Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/152 E. 2022/41 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/152 – 2022/41
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/152
KARAR NO : 2022/41
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak ve Tazminat( İhtiyati Tedbir-İhtiyati Haciz)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : …
Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2021 tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede;
İHTİYATİ HACİZ VE TEDBİR TALEBİNDE BULUNAN DAVACI VEKİLİ DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi doğrultusunda müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, geçici kabul işleminin yapılmasından sonra … İnşaat Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından gönderilen 16/10/2020 tarihli mail ile 19/10/2020 tarihli 559.802,99-TL bedelli ve neye istinaden olduğu belli olmayan, yalnızca … adına yapılan harcamalar ile açıklamalı fatura kesildiğini, müvekkilinin davalı şirketten 379.808.,07 TL alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketten 379.808,07-TL alacaklı olmasına rağmen davalı … İnşaat Tic. ve San. Ltd. Şti. tarafından, sözleşmenin 8.maddesi uyarınca verilen 500.000,00.-TL bedelli teminat mektubunun, mektup süresinin dolmasına 3 gün kala ve bu sebeple kötüniyetli olarak nakde çevrildiğini belirterek, sözleşmeden kaynaklı olan bakiye 379.808,07-TL alacağın ve teminat mektubunun haksız ve kötü niyetli olarak nakde çevrilmiş olması sebebiyle uğradıkları 500.00,00-TL maddi zararın davalıdan tahsilini, daha büyük mağduriyetlerin önüne geçmek amacıyla davalı şirketin taşınır, taşınmazlarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK. 257 ve müteakip maddeleri uyarınca ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Açılan davanın maddi gerçeklere aykırı olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini, eksik ve hatalı işler yaptığını, eksik imalatların tamamlanarak işverence geçici kabul onayının yapıldığını gösterir belgeler sunulmadığı gibi yapılan iş miktarını gösterir ve hak ediş tutarına konu hak ediş raporları da sunulmadığını, dolayısıyla davacının bakiye alacağının hak edişini kanıtlayamadığını, müvekkili aleyhine ceza uygulandığını ve hak edişinden kesinti yapıldığını, davacının alacak talebinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI:
1- HMK ve İİK’da düzenlenen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kurumlarının her ikisi de geçici hukuki koruma sağlama amacına yönelik olsa da farklı hukuki kurumlardır. Bu nedenle dava dilekçesindeki “İhtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulması” talebi garip ve Yasal düzenlemelere uymamaktadır.
2- 6100 sayılı HMK 388. Maddesi gereğince uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir istenebilir. Somut davanın konusunu davalı tarafın taşınır ve taşınmaz mallarıyla 3. kişilerdeki hak ve alacakları oluşturmadığından ihtiyati tedbir istemi reddedilmiştir.
3- İhtiyati haciz istenebilmesi için öncelikle muaccel bir para borcunun varlığının ispatlanması gerekmektedir. Para borcunun varlığını ve ihtiyati haciz sebeplerini yaklaşık düzeyde ispat yükü 6100 HMK 190. İİK 258/1. maddesi uyarınca alacaklı düşmektedir. Buradaki ispat yükümlüğü yargılama sonucunda verilen hükümde aranan tam ispat şartı değil, ihtiyati haciz kurumunun amacına uygun olarak yaklaşık ispat düzeyidir.
Davacı taraf; davalı tarafa verilen 500.000 TL tutarlı teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğini ve 379.808,07 TL hak edişin ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Fatura tek taraflı düzenlenebilecek bir belge olup, tek başına fatura konusunun karşı tarafa teslim edildiğini gösteren bir delil değildir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre yüklenici tarafça yapılan işe ilişkin geçici kabul ve kesin hak ediş belgelerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Davacı tarafça bu belgeler sunulmamıştır. Bu haliyle alacağın varlığı, miktarı, vadenin geldiği (muacceliyet), teminat mektubunun haksız olarak nakde dönüştürüldüğü hususları yaklaşık düzeyde ispatlanmamıştır.” gerekçesiyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 13/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde;
Yerel mahkemece ihtiyati tedbirin reddi yönünde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğini, müvekkilinin resmi cari hesap dökümü sunulduğunu ve buradan da müvekkilinin 379.808,07-TL alacaklı olduğu hususunun açıkça görüldüğünü, söz konusu tutarın davalı tarafın ticari defterlerinde de aynı şekilde yer aldığını, taraflar arasında uyuşmazlığın konusu dahi olmadığını,
Alacağın muaccel olup olmadığı hususuna ilişkin davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, davalıya ulaşmasına rağmen cevap dahi verilmediğini,
İhtiyati haciz ve tedbire konu yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu, buna rağmen reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını,
belirterek,
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının ara kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU:
Dava, davacı ile davalı arasında yapılan eser sözleşmesinden kaynaklı para alacağı ve tazminat davasıdır.
Para alacağı yönünden HMK’nın 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yerindedir.
İhtiyati haciz talep eden davacının ileri sürdüğü alacağın rehinle temin edilmediği sabit olduğu gibi, alacak yargılamayı gerektirdiğinden muaccel olmadığı da ihtilâfsızdır. Dosya içeriğine göre yaklaşık ispat koşulu da gerçekleşmemiştir. Vadesi gelmemiş alacaklarla ilgili ihtiyati haciz koşulları arasında sayılan (İİK 257/2) hususlardan hiçbirisinin varlığı konusunda da kesin delil aranmamakla birlikte haklı ve makul görülebilecek bir delil de sunulmamıştır.
İİK. 257. maddesinde belirtilen şartlar gerçekleşmediğinden ve alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi kararı yerindedir.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2–İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-İstinaf talep eden davacıdan alınan 162,10 TL istinaf başvurma harcının hazineye İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/01/2022


Başkan

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*


*e-imzalıdır.*

Katip

*e-imzalıdır.*

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.