmadığının tespitine ve müvekkillerinin kefaletlerinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiş, ayrıca … tarihli talep sonucunu açıklar dilekçesinde ise; dava dilekçesinde dava değerini sehven 1.320.000.TL olarak belirttiklerini, oysaki dava değerinin 1.014.152,13.TL olduğunu belirterek, davanın 1.014.152,13.TL dava değeri üzerinden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde davalı olarak hem … A.Ş. hem de … A.Ş. Adana Şubesi’nin davalı olarak gösterildiğini, Adana Şubesi’nin tüzel kişiliğinin olmadığından şube yönünden davanın reddi gerektiğini, ayrıca … A.Ş.’nin adresinin Ümraniye/İstanbul olması nedeniyle İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Adliyesi Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini, kredi sözleşmelerinde ….’nin imzasının bulunması nedeniyle bu şirketin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacıların dava dilekçesinde ileri sürmüş oldukları itirazların gerçeğe aykırı olduğunu, tüm işlemlerin genel kredi sözleşmeleri ve ek sözleşme ile talimatlara uygun olarak gerçekleştirildiğini, borçlu ….’nin genel kredi sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesine bağlı ek sözleşmeler çerçevesinde kredi kullandığını, davacıların da genel kredi sözleşmesine borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını, davacılar hakkında halihazırda açılmış bir icra takibinin olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile; “Davacılar, dava dışı ve kefil oldukları … Ecza Deposu San.ve Tic.A.Ş’nin ortakları olan …, … ve … …’in bu şirketteki hisselerinin tamamını aktif ve pasifleri ile birlikte …’e devrettiklerini, şirketle bağlantılarının kalmadığını, davalı bankaya … tarihinde Adana …Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile … Ecza Deposu A.Ş ile ilgili kefaletlerini geri çektiklerini, bu nedenle … tarihinden sonraki dava dışı … Ecza Deposu A.Ş’ye tahsis edilen krediler nedeniyle borçlu olmadıklarını iddia etmektedirler. DBS sisteminde dava dışı … A.Ş tarafından düzenlenen faturaların yükleme tarihinin davacıların kefaletlerini geri çektiklerine ilişkin ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan … tarihinden sonra … tarihinde olduğu, davalı bankanın ise bu fatura karşılığı … A.Ş’ye DBS sistemi nedeniyle yaptığı ödemenin … tarihinde olduğu anlaşılmıştır. Burada çözümlenmesi gereken sorun, davacıların Adana 9.Noterliği’nin … tarih ve 17839 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kefaletlerini geri çekmelerinden sonra davacı tarafından dava dışı … A.Ş’ye kullandırılan kredi nedeniyle davacıların kefaletlerinin devam edip etmediği hususudur. Davacı banka ile dava dışı … Ecza Deposu A.Ş arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmeleri genel hükümlere göre düzenlenmiş, ticari nitelikte ve süresiz sözleşmelerdir. Kefiller geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra tek taraflı olarak kefaletlerini geri alamazlar. Bu şekildeki bildirim, sözleşmenin diğer tarafınca açıkça kabul edilmedikçe hukuki sonuç doğurmaz. Kefaletten vazgeçme beyanında bulunulduğu tarihte cari hesap ilişkisinden borç bakiyesinin sıfır olması da sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacıların kefaletinin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Kaldı ki dava dışı … A.Ş tarafından davaya konu kredi nedeniyle kesilen faturalar incelendiğinde, sadece 190,00.TL’lik fatura hariç diğer tüm faturaların davacılar tarafından kefaletten döndüklerini belirtir ihtarnamenin keşide edildiği … tarihinden önce düzenlenmiş olduğu ve bu faturaların tamamının da dava dışı … Ecza Deposu A.