Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2019/1408 E. 2023/308 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 9. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1408
KARAR NO : 2023/308
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av…
Av…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı kararı aleyhine istinaf başvurusunda bulunulmuş olup, duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı taşıyan … gemi acenteliği A.Ş.’nin ardiye hizmeti verilen 235 aracı konşimentolar tahtında müvekkili şirketin işletmekte olduğu Mersin Limanı’na getirdiğini ve bu araçların 17/05/2014 tarihinde geçici depolama alanına tahliyesinin gerçekleştirildiğini, liman sahasına indirilen 235 aracın alıcı olan davalı adına beklediğini, bu itibarla müvekkili şirketin konşimentolar ve özet beyana kayıtlı araçlar için 175 günlük ardiye ücreti alacağına ilişkin olarak 01/06/2015 tarihli 170.375,00.USD tutarında fatura tanzim ettiğini, bu faturanın ihtarname ile borçluya tebliğ edildiğini, buna rağmen ve borçlu temerrüte düştüğü halde tutarın halen müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle borçlunun taşınır, taşınmaz ve diğer malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi için Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talepte bulunulduğunu, mahkemece alacakların ihtiyati haczine karar verildiğini, bunun üzerine Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, davalı şirket temsilcisi duruşmadaki beyanında özetle; borcu kabul etmediğini, söz konusu araçların tasfiye edilerek devlete geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; özet beyanlar ve konşimentolara göre dava konusu 235 adet ikinci el aracın taşıyan … Gemi Acenteliği A.Ş. tarafından davacı firmanın liman sahasına 17/05/2014 tarihinde indirildiği, araçların davalı firma tarafından gümrük işlemleri tamamlanıncaya kadar davacı firmanın işlettiği geçici gümrük sahasına çekildiğinden, araçların gümrüklü sahada kaldığı sürece davacının davalıdan ardiye ücreti talep etme hakkı olduğu, davacı tarafından 17/05/2014 tarihi ile fatura düzenleme tarihi arasındaki dönem için 167 gün ve 235 araç için 170.375,00.USD ardiye hizmetleri faturası düzenlendiği, faturanın davalıya tebliğ edildiği, Mersin Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün yazı cevabı ile 235 aracın satış bedelinden %15 olarak ayrılan ardiye ücretinin muhtelif tarihlerde davacının hesabına aktarıldığı ve depozito olarak herhangi bir bedelin ödenmediğinin belirtildiği, yazı cevabındaki belirtilen ödemenin … tarafından tasfiye yönetmeliği kapsamında davacıya ödenmesi gereken meblağ olup bu nedenle davalının ödemesi gereken navlun bedelinden düşülmemesi gerektiği, tüm dosya kapsamı ile takibin dayanağı fatura, konşimento ve ekleri, yazı cevapları ile yeterli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporu gözetilerek, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 170.375,00.USD asıl alacak, 18.400,50.USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 188.775,50.USD alacağı olduğu, bu kısma yönelik davalının itirazının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
DAVALI TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticarete konu araçların Mersin Limanı’na gönderilmek üzere yola çıktığı esnada Bakanlık tarafından araç ticaretine kısıtlama getirildiğini, davacı tarafından araçların limandan tahliyesine izini verilmediğini, daha sonra bakanlık tarafından kısıtlamanın kısmen kaldırıldığını, bu kısıtlamanın ardından şirket tarafından depozito ödemesinden sonra araçların tahliyesine karar verildiğini, dava dilekçesinde ve yerel mahkeme aşamasında araç sayısı konusunda net bir rakam verilmediğini, fatura bedelinde başlangıçta ve bitiş tarihlerinin ve araç sayısının belirtilmediğini, fatura bedeline ilişkin tarife konusunda müvekkili şirketin bilgilendirilmediğini, ödenen depozito bedellerinin genel toplamdan mahsup edilmediğini, ardiye sonrası ödemeden kalan %85’lik kısmının ardiye öncesi döneme mahsup edilmediğini, bu sebeple haksız ve hukuka aykırı olarak verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri, Mersin Tasfiye İşletme Genel Müdürlüğü’nün yazı cevapları, icra takibine dayanak fatura örneği, ihtarname, Mersin 1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası fotokopisi, davacı şirket tarafından dosyaya sunulan kayıt ve belgeler, ilk derece mahkemesince ve dairemizce alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, ardiye ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İstinaf incelemesi HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Suriye ülkesine gönderilen transit araçlara kısıtlama uygulaması getirilmesi nedeniyle Mersin Limanı’na ulaşan araçların tahliyesine