Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/679 E. 2023/569 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/679 – 2023/569
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/679
KARAR NO : 2023/569

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I
BAŞKAN : … … (…)
ÜYE : … … (…)
ÜYE : … … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2022
NUMARASI : 2021/..Esas- 2022…Karar

DAVACI : … SERACILIK TAR. ÜR. VE HAY. TUR. DMR. ÇLK. VE HIR. MAL. İTH. İHR. SAN. TİC. LTD ŞTİ…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :…
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF TALEP TARİHİ :27/03/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ :…
KARAR YAZIM TARİHİ :…
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2022 tarihli, 2021/903 Esas, 2022/922 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin davalıya ait … İli … ilçesi … ada .. parselde bulunan … dönüm taşınmaz üzerinde sera projesinin çelik konstrüksiyon ve muz askı tellerinin bağlanması işlerinin montajını dönümü 7.000,00 TL’den yapma konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin anlaşmaya uygun bir şekilde taahhütlerini yerine getirerek muz serasını yaptığını ve davalıya teslim ettiğini, ancak davalının bu iş kapsamında düzenlenmiş olan 18.06.2020 tarihli 40.000,00 TL tutarlı fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için … 5.İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı ilamsız takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, takipte … İcra Daireleri yetkili olduğundan davalının yetkiye yönelik itirazlarının reddinin gerektiğini, söz konusu icra takibi taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağa istinaden yapıldığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, buna göre alacaklının ikametgahında bulunan icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olduğunu, davalı borçlu, müvekkili ile aralarındaki akdi ilişkiye itiraz etmediğini, alacağın varlığını kabul ettiğini, bu durumda uyuşmazlık para alacağından kaynaklandığını, kanuni ifa yerinin alacaklı müvekkilinin muamele merkezi olan … olduğunu ileri sürerek … 5 İcra Müdürlüğü 2021/… sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Yetkili icra daireleri ve mahkemenin müvekkilinin ikametgahının bulunduğu … icra daireleri ve mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin İstanbul’da bir özel tıp merkezinde uzman hekim olarak çalıştığını, … … ilçesinde maliki bulunduğu taşınmazda muz serası yaptırmaya karar verdiğini, babası … … … verdiği vekaletname ile sera yapım işine başlandığını, müvekkilinin babasının, muz serasının bir kısım demir/profil işlerini (işçiliğini) davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu bildiren … …’na yaptırdığını, bu işin karşılığı olan işçilik bedelini değişik tarihlerde banka kanalıyla ve imzalı belge karşılığında elden ödediğini, takip konusu faturanın 18.06.2020 tarihli, davacı şirket yetkilisi tarafından imzalanan ibranamenin ise 03.07.2020 tarihli olduğunu, dava konusu faturanın, ibraname tarihinden önce düzenlendiğini, alacaklının sadece işçilik hizmeti sunduğunu, işin yapımı için gerekli tüm malzemelerin müvekkili tarafından karşılandığını, davacı, ibranamenin bir bölümünü kabul etmesine rağmen, alacağın tamamını aldığına ve hiç bir alacağı kalmadığına ilişkin beyanını inkar ettiğini, ancak altında ismi ve imzası bulunan yazıdan davacının müvekkilini açık bir şekilde ibra ettiğininin anlaşılacağını, müvekkilinin davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, alacaklı şiket tarafından … 5. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı dosyası ile davalı aleyhine faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 18/06/2020 tarihli, … seri numaralı ve 40.000,01 TL bedelli malzeme ve işçilik bedeline ilişkin fatura olduğu, süresinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davalı borçlunun yetki itirazının bulunduğu, TBK’nun 89. maddesi uyarınca faturaya dayalı yapılan takipte alacaklının yerleşim yeri icra dairesinin yetkili bulunduğu, davalının davacı şirket yetkilisi … …’nun imzaladığı 03/07/2020 tarihli ibranameye dayandığı, ibraname içeriğindeki yazıların bir kısmına davacı tarafça itiraz edildiği ancak imzaya itiraz edilmediği, bu doğrultuda ibraname üzerinden sonradan ekleme yapılıp yapılmadığı hususunda Jandarma Kriminal Daire Başkanlığından 10/11/2022 tarihli uzmanlık raporu alındığı, rapora göre ibranamedeki yazıların tek bir kaligrafide ve aynı şahıs eli ürünü olduğu, her ne kadar davacı şirket yetkilisi duruşmadaki beyanında ibranamedeki ” (50.000 TL ) Elli bin lirayı kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasında hiçbir sakınca yoktur. 03/07/2020 … … imza ” yazıların kendisine ait olduğunu ancak bunun dışındaki üst kısımlardaki yazıların kendisine ait olmadığını iddia etmiş ise de rapora göre bu iddianın gerçeği yansıtmadığı, bütün yazıların bir kaligrafide ve aynı şahıs eli ürünü olduğunun tespit edildiği, ibraname içeriğine göre dava konusu muz serası yapım işinden kaynaklı davacı şirketin hiçbir alacağının kalmadığının anlaşıldığı, davacının açıkça kötüniyetli olarak takip yaptığı ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili 27/03/2023 tarihli istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan 11.11.2022 tarihli Uzmanlık Raporunda, söz konusu el yazılarının bir kaligrafide ve aynı şahıs eli ürünü olduğu, inceleme konusu belge üzerinde bulunan söz konusu el yazılarının … … eli ürünü olmadığı, el yazılarının aynı kaligrafide olması, kalem baskı izlerinin benzerlikler göstermesi ve aynı cins mavi mürekkepli kalemle yazılmış olması nedeniyle inceleme konusu belge üzerine sonradan yazı eklenip eklenmediği hususunda tespit yada değerlendirmede bulunmanın mümkün bulunmadığı , yazıdaki “(50.000,00 TL) Elli bin lirayı kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasında hiçbir sakınca yoktur” yazısının … …’nun eli ürünü olmadığı şeklindeki değerlendirmenin tamamen hatalı olduğu, bir kişinin kendi yazısını tanımaması gibi bir durum asla söz konusu olamayacağı, … … belgedeki yazının kendisine ait olan kısmını açıkça belirtilmiş olmasına rağmen raporda bu kabulün aksine sonuca varılmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu, müvekkili şirket yetkilisi … … 29.03.2022 tarihli celsede “Bana göstermiş olduğunuz 03/07/2020 tarihli yazılı belge üzerindeki imza bana aittir. Ancak yazıların tamamı bana ait değildir. Bir kısmı bana aittir. Ben bu belgeyi düzenlediğimde arabanın içerisinde yazdım o esnada acil başka bir işim olduğu içini A4 kağıdını katladım ve yanlışlıkla kağıdın üst tarafından yazmaya başlayacağıma katlamış olduğum bölümün alt tarafından yazmaya başladım ve şunları yazdım. ” (50.000 TL ) Elli bin lirayı kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasında hiçbir sakınca yoktur. 03/07/2020 … … imza ” bu yazılar bana aittir. Onun dışında belgenin üst tarafından diğer yazılar bana ait değildir. Ayrıca gördüğüm kadarıyla bana ait olmayan yazıların bir kısmını solak birisi bir kısmını ise sağ elini kullanan birisi yazmış benim haricimde bu belgede iki kişinin yazısı olabilir. Belgenin üst tarafının doldurulması ile ilgili benim herhangi bir rızam ve bilgim olmamıştır” şeklinde beyanda bulunduğu, 03.07.2020 tarihli yazıdaki “(50.000,00 TL) Elli bin lirayı kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasında hiçbir çekince yoktur” yazısının … …’nun eli ürünü olduğunu, belgeye çıplak gözle bakıldığında dahi yazıların farklı karakterle olduğunun anlaşılabileceğini, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığını, emsal Yargıtay kararlarında imza ve yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının tespitinde izlenecek yolun belirtildiğini, karara esa alınan raporun gerekli teknik incelemeler yapılmadan, eksik inceleme ile düzenlendiğini, rapora yapılan itirazın kabulü ile Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan uzmanlık raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili 03/04/2023 tarihli istinafa cevap dilekçesinde; cevap dilekçesi içeriğini tekrarlamış, davacının müvekkili davacıyı ibra ettiğini, ibranamenin geçerli olduğunu, davacıyı bağladığını, ibranamede farklı kişilerin el yazısının bulunduğu iddiasının asılsız olduğunu beyan ederek istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas olmak üzere,
Yerel mahkeme dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… 5. İcra Dairesinin 2021/… sayılı icra dosyasında; alacaklının … Seracılık…Ltd.Şti., borclunun … … olduğu, 40.001,00 TL asıl alacak ve 5.905,48 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.905,49 TL’nin tahsili amacıyla 16/06/2021 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak 18/06/2020 tarihli, … seri numaralı 40.000,01 TL bedelli faturanın gösterildiği, borçlunun 07/07/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun ödendiği, bu konuda imzalı belge bulunduğunu beyan ederek borca ve fer’ilerine itiraz ettiği,
03/07/2020 tarihli adi yazılı belgede; “… …’nun … köyündeki … ada 1 parsel sayılı parselinde kurmuş olduğu muz serası demir-profil işçiliğini yapmaktayım. Demir işçilik bedelinin tamamını aldım. Hiçbir alacağım kalmamıştır. Parayı çeşitli zamanlarda elden aldım. 03/07/2020 tarihinde Elli Bin (50.000,00) TL kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasına sakınca yoktur” ifadesinin bulunduğu, belgenin … … tarafından imzalandığı,
Sicil kayıtlarına göre, … Seracılık…Ltd.Şti.’nin ortaklarının … …, … … ve … …, şirket müdürlerinin ise … … ve … … oldukları,
Vergi kayıtlarına göre, davalının tropikal meyve yetiştiriciliği faaliyetinden dolayı gerçek usulde vergi mükellefi olduğu, işletme hesabına göre vergilendirildiği, yıllık alış tutarının 2019 yılı için 3.009.655,27 TL, 2020 yılı için 1.792.278,53 TL olduğu,
Jandarma Kriminal Laboratuarının 10/01/2022 tarihli raporunda; inceleme konusu 03/07/2020 tarihli belgede bulunan yazıların aynı şahsın elinin ürünü olduğu, el yazısının … …’na ait olmadığı, el yazının bir kaligrafide olması, kalem baskı izlerinin benzerlikler göstermesi, aynı cins kalem ile yazılmış olması nedeniyle belge üzerine sonradan yazı eklenip eklenmediği hususunda tespit yapılamadığının bildirildiği,
Davacı şirket yetkilisi … …’nun 29/03/2022 tarihli 2. celsede; “Bana göstermiş olduğunuz 03/07/2020 tarihli yazılı belge üzerindeki imza bana aittir. Ancak yazıların tamamı bana ait değildir. Bir kısmı bana aittir. Ben bu belgeyi düzenlediğimde arabanın içerisinde yazdım o esnada acil başka bir işim olduğu içini A4 kağıdını katladım ve yanlışlıkla kağıdın üst tarafından yazmaya başlayacağıma katlamış olduğum bölümün alt tarafından yazmaya başladım ve şunları yazdım. ” (50.000 TL ) Elli bin lirayı kızım … … hesabına yatırılmıştır. Evet kızımın hesabına yatmasında hiçbir sakınca yoktur. 03/07/2020 … … imza” bu yazılar bana aittir. Onun dışında belgenin üst tarafından diğer yazılar bana ait değildir. Ayrıca gördüğüm kadarıyla bana ait olmayan yazıların bir kısmını solak birisi bir kısmını ise sağ elini kullanan birisi yazmış benim haricimde bu belgede iki kişinin yazısı olabilir. Belgenin üst tarafının doldurulması ile ilgili benim herhangi bir rızam ve bilgim olmamıştır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 470.maddesinde eser sözleşmesinin, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir şeklinde açıklanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 471.maddesinde,”Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır.” şeklindedir.
Eser sözleşmesinde işin fen ve teknik kuralarına ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre yapıldığını ispat etmek yükleniciye, bedelin ödendiğini ispat etmek ise işverene aittir.
“….Mahkemece davanın karara bağlanmasından sonra, davalı vekili tarafından, davacının davalıyı ibra ettiğine dair davacı şirketin kaşe ve imzasını içerir 09.06.2014 tarihli ibraname başlıklı fotokopi belge ibraz edilmiştir. Belgede davacı alt müteahhit, davalı da müteahhit olarak isimlendirilip aralarında imzaladıkları hafriyat işleri taşeron sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerle ilgili olarak yapılan zeyilname ve ek protokollerden dolayı herhangi bir hak ve alacağın bulunmadığı, davacının davalıyı gayri kabili rücu ibra ettiği, ayrıca iş bu ibraname metninde yer almayan herhangi bir haktan da feragat edildiği kabul beyan ve taahhüt edilmiştir. Bu belgenin doğru ve gerçek olması halinde uyuşmazlığın bu belgeye göre çözümlenmesi gerekir. O halde mahkemece yapılacak ilk iş; davalı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 09.06.2014 tarihli ibranameyle ilgili olarak davacıyı isticvap etmek, ibranamenin ve dava konusu alacağın ibra kapsamında kaldığının kabulü halinde davayı reddetmek, ibranamenin kabulü ancak dava konusu alacağın ibra kapsamı dışında kaldığının ileri sürülmesi halinde bu yöndeki iddiayı değerlendirerek ulaşılan sonuca göre karar vermek, imzalayanların temsil yetkisinin bulunmaması nedeniyle davacı şirketi bağlamadığının veya sahte olduğunun ileri sürülmesi halindeyse ticaret sicili kayıtları ile imza sirkülerini getirterek ve belge aslını davalıya ibraz ettirerek ibranamenin davacı şirketi bağlayıp bağlamadığını ve sahtelik iddiasını incelemek, davacıyı bağladığı ve sahte olmadığı anlaşılırsa alacağın ibraname kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilerek sonucuna uygun karar vermek olmalıdır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 27/10/2015 tarihli, 2015/3202 Esas, 2015/5404 Karar sayılı kararı).”
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı şirket vekili, davalı ait taşınmazda muz serası yapıldığını, ancak iş kapsamında düzenlenen 18/06/2020 tarihli 40.000,00 TL tutarındaki faturanın ödenmediğini, yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, muz serasının bir kısım demir/profil işçilik işlerinin davalı şirkete verildiğini, bedelin ödendiğini, 03/07/2020 tarihli ibranamede iş için alacak kalmadığının belirtildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 03/07/2020 tarihli ibraname içeriğine göre dava konusu muz serası yapım işinden kaynaklı davacı şirketin hiçbir alacağının kalmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı şirket vekili, karara esas alınan bilirkişi raporunun emsal Yargıtay kararlarında belirtildiği şekilde düzenlenmediğini, rapora itirazlarını dikkate alınmadığını, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dosya içeriğinden; 18/06/2020 tarihli 40.000,01 TL tutarındaki faturanın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edildiği, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, 03/07/2020 tarihli ibranamedeki imzanın şirket yetkilisine ait olduğu, şirket yetkilisinin ibranamenin üst kısmının kendi rızası bulunmaksızın doldurulduğunu iddia ettiği, Jandarma Kriminal Laboratuarının 10/01/2022 tarihli raporunda; inceleme konusu 03/07/2020 tarihli belgede bulunan yazıların aynı şahsın elinin ürünü olduğu, el yazısının … …’na ait olmadığı, el yazının bir kaligrafide olması, kalem baskı izlerinin benzerlikler göstermesi, aynı cins kalem ile yazılmış olması nedeniyle belge üzerine sonradan yazı eklenip eklenmediği hususunda tespit yapılamadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme kapsamında iş yapıldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık bedelin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı şirket yetkilisi celsede 03/07/2020 tarihli yazıdaki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak evrakta bulunan yazılardan yalnızca “50.000,00 TL’nin kızının hesabına yatırılmasına sakınca yoktur” kısmını kendisinin yazdığını, diğer yazıların kendisi tarafından yazılmadığını iddia etmişse de, Jandarma Kriminal Laboratuarının 10/01/2022 tarihli raporu dikkate alındığında, 03/07/2020 tarihli adi yazılı belgede bulunan demir işçilik bedelinin tamamının alındığına yönelik kısmının davacı şirketi bağlayacağı açıktır.
İlk derece Mahkemesi kararında isabetsizlik yoktur.
Sonuç itibariyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b.1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından bu yönde karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2023

… …
Başkan

*e-imzalıdır*
… …
Üye

*e-imzalıdır*
… …
Üye

*e-imzalıdır*
… …
Katip

*e-imzalıdır*

**Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.**