Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/715 E. 2022/1691 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/715
KARAR NO : 2022/1691

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019
NUMARASI : 2017/… Esas-2019/…Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF TALEP TARİHİ :31/12/2019
İSTİNAF KARAR TARİHİ :30/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :…
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli, 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili hakkında davalı tarafından … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu ödeme emri müvekkilinin il dışında olduğu zaman diliminde mahallle muhtarına tebliğ edildiğini, süresinde itiraz edilemediğini, taraflar arasında mevcut sözleşme gereğince yetkili icra dairesi … olmamasına rağmen takibin kesinleştiğini, … 2. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası dayanağının 29/07/2017 tarihli sözleşme olduğunu, sözleşme bedelinin 80.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşmenin başlangıcı itibariyle işveren firma olan davalı tarafından müvekkili hesabına 20.000,00-TL peşinat yatırıldığını, taraflardan birinin sözleşmeden herhangi bir şekilde vazgeçmesi halinde, vazgeçen tarafın sözleşme bedelinin %10’u oranında cezai ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafından sözleşmeye konu işin yaptırılmasından vazgeçildiğini, vazgeçmenin sözleşmeye konu malzemelerin … ilinden … iline sevkiyatının yapılacağı günden bir gün önce müvekkiline bildirildiğini, davacı tarafından alınan 20.000,00-TL’nin 12.000,00-TL’lik kısmının davalıya iade edildiği, bakiye kalan 8.000,00-TL’nin de sözleşmede yazılı olduğu üzere cezai şart olarak iade edilmediğini, … organize sanayi bölgesinde bulunan ve malzeme üretecek firmaya 10.000,00-TL kaporanın müvekkili davacı tarafından gönderildiği, davacının dava dışı firmaya gönderdiği bedelin iade edilmediğini, müvekkilinin davalının kusurundan kaynaklı zarar uğraltıldığını, kötü niyetli icra takibi başlatıldığını ileri sürerek icra dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar ve %10’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Taleplerinin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasında 29/07/2017 tarihinde sözleşmenin imzalandığını, müvekkili tarafından davacının … Bankasında bulunan hesabına 20.000,00 TL’nin aktarıldığını, anılan sözleşmede malzeme temin süresinin 10 gün olduğu, iş teslim süresinin de 10 gün olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete süresi içinde malzeme teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedilmek zorunda kalındığını, davacının müvekkilinin parasını 8.000,00 TL eksik yatırdığını, müvekkilinin açmış olduğu icra takibinden sonra da cezai şart alacağı olduğunu ileri sürdüğünü, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 10 günlük malzeme teslim süresi olan 08/08/2017 tarihinden sonra tarafların defalarca telefon görüşmesi yaptıklarını, davacıdan bizzat sözleşmeye konusu siparişin verilmediğini öğrendiğinde sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini beyan ederek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sözleşmenin incelenmesinde; malzeme teslim işin 10 günlük süre, işin teslimi için 10 günlük süre öngörüldüğü, davalının malzemenin zamanında tespit edilmediğini savunmduğu, malzemelerin süresinde teslim edildiğinin ispatıırı davacı üzerinde bulunduğu, davacının bu hususu usulüne uygun deliller ile ispatlayamadığı, işin ticari nitelikte bulunması nedeniyle davacının malzeme temininde geciktiği süre nazara alınarak TBK madde 124 uyarınca ek süre verilmesini gerektiren bir durum olmadığı, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği ve davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili 31/12/2019 tarihli istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesi ve karar gerekçe içeriğini tekrarlamış, ret gerekçelerine katılmadıklarını, dava dilekçesi ekine davalı tarafça müvekkil arasında yapılan davaya konu sözleşmenin ifasının amacıyla müvekkilİ tarafından … ilinde bulunan dava dışı üretici firmaya derhal sipariş verildiğini, buna ilişkin kayıtların dosya kapsamında yer aldığını, Mahkemece bu belgelerin dikkate alınmadığını, zira, müvekkili davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin niteliği gereği halihazırda teslimi yapılacak bir hizmetin söz konusu olmadığını, sözleşmeye konu hizmetin belirli bir üretimden sonra ifa edilebilecek bir hizmet türü olduğunu, bu hususların dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu ile de açıklığa kavuşturulduğunu beyan ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas olmak üzere,
Yerel mahkeme dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında, alacaklının davalı, borçlunun davacı olduğu, 03/11/2017 tarihinde ilamsız olarak başlatılan icra takibide 02/08/2017 tarihli banka dekotu borcun sebebi olarak gösterilerek 8.000,00 TL’nin tahsilinin istenildiği,ödeme emrinin TK 21.maddesine göre 08/11/2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, icra takibine itirazda bulunulmadığı, … 1. Ticaret Mahkemesinin 13/12/2017 tarihli, 2017/… Esas sayılı tensip tutanağının 12. maddesi ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verildiği,