izin verilmediğini, olayda müvekkilinin bir kusuru olmadığını, davacı tarafından müvekkilinden araç başına 150,00.USD talep edildiğini ve müvekkili tarafından 188 adet araç için toplamda 28.800,00.USD’nin davacı şirkete depo edildiğini, yapılan bu ödemenin yargılamada dikkate alınmadığı gibi … şirketi tarafından aynı amaçla yapılan ödeme de bulunduğunu ancak bu hususun da araştırılmadığını, takibe konu faturadaki araç sayısı ve gün sayısının da hatalı olduğunu, … tarafından gönderilen yazı cevabına göre 235 adet aracın satış bedelinden %15 olarak ayrılan ardiye ücretinin muhtelif tarihlerde davacı hesabına 596.840,00.TL olarak aktırıldığını, ödeme tarihindeki kur üzerinden bunun yaklaşık 250.000,00-300.000,00.USD’ye denk geldiğini, satış bedelinden ödenen bu tutarın araçların limana indirildiği 15/05/2014 tarihinden faturanın düzenlendiği 01/06/2015 tarihi arasındaki 379 günün ardiye ücretini fazlası ile karşıladığını, ardiye ücretinin tek bir ücret olduğunu, tasfiye öncesi ve tasfiye sonrası olarak ikiye ayrılamayacağını, tasfiye edilen, satışı yapılıp devri yapılan araçtan ardiye ücreti talep edilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davaya konu Mersin 1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı şirket, borçlusunun davalı şirket olduğu, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 01/06/2015 tarihli 170.375,00 USD miktarlı faturaya dayalı olarak toplam 191.842,25.USD için genel haciz yoluna dayalı takip başlatıldığı anlaşılmaktadır.
İtirazın İptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olup, takibin tarafları, takipteki alacağın sebebi ve takipte talep edilen alacakla sınırlı olarak yargılama yapılıp karar verilebilir. İtirazın iptali davasında icra takibinde talep edilen hususların dışına çıkılıp karar verilmesi de mümkün değildir.
Somut olayda icra takibine konu edilen faturaya dayanak alacak, davalının yurt dışından ithal ettiği araçlara tasfiyesi öncesine ait dönemde verilen antrepo hizmetine ilişkin olarak düzenlenen faturadan kaynaklanmaktadır. Takibe konu faturada 235 adet aracın davacıya ait ardiyede kaldığı 167 güne ait ardiye ücretinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili, ithal edilen araçların davacı şirket tarafından işletilen ardiyede kalmasında müvekkilinin bir kusuru olmadığını, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ithalat kısıtlaması ve davacı tarafın yanıltıcı beyan ve davranışları nedeniyle araçların limana getirildiğini iddia etse de, ithalat kısıtlamasında davacı şirketin bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, araçların davacının yanıltıcı beyanları nedeniyle limana getirildiği ve gümrükleme işleminin de davacının kusurlu davranışları ile yapılamadığı hususları davalı tarafça ispat edilemediğinden, davalı yanın ardiye ücretinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar davalı vekili takibe konu faturadaki araç sayısının ve ardiyede kaldığı gün sayısının hatalı olduğunu iddia etse de, davacı tarafça dosyaya sunulan kayıt ve belgelerden, tarafların iddia ve savunmalarından, konşimentolar ve özet beyan bilgilerinden, Mersin Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün yazı cevaplarından, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor ve ek raporları ile dairemizce alınan bilirkişi raporundan ve tüm dosya kapsamından, ithal edilen 235 aracın alıcısının davalı şirket olduğu, araçların 17/05/2014 tarihinde davacının işlettiği liman sahasına indirildiği, bu tarihten faturanın düzenlendiği 01/06/2015 tarihine kadar 381 gün araçların davacıya ait ardiyede kaldığı, davalı tarafça gümrük işlemleri tamamlanıp araçlar geçici depolama alanından çekilmediğinden araçların tasfiye sürecine girdiği ve sonraki süreçte araçların ihale suretiyle satıldığı anlaşılmaktadır. Alıcısı davalı şirket olan 235 adet araç, davacı tarafından işletilen limana indirildiği tarihten fatura tanzim tarihine kadar 381 gün davacıya ait ardiyede kalmış olup, davacı taraf bu sürenin 167 günlük kısmı için ardiye hizmet faturası düzenlediğinden, bu haliyle faturadaki araç sayısı ve gün sayısında bir fazlalık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Mersin Tasfiye İşletme Müdürlüğü’nün 08/02/2019 havale tarihli yazı cevabında, 235 adet aracın satış bedelinden %15 olarak ayrılan ardiye ücreti için davacı tarafa toplamda 596.840,00.TL ödeme yapıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekili ardiye ücretinin tek bir ücret olduğunu, tasfiye öncesi ve sonrası diye ayrılamayacağını, davacıya … tarafından yapılan ödemenin hem faturaya konu tasfiye aşamasından önceki ardiye borcunu hem de tasfiyelik hale geldikten sonraki döneme ilişkin ardiye borcuna mahsup edilmesi gerektiğini ancak ilk derece mahkemesince bunun yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Tasfiye Yönetmeliği’nin, “Satış sonrası yapılacak işlemler” başlıklı 64.maddesi: “(1) 4458 sayılı Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (b), (e), (f), (g) ve (k) bentlerinde ve ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen eşyanın satış bedelinden sırasıyla;
a) Hizmet karşılığı alacaklar ve yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde onbeşi,
b) Gümrük vergileri,
c) Satış için yapılmış masraflar karşılığı olarak yüzde ellisi,
ç) Para cezaları,
ayrılarak hak sahiplerine dağıtılır. Bu bedellerin dağıtımından sonra artan para olursa, eşya sahipleri adına emanet hesabına alınır. Emanete alındığı tarihten itibaren bir yıl içinde alınmayan para döner sermayeye gelir kaydedilir…” hükmünü içermektedir.
Tasfiye Yönetmeliği’nin 64/1-a maddesine göre satış bedelinin %15’i oranında ayrılıp davacıya yapılan ödeme, aracın tasfiyelik hale gelmesinden satılıp alıcısına teslimine kadarki döneme ait ardiye ücreti ve yapılan masraflara ilişkindir. Dairemizce bilirkişi heyetinden alınan ön rapor ve rapor ile davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerden araçların 01/01/2015 tarihinde tasfiyelik hale geldiği anlaşılmakta olup, takibe konu faturadaki ardiye ücreti ise, araçların liman sahasına tahliye edildiği 17/05/2014 tarihinden tasfiyelik hale gelmeden önceki döneme ilişkin olarak hak kazanılan ardiye ücretinin 167 günlük kısmına ilişkin olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar davalı vekili … tarafından davacı hesabına aktarılan toplam 596.840,00.TL’nin takibe konu borçtan mahsubu gerektiğini belirtse de, yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmü gereği bu mümkün olmadığı gibi, Dairemizce alınan bilirkişi raporuna göre de araçların tasfiyelik hale geldikten sonra oluşan ardiye ücretinin 1.035.730,00.USD olduğu, bu tutarın da ödeme yapılan 596.840,00.TL’nin çok üzerinde olması nedeniyle bakiye bir miktar kalmadığından mahsubun mümkün olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin … tarafından yapılan ödemenin fatura borcundan mahsubu gerektiğine yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından depozito olarak ödenen 22.800,00.USD ile dava dışı … tarafından depozito olarak ödenen 127.800,00.USD’nin fatura borcunun hesaplanmasında dikkate alınması gerekirken dikkate alınmadığını belirtip kararın kaldırılmasını istemiştir. Dekont örnekleri, gümrük evrakları ve davacı yanın beyan dilekçelerinden ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında geçmişten beri devam eden ticari bir ilişki olduğu, davalı şirketin araçlarının limana giriş işlemleri sırasında 22.800,00.USD’yi teminat olarak davacı şirket hesabına depo ettiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça yapılan bu ödeme teminat niteliğinde olduğundan ve davacı tarafça Dairemize verilen 26/08/2022 tarihli dilekçede, söz konusu tutarın davalı şirketin davaya konu araçlarının limana gelişi öncesi dönemde işletmelerinden almış olduğu hizmetlere ilişkin ödenmemiş borç bakiyesi olması nedeniyle mahsup edildiğini belirtildiğinden, işbu itirazın iptali davasının niteliği gereği takibin dayanağı ile sınırlı inceleme ve değerlendirme yapılabileceğinden, şartların varlığı halinde depo edilen miktarın iadesi için her zaman dava açılabileceğinden, davalı yanın depo edilen teminatın takip alacağından mahsup edilmesi gerektiği iddiası yerinde görülmediği gibi, dava dışı … firması tarafından yarılan ödemenin de davalının borcundan mahsubu mümkün olmadığından davalı yanın mahsuba yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı yan, Dairemizce alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayandığını, hesaplamalarda hatalar olduğunu, ek rapor alınması gerektiğini belirtmiş ise de, davalının rapora itiraz sebepleri ile istinaf sebeplerinin benzer mahiyette olduğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf sebepleri ve aynı zamanda bilirkişi raporuna itiraz sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkemece çözümü gereken hususlara ilişkin ek rapor alınması gerekmediği, ancak 06/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda, icra takibine konu faturada 167 günlük ardiye ücreti talep edilmesine karşın bilirkişilerce talebin dışına çıkılıp 52 adet araç için 228 gün, 183 araç için 213 gün üzerinden asıl alacak ve faiz hesabı yapıldığı, bu neden alacak miktarı yönünden hükme esas alınmasının mümkün olmadığı ancak, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında faturaya uygun olarak 235 adet araç için ve 167 gün üzerinden asıl alacak ve faiz hesabı yapıldığından ve yapılan hesaplamanın, açık, denetime elverişli ve fatura kapsamına uygun olması nedeniyle yeniden hesaplama yapılması gerekmediğinden davalı vekilinin alacak miktarı yönünden ek rapor alınmasına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