Ş. defterlerine kayıtlı olduğu (İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi … esas-… karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) anlaşıldığını, davalı tarafından dava dışı … … A.Ş’ye kullandırılan kredi nedeniyle davacıların 1.014.152,13TL borçlu oldukları tespit edilmiş, nitekim 09/02/2018 tarihinde kesinleşen İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas -… karar sayılı ilamında da bu durum teyit edildiğinden davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVACILAR TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; 6098 Sayılı B.K’nun 599. Maddesine dayanılarak yapılan kefillikten dönme beyanı usul ve yasaya uygun olduğunu, doğmamış borç karar defteri, resmi bilonço, şirket satışı, yazılı beyana dayanarak geçerli olması zor durumdaki firmaya kefaletten cayma iradesinden sonra kullandırılan borcun kefillere rücu edilmesi iyi niyet kuralları ve kanun ile bağdaşmadığını, … A.Ş yönetim kurulu, 04/08/2014 tarihli Resmi Şirket karar defterine şirketin mali durumu bozulduğundan dolayı nedenlerini yazarak satış kararı aldığını, banka nezdindeki nakdi ve gayri nakdi tüm borçları kapatıp, DBS faturalarının tümünü ödeyip, hisselerinin tamamını devrettiğini ve davalı bankaya ihtarname göndererek şirket satış ihbarı, kredilerin kat edilmesi ve kefillikten cayma beyanında bulunulduğunu, müvekkillerinin davalı bankada bulunan nakit kredisini kapatıp, teminat mektuplarını iade edip, DBS sisteminde ileri vadeli ve ödenmemiş bir fatura bırakmadığını, davalıya … tarihinde tebliğ edilen kefaletten cayma beyanından önce kefil olunan dava dışı … A.Ş.’ye ait doğmuş herhangi bir borç bulunmadığını, kefil olunan asıl borçlu … AŞ.’nin mali durumunun kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra bozulduğunu, dava konusu 16 nolu fatura, dosyaya sunulan muavin defter kayıtlarından bulunmadığını, 1.000.000,00.TL tutar ve 16 nolu fatura diye isimlendirilen DBS girişi resmi fatura numarası olmadığını, faturaların toplamına da denk olmadığını, … vadeli, 1.000.000,00.TL tutarında faturanın olmadığını, resmi kayıtlarda bulunmayan bir fatura temel alınarak temlik işlemi gerçekleşemeyeceğini, esas borçlu açısından geçersiz işlemlerden, caymış kefillerin sorumlu tutulamayacağını, bankanın DBS protokolüne ve Merkez Bankası EFT uygulamaların aykırı birçok kusuru olduğunu, asıl borçlu için doğmayan bir borç kefil içinde doğmayacağını, kendi kusuru nedeni ile hiçkimse başkasını sorumlu tutamayacağını, DBS yetki belgesinin hukuki niteliğinin, hesap numaraları hakkında bilgi veren bir yetkilendirme belgesi olduğunu, kefillik sözleşmesi olmadığını, DBS yetki belgesinde yazılı bir limit ve sürenin olmadığını, gerekçeli kararda yazılı olan, cayma ihtarının bankaya ulaştığı tarihten daha eski tarihli muhasebeleşmiş başka faturaların bulunması konusu, kefillikten caymaya mani olmadığını, davacı sorumluluğu kefillikten cayma tarihi öncesinde DBS sistemine yüklenmiş faturaların krediye dönmesi ile sınırlı olduğunu, … tarihli …-… arasındaki sonradan yapılan aynı konlu protokol bir yenileme olduğunu, kötü niyetle muvazaalı olarak imzalandığını, … tarihli yenileme protokolü ile önceki DBS sözleşmesi hükümsüz kaldığını, yeni protokolde alınan kararlarla yapılan ödemelerde protokolde imzası olmayan kefillerin sorumluluğunun aranmadığını,… tarihli temliknamenin IV.maddesi açıkça 1.000,000.TL nin …’na kullandırılan baka bir krediden kaynaklandığının kanıtladığını, DBS ödemesi olmadığını, …’nın GKS’si üzerinden yapılan 3.kişiye kullandırılmış bir nakit kredi olduğunu, … ile … arasındaki