Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/170 E. 2022/136 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/170
KARAR NO : 2022/136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2021
NUMARASI : 2021/… Esas – 2021/… Karar

DAVACI : …-…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … … YAT LİMANI MARİNA TUR İNŞ SAN TİC. A.Ş.

VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/02/2022
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2021 tarih 2021/… Esas-2021/… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan istinaf karar incelemesinde;
DAVACI VEKİLİ ERDEMLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) VERDİĞİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili, Mimar … ile davalı şirketin, Mersin … Marina’da yapılacak olan otelin proje çizimleri için anlaşmaya vardığını, müvekilinin, davalı şirkete yapılacak olan Otel projesi için 10.000 dolar teklif ettiğini, davalı şirketin bu teklifi kabul ettiğini, yapılan anlaşma gereğince müvekkili kendisinin üstüne düşen görevi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini ve projeyi zamanında teslim ettiğini, davalı şirketin, müvekkilinin çizimini yaptığı otel projesini 25/03/2019 tarihinde kapasitenin yetersiz kalması nedeniyle onaylamadığını müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin çizimini yaptığı projenin eksiksiz ve davalının istediği şekilde olduğunu, müvekkilinin yaptığı çizimleri, vaziyet planları ve diğer ilgili belgeleri mahkemeye sunacağını, müvekkili tarafından büyük bir emek harcanarak çizilen bu projenin davalı şirket tarafından hiçbir teknik detaya girilmeden onaylanmamasının hakkaniyetsizlik teşkil ettiğini, mesleği mimarlık olan müvekkilinin tüm emek ve zamanını bu projeye harcadığını, bahsi geçen projenin müvekkilinden istenildiği şekilde tüm teknik detaylarını yerine getirdiğini, müvekkilinin eser sözleşmesi gereği üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini ancak davalı tarafın müvekkiline karşı olan sorumluluğunu yerine getirmediğini, müvekkili ile davalı şirketin arabuluculuk görüşmelerine katıldığını ve görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 10.000 Dolar artı KDV dahil olmak üzere proje bedelinin 25.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve tüm yargılama giderleri, harç ve vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ERDEMLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) 13/10/2021 TARİH VE 2020/99 E., 2021/147 K. SAYILI KARARIYLA:
“… Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 karar numaralı genel kurul kararı ile Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Mersin ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğinden dosyanın görevli ve yetkili Mersin Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş, kararın kesinleşmesini müteakip dosya Mersin Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARI: “… mahkememize gönderme kararı ile gönderilen davanın 17/03/2020 tarihinde açılarak derdest olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesi ile 6102 sayılı yasanın 5. Maddesi hükümler uyarınca davanın görülmekte olduğu, dava tarihi itibariyle mahkememizin yargı çevresinde bulunmayıp, mahkememize gönderme kararı ile gönderen mahkemenin görevinde bulunduğu, davanın açıldığı tarihten sonra 01/09/2021 tarihinde yürürlüğe girecek yargı sınırı gözetilerek Mersin Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinde bulunmadığı, bu nedenle Mersin Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olmadığı, uyuşmazlığın Erdemli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığından Mahkememiz görevli olmayıp, Erdemli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan HMK’nun 114/c ve 115/2.maddeleri gereğince göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 12/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde;
Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesi ( Asliye Tİcaret Mahkemesi Sıfatıyla )’nin, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 ve 608 karar numaralı genel kurul kararını doğru bir şekilde uyguladığını, genel kurul kararında açıkça 01/09/2021 tarihinden itibaren bu genel kurul kararı uygulanır dendiğini, davanın derdest olması durumunda iş bu genel kurul kararının uygulanmayacağına dair bir kanun maddesi bulunmadığını, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu davanın usulden reddine ilişkin kararın bu sebeplerden dolayı hukuka ve usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek,
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih, 608 karar numaralı kararı ile; Erdemli Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Mersin ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Dava tarihi 17/03/2020 olup, HSK’nın yargı çevresini belirleyen kararının uygulamaya geçtiği tarihten önce dava açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
Nitekim; 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Aynı hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Somut olayımızda ise; Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararında; kurulmasına karar verilen Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevrelerinin kuruldukları illerin ” mülki sınırlarını ” kapsayacak şekilde belirlenmesine ve kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olup, halihazırda açılmış davaların il merkezlerinde yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerine devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; dava tarihi 17/03/2020 olup, davanın 01.09.2021 tarihinden önce açıldığı, yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Erdemli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli kılınması olanaklı değildir. (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/04/2019 tarihli 2017/11-10 esas – 2019/401 karar sayılı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/05/2011 tarihli 2009/13600 esas – 2011/6019 karar sayılı ilamları).
Bu sebeple Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, göreve yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararı yerindedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınır.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması, tarafların her ikisinin de tacir olması zorundadır. Davacı tarafından açılmış olan eldeki davada mahkemece tarafların tacir olup olmadıkları yapılan işin ticari işletmeler ile ilgili olup olmadığı hususunda gerekli araştırmanın yapılarak, her iki taraf da tacir değilse davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olacağından, öncelikle tarafların tacir araştırmasının yapılarak sonucuna göre yargılamaya, Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesince, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla ya da Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla devam edilmesi gerekir.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 3353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2–İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-İstinaf talep eden davacıdan alınan 162,10 TL istinaf başvurma harcının hazineye İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
11/02/2022

Başkan

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Katip

*e-imzalıdır.*

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.