Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1949 E. 2021/1169 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1949
KARAR NO : 2021/1169
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ :Av. …
Av. …
İLİŞKİLİ KİŞİ : …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Faizle Karşılanmayan Munzam Zararın Tazmini Nedeniyle)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
YAZIM TARİHİ : 14/10/2021

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. tarih ve …. Esas,…… Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı bankanın selefi olan … ve …’ın Mersin … Şubesi’nin eski müşterisi olduğunu, müvekkilinin … Telekomünikasyon şirketinin GSM bayisi iken çok verimli çalışmalar yaptığını, dalında ve sektöründe yıllarca vergi rekortmenliği sıralamasına girdiğini, davalı bankanın selefi … AŞ tarafından davacı şirkete yöneltilen haksız ve dayanaksız uygulama ve eylemler nedeniyle çok ciddi sıkıntılar geçirdiğini, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde karara bağlanan dosya ile davalı bankanın neticeten 2/3 kusurlu bulunduğunu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda olayın vuku bulduğu tarihten bu yana 20.213,66.TL haksız blokeden dolayı davacının zararının karşılanmasına karar verildiğini, bu miktarın davacının zararını karşılamaktan çok uzak olduğunu, ne kadar zarara uğradıklarının belli olmadığını, işbu davanın zamanaşımı süresi göz önüne alınarak Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dava kesinleşmeden açıldığını, davacı şirketin davalı banka nezdindeki hesaplarında mevduatının bulunduğunu, ancak dava sürecinde blokeye maruz bırakıldığı için davacı şirketin kullanmış olduğu pek çok çekten dolayı karşılıksızlık nedeniyle ceza mahkemelerinde yargılanarak cezalandırıldığını, bu çekleri ödeyemediğini, ayrıca sanal market sisteminde bulunan hataların asli sorumluluğunun davalıya yükletildiğini, yargılama sürecinin başında davalı bankanın davalı banka nezdinde açılan tüm hesaplarının kapatıldığını, kara listeye alındığını ve hiç hak etmediği bir muamele ile karşılaştığını, işyerinde bulunan tüm bankalara ait pos cihazlarının söküldüğünü, bu nedenle davacının ticari hayatının bitirildiğini, bu haksız uygulamalar ve kara listeye alınması neticesinde davacının bayisi bulunduğu …’a verdiği teminat mektubunu yenileyemediğini, iş yapamaz noktaya geldiğini, bu nedenle işyerini kapatmak zorunda kaldığını, teminat mektubunun yenilenememesi nedeniyle o tarihe kadar … nezdinde birikmiş ve davacıya ödenmesi gereken aktivasyon primlerinin tahsil edilemediğini, tüm bankaların kendisiyle ilişiğini kestiğini, gerekçe olarak sistem güvenliğinin zayıf olmadığının ve güvenilir bir işyeri olamadığının gösterildiğini, bu olaylar nedeniyle şirket müdürünün tüm mal varlığını kaybettiğini ileri sürerek Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan 20.213,66.TL zararın cari faizle karşılanamayan kısmının tespiti ile aşkın zarar olarak şimdilik 1.000,00.TL’lik kısmın belirsiz alacak kapsamında ve olay tarihi olan …… tarihinden itibaren kısa vadeli avans faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davacının dava konusu etttiği hususların davalı bankanın sorumluluğunda olmadığını, müşteri ile bankanın sıkıntı yaşaması ve bu gibi durumlarda banka tarafından teminat mektubunun verilmemesi ya da hesaplarının kapatılmasının bankanın kendini güvenceye almasından kaynaklandığını, davacının uzun süre geçtikten sonra bu davayı açmasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının kendi sorumluluğunu karşı taraftan çıkarma niyeti bulunduğunu, davanın hukuka aykırı olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile haklılıklarının ortaya çıkacağını savunarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce verilen karar ile; aşkın zararın ispat yükünün alacaklıda olduğu, alacaklının fiilen uğradığı zararın varlığını somut delil ve belgelerle ispat etmesi gerektiği, muhtemel kar kayıpları elde edilmesi şüpheli ve tahmine dayalı gelir kalemleri aşkın zararının ispatı için yeterli olmadığı, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam ederek sonuçlanan davada davacının zarar kalemleri incelenerek uğramış olduğu zararın tazmini için hüküm kurulduğu, davacının bunun üzerindeki zararın varlığı iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerektiği, davalının kusurlu eylemi nedeniyle davacının uğramış olduğu kar kaybı ve zararının Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce hüküm altına alındığı, davacının bunun üzerinde yani TBK’nun 122. maddesi anlamında faizi aşan bir zararının bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; TBK 122. maddesi gereği faiz ile giderilemeyecek zararlarının oluşması nedeniyle açtıkları davanın eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirkete ait sanal mağazada farklı bankaların kredi kartlarının kullanılarak yapılan satışlara itiraz geldikten sonra banka tarafından hesaplarına blok konulduğunu, bankanın davalı banka nezdinde açılan tüm hesaplarının kapatıldığını, kara listeye alındığını, tüm bankalara ait pos cihazlarının söküldüğünü, bu nedenle davacının ticari hayatının bitirildiğini, bu haksız uygulamalar ve kara listeye alınması neticesinde davacının bayisi bulunduğu …’a verdiği teminat mektubunu yenileyemediğini, iş yapamaz noktaya geldiğini, bu nedenle işyerini kapatmak zorunda kaldığını, teminat mektubunun yenilenememesi nedeniyle o tarihe kadar … nezdinde birikmiş ve davacıya ödenmesi gereken aktivasyon primlerinin tahsil edilemediğini, tüm bankaların kendisiyle ilişiğini kestiğini, bu olaylar nedeniyle şirket müdürünün tüm mal varlığını kaybettiğini, tüm bu hususların mahkemeye bildirildiğini ancak mahkemece hiçbir değerlendirme ve inceleme yapılmadan karar verildiğini istinaf sebepleri olarak belirtmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dosyası, Banka Kayıtları, Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava faizle karşılanmayan munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.

Davacı taraf, davacının davalı bankanın müşterisi olduğu, bankanın haksız eylemleri nedeniyle sıkıntı yaşadığı, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde karara bağlanan dosya ile davalı bankanın 2/3 kusurlu bulunduğu, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan 20.213,66.TL zararın cari faizle karşılanmayan kısmının aşkın zarar olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasının sadece bloke edilen kısım yönünden bozulduğu, davacının kazanç kaybı ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddi kısmından hükmün kesinleştiğini, davacının kazanç kaybı iddiasının yerinde olmadığını, davacının iddiaları ile davalı tarafından gerçekleştirilen işlem arasında illiyet bağı bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile; davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas, …… Karar sayılı dosyasının incelenmesinde davacı … Elektronik Telekomünikasyon Ltd. Şti. tarafından davalı banka hakkında açılan alacak ve tazminat davası ile 30.320,50.TL bloke konularak ödenmeyen alacağın tahsili, 30.000,00.TL kazanç kaybı ve mahrum kalınan kar ile 50.000,00.TL manevi tazminatın tahsili talepli olarak dava açıldığı, mahkememce yapılan yargılama sonunda ….. tarih …. Esas, …… Karar sayılı kararı ile dava konusu sahte kredi kartları ile yapılan alışveriş konusunda sistemi kuran ve işleten davalı banka ile üye işyeri sözleşmesi yapmış bulunan satıcı konumundaki davacının müterafik kusurlu olduğu, son bilirkişi raporunda davacı için belirlenen kusur oranının 1/3 olduğu ve bunun mahkemece kabul edilmesi gerektiği düşüncesi ile bozma kararına göre kazanılmış hak konuları dikkate alınarak bloke edilen miktarın davalı bankanın 2/3 oranındaki kusuruna karşılık olan 20.213,66.TL yönünden davanın kabulü gerektiği değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile 20.213,66.TL’nin ….. tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebi ile kazanç kaybı ve manevi tazminat talebinin reddine karar verildiği, verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ….. Esas …. Karar sayılı ilamı ile mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmaması ile somut olayda manevi tazminat ve kar kaybı istenemeyecek olmasına göre temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, hükmün …… tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
TBK’nun 122. maddesinde; “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmü düzenlenmiştir Türk Borçlar Kanununun 122. (818 Sayılı BK 105) maddesi uyarınca munzam zarar isteminde bulunan davacı öncelikle borçlunun borcunu geç ödemesi nedeniyle uğradığı zararın temerrüt faizi ile karşılanamadığını, temerrüt faizini aşan bir zarara uğradığını ispat etmelidir.
İlk Derece Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporunda; dava tarihine kadarki kar oranından, temerrüd faizinin düşürülmesi neticesinde davacının temerrüd faizi kazancının daha fazla olduğu, aşkın zararının olmadığı, davacının, mahkemece ödenmesine karar verilen 20.213,66.TL’lik para alacağını zamanında tahsili halinde ne şekilde kullanacağını ve ne miktarda zarar ettiğini belgeyle ispat etmediği, temerrüt faizini aşan bir zararın mevcut olduğunu kanıtlamamış olması nedenleriyle, TBK’nun 122. maddesinde belirtilen somut olarak ispat edilen bir aşkın zararın mevcut olmadığı, ticari hayatının sona ermesinin sorumlusu olarak davalı bankanın gösterilmesinin doğru olmadığı, ancak mahkemece davalı bankanın sorumlu olduğu kanaatine varılabileceği dikkate alındığı takdirde sadece kurumlar vergisi matrahları üzerinden yola çıkılarak yapılan hesaplamada da davacının aşkın zararının bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğu ile banka tarafından hesaplarına bloke konulduğu … şirketine karşı olan sorumluluğunu yerine getiremediği her şeyini kaybettiği istinaf sebebi olarak belirtilmiş ise de; dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporunda davacı tarafından sunulan belgelere göre munzam zarar hesabının yapıldığı, davacının dava tarihine kadarki kar oranından temerrüd faizinin düşülmesi suretiyle yapılan hesaplama sonucunda davacının temerrüd faiz kazancının daha fazla olduğunun hesaplandığı, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas, …. Karar sayılı dosyanda davacının kazanç kaybına ilişkin yargılama yapıldığı davacının kazanç kaybı talebinin reddine karar verildiği, anılan kararın kesinleştiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, davacının munzam zarara uğradığının somut delillerle ispatlanamadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, bu nedenle davanın reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul, yasa ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve 6100 sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik 359/3 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 44,40.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-Kararın Dairemizce taraf veya vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi gereğince Dairemiz kararının tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi.14/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır