Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1934 E. 2021/1151 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1934
KARAR NO : 2021/1151
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …-
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. …-
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2021

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas …. karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi.
Üye hakimin görüşü değerlendirildi.
DAVACININ İDDİALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı aleyhine müvekkiline olan borcundan dolayı Adana 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına alacaklıya borcunun bulunmadığından bahisle takibe, borca, asıl alacağa ve faize itirazda bulunduğunu, ancak davalının itirazının haksız olduğunu, davalıya icra dosyasındaki alacağın dayanağı olarak gösterilen faturalar, sevk irsaliyeleri ve cari hareket föyünün ödeme emri ekinde tebliğ edildiğini, bu faturalarda belirtilen davalıya satışı yapılan bütün malzemeler sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiğini, davalının davacının alacağınn kaynağını oluşturan malzeme satışının sorunlu olduğu ve bu nedenle müvekkiline ödeme yapmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı iş yerine kadar giderek yerinde inceleme yaptığını, yapılan incelemeler sonucunda Seri … Sıra No … alış faturaları kesildiğini, davalının borcundan bu alış faturalarının düştüğünü, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davalı vekili, müvekkilinin üretmek ve satmakta olduğu ham madde imalatında kullanılmak üzere davacıdan mart … yılından itibaren kalsit satın almaya başladığını, davacıdan satın alınan malın hatalı olduğunu, alıcılardan … şirketinin mal iadesinde bulunduğunu davacıya bildirildiğini, davacı tarafından bir kısmının iade alındığını, 13.500 kg kalsitin daha depoda beklediğini, davacının almadığını, davacıya borcun olmadığını, tam tersi davacıdan 24.127,00.TL alacaklı olduklarını, takas mahsup yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
Yerel mahkemece verilen karar ile;” dosyaya ibraz edilen defter ve belgeler ile bunlara dayanılarak alınan hükme esas almaya elverişli bilirkişi kök ve ek raporlarında; davacının takip tarihi itibariyle bakiye alacağının 11.668,85.TL olduğu belirtildiği anlaşıldığından, raporlar hükme esas alınarak, davacının takip tarihi itibari ile 14.807,06.TL alacağının olduğu, dava konusu kalsit maddesinin davacı üretici firmanın imalatı nedeniyle ayıplı olduğu, ayıplı mal bedelinin 3.138,21.TL olduğu, bu miktarın davacı alacağından mahsubu gerektiği, davacının bakiye alacağının 11.668,85.TL olduğu, davalının dava konusu kalsit hammaddesi nedeniyle iyileştirme gideri yaptığının ispat edilemediğinin kabulü gerekmiş açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü ile, davalının Adana 13. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 11.668,85.TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 11. 668,85.TL ‘ye ticari temerrüd faizi uygulanmasına, alacak likid olmadığından ve red edilen miktar yönünden davacının kötü niyetli takip yaptığı ispat edilmediğinden taraf vekillerinin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine” şeklinde karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ayıplı mal miktarının az hesaplandığını, ayıp iddiasıyla ileri sürdükleri takas mahsup taleplerine karşı 19.500 kg’lık iade üründe kullanılan kalsit hammadesinin ayıplı olduğuna dair bir tespit bulunmadığını, davacının üründe kullanılan kalsitin kendilerinden alınmadığını iddia etmemiş ve bu yönden de bir savunma yapmadığını, iade edilmiş olan ve iyileştirme yapılan kalsitin davacıdan alındığına ve ayıplı olduğuna dair bir tespit bulunmadığından bahisle, iyileştirme giderinin mahsubu taleplerinin yerinde olmadığı yönündeki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını beyan etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava “Ticari Satıma Dayanan İtirazın İptali” talebine ilişkindir.
Davacı tarafından, davalıya satışı ve teslimi yapılan mallara ilişkin olarak düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediği, bu hususta başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiş, davalı ise, davacıdan satın alınan kalsit malzemesinin ayıplı olduğunu, bu madde kullanılarak üretilen ve başka firmaya satılan malların iade edildiğini, hatalı ürünlerin bir kısmının iyileştirilerek yeniden müşterilere verildiğini, bir kısmının ise yenileriyle değiştirildiğini, iade alınması gereken kalsit bedeli ile iyileştirme giderinden doğan alacaklarının mahsubu sonucu davacıya borcun bulunmadığını savunmuş, mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Adana 13. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosya ile, davacı tarafından, davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağının …. tarihli 11.460,86.TL, … tarihli 5.792,62.TL , … tarihli 5.619,16.TL, …. tarihli, 3.835,00.TL bedelli 4 adet faturaların oluşturduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya satılan malların ayıplı olup olmadıkları, ayıplı ise, ayıplı mal bedeli ile iyileştirme bedelinin fatura borcundan mahsup edilip edilmeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenlemede “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” denilmektedir.
Mahkemece, dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadıkları tespiti açısından ürünlerin bulunduğu mahalde konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla yapılan keşif sonrasında alınan bilirkişi raporunda, dava konusu kalsit örneğinde, taneciklerinin bir araya gelerek azımsanmayacak miktarda topaklanmalar oluştuğunun tespit edilerek, bu durumun hatalı üretimden kaynaklanabileceği belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan rapor ve ek raporlarda ise, davacı tarafından davalıya toplam 40.378,55.TL tutarında fatura düzenlendiği, davalının ise davacıya 11.148,58.TL fatura düzenlediği, davalı tarafından yapılan ödeme miktarının 14.422,91.TL olup, düzenlenen fatura ve ödemelerin taraf defterlerine işlendiği, davalının kendi defterine göre davacıya olan borcunun 14.807,06.TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece yapılan keşifte, davalıya ait depoda 13.500 kg ayıplı kalsit bulunduğunun belirlendiği ve ayıplı malın satış bedelinin 3.138,21.TL olduğu ve sonuç olarak davacının takip tarihi itibariyle 11.668,85.TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafından, davacıdan satın alınan ve sonrasında dava dışı … …A.Ş’ne satılan mallardan, toplam 19.500 kg … vasfındaki ürünün, ayıplı olduğu gerekçesi ile kendilerine iade edildiği ve bu malın iyileştirildiği savunulmuş ise de, iade edilen üründe kullanılan kalsit ham maddesinin, davacı firmadan satın alındığına ve ayıplı olduğuna dair bir tespit bulunmadığı gibi, yapıldığı iddia olunan iyileştirme giderlerine ilişkin de delil ibraz edilmediği, ayıplı mal bedelinin 3.138,21.TL olup, davalının bu miktar yönünden mahsup talebinde bulunabileceği, sonuç olarak, takip tarihi itibari ile davacı alacağının 11.668,85.TL olduğu, mahkemece aynı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup , davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 797,09.TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 199,28.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 597,81.TL nispi istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince istinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine BIRAKILMASINA,
4-6100 sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,
6-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle; 6100 Sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince karar tarihindeki kabul edilen dava değerinin 78.630,00.TL’nin altında olması nedeniyle kesin olmak üzere karar verildi. 12/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır