Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1079 E. 2021/1144 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1079
KARAR NO : 2021/1144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI :…-…
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : …
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ :
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … E.-… K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacının istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili … …, … ve … plaka sayılı araçları Mersin 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayısı ile kayıt maliki olan davalı …’den satın aldığını, müvekkilinin Mersin 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı anlaşma doğrultusunda bütün ödemelerini eksiksiz yapmasına rağmen davalı tarafından hukuka aykırı bir şekilde … tarihinde Sivas 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile Mersin 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı noter sözleşmesine dayanarak 90.000,00 TL asıl alacak rehin bedeli takip başlatığını, … plakalı aracı … tarihinde, … ve … plaka sayılı araçlar ise … tarihinde yakalanarak yediemine teslim edildiğini, müvekkilinin … takip tarihinden önce toplam ödemesi gereken senet bedeli 18.900,00 TL olmasına rağmen müvekkilinin tarafından davalıya 21.400,00 ödendiğini, bu hususun Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınan … tarihli raporu ile açıkça tespit edildiğini, davalının … takip tarihi itibarı ile muaccel alacağı olmadığından müvekkile ait araçlar hukuka aykırı yakalanıp yediemine çekildiğinden davalı meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, her ne kadar Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile müvekkilinin kandırılarak fazla ödenen bedelin iadesi talep olunmuş ise de davalının sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle meydana gelen zararında tanziminin de gerektiğini, davalının sözleşmeye aykırı işlem yapması sebebiyle toplanacak delillere göre … plakalı aracın … tarihinde, … ve … plaka sayılı araçlar ise … tarihinden yakalamanın kaldırıldığını, … tarihine kadar kar kaybı için şimdilik 3.000,00 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsilini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacı davasını HMK hükümlerine göre yetkili Mahkemede açmadığını, davalının ikametgahında bulunan mahkemelerinin yetkisi, esas olandır. Genel yetki düzenlemesi gereğince bu davanın yetkili mahkemesi davalının ikametgahı olan Nevşehir Mahkemeleri olduğunu, Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası davalı sıfatı olan müvekkilinin …nin davacıya herhangi bir borcunun olup olmadığının belirlenmesi yönünde açılmış bir dava olduğunu, davacının dayandığı icra takibi ve icra takibinin sonucunda yapılan yakalama işlemlerinin … tarihinde olduğu ifade edildiğini, bu tarih davacının haksız eylemi öğrendiği tarih olduğunu, davacı süresinde zararlarının tazmini için gerekli yasal haklarını kullanmadığını, davacının talebi zaman aşımına uğradığını, davanın esasına girilmeden zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı dilekçesinde davalı müvekkilinin yapmış olduğu icra takibi ve takibe bağlı araçlara ilişkin yakalama işlemleri nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep ettiğini, … plakalı Renault marka araç 61.000,00 TL bedelle sayılarak davalı …’ye iade edildiğini, Honda Civic marka bir adet binek araç 26.800,00 TL bedelle kabul edilerek davacı …’ün bu araçlar için olan borcundan düşülmek sureti ile davalı …’ye devri yapılmak suretiyle teslim edildiğini, Yeksan marka bir adet dorse 35.000,00 TL bedelli olarak sayılarak davacı … tarafından davalı …’ye teslim edildiğini, 5.000,00 TL davacı tarafından davalının hesabından düşülmek üzere kredi kartından çekilmek sureti ile verildiğini, davacı tarafından davalının hesabına 10.300,00 TL nakit olarak havale edilmiş olduğunu, 18.000,00 TL davacı tarafından davalıya Nevşehir’de bulunan şu anda ismini hatırlayamadıkları kişiler tarafından teslim edildiğini, davacının babası … ile davalılardan … arasında yapılan bir yazılı protokol olduğunu, bu protokol bile söz konusu ticari ilişkinin davacı … ile değil davacının babası … arasında olduğunu net olarak ortaya koymakta olduğunu, müvekkilinin hiçbir yasal işleminde bir paravan şirket ya da şahıs kullanmamışken davacı … ve babası … bu tarz ilişkiler içinde bulunmamakta olduğunu, bu protokolün yapılma sebebi davalı müvekkilinin araçlardan doğan alacaklarını almaması olduğunu, davacının iddiasının aksine müvekkilinin rehin alacağından doğan yasal hakkını kullandığını, müvekkilinin yasal hakkını kullanmasından dolayı davacının uğradığı zarardan sorumlu tutmak hukuki ve ahlaki olmadığını, davacı taraflar arasındaki ticaretten doğan sorumluluklarını tam olarak yerine getirmediğini, ödemelerini zamanında ve tam olarak yapmadığını, bunun sonucunda da davalı müvekkilinin yasadan doğan alacağını icra yolu ile tahsil hakkını kullandığını, itirazlarının değerlendirilerek davanın yetkili Nevşehir Mahkemelerine gönderilmesini, bekletici mesele gerçeklerinin doğrultusunda iki dava arasındaki nedensellik ilişkisi ve hukuki bağ değerlendirildiği bu davanın Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının sonucunu bekletici mesele yapmasını talep ettiklerini, açılan davanın esasına girilmeden zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan ve usülden reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “Mahkememizin Yetkisizliğine, Talep halinde ve kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK’nun 20. Maddesi) Mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili Nevşehir Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Gönderilmesine,” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili … tarihli istinaf dilekçesinde;
Maddi vakıaların birden fazla hukuki vakıayı gerçekleştirerek, talep eden kişiye birden fazla talep hakkı vermesinin mümkün olduğu, bu durumun sebeplerin yarışması olarak da tanımlandığını, Türk Borçlar Kanunu’nun sebeplerin yarışması başlıklı 60. maddesinde; “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.” hükmünün yer aldığını, işbu dava ikame edilirken sözleşmeye aykırılık hükümlerine dayanıldığını, Hukuk Mahkemeleri Kanunu madde 10 “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmüne havi olup, sözleşmenin ifa edileceği yerin Mersin ili olması sebebiyle söz konusu uyuşmazlıkta Mersin Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava ikame edilirken sözleşmeye aykırılık hükümlerine dayanılmasına rağmen yerel mahkeme tarafından işbu husus gözetilmeksizin haksız fiil hükümlerine dayanılarak yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu,
Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; haksız başlatıldığı belirtilen takip sonucu yakalanan araçlar nedeniyle uğranılan kazanç kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur.
HMK’nun 6. Maddesi :” Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” şeklindedir.
HMK’nun 16. Maddesi :” Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. ” şeklindedir.
HMK’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü yer almaktadır.
“Davacı, haksız takip ve haciz nedeniyle açmak zorunda kaldığı menfi tesbit davası nedeniyle uğradığı zararlar için maddi ve manevi tazminat istemiştir.
Davalı, ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğunu yine menfi tesbit davasının da Alaşehir’de görüldüğünü yetkisizlik kararı verilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haksız fiilin Alaşehir’de gerçekleştiği, Alaşehir mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir.
Dosya içeriğinden, davanın dayanağının haksız fiil olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’un 16. maddesi “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü ile dava açılacak yer mahkemesi konusunda davacıya seçimlik hak tanımıştır. Davacı-zarar görenin yerleşim yerinin Denizli olduğu, 16.madde gereğince davacı-zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu ve davacının seçimlik hakkını yerleşim yeri olarak kullandığının anlaşılması karşısında, davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru değildir.” (Y.4.H.D.’nin 2013/14493 esas, 2013/15877 karar sayılı 07/10/2013 tarih)
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, davacının talebini, takip tarihi itibariyle ödenmemiş borcu olmamasına rağmen aleyhine haksız yere başlatılan Sivas 1.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan yakalama işlemi sonucu ( … plakalı aracın … tarihinden, … plakalı ve … ( ESKİ …) plakalı araçların da … tarihinden yakalamanın kalktığı … tarihine kadar muhafaza altında kalması nedeniyle) uğradığı kazanç kaybının tahsili istemine dayandırdığı, uyuşmazlığın haksız takipten ve dolayısı ile haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, haksız fiile ilişkin davalarda, davacının genel hükümlere göre HMK’nun 6.maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabileceği gibi, HMK’nun 16.maddesine göre haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde de (yetkili olduğu için) dava açabileceği kabul edildiğinden, eldeki dosyada da yakalama işlemlerinin Yozgat ve İstanbul’da ifa olunması, takibin Sivas’ta başlatılması, davacının dava tarihi itibariyle ikametgahının İstanbul, davalının ikametgahının ise Nevşehir olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı davayı yetkisiz olan Mersin Mahkemelerinde açmıştır. Bu durumda genel yetki kuralı gereği davalının dava tarihindeki ikametgah adresi mahkemeleri yetkili olacağından ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı yerindedir.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
3-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye irad KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
17/11/2021


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

” Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır. “