ikili ve özel bir ilişkinin sonucu olduğunu, DBS bayilik sistemine dayalı bir elektronik tahsilat yöntemi olduğunu, bayilik ilişkisinin sonlanması DBS’nin de sonlanacağını, DBS yetki belgesinin sadece bir talimatname niteliğinde olduğunu, müvekkillerinin DBS yetki belgesini …tarihinde iptal etmelerinden 116 gün sonra … tarihinde DBS yetki belgesini canlandırarak işlem yapmasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin kusurlarının olmadığını, davalının müvekkillerine yolladığı hesap kat ihtarında borcun neden kaynaklandığının belirtilmediğini, müvekkillerinin kat ihtarnamesinde yazan bilgiler ve bildirimlerle borç altına sokulmaya çalışıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, İİK.nun 72. maddesi gereğince açılmış ve TBK’nın 599. vd. maddelerine dayanan kefaletten dönme nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Davacılar tarafından, dava dışı asıl borçlu …. ile davalı banka arasında … ve … tarihlerinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerinin müşterek borçlu ve müteselsil kefili oldukları, kredi sözleşmelerinin eki ve ayrılmaz bir parçası niteliğinde, … tarihli “Doğrudan Borçlandırma Sistemi Yetki Belgesi” akdedildiği, ….’nin ortaklar kurulu kararı ile 3. Şahsa devir kararı aldığı ve bu hususu ihtarname ile davalı bankaya bildirdiği, tedarikçi ana firma … Hast. Ür. A.Ş.’nin, asıl borçlunun bayiliğini iptal ettiği … tarihli ihtarname ile yeni ortaklara bildirdiği, asıl borçlu … Ecza Deposu..San.Tic A.Ş. ile tedarikçi firma arasındaki ticari ilişki ve anlaşmalar sona erdiğinden, DBS üzerinden borcun ödenmesine ilişkin yetki belgesi akdinin de iptal edilmiş sayılması gerektiği, davalıya çekilen ihtarnameler ile … tarihi itibariyle, asıl borçlu şirketin davalı bankada hiçbir nakdi ve gayri nakdi riskinin bulunmadığını, yeni kredi kullandırılacak ise yeni ortakların mali yapısının dikkate alınmasını, tüm kredi limitlerinin ve kefaletlerin iptalini, kredi borcunun olamaması nedeniyle kefaletten cayma haklarını kullandıklarını bildirdikleri, buna rağmen 16 fatura karşılığı 1.000.000,00.’TL.nın DBS sistemine girildiği, ardından işlemin iptal edilip, 4 ay sonra yeniden sisteme alındığı, … Hast. Ür. A.Ş. ile davalı arasında … tarihinde akdedilen alacağın devri sözleşmesi ile 2.055.899,96.TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul 27.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığı, ….’nin itirazı üzerine takibin durduğunu ve bir kısım faturaların (toplam 1.000.000.TL bedelli) banka tarafından temlik alındığı, DBS’den dolayı … Hast. Ür. A.Ş.’ye ödenen bedelin, hem fatura temliki ile kapatıldığı, hem de … Ecza Deposu ve eski kefillerinden istendiği, kefaletin fer’iliği nedeniyle, bir anlaşmazlık halinde alacaklının sadece kefaletin varlığını değil asıl borcun varlığını da ispat etmesi gerektiği, davalı bankanın talep ettiği çek koçanları ile çek asıllarının …. tarafından davalı bankaya teslim edildiği belirtilerek, kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin geçersizliğine ve davalıya 1.014.152,13.TL borçlu olunmadığına karar verilmesi talep edilmiş, davalı ise, tüm işlemlerin genel kredi sözleşmeleri ve ek sözleşme ile talimatlara uygun olarak gerçekleştirildiğini, borçlu ….’nin genel kredi sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesine bağlı ek sözleşmeler çerçevesinde kredi kullandığını, davacıların da genel kredi sözleşmesine borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını ve yapılan tüm işlemlerden haberdar olduklarını, davacılar hakkında başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.

İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … Ecza Deposu A.Ş arasında … tarihli 300.000TL limitli, … tarihli 900.000,00.TL Limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve davacıların bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, ayrıca, dava dışı … Ecza Deposu A.Ş ile davalı banka arasında … tarihli DBS sistemine ilişkin yetki sözleşmesi imzalandığı, bu hususlarda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacıların Adana 9.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kefaletlerini geri çekmelerinden sonra, … tarihinde DBS sistemine yüklenen faturalar nedeniyle, davalı banka tarafından … tarihinde asıl borçluya kullandırılan krediden dolayı, davacıların kefaletlerinin devam edip etmediği hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TBK.’nın “II. Kefaletten dönme” başlıklı 599. maddesinde; “Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir.
Kefil, alacaklının kefalete güvenmesi sebebiyle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır.
TBK’nın 599 maddesine göre, kefilin gelecekte doğacak bir borca kefaletten ancak borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumunun kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulması veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğunun ortaya çıkması şartlarına bağlamıştır. Bu durumda bu şartlar mevcut değil ise, bu şartların dışında başka haklı bir sebebi de olsa, alacaklının muvafakatı olmadan, aksine bir süre öngörülmemişse 10 yıl süre ile kefaletten cayma imkanı bulunmamaktadır.
Somut olayda; Davacılar tarafından, kredi sözleşmelerinin asıl borçlusu olan, dava dışı … Ecza Deposu. San. Tic. A.Ş.’nin 3.şahıslara devri nedeniyle, yeni şirket ortaklarının ödeme güçlerine olan güvenlerinin kalmadığı ve tüm kredi borcunun kapatıldığı belirtilerek, davalı bankaya … tarihinde gönderilen ihtarname ile … Ecza Deposu A.Ş.’ ne olan kefaletlerini geri çektikleri bildirilmiş, ihtarname davalı bankaya … tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacılar, … tarihinden sonraki dava dışı … Ecza Deposu A.Ş’.ye tahsis edilen krediler nedeniyle borçlu olmadıklarını iddia etmektedirler. Dava dışı … A.Ş tarafından düzenlenen faturalar DBS sistemine, davacıların kefaletlerini geri çektiklerine ilişkin ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi olan … tarihinden sonra, … tarihinde yüklenmiştir. Davalı banka, bu faturaların karşılığı olarak … A.Ş’ ne … tarihinde ödeme yapmıştır. Ödemesi yapılan faturalar, kefalettin geri çekildiğinin bildirilmesinden önce düzenlenmiş ve asıl borçlu … Ecza Deposu San.Tic. A.Ş.nin ticari defterlerine kaydedilmiştir. Bu nedenle, banka tarafından DBS sistemi ile ödenen borcun, kefaletten cayılmasından daha önceki tarihlerde doğduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar kefaletten dönme tarihinde cari hesap ilişkisinden kaynaklanan borç bakiyesi sıfır olarak görünse de, borcun sıfırlanmasından sonra borçluya tekrar kredi kullandırımı yeni bir borç ilişkisi değildir. Davalı banka ile asıl borçlu arasındaki kredi sözleşmesi süresiz olarak düzenlendiğinden ve aralarında cari hesap şeklinde yürüyen borç ilişkisi sona ermediğinden, kefalet sözleşmesinden doğan sorumluluk da devam etmektedir. Kefiller geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra tek taraflı olarak kefaletlerini geri alamazlar. Bu şekildeki bildirim, sözleşmenin diğer tarafınca açıkça kabul edilmedikçe hukuki sonuç doğurmayacaktır.
Açıklanan nedenlerle, dava dışı … A.Ş. tarafından düzenlenen faturalar, her ne kadar DBS sistemine, davacıların kefaletlerini geri çektiklerini bildirmelerinden sonra … tarihinde yüklenmiş ise de, davalı banka tarafından DBS sisteminden ödenen faturaların, kefaletten cayılmasından önceki tarihlere ait olup, sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği, davacıların, geçerli kefaletlerinin sonucuna katlanmaları ve sözleşmenin kendilerine yüklediği borçtan sorumlu olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacılar vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL maktu istinaf karar harcının davacılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-Kararın dairemizce taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere 20/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır