Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/363 E. 2022/1293 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/…
KARAR NO : 2022/1293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …/06/2019
NUMARASI : 2014/… Esas – 2019/… Karar

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …- …

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …- …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Eser Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : Davacı (Katılma yoluyla)-09/09/2019, davalı-09/08/2019
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : …
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/06/2019 tarih ve 2014/… E.-2019/… K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle taraf vekillerinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili şirketin akaryakıt istasyonu işlettiğini, üzerine akaryakıt istasyonu kurmak üzere … İlçesi, …. … ada … parselde kain arsa vasfındaki taşınmazı satın aldığını, satın almadan sonra bayilik için gerekli ruhsatın alımı için çalışmalara başladığını, müvekkilinin işlemler devam ederken …A.Ş. ile sözleşme imzaladığını, istinat duvarının yapımı için de davalı şirketle anlaşma yapıldığını, işe başlandıktan sonra eklemeler sebebiyle davalı şirkete 362.099,52 TL ödeme yapıldığını, istinat duvarı yapıldıktan ve iş bittikten sonra duvarda çatlamalar ve ayrılmaların meydana geldiğini, davalı şirketin oturmalar sebebiyle bunun normal olduğunu söylediğini, davalı şirketin duvarı sağlamlaştırmak için metal plakalar kullandığını, köşedeki açılmalardan dolayı istinat duvarının köşelerini sağlamlaştırmak için içten beton dökülerek destek yapılmaya çalışıldığını, bütün bunların yeterli olmayıp duvarın orta kısmında dış tarafa doğru yıkım ve tümüyle çatlamalar meydana geldiğini, bunun üzerine … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… Değişik iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını ve davalı şirketin projeye uygun imalat yapmaması sebebiyle yıkımın meydana geldiğinin tespit edildiğini, belediye tarafından istinat duvarı nedeniyle tadilat projesinin reddine ve bina ve tesislerinin yıkılmasına karar verildiğini, 4.000.000,00 TL harcanarak yapılan tesisin yıkımına başlandığını, ayrıca …A.Ş. ile yapılan anlaşmanın feshedildiğini, davalının projeye aykırı imalatı sebebiyle işletmesini faaliyete geçiremediğini ve fahiş miktarda zarara uğradığı gibi yüksek bir kazançtan da mahrum kaldığını belirterek öncelikle müvekkili şirketin işletmesinde yıkım devam ettiğinden mevcut durumun delil olarak tespitinin yapılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yeniden duvar inşası için şimdilik 5.000 TL, akaryakıt tesisinin yeniden inşası için 5.000 TL, işletme ve istinat duvarının yıkım maliyeti olarak 5.000 TL, 01.07.2013 tarihinden tesisin yeniden işletmeye açılacağı tarihe kadar uğranılacak 5.000 TL kazanç kaybının işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yıkım sonrası taşınmazın korunması için yapılan tetkik, tespit ve tadilat projelerinin işlem maliyeti olarak şimdilik 5.000 TL ile yargılama sırasında ve yıkım sonuçlanınca ve yeniden inşa faaliyeti yapılırken oluşacak zararların da tespiti ile davalı şirketten işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, HMK’nun 329/1. ve 2. maddeleri uyarınca projeye aykırı imalatı sonucu dava açılmasına sebebiyeti nedeniyle kötüniyeti ortada olan davalı aleyhine asgari ücret tarifesinden ayrı vekalet ücreti ve idari para cezasına karar verilmesini, tespit gideri de dahil yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 11/01/2019 tarihli talep arttırım dilekçesinde; 5.000,00-TL olan istinat duvarının yıkılması için gerekli maliyet değerini 26.560,71-TL”ye, 5.000,00-TL olan yeni bir istinat duvarı inşası için gerekli maliyet değerini 141.698,50-TL’ye, 5.000,00-TL olan tesisin yeniden yapılması için maliyet değerini 172.913,00-TL’ye yükselterek, 344.157,02-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Usule ilişkin itirazları olarak öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, genel yetki kuralı ile yetki sözleşmesi kapsamında yetkili mahkemenin… Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinde dava değerinin rakamla “25.000 TL” olarak gösterilmesine rağmen yazıyla “ellibintl” olarak belirtildiğinden davacı tarafça dava değerinin açıkça belirtilmesi gerektiğini, yine dava dilekçesinde tesisin inşası için 4.000.000 TL harcandığı belirtilmesine rağmen tesisin yeniden inşası için fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 5.000TL talep edilmesine itiraz ettiklerini, bildirilen değer üzerinden harç ikmali yapması için davacı tarafa kesin mehil verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin itirazları olarak da müvekkili şirket ile davacı şirketin istinat duvarı yapımı için anlaştıklarını, duvar projesinin davacı şirket tarafından belediyeye onaylatıldığını, projenin davacı tarafça çizildiğini, yapımı için müvekkili şirkete verildiğini, proje aşamasında müvekkili şirketin müdahalesi bulunmadığını, duvar yapım aşamasında davacı tarafın kontrol mühendisi tarafından her gün duvarın yapım işi incelendiğini, müvekkili şirketin boş bir alana 3 tarafı çevirili duvar yapım işini üstlendiğini, duvar inşaatını yaptıktan sonra bu duvarın içerisinde nasıl bir inşaat yapılacağından bilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin açık olduğunu, istinat duvarının projesinin davacı şirket tarafından müvekkili şirkete verildiğini, hazırlanan projenin hatalı olduğunu, fakat projenin belediye tarafından onaylandığını, ruhsat verildiği,projenin hatalı olduğunun davacı tarafa şifaen bildirildiğini, buna rağmen davacı tarafın ısrarla sözleşme hükümlerine göre projenin uygulanmasını istediğini, müvekkili şirketin davacı tarafça sunulan projeyi uygulamak zorunda kaldığını, proje kapsamındaki donatıların (demir teçhizat) hesap sonucu bulunan kullanılması gerekli miktarın %22,60’ının kullanıldığını, donatıların (demir teçhizat) kullanım miktarının projede yer aldığını, davacı tarafın yanlış ve hatalı projesi nedeniyle müvekkili şirketi sorumlu tutmaması gerektiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… D.İş sayılı dosyası ile tek bir bilirkişi ile yapılan tespiti ve içeriğini kabul etmediklerini, rapora itiraz edildiğini davacının benzin istasyonu projesi ile istinat duvarı projesinin mühendislik açısından herhangi bir uyumunun olmadığını, proje kapsamındaki istinat duvarının arkasında taşıyacağı dolgu ve bu dolgunun üzerinde sadece araç yükü olacak şekilde tasarlanılmaya çalışıldığını, nihai durumda istinat duvarının taşıyacağı dolgunun üzerinde yüklerine ek bir de benzin istasyonu inşa edildiğini, bu durumda istinat duvarı tasarım yüklerinin kat be kat arttığını, projeye göre yetersiz olan istinat duvarlarının ek yüklere dayanmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın kendi kusurunu müvekkili şirkete yüklemeye çalıştığını, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin… Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) ….02.2014 tarih ve 2013/… E.-2014/… K. sayılı kararı ile; Adana Asliye Ticaret Mahkemesi görevli ve yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdiği ve bu kararın 15.04.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine dosyanın… 2. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilerek yeni esasa kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN …/06/2019 TARİHLİ KARARI ; “Davanın Kısmen Kabulü ile, 344.157,02 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili 07.08.2019 tarihli istinaf dilekçesinde;
1- İlk derece mahkemesince deliller değerlendirilirken isabetli davranılmadığı ve dosyada mübrez olan … Belediyesi Encümen Kararı ile Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün tespitinin nazara alınmadığını,
2- İlk derece mahkemesince Yapı Denetim Firmasına yüklenen kusur oranının hatalı ve eksik olduğunu,
3-İlk derece mahkemesince kaliteli dolgu malzemesi kullanmayan davacıya %20 oranında kusur yüklenmesinin hakkaniyete uygun olmadığını,
4-Kusur atfına dair oranların hangi hesapla yapıldığına dair mahkemece hükme esas alınan raporda yeterli açıklama olmadığını,
5-Yeniden inşa edilen bir tesis olup olmadığı, yıkım için davacının ödediği bir bedel olup olmadığı ile yeniden istinat duvarı yapılıp yapılmadığının irdelenmediğini, toplam değeri 100.000 TL olan bir iş için hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu,
6- Yetkisiz mahkeme tarafından yaptırılan tespit sonucu ibraz olunan …/10/2013 havale tarihli heyet raporunda duvarın yıkım sebebinin bulunamadığı, müvekkiline herhangi bir kusur yüklenemediği ve inşaat alanının temizlenmesi sonrası yeniden keşif yapılması belirtilmesine rağmen davacı tarafın inşaat alanında hukuki tespit için gerekli koşulları sağlamadan inşaat alanını temizleyerek yeniden keşif yapılmasını imkansız hale getirdiğini, bu raporun inşaatın yıkılmasının ardından yapılan ve olay yerini gören son tespit olduğunu ve bu tespitte de müvekkiline herhangi bir kusur yüklenemediğini belirterek,
Sonuç itibariyle; dosya içerisinde olay yerini yıkımdan önce gören ve mahkemece ( bilirkişilerce) hiçbir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmayan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tespiti, mahkemece yapılan tespit ve … Üniversitesi Heyetinden alınan tespitlerine rağmen tekrar tekrar dosyanın bilirkişilere gönderilmesi neticesinde en son olarak olay yerini görmeyen bilirkişilerin raporlarına itibar edilerek hüküm tesisinin usul ve yasaya uygun olmadığını, kararı da bu nedenle istinaf ettiklerini ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekilinin 09/09/2019 tarihli katılma yolu ile istinaf dilekçesinde;
1- Yerel mahkemenin davalarının KISMEN kabulüne karar verdiğini, hüküm tesis edilirken esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkili şirkete %20 oranında kusur atfında bulunduğunu ve buna dayanak olarak da dolgu malzemesinin niteliği gösterildiğini ancak davalı şirketin projeye uygun imalat yapmadığına dair kesin tespit sebebiyle müvekkili davacının dolgu malzemesi seçiminde yanlışlık yaptığına dair eylemi ile yıkım arasında illiyet bağı kesildiğini,
2- Davalı şirket tarafından projeye uygun imalat yapılmadığından, köşelerde açılmalar başladığını, bu açılmaların davalı firmaya bildirilmesi üzerine davalı firma tarafından zeminin oturmasından kaynaklandığının belirtildiğini, sonrasında devam eden açılmaların engellenmesi için davalı firma tarafından köşelere saç levhalar yerleştirilildiğini, bunun da yeterli olmaması sebebiyle bu sefer istinat duvarına içten köşelere beton takviyesi yapıldığını, ancak projeye uygun olmayan istinat duvarının davalı firma tarafından sonradan alınmaya çalışılan tüm geçici önlemlere karşın yıkıldğını ve müvekkili şirketin dava konusu zararının oluşmasına sebebiyet vermediğini, yıkıma sebebiyet veren tek etkenin davalının projeye uygun imalat yapmaması olduğunu,
3- Her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından yapı denetim firmasına da kusur atfedilmiş ise de imalatın yapıldığı dönemde istinat duvarları yapı denetim kapsamında olmayıp, yapı denetime dair olarak da belediye tarafından talepte bulunulmadan ruhsat verildiğinden söz konusu imalat ile ilgili herhangi bir yapı denetimi yapılmadığını, dolayısıyla bilirkişi heyetinin davalı yana vermesi gerekli bulunan tam kusurun bir kısmını yapı denetim firmasına atfetmesinin hukuken kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek,
Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Dairemizin 19/01/2021 Tarih, 2019/… E. – 2021/… K. Sayılı kararı ile; Davanın açıldığı … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) …/02/2014 tarih ve 2013/… Esas, 2014/… Karar sayılı yetkisizlik kararı HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacağı gerekçesiyle… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….06.2019 tarih ve 2014/… E.-2019/… K. sayılı dosyasının temyiz kanun yolu incelemesi için Yargıtay 15. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verildiği,
Mahal mahkemesince dosyanın Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderildiği,
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 01/12/2021 tarih, 2021/… E.-2021/… K. Sayılı ilamı ile; “Yargılama sırasında dosyayı nihai olarak sonuçlandırmayan görev ve yetkiye ilişkin kararın Yargıtay yoluna başvurulmadan kesinleşmiş olması durumunda Yargıtayın dosyanın usul ve esasıyla ilgili bir görüş bildirmediği izahtan varestedir. Böyle bir halde kanunun geçici 3. maddesi 2. bendi uygulama yeri bulmayacak, istinaf incelemesine tabii olacaktır. İstinaf taraflara ikinci bir yargılama hakkı tanımakta olup, bu husus tarafların lehine kabul edilen hukuki bir düzenlemedir. Kanunlarda yorum yapılırken lehe olan yorumun yapılması evrensel hukukun gereklerindendir.” gerekçesiyle dairemizce verilen kararın kaldırılmasına karar verildiği,
Dosyanın Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin kararı üzerine yerel mahkemece dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 19/11/2012 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; İş sahibinin… Petrol Ür. Oto İnş. Nak. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti., yüklenicinin … İnş. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, sözleşmeye konu işin 99 metre uzunluğunda ihata duvar yapım iş olduğu, iş bedelinin KDV hariç 100.000,00 TL olduğu, sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlığın çözümünde… Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, bedelin işveren tarafından fatura kesimine müteakip yükleniciye KDV peşin olarak ödeneceği, iş süresinin yer teslimini müteakip 45 gün olduğu, yer teslim tarihinin 20/11/2012 olduğu, yapılacak olan işle ilgili Yapı denetim ,mimari proje, betonarme ve çelik proje, elektrik projesi, harita proje ve Tus bedeli,jeolojik sondaj ve rapor bedelinin işverene ait olduğu, yapılacak olan tesisin işverenin isteğine göre projelendirildiği, imar yapı yönetmeliklerinden doğacak olan herhangi bir problem ve işin yapımı esnasındaki proje değişikliği gerektiği takdirde doğacak olan maddi her türlü sorumluluk ve işin gecikmesinin işverene ait olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan İnşaat Mühendisi …’in 01/07/2013 tarihli “Teknik Rapor” başlıklı incelemesinde özetle: …, … , … mah. ,… ada , … parselde mevcut … Belediyesinden benzinlik tesisi ve istinat duvarı ruhsatlı binanın, kuzey sınırındaki istinat duvarının orta kesiminin dış tarafa doğru göçmesi sonucu 29/06/2013 tarihinde yerine gidilerek yapılan incelemede kuzey yönündeki istinat duvarının orta kısmının tamamen çöktüğü, önde bulunan çökmeyen ve diğer yanlarda bulunan kısımların (doğu ve batı tarafı) ise hareket ederek taşıyıcılık özelliğini kaybettiği, bu duruma ivedilikle müdahale edilerek düzeltime yoluna gidilmesi gerektiği, mevcut riskli durum geciktiğinde dolgu kısım yıkılan tarafa doğru hareket edeceğinden, üstünde bulunan tesis ve binanın da hareket dolayı yıkılacağının beklenen sonuç olacağının tespit edildiği, çözüm olarak (U) şeklindeki istinat duvarlarının iç tarafına sağlam zemine yeteri kadar girecek olan ve üst dolgu kotu yüksekliğine yetecek uzunlukta, yeterli sıklıkta fore kazık çakılması, çakılan bu kazıkların uygun derinlikte, doğal sağlam zeminin göçme yüzeyi arkasına ankraj ile bağlanması ve ayrıca fore kazıkların da üstten yatay kiriş ile bağlanması gerektiği, fore kazık ve ankraj işlemlerinin de bu konuda zemin mühendisliğinde deneyimli ve yeterli bilgi birimi olan kuruluşlar tarafından yapılması, bu işlemlerden sonra da yıkılan ve hareket ederek taşıma gücünü kaybetmiş olan istinat duvarlarının yıkılması, yeniden projelendirilerek yapılması gerektiği önerilmiştir.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan … Belediyesi Encümenin 20/09/2013 tarih … sayılı kararının incelenmesinde; İlgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporuna göre … … parselde dolgu alanının killi toprak ile doldurulduğu ve bu killi toprağın boşaltılarak, yeni bir dolgu malzemesi ile devam edilmesi gerektiği, akaryakıt tankları ile gelecek araçların yük hesabı yapılmadığı için tehlikeli yapının tamirat ve tadilat ile yeniden yapılmasının çevre tehlikesi ve büyük risk taşıdığı için tadilat projesinin reddi ile bina ve tesislerin en geç 30 gün içerisinde acilen yapılmasına karar verildiği görülmüştür.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/… D. İş sayılı dosyasının incelenmesinde; Tespit isteyenin… Petrol Ür. Oto İnş. Nak. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. , aleyhinde tespit istenenin … İnş. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu, tespit konusunun taraflar arasındaki 19/11/2012 tarihli eser sözleşmesi kapsamında istinat duvarının amacı ve tekniğine uygun yapılıp yapılmadığı, duvarın yeniden yapılması için gerekli süre ve maliyetin ne olduğu, duvarın yeniden yapılması için ruhsat alınamadığı ve tesis faaliyete geçirilemediğinden oluşacak kazanç kaybının ne olacağı ve varsa diğer hususların tespiti olduğu, 05/07/2013 tarihinde mahallinde keşif yapıldığı, 11/07/2013 havale tarihli raporla istinat duvarının projeye uygun yapılmadığı, duvarın yeniden yapılması için 45 gün gerektiği ve bunun maliyetinin de 400.000 TL civarında olduğu, kazanç kaybının muhasebeci bilirkişi tarafından hesaplanabileceği ve istinad duvarının arkasına iri mıcır veya blokaj doldurulması gerektiğinin belirlendiği, iş bu rapora aleyhinde tespit istenen … İnş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından süresinde itiraz edildiği görülmüştür.
İnşaat Mühendisi … ve fen bilirkişisi … …/10/2013 havale tarihli raporlarında özetle: İstinat duvarı projesinin … Mühendisliğin hazırladığı, duvarların doğu kısmının 26 mt, kuzey kısmının 44,25 mt, batı tarafının … mt olup, istinat duvarlarının temel dahil yüksekliğinin 7.70 mt olduğu, projesine göre istenen duvarın 9 parça olduğu, taban genişliğinin 5.30 mt, normal boyunun da 99 mt olduğu, duvarın kuzey kısmında 12.00 mt’nin devrildiği, bunun yanındaki kısmın açılma yaptığı, perdenin yer yer çatladığı, ayrıca batı kısmında bulunan istinat duvarının tamamına yakının açılma yaptığı, devrilmesin diye de duvarın arkasında 5 mt genişliğindeki kısmın toprağının alındığı, aynı durumun parselin doğusundaki istinat duvarı için de yapıldığı, yine parselin kuzeyinde bulunan idari binada çökmeden dolayı kayma başladığı, göçen kısmın emniyet olsun diye toprakla doldurulduğu, dolayısıyla göçüş sebebinin anlaşılamadığı, göçen kısmı dolduran harfiyatın temizlenip istinat duvarının çökme sebebinin incelenmesi gerektiği, kanopiler altında pompaların ve kanopiler ile idari bina ve market kısmı arasındaki çelik çatının, yine idari bina ile market kısmının kapı ve pencerelerinin, yer altındaki akaryakıt tanklarının ve istasyon girişindeki yağmur suyu ızgaralarının sökülü vaziyette olduğu, öncesinde akaryakıt istasyonunun doğu-kuzey ve batı kısmında istinat duvarı yapılı, saha betonu ve kanopi yapılı, pompalar montajlı ,idari bina ve market kısmı tamamlanmış kullanıma hazır, akaryakıt tankları toprak altına alınmış, kullanıma hazır olduğu, davacının talep ettiği istinat duvarı yıkım ve yeniden yapım masrafının dolgu +saha betonu dahil 400.000 TL, tesisin çalışır vaziyette olması için yapılacak diğer işler (kanopi, idari bina, altyapı tankları, vs.) için gereken meblağın 250.000 TL, yıkımdan sonra yapılacak tetkik, yeni proje, keşif bedelleri, proje tadilatları gibi genel giderlerin 20.000 TL olabileceği, bu süreçte tesisin kazanç kaybı hesabı için ise mali müşavir bilirkişi incelemesi geriktiğinin tespit edildiği belirtilmiştir.

İnşaat Mühendisleri… ve … ile Mali Müşavir …’ten oluşan bilirkişi heyetinin dosya üzerinden verdiği 20/03/2016 tarihli raporunda özetle:
-İstinat duvarının taban veya temel sağlam zemine oturtulması gerektiği, taban altını suların oyma ihtimali, kayma ve göçme ihtimali varsa derinliğin artırılması, oyulmayı ve kaymayı önleyici stabil dolgu yapılması, temelin kayma yüzeyinin altına kadar indirilmesi ve dava konusu istinat duvarının herhangi bir sıkıştırılmış veya revize edilmiş dolgu üzerine inşa edilmesi gerektiği,
-Mevcut olan proje değerleri … istinat programı kullanılarak statik ve betonarme sonuçlarının rapor ekinde sunulduğu, bu hesaplamaların yapılmasında kullanılan zemin parametreleri, dava dosyasında yer alan, Jeofizik Mühendisi, Jeoloji Mühendisi ve İnşaat Mühendisinin imzalarının yer aldığı “Zemin Etüd Raporu Sonuç ve Önerileri” belgesinden alındığı, yapılan hesap neticesinde, sürşarj yükü (zemin üzerindeki yapılar vb. den kaynaklanan yatay ve düşey yükler) dikkate alınmadan dahi Zemin Gerilmelerinin aşıldığının belirlendiği, sürşarj yükünün ilave edilmesi ile de zemin emniyet gerilmeleri daha fazla aşılmış olacağından istinat duvarı ile ilgili hazırlanan projenin hatalı olduğunu,
-Yapılan hesaplamalar, kohezyonsuz zemine (c=0)’a göre yapılmasına rağmen dolguda yer yer kum tabakalarının bulunduğu kili ya da siltli malzemelerin (kohezyonlu, c=0) kullanıldığının da fotoğraflardan tespit edildiğini,
– Davacının sunmuş olduğu delillerin içerisinde fotoğraflar ve inşaatı yapılan istinat duvarının betonarme projeleri bulunduğu, yine dosyaya eklenen fotoğraflardan yıkılan perdelerde yeterli miktarda barbakan ve dren borusu da konulmadığının açıkça anlaşıldığını,
– Betonarme perde arkasına yapılması gereken dolgunun yeterli sıkılıkta ve su geçirgen malzeme olmadığı, suyu ve nemi bünyesinde tutarak ağırlığı artırdığı ve kendini tutamayan zemin sınıfında istinat duvarına öngörülen hesap değerlerinin çok çok üzerine çıktığı, hasarın uzun süreli şiddetli yağışlara bağlı olarak yağmur sularının çevre istinat duvarının dolgu toprağını ağırlaştırması sonucu istinat duvarına yaptığı aşırı baskı sonucu yıkılmasında, temel hesabında kayma tahkikinde dikkate alınan temel derinliği boyunca tabi zeminin kazılmasının da faktörler arasında olduğu,
-Hasar yerinde yapılması gerekenin ise, hasar görmüş kısımlar tamamen kaldırılıp, yerine dava dosyasında yer alan zemin etüd raporunda yer alan zemin emniyet gerilmesi ve zeminin karakteristik özellikleri dikkate alınarak yeniden projelendirme yapılması ve buna göre yeniden inşa edilmesi gerektiği, proje yapılırken özellikle dolgu malzemesi üzerinde yer alan benzinlik yapısı vb. den kaynaklanan sürşarj yükünün doğru bir şekilde tespit edilmesinin de çok önemli olduğu belirtilerek, suyu drene edecek tedbirlerin alınması, tekniğine uygun barbakan yapılması, dolgu malzemesi olarak hesaplarda ön görülen zemin cinsinin dolgu malzemesi olarak kullanılması gerektiği,
-Dava tarihi 11.10.2013 itibarı ile hasarın bedeli değerlendirildiğinde: taraflar arasında yapılan sözleşmede işin toplam uzunluğu 99,00 m2 , bedeli KDV hariç 100,000,00 TL olup,
Yıkılan istinat duvarında beton kırımı ve moloz nakli: 99,00m x9m3 x30TL/m3… =26.730,00TL
Saha temizliği ve kazı nakli:99,00 m x 2.50m x 7.00 m x 6,00 TL/m3.=10.395,00TL
İstinat Duvarı yeniden yapımı :(99,00 m) .. : 110.000,00 TL
İstinat duvarı arkası stabilize dolgusu ve sıkıştırma: 2,50 m x 7,00 m x 99,00 m x 6,00TL/m3=10.395.00 TL toplamı 157.520,00 TL olduğu,
-Dosyanın incelenmesi ve yapılan hesaplamalar neticesinde meydana gelen olayın, projesinin hatasından kaynaklandığı, projesinde ön görülen dolgu malzemesi yerine ön görülmeyen dolgu malzemesinin kullanılması ve su tahliyesinde kullanılan yeterli barbakan bırakılmaması da istinad duvarının yıkılmasında hızlandırıcı etki oluşturduğu belirtilerek, istinat duvarının yıkılmasında, proje sahibi olması ve istinad duvarı arkasında kullanılan dolgu malzemesinden sorumlu olması bağlamında Davacı… Petrol Ürünleri Oto İnş.Nak.Tur.Gıda San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin kusurlu olduğu, 157.520,00 TL olarak hesaplanan hasar bedelinin kendisine ait olması gerektiğinin tespit edildiği görülmüştür.
Davacı vekilince inşaatın projeye uygun yapılıp yapılmadığı yönünde tespit içermediğinden bahisle işbu bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, … Teknik Üniversitesinden veya …Üniversitesinden oluşturulacak bilirkişi kurullarından projenin hazırlanmasına ilişkin verilen kullanılmak sureti ile yeniden rapor alınması talep edilmiş, ilk derece mahkemesince de talep doğrultusunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Davacı vekilince rapora itiraz dilekçesi içeriğinde davanın ayrıca proje müellifi inşaat mühendisi …’a ihbarının da ayrıca talep edildiği görülmüştür.
Emekli İnşaat Mühendisleri Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … , Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. …, Mali Müşavir … ve Hukukçu bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyetinin talimat yoluyla dosya üzerinden verdiği 01/11/2016 tarihli raporda özetle:
-Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve dosyaya sunulan projeden, istinat duvarı arkasına su geçirgen dolgu malzemesinin konulmadığı, suların uzaklaştırılması için barbakan ve drenaj sisteminin yapılmadığı, yağmur sularının drene edilememesi sonucunda hesaplanan değerden daha büyük itkinin oluştuğu, ayrıca perde ve ön ve arka ampatmana konulması gereken minimum donatı miktarından bile daha az donatı konulduğu, projesinde rötre ve sıcaklık donatıları ile dağıtma donatılarının bulunmadığı, bunların sonucunda da, istinat duvarının yıkıldığının anlaşıldığı,
-11.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, istinat duvarının tamamen kaldırılması, zemin etüt raporunda saptanan zemin emniyet gerilmesi ve zeminin karakteristik özellikleri dikkate alınarak, istinat duvarının yeniden projelendirilmesi, yeniden inşa edilmesi, barbakan ve drenaj sistemi yapılması, uygun su geçirgen dolgu malzemesi kullanılması gerektiği,
-İstinat duvarının yapımına ilişkin hazırlanan projenin esas donatı miktarında konulması gereken minimum donatıdan bile eksiklik söz konusu olduğu, dağıtma ve rötre sıcaklık donatılarının göz önüne alınmadığı, bu yönü ile projenin hatalı olduğunun söylenebileceği,
– İstinat duvarının davalı tarafından projeye uygun yapılmadığı, istinat duvarı geometrik boyutlarına uygun yapılmayarak köşelere dilatasyon derzleri getirildiği, bunun hasarın meydana gelmesinde etkili olduğu, diğer taraftan projesinde gösterildiği gibi barbakan ve drenaj sistemi de yapılmadığı, barbakanlar istinat duvarının arkasında biriken suların drenajı için elzem olup yapılmamasının önemli bir eksiklik olduğu,
-İstinat duvarının yıkılmasında tarafların müşterek kusurları bulunduğu,
Davacı işverenin: proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması nedeni ile %30,
Davalı yüklenicinin de Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi ve Borçlar Kanununun ilgili maddeleri gereğince kendisine verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile %70 oranında sorumlu olduğunun tespit edildiği,
– İstinat duvarının yıkım bedelinin dava tarihi itibarı ile 62.683,… TL olup davalının sorumlu olduğu miktarın 43.878,29 TL olduğu,
– Dava tarihi itibarı ile istinat duvarının yeniden yapım bedelinin KDV dahil 267.379,95 TL olduğu, bu miktardan davalının sorumlu olduğu miktarın 187.165,… TL olduğu,
– Tesisin yapımı ile ilgili dosyada herhangi bir bilgi olmadığı, ancak istinat duvarının yıkılmasından hemen sonra tesiste hasar olması bu hasarın istinat duvarına bağlı olduğu sonucunun doğurduğunu, önceki bilirkişi raporuna itibar edilmesi halinde tesisin yıkılmasında yüklenicinin sorumlu olduğu miktarın 175.000,- TL olduğu, ancak bu hesaplama ile ilgili herhangi bir açıklama olmadığı, davacı İşverenin sunduğu faturalara göre tesisler için KDV dahil 345.825,98 TL harcanmış olduğu, bu miktardan davalı yüklenicinin sorumlu olduğu miktarın 242.078,19 TL olduğu,
– Duvarın yıkılmasın ve yeniden yapılması için 60 günlük bir sürenin uygun olduğu,
– Duvarın yıkılması/yeniden yapılması süresinde davacının uğradığı işletme zararının tespit için dosyada satış ve karlılık verilerinin bulunmadığından bu yöndeki talebine ilişkin olarak herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Rapora karşı her iki taraf vekilince itiraz dilekçesi sunulması üzerine, mahkemece dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdii ile davacı vekili tarafından dosyaya sunulan kurumlar vergisi beyannameleri ile ürün alım taahhütnameleri incelenmek suretiyle talepler doğrultusunda tarafların itiraz ve beyanlarını karşılar ek rapor tanzimi istendiği görülmüştür.
Emekli İnşaat Mühendisleri Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … , Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. … , Mali Müşavir … ve Hukukçu bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyetinin talimat yoluyla dosya üzerinden verdiği …/03/2017 tarihli ek raporda özetle:

-Donatı eksikliği, drenej yokluğu gibi sebeplerle istinat duvarında dönme ve yıkılma meydana geldiğinin tahmin edildiği, bunda da istinad duvarının arkasına killi siltli zemin ile dolgu yapılmasının da payı bulunduğunu, Killi siltli zeminlerin % 50-60 a varan gözenekliliğe sahip oldukları, suyu bünyelerinde tutup, bırakmadıkları için zeminlerde kayma ve heyalanlara sebep oldukları, istinat duvarındaki drenaj deliklerini tıkayarak, istinad duvarının mukavemetini güçleştirdiklerini, kil ve siltlerin yağışlı dönemlerde suyu emerek boşluk suyu basıncını artırdıkları için istinat duvarlarında deformasyonlara sebebiyet verebileceğini, tarafların sorumlu oldukları işler ve bu işlerde tespit edilen eksiklik ve ayıbı göz önüne alarak tarafların kusurlarının takdir edildiğini, kanopinin yerinden sökülüp uygun bir yere konulduğunu söyleyen tanık ifadesinden, kanopinin tekrar kullanılacağı kanısına varılarak hesaplama yapıldığını, yeni durumda duvarın yıkımı ve yeniden yapımı, dolgunun yapılması, saha betonunuz atılması, akaryakıt depolarının yapımı, idari bina/binaların inşaatı, kanopinin yapılması, akaryakıt pompalarının montajı gibi işlemlerin tamamlanarak 8 ay içerisinde tesisin faaliyete geçebileceğini, davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu ürün alım taahhütleri ve geçmiş dönemlere ait kurumlar vergi beyannameleri, mahrum kalınan karın hesaplanması için yeterli olmadığından, bu yönde bir hesaplama yapılamadığını, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesine, işin doğasına ve piyasada oluşmuş olan genel temayüle göre inşaat işlerinde yüklenicinin işin uzman tarafı olarak kabul edilmesi nedeniyle davalının “ehli fen” olmadığı hakkındaki itirazının yerinde olmadığını, tarafların teknik konulara yaptıkları itirazlara göre esasen kök rapordaki görüş ve kanaati değiştirecek bir durum olmadığını, yine dosyaya sunulan belgelerden tesisin hizmete açılamadığı sürede edilebileceği karın hesabının da mümkün olmadığı belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince kusur oranları yönünden mevcut raporlar arasında çelişki oluştuğu, bu çelişki giderilmeden hüküm tesisinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle tarafların beyan ve rapora karşı itirazlarını da karşılar rapor tanzimi için Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır. İnşaat Mühendisleri Dr. … ve Prof. Dr. … , Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. … , Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … ve Muhasebe Finansman bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyetinin talimat yoluyla dosya üzerinden verdiği 02/10/2017 tarihli raporda özetle:
-İstinat duvarı arkasına yapılan dolguda su basıncının oluşmaması için gereken drenaj önlemlerinin alınmadığı; filtre tabakası yerleştirilmediği, barbakan konulmadığı, bu nedenle oluşan hidrostatik basıncın duvarın hesabında kullanılan toprak basıncından büyük olduğu, buna ek olarak perde ve ön ve arka ampatmana konulması gereken minimum donatı miktarından daha az donatı konulduğu anlaşılmakta, projesinde rötre ve sıcaklık donatıları ile dağıtma donatılarının mevcut olmadığını,
– 20.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere projede zemin raporunda bildirilen zemin emniyet gerilmelerinin de aşıldığı,
– 01.07.2013 tarihli tespit raporunda istinat duvarının davalı tarafından projeye uygun yapılmayıp, 8.81 m. aralıklarla yapılması gerekirken düzensiz aralıklarla yapılmış olduğu, köşe istinat duvarının ayrı döküldüğü, 12 m.lik kısmın tamamen yıkıldığı, yanındaki perdenin açılma yapıp çatladığı, dolgu zeminde oturmalar olduğunun bildirildiği,
-Eksikleri bulunan bu projenin eksikliklerinin davalı tarafından davacıya bildirildiği ifade edilse de, davalının bu uygulamayı kabul ettiği, ancak basiretli bir tüccar gibi davranarak projeyi düzeltmesi gerektiği,
-Hatalı projeyi onaylayan yapı denetim firması ve ilgili belediye biriminin de kusuru bulunduğunu, esasen “Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği” nin 5. Maddesinde; “ … b) Proje ve uygulama denetçisi mimar ve mühendisler aracılığıyla, proje müelliflerince hazırlanan uygulama projelerinin ve hesaplarının, mühendislik ve mimarlık proje düzenleme esasları, imar planı, ilgili idarenin imar yönetmelikleri ile yürürlükte bulunan diğer yönetmelik, genelge, şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol eder, proje müelliflerinin sicil durum belgesinin olup olmadığını denetler ve sicil durum belgesi olmayan müellifin durumunu ilgili meslek odasına bildirir” şeklinde düzenleme mevcut olduğunu, dava konusu olayda, istinat duvarının yıkılmasında davacı tarafın proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması nedeni ile %20, davalı yüklenicinin verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile %50, hatalı projeyi onaylaması nedeni ile yapı denetim firmasının %30 oranlarında kusurlu olduğunu, istinat duvarı projelerinde, duvar arkasına birikecek yer altı suyunun duvara gelecek yükü önemli ölçüde artıracağı gerçeği göz önüne alınarak, duvar arkasına suyun drenajını sağlayacak granüler filtre, drenaj borusu, barbakan vb. önlem görülmeyen projenin onaylanamaması gerektiği,
-İstinat duvarının yapımına ilişkin hazırlanan projede bazı hatalar bulunduğu,
-İstinat duvarının projeye uygun yapılmadığı,
-İstinat duvarının yıkılmasında projenin eksik oluşu, davalının bu eksikleri davacıya bildirdiğini ifade edilmesine karşın uygulamasına devam ettiği anlaşıldığından her iki yanın da kusuru olduğunu,
-İstinat duvarının yıkım bedelinin: 01.11.2016 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar benimsendiğinden : 53.121,00 TL, ( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 26.650,71TL)
-Duvarın yeniden yapılması maliyetinin : 01.11.2016 tarihli bilirkişi raporundaki 267.380,00TL olarak belirlenmiş olmakla birlikte, 1 m3 betona konacak demir miktarı gerçek miktardan az tutulmuş olduğundan 1 m3 betona 80 kg demir konması gerektiğine göre yapılacak hesaplamanın daha gerçekçi olacağı, bu kabule göre bedelin :283.397,00 TL olacağı( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 141.698,50TL),
-Duvarın yıkılması ve yeniden inşası için gerekli sürenin 60 günlük süreye ihtiyaç bulunduğu,
-Tesisin istinat duvarının yıkılmasına bağlı olarak yıkıldığını,
– Tesisin yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili olarak davacı yanca harcanmış olan tutarlara ilişkin sunulan faturalar toplamının 345.826,00 TL olduğu, faturalara konu harcama miktarının tesisin yeniden yapımı hususunda makul bir tutar olduğu, bu tutarında tarafların sorumluluk oranına göre pay edilmesi gerekeceği( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 172.913,00TL),
-İstinat duvarının yapılmamış olması, tesisin açılmasına ve faaliyetine geçmesıne engel teşkil edip bu duvarın yapım sürecinden dolayı davacının tesisin yeniden hizmete girebilmesi için (duvarın yıkımı ve yeniden yapımı, dolgunun yapılması, saha betonunun atılması, akaryakıt depolarının yapımı, idari bina/binaları inşaatı, kanopinin yapılması, akaryakıt pompalarının montajı vs. işlerin) 8 aylık süre içinde akaryakıt satışı yapamayacağı ve de gelir elde edemeyeceği değerlendirildiğinde, davacının bu dönemde mahrum kaldığı kar miktarının da (sorumluluğu oranında) davalı yanca giderilmesi gerektiği , bayi karının % 2,5’inin davalı sorumluluguna düşen kısmının da davalı yanca davacıya ödenmesi gerektiği ,bu tespit ve değerlendirmelere göre davacının talep edebileceği mahrum kalınan kar tutarının 2.917,31 TL olacağının tespit edildiği belirtilmiştir.
Rapora karşı her iki taraf vekilince itiraz dilekçesi sunulması üzerine, mahkemece dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdii ile tarafların itiraz ve beyanlarını karşılar ek rapor tanzimi istendiği görülmüştür. İnşaat Mühendisleri Dr. … ve Prof. Dr. … , Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. … , Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … ve Muhasebe Finansman bilirkişi …’den oluşan bilirkişi heyetinin talimat yoluyla dosya üzerinden verdiği 19/11/2018 tarihli ek raporda özetle:

-Taraf vekillerinin kök rapora karşı itiraz ve değerlendirmelerinin görüşlerini değiştirecek nitelikte olmaması nedeniyle teknik olarak yeni bir değerlendirme yapılmadığını, ancak kök raporda hesaplamaya esas alınan tablolarda belirlenen karlılık oranlarının TL/m3 esasına göre belirlendiğini, bu hesaplamada 1m3 ürün 1 ton kabul edilerek mahrum kalınan kar miktarı belirlendiğini, davacı vekilinin hesaplamaya itirazı üzerine tekraren yapılan değerlendirmede 1 m3 yakıtın 0,960 Ton yakıta denk geldiği tespit edildiğinden kök raporda sehven değerlendirmeye alınmayan 1 m3/ton değeri tespit edilerek davacının beyaz ürün satışı nedeniyle talep edebileceği tutarın yeniden hesaplanması sonucu davalının %50 kusurlu olduğundan hareketle davacının mahrum kaldığı kar tutarının 2.984,81 TL ,
-İstinat duvarının yıkım bedelinin: 01.11.2016 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalar benimsendiğinden : 53.121,00 TL ( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 26.650,71TL)
-Duvarın yeniden yapılması maliyetinin : 01.11.2016 tarihli bilirkişi raporundaki 267.380,00TL olarak belirlenmiş olmakla birlikte, 1 m3 betona konacak demir miktarı gerçek miktardan az tutulmuş olduğundan 1 m3 betona 80 kg demir konması gerektiğine göre yapılacak hesaplamanın daha gerçekçi olacağı, bu kabule göre bedelin :283.397,00 TL olacağı( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 141.698,50TL),
-Duvarın yıkılması ve yeniden inşası için gerekli sürenin 60 günlük süreye ihtiyaç bulunduğu,
-Tesisin istinat duvarının yıkılmasına bağlı olarak yıkıldığını,
– Tesisin yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili olarak davacı yanca harcanmış olan tutarlara ilişkin sunulan faturalar toplamının 345.826,00 TL olduğu, faturalara konu harcama miktarının tesisin yeniden yapımı hususunda makul bir tutar olduğu, bu tutarında tarafların sorumluluk oranına göre pay edilmesi gerekeceğinin( davalının sorumlu olduğu %50 ‘sinin 172.913,00TL) tespit edildiği belirtilmiştir.
Davacı tanığı … 25/02/2015 Tarihli talimat duruşmasında; “Ben davacının sıhhı tesisat ve pis su işlerini yapıyordum. Perde betonları atılmıştı. Köşelerde bağlantı yoktu. Davacı şirketin sahibine bu olaydan bahsettim. petonun çok yüksek olduğunu söyledim. su alması halinde betonların devrileceğini söyledim. … de bana kızdı. “Sen ne biliyorsun” dedi. Yağmur suları birikip köşelerden dibe sızdığı için çatlamasına ve açılmasına sebep oldu. Ondan sonra zaman geçtikçe aşama aşama yaklaşık 20 gün içinde duvar yıkıldı. Hatta oğlum da orada çalışıyordu. Baba sen söylemiştin bak duvar yıkıldı dedi. Yapılan duvarın köşelerinde demir bağlantı olması gerekirdi. Demir bağlantı yoktu, yağmur yağmadan önce de hafif açılmalar vardı. Yağmuru yeyip yerler yumuşayınca beton tek parça duvarı kaldıramadı. Bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 25/02/2015 Tarihli talimat duruşmasında; ” Ben söz konusu inşaatta bekçilik yapıyordum. Ben her gün inşaatı kontrol ediyordum. Çatlakların arasına taş koyarak taşın çatlaklardan araya düşüp düşmediğini kontrol edip, taş düştüğünde … …’ye bildiriyordum. Her gün açılma oluyordu. … de … İnşaat şirket yetkilisine bildirdi. Şirket yetkilisi de herhangi bir sorun yok. Toprak oturuyor. Sen rahat uyu. Merak etme dedi. Yaklaşık bundan 20-25 gün sonra duvar çöktü. Perde aralıklarını 8’er metre arayla yapıp bağlantı yapılması gerekirken, yekpare 20 metre kalıp dökülmüştür. Duvarların köşe bağlantıları yapılmamış. Sonra iki köşeyi birbirine demir panoyla bağladılar. Açılmanın başladığını gördüklerinde demirlerle bağladılar. Geç kalındığı için yine de duvar çöktü Dedi. Bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davacı tanığı … 25/02/2015 Tarihli talimat duruşmasında; ; ” Ben inşaatta seramik işlerini yapıyordum. Duvar diplerinde çatlaklar vardı. … abiyi gördüm. Oranın bekçisi. Çatlaklar arasına taş koyuyordu. İnşaatın oynayıp oynamadığını kontrol ediyordu. Çatlakların arasına taşların düştüğünü gördüm. … abi oranın sahibine bu hususta bilgi veriyordu. O zamanlarda inşaatın yapıldığı dönemlerde yağmur yağmıştı. Yağmur sularının etkisiyle duvarlar çökmüştür. Duvarın iyi yapılmaması nedeniyle yağmur sularının çökmeyi hızlandırması sonucunda bu olay meydana gelmiştir, yağmur yağmadan önce de duvarlarda çatlaklar meydana gelmişti. Yağmur da yağınca çatlaklardan içine girerek çökmeyi hızlandırdı. Bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davacı tanığı … …/03/2015 Tarihli talimat duruşmasında; ; ” Yapılan perde betonun köşesinin açık olduğunu gördüm, davaya konu sözleşme ile ilgili bir bilgim yoktur, davacı … Petrol’ün sahibi … Bey’e bu durumu bildirdim, bu olay tam olarak hatırlayamamakla birlikte bir buçuk- iki yıl önce olmuş olabilir, … Bey’e perde betonun köşesini her gün ölçüğümü ve giderek açıldığını gördüğümü söyledim, o da yapan kişiyi çağırdı, gelen kişi ” hiçbir şey olmaz ” dedi, ben ise bu şekilde olmayacağını köşelerin bağlanması gerektiğini aksi taktirde daha fazla açılacağını köşelerin bağlanmadığını söyledim. Daha sonra ben köşeleri bağlamak için plaka saçlar getirdim, beton işini yapanın elemanları bağlantı yaptı, betonlarda biriken suların tahliye olması için gerekli deliklerin de yapılmadığını gördük, … Petrol’ün sahibi dışarıdan başkalarını getirerek bu delikleri de açtırdı, daha sonra benzin istasyonu açılmaya hazırdı, son düzeltmeler için gittiğimde perde betonun bu kez her tarafından açılmaya başladığını gördük, durumu … Bey’e bildirmesi için bekçiye bildirdim, o da … Bey’e söylemiş, daha sonra 20/25 gün sonra beni aradılar perde betonun patladığını söylediler, ben yaptığım tonoz ve kanopi işini sökerek kenara bıraktım, daha sonrası hakkında fikrim ve bir bilgim yok, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalı … İnşaat ve Ticaret Limited şirketi tarafından 26/01/2022 tarihli dilekçe ile; … Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından hazırlanan 21.01.2022 tarihli,… sayılı yazısı ekinde belirtilen 17.01.2022 tarihli Hukuki Görüş İçeren Teknik Heyet Raporunu Dairemiz dosyasına sundukları görülmüştür.
Davacı vekilinin 06/03/2022 tarihli dilekçesi ile; Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen 22/12/2021 tarihli Uzman Görüş Raporuna karşı itiraz ettiklerini ve hazırlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını, tüm kusurun davalı şirkette olduğunun kabulü ile tüm zararın davalı yandan tahsili ile davalarının kabulüne eğer mahkeme aksi kanaatteyse tüm kusurun davalı yanda olduğu şekilde ıslah etmek üzere taraflarına süre verilmesine ve tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
“….Gizli ayıp, eserde basit bir muayene ile tespit edilemeyen, çıplak gözle görülüp saptanamayan, kullanım sırasında ortaya çıkan veya kullanım sırasında gelişen bir durum nedeniyle ortaya çıkan ayıplardır. Bu ayıplarla ilgili 818 sayılı Borçlar Kanunun 359/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 474/1. maddelerindeki gibi makul bir sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme yoktur. Ancak, Borçlar Kanunun 362/3. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 474/1. maddelerindeki düzenlemelerden iş sahibine gizli ayıplar ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin yükleniciye ayıp ihbarı yükümlülüğü getirildiği kabul edilmektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunun 362/son maddesine göre ihbar yükümlülüğü yerine getirilmezse eser zimnen kabul edilmiş sayılacaktır.Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunun 126/4. maddesi hükmünce, yüklenicinin haksız veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere açılacak davalarda zamanaşımı süresi beş yıldır. Kasıt veya ağır kusur ile ayıplı imalât halinde zamanışımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunun 125. maddesindeki genel hüküm uyarınca 10 yıl olacaktır…. zamanaşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunun 128. maddesi gereğince alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacaktır. Eser sözleşmelerinde alacak teslimle istenebilir hale gelmektedir…”(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 12.07.2018 tarih ve 2018/552 E.-3066 K.sayılı kararı)
“… dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 362/3. maddesi ”Yapılan şeydeki kusur, sonradan meydana çıkarsa iş sahibi, vakıf olur olmaz keyfiyeti müteahhide haber vermeye mecburdur. Aksi takdirde iş sahibi kabul etmiş sayılır. ” hükmünü içermektedir. Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda BK’nın 359, gizli ayıplarda ise 362. maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, aynı Kanun’un 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (BK m.359); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir (BK m. 362/III ). Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (BK m. 126/son ) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 Esas 1979/80 Karar sayılı ve Dairemizin 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 Esas, 2013/129 Karar sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.)(Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarih ve 2018/1233 E.-2610 K.sayılı kararı)
“… Uyuşmazlık istinat duvarında meydana gelen çökmeden kaynaklan ayıbın davalı yüklenicinin yaptığı işlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplanmaktadır. İsnat duvarı dava dışı 3. kişi tarafından yapılmış olup davalı istinat duvarının üzerine şev taşı döşemiştir. İstinat duvarında ve şev taşlarında çatlakların mevcut olduğu alınan raporlar ile sabittir. Davacı tarafından her iki yüklenici aleyhine de tespit yaptırılmış olup dava dışı yüklenici, tespit raporuna itiraz dilekçesinde; istinat duvarının proje ve sözleşmesine uygun yapıldığını, kendi bilgisinin dışında üzerine toprak yığılıp duvar ördürüldüğünü, ayıbın kendi imalatından kaynaklanmadığını ileri sürmüştür. Davalı ise istinat duvarını yapmadığından ayıptam sorumlu olmayacağını beyan etmiştir.
Kural olarak işinin uzmanı sayılan yüklenici eseri fen ve sanat kurallarına, amacına, sözleşmesine uygun ifa etmekle yükümlüdür. Eserin amacına uygun ifa edilmesini tehlikeye koyacak bir hâl olursa bu hususta iş sahibini derhal haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi halde bunların sonucuna katlanmak zorundadır (6098 sayılı TBK’nın 472/son maddesi).
…Bu durumda mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/3. maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK’nun 266. maddesi hükmüne göre içerisinde jeoloji mühendisinin de bulunduğu yeniden oluşturulacak uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, istinat duvarının projesine uygun yapılıp yapılmadığı, sağlam zemine oturtulup oturtulmadığı, projesinde üzerine şev duvarı yapılacağı bilgisinin bulunup bulunmadığı, yok ise o toprağın kimin tarafından getirildiği, sonradan toprak getirilmesi ve şev taşı döşemesinin istinat duvarına yük getirip getirmeyeceği, şevlerin eğiminin hatalı olmasının bu durumu etkileyip etkilemeyeceği , ayıptan kimin veya kimlerin sorumlu olduğu ve ayıp giderim bedelinin ayıpların ortaya çıkmasından sonraki makul süredeki piyasa fiyatlarının, piyasa fiyatları içerisinde KDV ve müteahhit karı olduğundan bu kalemler mükerrer olacak şekilde ayrıca eklenmeden tespit ettirilmesi ve TBK 472/son maddesi uyarında yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünün de değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmasından ibarettir. ….”(Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10/02/2022 tarih ve 2021/3310 E.-2022/690 K.sayılı kararı)
“Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser yüklenicinin sermayesi, sanat ve becerisini kullanarak gerçekleştirdiği sonuçtur. İş sahibi ısmarladığı eserin belli nitelikler taşımasını, amacını karşılamasını arzu eder. Şayet ısmarlanan eser iş sahibinin beklentisini karşılamıyorsa sözleşmenin yararlar dengesi iş sahibi aleyhine bozulur. Bu bakımdan eser, fen ve sanat kurallarına uygun ve iş sahibinin amacını karşılar nitelikte imâl edilmelidir. Aksi halde eser ayıplıdır ve yüklenicinin ayıba karşı zararlı sonuçtan sorumluluğu ortaya çıkar. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. İlk bakışta görülebilen veya basit muayene ile anlaşılabilen türden ayıplar açık ayıp; ilk bakışta görünemeyen veya basit muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. Ayıplı iş ile eksik iş birbirinden farklıdır. Ayıplı işvasıf noksanlığını ifade ettiği halde, noksan iş yapılmayan işi ifade eder.
…O halde mahkemece yapılması gereken iş; HMK’nın 281/3 maddesi uyarınca maddi gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman önceki bilirkişilerden farklı 2 inşaat mühendisi ve 1 mimardan oluşan üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulu oluşturmak ve oluşturulacak bilirkişi kurulu refakatinde mahallinde yeniden keşif yapmak suretiyle, taraf iddia ve savunmaları ile mevcut raporlara yönelik teknik itirazlar karşılanarak, davacının sunduğu fotoğraflar ile mevcut rapor ekinde yer alan fotoğraflardan da faydanılarak, davacının ileri sürdüğü ayıpların niteliğinin yani açık ayıp mı, yoksa gizli ayıp mı olduğu belirlenip, davacı işsahibinin ayıpları ihbar yükümlüğünü yerine getirip getirmediği hususu değerlendirilerek, davalının sözleşmede üstlendiği edimler ile TMK m. 2 gereğince dürüstlük kuralı gereğince eserde var olması gereken vasıflar da gözetilerek, davalının savunmasında yer aldığı üzere ayıp olarak ileri sürülen hususların işsahibinin sonradan yaptırdığı tadilatlar veya zemin betonunun hatalı atılmış olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunu, bilirkişiler aracılığıyla denetime uygun şekilde araştırmaktan ibaretttir. Bilirkişilerce tespit ve değerlendirme yapılırken mevcut raporda yer alan “eserin yaşam sürülemeyecek halde olduğu” şeklinde tespit de gözetilerek ileri sürülen ayıplar sebebiyle davacı iş sahibinin dönme hakkını kullanıp kullanamayacağının, eserin TBK m. 475/1 gereğince “işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı” olup olmadığının ve davalının savunmasında belirttiği “zemin betonunun hatalı” olup olmadığı belirlendikten sonra varsa zemindeki bozukluğun işin ehli ve basiretli tacir olan davalı yüklenici tarafından öngörülebilecek nitelikte olup olmadığının, öngörülebilir nitelikte olması durumunda yüklenicinin zemindeki bozukluğu iş sahibine TBK m. 472/3 gereğince derhal bildirme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği de araştırılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor almak, rapora itiraz edildiği takdirde bu itirazların ve önceki rapor ile düzenlenecek rapor arasında çelişki doğduğu takdirde bu çelişkilerin giderilmesi için ek rapor almak suretiyle alınan raporları değerlendirmek ve ulaşılan sonuca göre karar vermek gerektiği…”(Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 10/03/2022 tarih ve 2021/3983 E.-2022/1336 K. sayılı kararı)
“….Ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 472. maddesi uyarınca; yüklenici işin ehli olup bedele hak kazanabilmesi için, eseri fen ve sanat kuralları ile tekniğine ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmesi zorunludur. Yüklenici, yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal kurallara ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle mükelleftir. Eser, yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren emek sarfıyla gerçekleştirdiği bir sonuçtur. Eser sözleşmelerinde; yüklenici sadakat ve özen borcu gereği eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek zorundadır. Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğü bu zorunluluktan kaynaklanır. Başka bir deyişle akdin gereği gibi ve zamanında ifasını tehlikeye sokan her hali yüklenici, iş sahibine derhal haber vermeye mecburdur.
Somut olaya dönüldüğünde; her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda inşaatın her aşamasından bilgi sahibi olan davacının iç duvarların yapılmadığını fark ettiğinde davalı aleyhine herhangi bir ihtar göndermemiş olması karşısında inşaatın projeye uygun olması gerektiği görüşü belirtilmiş olsa da sözleşmede açıkça, işletme bölme duvarlarının dava konusu işe dahil olduğu hüküm altına alınmış olmasına rağmen projede işletme bölme duvarlarının bulunmadığı TBK’nın 472. maddesi kapsamında iş sahibine bildirilmediğinden işletme iç bölme duvarlarının yapılmamasından da davalı kusurludur. Açıklanan nedenlerle hatalı hukuki yorum ve eksik inceleme ile işletme iç bölme duvarlarının sözleşmeye dahil olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır.”Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih ve 2021/… E.- 2021/… K. sayılı kararı)
SOMUT OLAYDA :Taraflar arasında 19/11/2012 tarihinde mülkiyeti davacıya ait … ili, … ilçesi, … mah.,… ada, … parsel sayılı arsa vasfındaki taşınmazda faaliyete geçirilmesi düşünülen akaryakıt istasyonu etrafının 99 mt ihata duvar yapım işine ilişkin sözleşme imzalandığı,projenin işverene ait olacağı, işin yer teslimine müteakip 45 gün ( 20/11/2012 teslim tarihi) içerisinde bitirileceği ve iş bedelinin KDV hariç 100.000 TL olarak kararlaştırıldığı, işin teslim edilip bedelin ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktır.
Davacı taraf, duvar imalatı bitip bedeli ödendikten imalatta çatlama ve ayrılmalar oluştuğunu, durumun yükleniciye bildirildiğini, yüklenicinin açılma ve çatlakların normal olup oturmadan kaynaklandığını belirtmesine rağmen köşe açılmalarını engellemek için metal plakalar kullanılıp, duvar köşelerine içten beton dökümü ile destek yapsa da …/06/2013 tarihinde duvarın orta kısmında kısmi yıkım ve tümüyle çatlamalar oluştuğunu, davalı tarafın projeye uygun imalat yapmaması nedeniyle yıkımın meydana geldiğinin değişik iş dosyasıyla da tespit edildiğini, tadilat projeleri kabul görmeyip, istasyonun yıkım kararı verilmesi ve … ile olan sözleşmelerinin de feshi nedeniyle tüm zararının (istinat duvarının yıkılması, yeniden yapılması, akaryakıt istasyonu binalarının yıkımı ve yeniden inşası, uğranılan işletme zararı ve inceleme için harcanan bedel ile avukatlık ücreti) tazmini talep etmiş, davalı taraf ise, davacı tarafından verilen projeye göre istinat duvarını inşa ettiğini, projeyi davacının getirdiğini, iş teslimi sonrasında duvar içerisine nasıl bir inşaat yapılacağının bilinmediğini, davacı tarafından verilen proje hatalı ise de Belediye tarafından onaylanıp ruhsat verildiği ve davacı tarafından ısrarla donatı eksiği olan projenin uygulanması istendiği için projenin uygulandığını, yine davacı tarafın hatalı kullandığı dolgu malzemesi nedeniyle duvarın hasar gördüğünü, istinat duvarı projesi ile benzin istasyonu projesinin mühendislik açısından uyumsuz olup, duvarın araç yükü olacak şekilde benzin istasyonu yükü eklenmeden tasarlandığından kendilerine sorumluluk yöneltilemeyeceğini savunmuştur.
Uyuşmazlık istinat duvarında meydana gelen çökme sebebinin davalı yükleniciden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacı tarafa da bu hususta kusur izafe edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
TBK’nun 470. Maddesinde; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”
TBK’nun 471/1 maddesi, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.”

Eser sözleşmelerinde kural olarak işinin uzmanı sayılan yüklenicinin asıl borcu edimini sözleşme ve ekleri, fen ve tekniği ile varsa projesi ve ruhsatı ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayıp teslim etmektir.
Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. TBK. 474. madde hükmünce iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin mutad cerayanına göre imkan bulur bulmaz eseri muayene ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle, sonradan ortaya çıkan gizli ayıplarda ise TBK. 477.madde uyarınca vakıf olur olmaz derhal yükleniciye bildirmekle yükümlü olup, bildirmediği takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Yine yüklenici TBK. 472/son maddesi gereği eserin amacına uygun ifa edilmesini tehlikeye koyacak bir hâl olursa bu hususta iş sahibini derhal haberdar etmekle yükümlüdür. Aksi halde bunların sonucuna katlanmak zorundadır.
Dosya kapsamından istinat duvarının projesinin … Mühendislik(…) tarafından yapıldığı, davacı iş sahibi tarafından da ruhsatı alındığı, söz konusu istinat duvarının tamamlanıp teslim edildiği, iç dolgu işleri ve istasyon inşaatı davacı tarafından yapıldıktan bir süre sonra istinat duvarında açılma ve çatlamalar başladığı, durumun gizli ayıp niteliğinde olduğu ve süresinde yüklenici davalıya bildirildiği, davalı tarafından köşelere sac levha eklendiği, bu yeterli olmayınca köşelere içten beton takviyesi yapıldığı, ancak sonrasında duvarın ortasında bir bölümün çöktüğü, bunun üzerine de inşa edilen akaryakıt istasyonunda kaymalar olduğu, tadilat projesi Belediye tarafından kabul görmeyip bina ve tesislerin acilen yıkımına kararı verildiği, 06/06/2013 tarihinden itibaren 5 yıl geçerli olmak üzere davacı ile dava dışı …A.Ş. arasında da standart bayilik anlaşması imzalandığı anlaşılmıştır.
Tüm raporlar incelendiğinde; istinat duvarı davalı tarafından projesine uygun yapılmadığı gibi (projesinde gösterildiği gibi barbakan ve drenaj sisteminin yapılmadığı, istinat duvarı geometrik boyutlarına uygun yapılmayarak köşelere dilatasyon derzleri getirildiği, düzensiz aralıklı olduğu), davacı tarafından verilen ve davalıdan uygulaması istenen projede de hatalar olduğu ( perde ve ön ve arka ampatmana konulması gereken minimum donatı miktarından bile daha az donatı konulduğu, projesinde rötre ve sıcaklık donatıları ile dağıtma donatılarının bulunmadığı, sürşarj yükü -zemin üzerindeki yapılar vb. den kaynaklanan yatay ve düşey yükler- dikkate alınmadan dahi Zemin Gerilmelerinin aşıldığı) ,yine davacı tarafından projesinde ön görülen dolgu malzemesi yerine ön görülmeyen dolgu malzemesinin kullanıldığı ve yağışla birlikte duvar ve dolgu malzemesi üzerinde yer alan yapıda kısmi yıkım, çatlak ve kaymalar meydana geldiği hususu sabit olup, 20/03/2016 tarihli raporla, 01/11/2016 tarihli rapor arasında tarafların kusur tespiti açısından oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla aldırılan 02/10/2017 tarihli rapor ve 19/11/2017 tarihli ek raporda kusur dağılımının :%20 oranında -proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması nedeni ile- davacıda, %50 oranında- verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile- davalı yüklenicide, %30 oranında -hatalı projeyi onaylaması nedeni ile- yapı denetim firmasında şeklinde olduğu, eldeki dosyada TBK 472/son maddesi uyarınca davalı yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünü cevap dilekçesi içeriğinde iş sahibine projeye ilişkin eksiklikler şifahen iletilerek yerine getirildiği ileri sürülse de davacı iş sahibi tarafından bu husus kabul edilmediği gibi davalı tarafça da usulünce ispatlanamamıştır. Ayrıca projeye aykırı imalatı sabit olduğundan yüklenicinin sorumluluğuna gidilebileceği gözetildiğinde kusur tespitinin dosya kapsamın göre yerinde olduğu, bu tespitten hareketle de gizli ayıp nedeniyle yüklenicinin kusuru oranında hesaplanan zarardan sorumlu olacağı kabul edilmelidir.
Bu kabule göre de ilk derece mahkemesince verilen kısmen kabul kararı yerindedir.
Davacı vekilinin dolgu malzemesi ile yıkım arasında illiyet bulunmadığı, projeye aykırı imalat nedeniyle yıkımın gerçekleştiğine yönelik istinaf sebepleri ise proje hatası ve uygun dolgu malzemesi kullanmaması ile yıkım arasında illiyetin varlığını gösterir mevcut raporlar nedeniyle yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince istinaf sebepleri arasında Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yıkım öncesi resmi makam olarak yaptığı tespitte, dava konusu duvarın ardına dolgu malzemesi olarak killi toprak koyulması ve yeni tadilat projesi hesabı düzgün olmadığı için yıkım kararı verilmesi ile müvekkiline atfı kabil bir kusurdan bahsedilmemesine rağmen yerinde incelemeye dayalı söz konusu tespitin dikkate alınmadığı ileri sürülmüş ise de benzer tarihli tespit dosyasında istinat duvarının projeye uygun yapılmadığı yönündeki tespitin de yine yerinde incelemeye dayalı olduğu görüldüğünden ;yine davalı yüklenicinin ,davacı ve dava dışı yapı denetim firması kusur oranlarının düşük tutulduğuna ilişkin itirazları da işinin uzmanı sayılan yüklenicinin verilen projeyi kontrol ederek işvereni uyarmaması, projesine aykırı imalat yapması ve barbakan yapmaması nedeni ile tespit edilen kusur oranına göre dosya kapsamıyla uyumlu olduğundan yerinde görülmemiştir.
Sonuç itibariyle; Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf talep eden davalıdan alınması gereken 23.509,36 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.877,34 TL’nin mahsubu ile bakiye 17.632,02-TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-İstinaf başvuru sırasında davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30 TL’nin Hazineye GELİR KAYDINA,
6-İstinaf masraflarının, başvuran taraflar üzerinde BIRAKILMASINA,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nun 359/4.maddesi uyarınca dairemizce TARAFLARA TEBLİĞİNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1, 361/1 ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/11/2022


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

” Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır. “