Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/532 E. 2023/458 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/532
KARAR NO : 2023/458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2023
NUMARASI : 2023/… Esas – 2023/… Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …-

DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …-

DAVANIN KONUSU : Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 13/03/2023
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 12/05/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : 12/05/2023
Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2023 tarih ve 2023/… Değişik İş Esas-2023/… Değişik İş Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle reddi hakim talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ HAKİMİN REDDİ DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; 13/01/2023 tarihli Ara Karar ile “davacı vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine” karar verildiğini, 12/01/2023 tarihli dilekçede yetkisi kaldırılmış şirket müdürü ve denetim kayyımı tarafından fikir birliği içerisinde şirket aleyhine kararlar alınarak şirket aktifinin yok edildiğini açıkça belirttiklerini, dava kapsamında Mahkemece şirkete kayyım atandığı gözetildiğinde ve Mahkemece atanan kayyımın dosyanın kesinleşmemiş olması nedeniyle denetim kayyımı olduğundan davacının taleplerinde hukuki yararının bulunduğunu, ivedi olarak ara karardan dönülmesini talep ettiklerini, denetim kayyımının, Mahkeme kararlarını etkisiz hale getirebilecek nitelikteki müdür veya müdürler kurulu kararlarını onaylamaması gerektiğini, onaylaması halinde kayyımın, yetki ve görevini yerine getirmemiş olacağını, mahkemece atanmış olan kayyımın şirket aleyhine olarak taşınmazın satışı işlemine onay verdiğini, taşınmaz hakkında kıymet takdirine itirazdan feragat edildiğini, hal böyleyken durum açıkça ortadayken mahkemece kayyımın görevine son verilmemesinin kabul edilemez olduğunu, mahkemece 24/11/2016 tarihli tespit tutanağında “davacı vekilinin şirketin taşınır ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir konulması yönündeki talebinin; Dava dilekçesi içeriği, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle kabulü ile davanın esası hakkında Mahkememizceverilecek kararın kesinleşmesine kadar … Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ltd. Şti.’nin adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi hususunda tapu kaydı/trafik tescil kaydı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, bu hususta ilgili tapu müdürlüğüne ve İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına,” karar verilmesine rağmen şirket müdürü ile mahkemece atanmış olan denetim kayyımı …’ın fikir birliği içerisinde hareket ederek şirketin aktifini yok etmeleri nedeniyle mahkemece atanmış olan kayyımın değiştirilmesi ve denetim kayyımı tarafından belirtilen Iban’a tedbir konulması gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 36. Maddesinde “Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir.” ifadesinin yer aldığını, bu düzenlemeye göre hakimin, yargılama sürecini kasten sürüncemede bırakmasının, taleplerine gerekçesiz olarak red kararı vermesinin, hakimin tarafsızlığı konusunda şüphe duyulmasını gerektirecek bir neden olduğunu, kanunda hakimin reddedilme sebeplerine ilişkin sayımların tadadi olduğunu ve sınırlandığını, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 30. Maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. ” ifadesi bulunduğunu, bu düzenlemede hakimlere yargılamanın makul sürede tamamlanabilmesini sağlama mecburiyeti yüklendiğini, aksi takdirde hakimin sorumluluklarını yerine getirmemiş olacağını ve tarafların Anayasal bir hakkı olan makul sürede yargılanma hakkını ihlal etmiş olacağını, bu davada uyuşmazlık konusunun Tensip Tutanağında “yöneticilerin azline ilişkin” belirtildiği göz önüne alınması halinde sürecin uzamasının ve her aylık gecikmenin davacı için telafisi imkansız zararlar meydana getirdiğinin açık olduğunu, bu hususun defaatle heyete bildirildiğini, ancak heyetin yargılamayı kasten sürüncemede bırakmaya devam ettiğini, davacı tarafından Mahkeme heyeti hakkında 24/12/2022 tarihli … numarası ile CİMER başvurusu yapıldığını, HSK incelemesi neticesinde de yargılamanın sürüncemede bırakıldığının, davacı taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğinin görüleceğini, sürekli ve kasten davacı aleyhine yargılamayı uzatan ve talepleri hiçbir gerekçe ortaya koymaksızın göz ardı eden heyetin reddini talep ettiklerini belirtilen nedenlerin kül olarak dikkate alınması durumunda heyetin kasti olarak davacı aleyhine bir tutum sergilediğinin açık olduğunu, heyetin objektiflikten uzak bir şekilde karar vereceğinin de aleni olduğunu, bu nedenle davacının adil yargılanma hakkının ihlal edilmemesi adına heyetin reddi talebimizin kabulünün elzem olduğunu ileri sürerek; Heyetin reddi talebinin kabulüne ve davanın bir başka heyet tarafından görülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HAKİMİN MÜTALAA YAZISI İNCELENDİĞİNDE ; 6102 Sayılı HMK’nin Ret sebepleri başlığını taşıyan 36. maddesinde; “(1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir: a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması. b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması. c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması. ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması. d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması.” şeklinde düzenleme bulunduğu, HMK’nin 38/5. Maddesi uyarınca incelenen dosya içeriği itibari ile davacı vekilinin red dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin hakimin tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektiren neden olarak değerlendirilemeyeceği, dilekçede belirtilen hususların işin esası yönünden istinaf ve temyiz sebebi olarak ileri sürülebilecek nedenlerden olduğu, HMK’nin 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığı, dilekçede belirtilen hakimi red sebeplerinin kanuna uygun olmadığı, dolayısı ile reddi gerektiği düşüncesinde oldukları, bununla birlikte dosyanın HMK’nin 40/1-2. Maddeleri çerçevesinde, reddedilen Hakimlerin Asliye Ticaret Mahkemesinin heyet halinde verilen karar nedeniyle toplu mahkeme hakimleri olduğu, Mahkemede Başkan ile birlikte dört Hakimin görevli olması ve reddedilen Hakimlerin katılmaması halinde heyet teşekkülü mümkün olmadığından red talebini değerlendirecek merci olan Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğüne gönderilmesine şeklinde mütaala verdiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 03/02/2023 TARİHLİ DEĞİŞİK İŞ KARARI: Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, dava konusunun Ticari Şirket Yöneticilerinin Azline İlişkin olduğu, dava tarihinin 23/11/2016 olduğu, 19/04/2019 tarihli 2016/… Esas – 2019/… Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabul kısmen reddine, Mersin Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nin 630/2. maddesi gereğince müdürü olan davalı …’in yönetim haklarının ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, davacının müdürlük yetkisinin kendisine verilmesine ilişkin talebin reddine, 11/05/2018 günlü celse 3 nolu ara kararı ile denetim ve onay kayyumu olarak …’ın atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı şirketin işyerinin kiralanması açısından denetim ve onay kayyumu olarak atanan …’a kira sözleşmesi düzenleme, tahsil, takip ve şirket hesabına yatırma, kira sözleşmesi ile ilgili çıkabilecek hukuki ihtilaflar yönünden icra takibi yapma, tahliye, akdin feshi ve kira ile ilgili alacak ve tahliye yönünden dava açma konusunda tedbiren yetki verilmesine, karar kesinleştikten sonra şirketin organsız kalmaması için şirket tarafından yeni bir şirket müdürü veya müdürler kurulu seçilene kadar Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı … Otomotiv Mobilya Besicilik Turizm İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne müdür yetkilerine sahip olmak üzere denetim ve onay kayyumu olarak atanan …’ın tedbiren yönetici kayyum olarak atanmasına” karar verildiği, kararın istinaf edildiği, verilen kararın henüz kesinleşmediği, dosyanın halen temyiz incelemesinde olduğu, davacı vekilinin 12/01/2023 tarihli dilekçesi ile mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, mahkemece 13/01/2023 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin reddine istinafı kabil olmak üzere karar verildiğinin tespit edildiği, incelenen dosyada heyetin reddi nedeni olarak gösterilen hususların HMK’nin 36. maddesinde tanımlanan hakimin red nedenlerinden olmadığı, mahkeme heyetinin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren herhangi bir delil de mevcut olmadığı, davacı vekilinin talebinin mahkemesince istinafı kabil olmak üzere karara bağlandığı göz önüne alınarak reddi hakim talebinin reddine, şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNAN DAVACI VEKİLİ 13/03/2023 TARİHLİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE;
1-Davaya konu yetkisi kaldırılmış şirket müdürü ve denetim kayyımı tarafından fikir birliği içerisinde mahkemece tensip zabtı ile taşınmazın devrinin engellenmesi yönündeki ara kararı rağmen şirket aleyhine kararlar alarak şirket aktifliğinin yok edildiğini, dava kapsamında mahkemece şirkete kayyım atandığı gözetildiğinde ve mahkemece atanan kayyımın dosyanın kesinleşmemiş olması nedeniyle denetim kayyımı olduğunu, taleplerinde hukuki yararın sabit olduğunu,
2-Hakimin yargılama sürecini kasten sürüncemede bırakması, taleplerine gerekçesiz olarak red kararı verilmesinin hakimin tarafsızlığı konusunda şüphe duymasını gerektirecek bir neden olduğunu,
belirterek,
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, hakimin çekinmesi ve reddi hâkim taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Talep, reddi hakim talebinin incelemesine ilişkindir.
HMK’nun 36/1 maddesinde; “Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü açıklamış olması.
c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem sıfatıyla hareket etmiş olması; uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırıcılık yapmış bulunması,
ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait olması.
d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık bulunması ”
Hükümleri düzenlenmiştir.
HMK.nın 36. maddesinde hakimin reddine ilişkin sınırlı olarak sayılan sebeplerin dışında hakimin reddi talep edilemez. Hakimin reddini talep eden tarafın hakimin reddine dair sebep, delil ve emarelerini açıkça göstermesi ve varsa buna ilişkin belgeleri de dilekçesine eklemesi gerekir.
Bu kapsamda davacı vekilinin, hakimin reddi talebine ilişkin 18/10/2022 tarihli dilekçesinin içeriğinde belirttiği hususların hakimin reddi sebeplerinden hiç biri olmadığı anlaşılmakla, bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.
İlk derece mahkemesi hakiminin, hakimin çekinmesi ve hakimin reddi talebinin reddine ilişkin kararı yerindedir.
Sonuç olarak: Davacı/Reddi Hakim talebinde bulunan vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken istinaf karar harcı 179,90 TL olmakla, peşin alınan harç karar ve ilam harcını karşıladığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA
3-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/05/2023


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.