Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/752 E. 2022/558 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/771
KARAR NO : 2022/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …. -…

VEKİLİ : Av…
DAVALI : …

VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : …

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E.-… K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin, davalı … ile yapı malzemeleri konusunda anlaştıklarını, davalının talepleri ekte sunulan teslim fişleri ile yerine getirdiğini, davalının edim karşılığında bedeli ödemediğini, teslim fişlerinin parke taşı olan kısımlarının sehven … İnşaat-… … adına çıkartıldığını, ancak ürünleri Belediye veya taşeronu olan firma personeli tarafından imza karşılığı teslim alındığını, davalı Belediyenin 2018 yılı sonu 2019 mart ayına kadar belirli miktarlarda kilitli parke ve bordür aldığını, teslim edilen malzemelerin dava tarihi itibari ile toplam bedelinin 297.992,95 TL olduğunu, bu bedeli malzemelerin teslim tarihi itibariyle işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
TARSUS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) … TARİH VE … E.- … K. SAYILI KARARI İLE;
“1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın HSK’nın 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirildiğinden görevli ve yetkili Mersin Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,” karar verilmiş, dosya Mersin Ticaret Mahkemelerine gönderilmiştir.
MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARI:”…. mahkememize gönderme kararı ile gönderilen davanın HSK’nın kararı ile belirtilen 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesi hükümler uyarınca davanın görülmekte olduğu, dava tarihi itibariyle dosyanın mahkememizin yargı çevresinde bulunmayıp, mahkememize gönderme kararı ile gönderen mahkemenin yargı çevresinde ve elinde bulunduğu, bu nedenle Mersin Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığı, uyuşmazlığın dosyanın gönderildiği Mahkemece görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yine Konuya ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/1401 Esas 2016/7247 Karar sayılı ve 20/06/2016 tarihli emsal bir kararında “…Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Yozgat ilinde aile mahkemeleri kurulması nedeniyle dosyanın devrine karar verildiği, dosyanın devredildiği Yozgat Aile Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ise de Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş karşı bir görevsizlik kararı bulunmadığı anlaşılmış olup, buna göre, mahkemeler arasında karşılık olarak verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamakta olup, olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için dosyanın gönderilmesine karar verildiği Yozgat 2. Asliye Mahkemesinin de karşı görevsizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiğinden dosyanın mahalline iadesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2021 Tarih 2021/660 Esas – 2021/7985 Karar sayılı kararı da benzer hükümler içermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 2012/11-1048 Esas 2012/354 karar sayılı kararında da “…. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemeler le ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte o işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlaştım ile her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. ……..somut olayda dava Asliye Ticaret Mahkemesinde açılıp görülmekte iken 5136 sayılı kanunun TTK’nun 4. Maddesine eklenen fıkra uyarınca İstanbul Denizcilik ihtisas mahkemesi kurularak faaliyete geçirilmiştir. Bu itibarla taraflar arasındaki ihtilafın çözüleceği mahkeme uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen İstanbul Denizcililik ihtisas mahkemelerinde davaya bakılması mümkün değildir.” denilmekle bu emsal karar da benzer hükümler içermektedir.
KONUYA İLİŞKİN SAMSUN BAM 3. HUKUK DAİRESİNİN 2021/1511 ESAS- 2021/1353 KARAR SAYILI EMSAL BİR KARARINDA “…Yukarıda açıklanan kanuni hakim ilkesi, doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerekmekte olup, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2021 tarih, … esas, … karar sayılı görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklinde karar verilmiştir.
Emsal nitelikteki yargıtay ilamı gözetilerek dosyanın gönderildiği Mahkeme tarafından Ticaret Mahkemesi sıfatıyla dava dosyasının HSK’nın 07/07/2021 tarih ve 608 karar sayılı genel kurul kararı ile dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmekle birlikte verilen bu kararın görevsizlik kararı olmadığı, mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle daha önce verilmiş karşılık bir görevsizlik kararı bulunmadığından olumsuz görev uyuşmazlığından söz edilemeyeceğinden mahkememizin kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiğinde görevli ve yetkili Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı sebebi ile davanın USULDEN REDDİNE,
2- Talep halinde ve kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK’nun 20. Maddesi) Mahkememize başvurulması halinde dava dosyası mahkememize gönderme kararı veren mahkeme tarafından tarafların talebi olmadan ve taraflara tebliğ edilerek kesinleştirilmeksizin mahkememize gönderildiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesine Gönderilmesine, ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 22/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde;
Mahkemece her ne kadar görevli olunmadığı yönünde karar verilmiş ise de; 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan HSK’nın 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararında; “Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun, yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ve bu kararın 09.01.2021 den itibaren uygulanmasına” karar verildiğini, İş bu kararda “bu tarihten sonra açılan davalara uygulanacaktır” hükmü bulunmadığından devam eden davalara da uygulanacağının açıkça ortada olduğunu ve bu nedenle iş bu davada yetkili mahkemenin Mersin Ticaret Mahkemeleri olduğunu,
Sonuç itibariyle; İstinaf başvurularının kabulü ile, Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 karar numaralı kararı ile; Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Mersin ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Dava tarihi 24/07/2020 olup, HSK’nın yargı çevresini belirleyen kararının uygulamaya geçtiği tarihten önce dava açılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1’inci maddesi mahkemelerin görevinin ancak yasa ile belirlenebileceğini ve göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Kesin yetki halleri de bu çerçevede değerlendirilir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlıklı 37’nci maddesinde “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” denilerek görev ve kesin yetki kurallarının gücü, tabii hakim ilkesi olarak ifade edilen evrensel bir ilkenin anayasa hükmü haline getirilmesi suretiyle ortaya konmuştur.
Bu evrensel ilkenin açıklanması gerekir ise, yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce, yürürlükte bulunan yasalar aracılığıyla görevi, yetkisi ve işleyişi (yani izleyeceği yargılama usulü) belirlenmiş olan mahkemenin hakimine tabii hakim, bunu öngören ilkeye de tabii hakim ilkesi denir.
Dava açmanın yargılama hukukuna ilişkin en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık davayı inceleme zorunluluğunun doğmasıdır. Nitekim yasa değişikliklerinde dahi ayrı ve açık bir geçiş hükmü yoksa mahkemeler görevsizlik kararı vererek ellerinde derdest bulunan dosyaları yeni kurulan mahkemeye gönderemezler. Nitekim bu konuda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Geçiş hükümleri” başlıklı Geçici 1’inci maddesinin 1 numaralı fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” düzenlemesi ile bu durum açıkça belirtilmiş iken, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. Maddesinde ise; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” açık hükmüne istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Aynı hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07/07/2021 gün ve 608 sayılı kararında Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevresi belirlenmiş olup, bu karar 01/09/2021 yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Zira söz konusu 608 sayılı kararda; kurulmasına karar verilen Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevrelerinin kuruldukları illerin ” mülki sınırlarını ” kapsayacak şekilde belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olup, halihazırda açılmış davaların il merkezlerinde yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin açık bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır. (Yargıtay 5.H.D.’nin 21/02/2022 tarihli ve 2022/1073 E., 2022/2686 K. sayılı kararında da belirtildiği şekilde)
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; Dava tarihi 20/01/2020 olup, davanın 01/09/2021 tarihinden önce açıldığı, yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli kılınması olanaklı değildir. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas – 2019/401 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/05/2011 tarihli 2009/13600 esas – 2011/6019 karar sayılı ilamları).
Bu sebeple Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin, göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararı yerindedir.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınır.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup bu tip davaların ticari dava olduğuna ya da Asliye Ticaret Mahkemesinde görüleceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde mevcut davanın ticari dava olarak kabulü ve mahkemenin uyuşmazlığı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla çözmesi için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Eldeki davada davacı yüklenici, davalı iş sahibi ise belediyedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 16. maddesi uyarınca belediye’nin tacir olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nun 2. Maddesi gereğince davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, yargılamaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesi de mümkün değildir.
Sonuç olarak: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf talep eden davalıdan alınan 80,70-TL istinaf karar harcının Hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
3-İstinaf talep eden davalıdan peşin alınan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2022


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

” Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır. “