Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/796 E. 2023/249 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/796
KARAR NO : 2023/249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : … Esas – … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/03/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ : …
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle taraf vekillerinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili ile davalı şirket arasında Beton Kaplama Yol Taşeronluk Sözleşmesi-2014 ve Beton Kaplama Yol Taşeronluk Sözleşmesi-2015 olmak üzere iki adet sözleşme imzalanadığını, müvekkilinin bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin müvekkiline olan bakiye borç bedelini ödemediğini, müvekkilinin, sözleşmeler gereği davalı şirketin yerine getirmesi gereken edimleri talep ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini gereği gibi ifa ettiğini, davalı şirketin kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilinin yükümlülüğü olan işleri yerine getirmesi nedeniyle iş bitirme belgesi verildiğini, müvekkilinin davalı şirketin ödemesi gereken sözleşme bakiye borç bedelini talep etmesinin en doğal hakkı olduğunu, bu nedenle Adana 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itirazında müvekkili …’in malzemeler nedeniyle kendilerine borçlu olduğunu belirtmiş ise de, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin ana işin yapılması ile ilgili davalı şirketten herhangi bir malzeme almadığını, müvekkilinin kendi malzemelerini kullandığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davanın hukuki dayanaktan yoksun, kesin delile dayalı bir alacak olmadığını, alacağın varlığının yargılama yapılmasını zorunlu kıldığını, bu nedenle davanın icra takibine yapılan itirazın iptali davası olarak görülmesinin mümkün olmadığını, davanın bu yönüyle reddini talep ettiklerini, Bakırköy 1. Noterliği’nden keşide ettikleri … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede; müvekkili şirketin, yapımını … … Müh. İnş. Ltd. Şti.’nin üstlendiği Tufanbeyli Termik Santralinin Beton Yol Kaplama işinin toplam miktarının 50.970,91 m2 olduğunu, bunun 23.053 m2’sinin davacının gizli ortağı olduğu ve teknik sorumluluğunu bizzat üstlendiği … Yapı tarafından yapıldığını, bedelinin de davacının bilgisi dahilinde bu firmaya ödendiğini, termik santral sahasında geriye kalan 27.917,91 m2 iş ile, … şirketine yapılan 937 m2 iş olmak üzere toplamda 28.854,91 m2 işin sözleşmelere göre üstlenilmiş olduğunu, işin kabasının bitirilmiş olmasına rağmen sözleşmelerde, yüklenicinin yükümlülükleri başlıklı bölümün b bendinde ön görülen, dökülen betonun genişletme ve pah açma işlerini yapmak, ayrıca derz dolgu yapılmadan önce temizliğini yapmak ve fitil çekme işlerini yapmak, derz dolgu malzemesinin derzlere yerleştirme işçiliğini yapmak gibi işlerin yapılmadığını, bu durumun Tufanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş. sayılı dosyasında verilen 20/07/2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ile 27/07/2015 tarihli teknik bilirkişi raporuyla ortaya çıktığını, davacı tarafa verildiği iddia edilen 01.04.2015 tarihli 453.236,00 TL tutarındaki iş bitirme belgesinin rica ve yalvarma neticesinde hatıra binaen tanzim edildiğini, davacı tarafın Balıkesir’de bir iş alacağını ve 800.000,00 TL tutarında belgeye ihtiyacı olduğunu, aksi halde işi alamayacağını belirterek, kendisine iş bitirme belgesi verilmesini şirket merkezine defalarca gelerek ısrarla istediğini, müvekkili şirketinde istemeyerek de olsa bu belgeyi tanzim ettiğini, belgenin açıklama bölümünde … Yapı ve … Yapı adları altında …’in iş bitirmesine istinaden bu belge düzenlenmiştir notunun bulunduğunu, bu yönüyle belgenin kayıtsız ve şartsız bir iş bitirme belgesi niteliği olmadığını, iyi niyetle verilen bu belgenin aleyhlerine delil olarak gösterilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, ayrıca beton kaplama işinde kullanılan kalıp malzemeleri ile satıh vibratörünün, işin sonunda …’e bedeli mukabilinde devredilmek üzere müvekkili şirket tarafından 33.250,00 TL bedelle satın alındığını, diğer taraftan dava dilekçesinde yemek hizmeti verildiğinin kabul edildiğini, bunun da karşılığının 25.963,00 TL olduğunu, bunların toplamının 59.213,00 TL olduğunu, iş sözleşmelere uygun olarak bitirilmediğinden bunlara ilişkin faturaların davacı firma adına henüz düzenlenmediğini, işin tam olarak bitirilmediğinden davacının ne kadar alacaklı olduğuna dair sözleşmeye uygun düzenlenmiş ve kaşelenmiş kesin bir hakediş belgesi olmadığını, şayet böyle bir belgenin düzenlenerek bilgileri dışında kaşelerinin basılmış olması halinde bunun sahte düzenlendiğini düşündüklerini, işin sözleşmelere uygun bitirilmesi halinde davacı tarafa ödenecek bedelin 28.854,91 m2 x 8,50 TL = 245.266,73 TL + KDV olmak üzere toplam 289.414,74 TL olduğunu, işin tam bitirilmemiş olmasına karşın müvekkili şirketin iyi niyetle davacı tarafa banka kanalıyla 233.800,00 TL ve elden 4.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan miktarın 51.614,74 TL olduğunu, yukarıda izah edildiği şekilde sözleşme doğrultusunda yapılacak kesintilerin toplamı 146.037,41.-TL’den bu miktarın mahsup edilmesi halinde dahi 94.422,67 TL alacaklarının olduğunu belirterek, davanın reddi ile, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Adana 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİ İLE; takibin 69.889,90 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA,
3-Hükmolunan alacağın %20’si oranında 13.977,98 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE, şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 19/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde;
Yerel mahkemece eksik ve hatalı inceleme sonucunda kısmen davalarının reddine karar verildiğini, dava konusu çelik kalıp ve sehpa bedelinin müvekkilinin alacağından düşülerek hesaplama yapılması ile ortaya konan bedelin yerel mahkeme tarafından kabul edilerek kısmen kabul kararı verildiğini, ancak müvekkiline karşı kesilmiş bir fatura olmadığından, hesaplanan alacaktan herhangi bir bedel düşülmemesi gerektiğini,
Ayrıca, çelik kalıp ve sehpa bedeli ile ilgili iddianın kabul edilmeyecek çelişkili bir yaklaşım olduğunu gösteren ikinci bir konunun da sözleşme tarihleri ile fatura tarihi arasındaki çelişki olduğunu,
Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme sonucunda hazırlanmış bir rapor olduğunu belinrterek,
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın kısmen usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden bahisle, mahkemenin kararının kısmen kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 24/02/2020 tarihli istinaf dilekçesinde;
Davalı taraf limited şirket olmakla birlikte, davacının gerçek kişi olduğunu, bu sebeple davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen göze alınması gerektiğini,
Dava konusu icra dosyasında 96.171,00 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, mahkemece ise 69.889,00 TL üzerinden karar verildiğini, ortada likit bir alacağın olmaması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı lehine tazminata hükmedildiğine göre, reddedilen kısım yönünden de lehlerine tazminata hükmedilmesi gerektiğini,
Dosya içerisine sunulan delil, cevap, beyan vs. dilekçelerin yerel mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, davacının cevaba cevap dilekçelerinde icra emrinin ve dava dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmeyen 03/03/2015 tarihli sözleşmeden şirket temsilcisinin haberdar olmadığını, sözleşmedeki imzaların şirket temsilcisine ait olmadığı yönünde imza inkarında bulunulduğunu, yerel mahkeme tarafından ilgili kurumlardan istenilen imza sirküleri karşılaştırılma yapılmadan, imza sirkülerinin bilirkişi raporu alınmasının ardından değerlendirilmesi şeklide karar verildiğini, ancak daha sonrasında imza sirküleri ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılmadığını, imza incelemesi yapılmadığını,
Davacının dilekçesindeki delillerinden E-2 olarak gösterilen 01.04.2015 tarihli İş Bitirme Belgesinin AÇIKLAMA bölümünde “… Yapı ve … Yapı adları altında …’in işbitirmesine istinaden bu belge düzenlenmiştir.” şeklinde dip not bulunduğunu, belgedeki iş karşılığı bedelin 453.236,00.-TL olarak gösterildiğini, bu bedelden KDV düşüldükten sonra çıkan rakamın, 8,50.-TL/m2 birim fiyata bölündüğünde iş bitirme belgesinin 45.188,03 m2 iş karşılığında verildiğinin anlaşılacağını, bunun 23.053 m2’si … Yapı firması tarafından yapıldığına göre davacının yaptığı işin metrajının 22.135,03 m2 olduğunun ortaya çıktığını, ancak tespit raporunda açıklandığı gibi sözleşmenin 3. maddesinin b bendindeki YÜKLENİCİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ başlıklı bölümde sayılan işlerden dökülen betonun genişletme ve pah açma işlerini yapma, derzlerin temizliğini yaparak fitil çekme işinin yapılarak derz dolgu malzemesinin derzlere yerleştirilmesi yükümlülüklerinin yerine getirilmediğinin tespit edildiğini, bu hususun, davacı vekilinin 29.10.2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinin 4. maddesinde açıklanarak kabul edildiğini, bu eksiklik sebebiyle … D.İş sayılı dosyaya verilen 27.07.2015 tarihli bilirkişi raporu ile İstanbul Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasına mali müşavir bilirkişi tarafından verilen 17.12.2017 tarihli raporda, cezai şart bedelinin sözleşmenin 12. maddesi doğrultusunda tespit edildiğini, mahkemenin tespit edilen cezai şart bedellerini dikkate almamış olmasının eksiklik teşkil ettiğini,
Ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşme doğrultusunda, sözleşmenin ilgili maddelerinde taraflar yükümlülüklerini yerine getirmediğinde cezai şartların açıkça belirtildiğini, ancak buna rağmen mali müşavir bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda mahkemece tespit edilen cezai şart bedelleri dikkate alınmadan eksik ve hatalı inceleme sonucunda hazırlanmış bir rapor olduğunu belirterek,
Sonuç itibariyle: Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas:
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
ESASTAN İNCELEME RAPOR SONUCU:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak iddiasına dayalı olarak yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalıyla aralarında yapıldığını iddia ettiği 10/10/2014 ve 03/03/2015 tarihli Beton Kaplama Yol Taşeronluk Sözleşmeleri uyarınca, davalı adına yapmış olduğu iş bedelinden ödenmeyen kısmın tahsili amacıyla icra takibi başlatmış, davalı tarafından icra takibine itirazda bulunulmuştur. İcra takibine yönelik itirazın iptali amacıyla iş bu dava açılmıştır.
Adana 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip (yenilemeyle … Esas) dosyasının UYAP üzerinden incelenmesi sonucu: Alacaklının … (… YAPI İNŞAAT), borçlunun … MÜHENDİSLİK İNŞAAT VE YAPI MALZ. TİC. LTD. ŞTİ. olduğu, takip konusunun, 04/06/2015 tarih, … fatura numaralı faturanın bakiye alacağı 96.171,00 TL olduğu, takip dayanağı olarak, taraflar arasında akdedilmiş 10/10/2014 başlangıç, 25/12/2014 bitiş tarihli ve 03/03/2015 başlangıç, 30/06/2015 bitiş tarihli sözleşmelere istinaden düzenlenen fatura bakiye alacağının gösterildiği görülmüştür.
Davaya Ticaret Mahkemesince bakılmıştır. Davalı ticaret şirketi, davalı ise gerçek kişidir.
Dava tarihi itibariyle, davacı tarafından yapılan işin bedeli 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 177. maddesinde belirtilen hadleri aştığından, davacının tacir vasfını taşıdığının kabulü gerekir. Davaya Ticaret Mahkemesince bakılmış olması yerindedir.
Davalı şirket tarafından davacıya gönderilen, Bakırköy 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde; eksik kalan ve … Şirketine yapacakları yaklaşık tahmini miktar düşülerek toplamda 8.500,00 m2 işin bitirilmesi için 03/03/2015 başlangıç ve 30/06/2015 bitiş tarihli sözleşmeyi imzaladığını beyan etmiştir.
Davalı, davacının dayandığı sözleşmelerden 03/03/2015 tarihli sözleşmedeki imzanın şirketi temsile yetkili kişiye ait olmadığını iddia etmiş olmakla birlikte, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen, Bakırköy 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinde; eksik kalan ve … Şirketine yapacakları yaklaşık tahmini miktar düşülerek toplamda 8.500,00 m2 işin bitirilmesi için 03/03/2015 başlangıç ve 30/06/2015 bitiş tarihli sözleşmeyi imzaladığını beyan etmiştir. Davalının bu beyanlarına göre, davacıyla 03/03/2015 tarihli sözleşmeyi yapmış olduğunun kabulü yerindedir.
Dosyada mevcut 10/10/2014 tarihli Beton Kaplama Yol Taşeronluk Sözleşmesinin incelenmesi sonucu; sözleşmenin 25/12/2014 tarihine kadar geçerli olduğu, yüklenicinin … Yapı İnşaat …, işverenin … MÜHENDİSLİK İnşaat Ve Yapı Malz. Tic. Ltd. Şti. olduğu, 27.000,00 m2 beton kaplama ve yol projesi kapsamında işçilik hizmetleri için metrekare başı 8,50 TL +KDV olarak ücretin kararlaştırıldığı,
Dosyada mevcut 03/03/2015 tarihli Beton Kaplama Yol Taşeronluk Sözleşmesinin incelenmesi sonucu; sözleşmenin 30/06/2015 tarihine kadar geçerli olduğu, yüklenicinin … Yapı İnşaat …, işverenin … MÜHENDİSLİK İnşaat Ve Yapı Malz. Tic. Ltd. Şti. olduğu, 8.500,00 m2 beton kaplama ve yol projesi kapsamında işçilik hizmetleri için metrekare başı 8,50 TL +KDV olarak ücretin kararlaştırıldığı,
görülmüştür.
Her iki sözleşmeye göre yapılaması gereken toplam iş miktarı 35.500,00 m2’dir. Dava dilekçesinde davacının, fazla iş yapıldığına ilişkin bir iddiası ve buna ilişkin bir bedel talebi yoktur. Dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu 09/05/2015 tarihli, el yazısı ile yazılmış hesap çizelgesinde de yapılan işin miktarını 35.500,00 m2 olarak ele almıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 36.620,77 m2 üzerinden hesaplama yapılmış olması ve bu miktar üzerinden yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olması yerinde değildir.
Davalı, 03/03/2015 tarihli sözleşme altındaki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığını, yol kaplama işinin toplam 50.970,91 m2 olduğunu, bunun 23.053,00 m2’sinin … Yapı tarafından yapıldığını, termik santral sahasında geriye kalan 27.917,91m2 ile … şirketine yapılan 937,00 m2 iş olmak üzere toplamda 28.854,91 m2 işin sözleşmelere göre üstlenildiğini, işin kabasının yapılmakla birlikte bir kısım eksik işler bulunduğunu iddia etmiştir.
Davalı vekili tarafından ikinci cevap dilekçesi ekinde sunulan, … Yapı … Tic. A.Ş. kaşesini taşıyan “TUTANAKTIR” başlıklı belgede; davalı ile … Yapı… A:Ş arasında yapılan 18/04/2014 yürürlük tarihli sözleşmeye göre 23.053 m2 işin bitirildiği, sözleşmeye istinaden herhangi bir alacağın kalmadığı, kalan bakiye işlerin tamamlanmasının …’in ricası ve firmalarının tavsiyesi üzerine yeni kurulan … Yapı Şirketi’ne verildiği ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
Mahkemece, istinabe yoluyla, dava konusu işin yapıldığı Tufanbeyli Termik Santralinde, fen bilirkişisi ve inşaat mühendisi marifetiyle keşif yapılmıştır.
Keşif sonucu alınan 11/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda, Beton Yol Kaplama işinin yanı sıra, otopark alanları, diğer alanlar, saha dışı köprü ve yollar, itfaiye civarı, trafo merkezi önü gibi bir kısım alanlara yapılan beton kaplama işinin toplam 59.673,77 m2 olarak hesaplandığı, bunun 23.053,00 m2’sinin … Yapı…A.Ş tarafından yapıldığı, geriye kalan 36.620,00m2’nin davacı tarafından yapıldığının tespit edildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu ile sözleşmeye konu beton kaplama işinin yapıldığı sabittir. Eser sözleşmesinde işin yapıldığını ispat yükü yüklenicide, bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Dosya kapsamı ile işin yapıldığı anlaşıldığından, davalının, işin davacı tarafından yapılmadığını, başkasına yaptırıldığını veya bedelin ödendiğini ispatlaması gerekir.
Davalı vekilince dosyaya sunulan 33.200,00 TL’lik çelik kalıp ve bir kısım malzeme faturasının, sözleşme kapsamında davacı adına alındığına dair herhangi bir delil dosyada mevcut değildir. Fatura , … …Ltd. Şti. Tarafından davalı … Mühendislik adına düzenlenmiş olup, malzemelerin davacı adına alındığına veya davacıya teslim edildiğine, malzemenin iş bu sözleşme kapsamında davacıya teslime dilmek üzere alındığına dair herhangi bir delil dosya arasında mevcut değildir. Fatura tutarının, tespit edilen davacı alacağından mahsup edilmesi yerinde değildir.
Takibe konu alacağın varlığı miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, alacak likit değildir. İcra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması yerinde değildir.
Davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olduğu sabit olmadığından, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiş olması yerindedir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmelerde; yüklenici sözleşme kapsamına giren yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınırsa her bir yükümlülük için yükümlülük tutarının %10’u oranında cezai şart ödeyeceği hüküm altına alınmış olup, geç teslim, eksik veya ayıplı iş nedeniyle bir cezai şart kararlaştırılmamıştır. Davalının cezai şart uygulanması talebi, bu yönüyle yerinde değildir.
Yargılama giderlerine hükmedilirken, kabule göre davalıdan alınarak davacıya verilmesi gereken harç miktarı, alınması gereken harçtan mahsup edilen 1.161,51 TL olması gerekirken, 3.612,67 TL harcın, davanın kabulü oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olması da yerinde değildir.
Mahkemece hükme esas alınan, İnşaat Mühendisi …,… ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 18/07/2019 tarihli ek raporda özetle; icra takibindeki fatura alacağının yapılan işle ilgili olduğu, işçilik bedeli alacağına ilişkin hiçbir talep olmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve alacağını belirleyen hesaplama tablosunda da işçilik bedeli ile ilgili hiçbir talep olmadığı, davaya konu talebin alacak davası olmadığı, itirazın iptali davası olduğu tespiti kapsamında kök raporda eklenen işçilik bedelinin mahsubu ile yeniden yapılan hesaplamada yol beton işleri bedelinin (36.620,77m2x8,50 TL=) 311.276,55 TL olduğu KDV’nin eklenmesiyle toplam 367,306,33 TL’ye denk geldiği, davalının 237.000,00 TL ödeme yaptığı, yemek kesintisinin -21.310,80 TL (KDV dahil) olduğu, forma, ayakkabı, mazot bedelinin -1.583,56 TL (KDV Dahil) olduğu, fitil çekmek işlerinin yapılmamasının -4.322,07 TL (KDV Dahil)’ye denk geldiği, çelik kalıp-sehpa bedelinin -33.200,00 TL (KDV Dahil) olduğu genel toplamda davacının yaptığı beton kaplama yol taşeronluk işi sonucunda davalıdan 69.889,90 TL alacağı olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, yol beton kaplama işinin 35.500,00m2 olarak hesaplamaya konu edilmesi ve çelik kalıp-sehpa bedelinin davacının alacağından mahsup edilmemesi suretiyle hesaplama yapılması gerekir. Bu şekilde bilirkişi raporundaki yönteme göre yapılacak hesaplamayla;
Yol beton kaplama bedeli: (35.500,00×8,50=)301.750,00 TL, KDV: (301.750,00x%18=)54.315,00 TL olmak üzere toplam: 356.065,00 TL olduğu, davalının 237.000,00 TL ödeme yaptığı, yemek kesintisinin -21.310,80 TL (KDV dahil) olduğu, forma, ayakkabı, mazot bedelinin -1.583,56 TL (KDV Dahil) olduğu, fitil çekmek işlerinin yapılmamasının -4.322,07 TL (KDV Dahil)’ye denk geldiği ve neticede davacının, takibe konu sözleşmeler nedeniyle davalıdan 91.848,57 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü, davalı vekilinin istinaf talebinin ise yukarıda belirtilen sebeplerle kısmen kabulü ile yerel mahkemenin kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından düzeltilmek suretiyle yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı vekilinin İstinaf Başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE,
2-Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve … Esas – … Karar sayılı kararının, HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
-Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Adana 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın, 91.848,57 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmetmeye yer olmadığına,
3-Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 6.274,17 TL nispi karar harcından, peşin alınan 1.161,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.112,66 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yatırılan 1.161,51 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Yapılan yargılama gideri toplamı 8.004,00 TL’nin, davanın kabulü oranında 7.644,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre karar tarihi itibariyle hesaplanan 14.695,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre hesaplanan 4.322,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Hüküm kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine İADESİNE,
İstinaf incelemesi yönünden;
1-İstinaf yoluna başvuran davacıdan alınan 80,70-TL maktu karar harcının, istek halinde, yerel mahkeme tarafından DAVACIYA İADESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran davalıdan alınan 1.193,50-TL nispi karar harcının, istek halinde, yerel mahkeme tarafından DAVALIYA İADESİNE,
3-İstinaf talep eden davacıdan ve davalıdan alınan toplam 297,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Yargılama giderlerinin davacı ve davalı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
6-İstinaf aşamasında kullanılmayan gider avansının ilk derece mahkemesince istinaf talebinde bulunan tarafa İADESİNE,
7-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/03/2023


Başkan

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*
… …
Katip

*e-imzalıdır.*

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.