Dairemizce, duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı … işletmesinin davalıya verdiği ardiye hizmeti için 235 adet araç ve 167 gün üzerinden 170.375,00.USD tutarlı fatura düzenlediği, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine önce ihtarname çekip sonrasında davaya konu icra takibine girişildiği, faturaya konu alacağın USD para birimi üzerinden olduğu ve davacının da takibi USD para birimi üzerinden başlattığı, dairemizce de benimsenen ilk derece mahkemesince alının rapor ve ek raporlara göre davacının davalıdan ardiye ücreti olarak 170.375,00.USD asıl alacak ve takibe kadar 18.400,50.USD işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davalı yanın fatura bedelini ödediğine yönelik bir savunması bulunmadığı gibi yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzeri … tarafından davacıya yapılan ödemelerin ve davalının ve dava dışı … şirketinin depozito olarak yatırdığı paranın fatura borcundan mahsubu gerektiği yönündeki savunmaların da yerinde olmadığı, HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 170.375,00.USD asıl alacak ve takibe kadar 18.400,50.USD işlemiş faiz alacağı bulunduğu anlaşıldığından bu miktarlar yönünden davanın kabulüne, bakiye faiz alacağı yönünden talebin reddine karar vermek gerekmiş, alacak faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere :
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Mersin 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, … karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/3. maddesi hükmü gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
Davalı tarafından Mersin 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yönelik yapılan itirazın kısmen iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin 170.375,00.USD asıl alacak ve 18.400,50.USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 188.775,50.USD üzerinden DEVAMINA, asıl alacak olan 170.375,00.USD’ye takip tarihinden itibaren USD cinsinden kamu bankalarına açılan 1 yıl vadeli döviz hesabına 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince uygulanan faizin İŞLETİLMESİNE,
5-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faize yönelik talebinin REDDİNE,
6-170.375,00.USD asıl alacağın icra takip tarihindeki USD dolar kuru karşılığı olan 506.337,46.TL’nin %20’si olan 101.267,49.TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7- Şartları oluşmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
8-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 38.298,90.TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 6.891,86.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 31.407,04.TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9- 6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 177,00.TL tebligat gideri, 68,60.TL posta gideri, 900,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.145,60.TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap olunan 1.122,68.TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Davalı tarafından yapılan 14,00.TL tebligat masrafı, 31,00.TL tanık ücreti olmak üzere toplam 45,00.TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap olunan 0,90.TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
11-6100 Sayılı HMK’nin 330 maddesi gereğince davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 79.672,96.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-6100 Sayılı HMK’nin 330 maddesi gereğince davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.108,25.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 9.582,79.TL istinaf nispi karar harcının kararın kesinleşmesi ile talep halinde davalıya İADESİNE,
2- 6100 sayılı HMK’nin 326/1 maddesi gereğince davalı tarafından yapılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 161,30.TL posta gideri ve 1.500,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.782,60.TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ile talep halinde İADESİNE,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve istinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından, A.A.Ü.T İkinci Kısım İkinci Bölüm 17/c maddesi gereğince belirlenen 11.000,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde İADESİNE,
6-HMK’nın 359/3 maddesince karar tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından YAPILMASINA,
Dair, davacı vekili Av.. ile Av… ile davalı vekili Av…’nun yüzüne karşı, istinaf duruşması sonucunda, kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar usulen okunup açıkça anlatıldı.06/06/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır