Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/977 E. 2022/660 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/977
KARAR NO : 2022/660
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : … –

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … –

VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : …
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E.-… K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı şirkete ait inşaat işinde ekte sözleşme ile mobilya yapım işi için … adlı şirketle birlikte yüklenici olarak sözleşme imzalandığını, sözleşmenin imzalanmasından sonra söz konusu yapım işi için gerekli olan tüm malzemelerin bağlantılarını yaptıkları ve örnek dairelerin mobilyalarının, sözleşmede belirtilen süre içinde montajını yaparak teslim ettiklerini, ancak davalının sürekli sözleşmede belirtilen malzeme dışında ek taleplerde bulunmasına rağmen davacı tarafından yine de sözleşmeye riayet edilerek örnek dairelerin eksiksiz teslim edildiğini, davalının haksız bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmedeki tüm yükümlülükleri yerine getirdiklerini, ancak davalının yapılan örnek dairelerin ödemelerini yapmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, montajı yapılmış olan işler, montaj için bekleyen ürünler, müspet zararlar ve sözleşmede belirtilen cezai şart olarak belirtilen tutarların ticari faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: 18/02/2019 tarihli sözleşmenin, müvekkili şirket, davacı ve davacı ile birlikte diğer yüklenici … Mobilya Nak. Turz. San. Ltd. Şti olmak üzere imzalandığını, yüklenicinin sadece davacı olmayıp bir nevi adi ortaklık olan iki şirket olduğunu, bu nedenle zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, davacı ile ….Ltd. Şti. arasında uyuşmazlık çıktığını, bunu müvekkiline yansıtma amaçlı olarak iş bu davayı açtıklarını, her iki yüklenicinin zorunlu dava arkadaşı olduğunu, dava her iki yüklenici tarafından açılmıyor ise davada taraf teşkili sağlanamayacağını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının davasını kısmi olarak açtığını, ancak davacı tarafından yapılan Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporuna göre alacağın belli olduğunu, bu sebeple davanın 10.000,00-TL şeklinde belirsiz alacak davası niteliğinde açılmasının usule aykırı olduğunu belirterek, öncelikle davanın usulden reddine, talebin reddi halinde bu sefer davanın esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
” Davacı taraf 06.10.2021 tarihli celsede dava dışı … Mobilya yetkilisi olduğunu beyan eden … …’yı hazır etmiş ve beyanı alınmış ise de, duruşmada şirket yetkilisi olduğunu gösterir bilgi ve belge sunmayan … …’nın şirket yetkilisi olup olmadığının teyidi için Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, gelen müzekkere cevabına göre dava dışı şirketin 25.09.2014 tarihinden beri şirket yetkilisinin … … olduğu görülmüştür. Dolayısıyla verilen kesin süre içerisinde davacı vekilinin şirket yetkilisi … …’yı hazır etmediği, şirket yetkilisinin davaya muvafakatinin bulunmadığı ve davaya dahil edilmediği görülmüştür.” gerekçesiyle,
“1-Taraf teşkili yokluğu nedeni ile Dava Şartı Yokluğundan Davanın USULDEN REDDİNE,”
şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 17/03/2022 tarihli istinaf dilekçesinde;
Davanın, davalı ile imzalanan 18/02/2019 tarihli sözleşmeye binaen müspet zararın tazmini ve cezai şart alacağına ilişkin olduğunu, sözleşmeyi, yüklenici sıfatı ile davacı ve dava dışı … Mobilya Nak. Tuz. San. Ltd. Şti’nin birlikte imzaladığını, adi ortaklık sözleşmesinin iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme olduğunu, ortaklığın kararlarının bütün ortakların oy birliğiyle alındığını, sözleşmede oy çoğunluğuyla belirtilmişse de çoğunluk ortak sayısına göre belirlendiğini, ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeylerin alacaklar ve ayni hakların ortaklık sözleşmesi çerçevesinde el birliği halinde bütün ortaklara ait olduğunu, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça bir ortağın alacaklılarının haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanılabileceğini, ortakların birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan müteselsilen sorumlu olduklarını, elbirliği mülkiyeti olduğunu, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın olduğunu, elbirliği mülkiyetinin topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlendiğini, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yönetim gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiğini, ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabildiklerini, tüm ortakların yararlandığını, mecburi dava arkadaşlarının birlikte dava açabileceği veya aleyhlerine birlikte dava açılabileceğini, birlikte hareket etmek zorunda olduklarını, bu hükümlere göre, dava açan adi ortakların, el birliği mülkiyeti hükümlerine göre davada mecburi dava arkadaşı durumunda olduklarını, davanın tüm ortaklar tarafından açılması gerektiğini, birlikte dava açılmaması halinde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması gerektiğini, eğer vermeyen olursa da onun adına dava açılması gerektiğini, mahkemece taraf teşkili sağlanması için süre verildiğini, davacı tarafın … Mobilya yetkilisi olduğunu beyan eden … …’yı hazır ettiğini ve beyanının alındığını, ancak duruşmada şirket yetkilisi olduğunu gösterir bilgi ve belge sunmadığı, Mersin Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabına göre şirket yetkilisinin … … olduğu, verilen süre içerisinde şirket yetkilisi … …’nın hazır edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, mahkemede taraflarınca süre istenmesine rağmen, gerekli araştırmayı yapmadan davanın usulden reddedildiğini, oysaki … …’nın, … …’nın eşi olduğunu, ve … …’nın şirketi temsil noktasında tüm yetkilere haiz olduğunu, eğer mahkeme dosyaya yeni vekaletname sunmuş olmalarını da gözönüne alarak tarafların süre vermiş olsa idi bu hususu aydınlatacak olduklarını, bu konuda yetki belgelerini dilekçeleri ekinde sunduklarını, (Mersin 12.noterliği 05.07.2018 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname)
İmza attığı esnada … …’nın o hususda imza atmaya yetkisi olduğunu belirterek, Davamızın kaldığı yerden devam etmesi gerekirken alelacele usulden davamız reddedilmiştir.
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın kaldığı yerden devam etmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında özetle:
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas:
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve cezai şart alacağı davasıdır.
“… dava açan adi ortaklar elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre davada mecburi dava arkadaşı durumundadır. Adi ortaklıkta davanın tüm ortaklar tarafından açılması gereklidir. Birlikte dava açılmadığı takdirde diğer ortaktan davaya muvafakat alınması, muvafakat vermeyen ortak olursa onun hakkında da dava açılması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması gerekir. Aksi takdirde davanın dinlenme imkanı yoktur (YHGK’nın 17.01.1990 gün Esas 3-457, Karar 2 sayılı kararı).
Açılan davaya muvafakatın sağlanması, olmadığı takdirde taraf teşkili için diğer adi ortağın davalı olarak davada yer almasının sağlanması yoluyla davanın görülebilir hale gelmesi şeklinde bir uygulamanın benimsenmesi, Anayasanın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesine uygun yorumla, hukukun ve adaletin amacını sağlamaya yönelik olan temel hukuk ilkeleri yönünden de bir zorunluluktur. Muvafakat etmeyen adi ortak aleyhine husumet yöneltilmesine imkan tanınmaksızın davanın reddi gerektiğinin kabulü; ortaklardan bir kısmının hak arama özgürlüğünün, diğer bazı ortakların insiyatif ve vicdanına bırakılması yanında, ortaklığın ve bu kapsamda ortaklardan bir kısmının haklarının hukuk önünde korunamayarak, uyuşmazlığın çözümsüz ve ortada bırakılabileceği anlamına gelir ki, bu da hukukun adaleti sağlama amacıyla hiçbir şekilde bağdaşmaz.” (Yargıtay 6. H.D. 01/03/2022 tarih, 2021/3455 E., 2022/1085 K.)
Somut olayda; adi ortaklardan biri tarafından açılan davada, diğer ortağın muvafakatinin alınamamış olması nedeniyle usulden red kararı verilmiştir. Yukarıda değinilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere, diğer ortağın muvafakatinin alınamaması halinde davacıya, muvafakat etmeyen adi ortak aleyhine husumet yöneltilmesine imkan tanınmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince yapılması gereken, diğer ortağın muvafakatinin alınması ya da muvafakat etmeyen adi ortak hakkında dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmesi için davacıya süre verilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesidir.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Kabulüne,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E.- … K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren yerel mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL nispi istinaf karar harcının talep halinde yerel mahkemece davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 220,70- TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad KAYDINA,
6-Davacı tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 78,60-TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, davalı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nun 359/4.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince, TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/06/2022


Başkan

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Katip

*e-imzalıdır.*

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.