Taraflar arasında imzalanan 29/07/2017 tarihli sözleşmede, davacının yüklenici, davalının iş sahibi olduğu, tarafların … Spor Tesisleri No:.. … … adresinde bulunan 25,50 mt x 45,50 mt ebadındaki futbol sahasının zeminine 55 mm …modelli (ofsayt dokumalı) olarak serilmesi konusunda anlaştıkları, sözleşme bedelinin 80.000,00 TL olduğu, gönderilecek malzemenin nakliye bedelinin yüklenici davacıya ait olacağının, malzeme temin süresinin 10 gün, iş teslim süresinin ise yine 10 gün olacağının, taraflardan birinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde diğer tarafın sözleşmeyi fesh etme hakkı olacağının, fesih nedeniyle oluşan zarar ve ziyanın diğer tarafça karşılanacağının, haksız olarak sözleşmeden dönen tarafın diğer tarafa sözleşme bedelinin %10’u oranında tazminat ödeyeceği konusunda anlaşmaya varıldığı,
Dava dilekçesi ekinde dekontların sunulduğu, 02/08/2017 tarihli dekontta halı saha bedeli olarak davalı şirket tarafından davacıya 19.916,00 TL gönderildiği, davacının aynı tarihte dava dışı şirkete (… Sentetik Spor Zeminleri) 10.000,00 TL gönderdiği, dekontta açıklama olmadığı, davacının 23/10/2017 tarihinde “iptal ettiğiniz çim halı saha sözleşmesi iadesi” açıklaması ile davalıya 12.000,00 TL iade ettiği, 02/02/2018 tarihli dilekçe ekinde sipariş kabul/teyit formu suretinin sunulduğu, anılan 01/08/2017 tarihli formda … isimli üründen 1160,25 m2 sipariş edildiği, termin tarihinin ise 09/08/2017 tarihi olarak gösterildiği,
Hesap bilirkişisi Av. … ve S.M.Mali Müş. … tarafından hazırlanan 12/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu işlemlerin tarafların resmi evraklarında rastlanılmadığı, sözleşme konusu işin yapılmadığı, sözleşme bedeline istinaden 02/08/2017 tarihinde davalı-takip alacaklısı … Spor Tesisleri Limited Şirketi tarafından, davacı-takip borçlusu …’ya 20.000,00 TL ödendiği, 12.000,00 TL’nin davacı … tarafından davalı … Spor Tesisleri Limited Şirketi’ne 23/10/2017 tarihinde iade edildiğinin tarafların kabulünde olduğu, iade edilmeyen bakiye 8.000,00 TL’nin takip ve dava konusu yapıldığı, 20/07/2017 tarihli Çim Halı Yenileme Sözleşmesinde, malzeme temin süresinin 10 gün, iş teslim süresinin normal hava koşullarında 10 gün olduğu, işe başlama tarihinin malzeme sevkiyatına göre netleşeceğinin belirtildiği, sözleşme hükmüne göre davacı yüklenici …’nın 29/07/2017 tarihinden itibaren 20 gün içinde yani 18/08/2017 tarihine kadar işi bitirip davalı işveren … Spor Tesisleri Limited Şirketi’ne teslim etmesinin gerektiği, davacı …’nın 18/08/2017 tarihine kadar işi bitirip teslim etmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki kararlaştırılan borcun ifa edileceği sürenin belirli vade niteliğinde olduğu, yüklenici …’nın TBK m, 117/2’ye göre ihtar gerekmeksizin 18/08/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, işveren … Spor Tesisleri Limited Şirketi’nin sözleşmeden dönebilmesi için TBK m. 123 gereği yüklenici …’ya uygun bir süre vermesi gerektiği, dosyada bulunan dekonttan yüklenici davacının dava dışı şirkete malzeme temini için 10.000,00 TL gönderdiğinin, bu şekilde sözleşmenin ifa sürecine başlandığının anlaşıldığı, davalı-takip alacaklısı … Spor Tesisleri Limited Şirketinin davacı-takip borçlusu …’ya ek süre vermeden sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini istemeyeceği, sonuç olarak davacının davalıya borcunun bulunmadığının, alacaklı-davalı şirketin sözleşmeden dönmesinin haklı kabul edilmesi halinde gönderilen 20.000,00 TL’nin 12.000,00 TL’sinin iade edildiği, bakiye 8.000,00 TL alacağının kaldığı, takipten önce ihtarla temerrüde düşülmediğinden, takip öncesi faiz istenemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Dava, hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesinin feshi nedeniyle eksik gönderilen bedel yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi uyarınca kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran; iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu, ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumundadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/02/2015 tarih, 2013/19 – 1362 E-2015/826 K. sayılı, 20/04/2016 tarih, 2014/13-856 E-2016/523 K.)
Menfi tespit davalarında kural olarak alacaklı alacağını ispat etmek zorunda olduğundan ispat yükü, davalı-alacaklı üzerindedir.(Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarih ve 2014/42117 E.-2015/34744 K.sayılı kararı)
Öte yandan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/1. maddesinde, bir sözleşmenin hiç ve gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa alacaklının ya borcu, ya da cezanın ifasını isteyebileceği, 180. maddesinde, alacaklı hiçbir zarara uğramamamış olsa bile kararlaştırılan cezanın ifasının gerektiği, 182. maddesinde ise tarafların ceza miktarını serbestçe belirleyebilecekleri, hakimin aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indireceği kuralları düzenlenmiştir. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 08/05/2012 tarihli, 2012/600 Esas, 2012/3220 Karar, 6. Hukuk Dairesinin 27/06/2022 tarihli, 2021/1445 Esas, 2022/3620 Karar sayılı kararı)
Somut olayda, taraflar arasında 29/07/2017 tarihli götürü bedelli eser sözleşmesi bulunduğu, anılan sözleşmede iş bedelinin 80.000,00 TL olduğu, malzeme tesliminin 10 gün, iş bitiminin 10 gün olarak kararlaştırıldığı, 02/08/2017 tarihinde 19.916,00 TL’nin peşinat olarak davacıya havale yapıldığı, davacının ise 23/10/2017 tarihinde 12.000,00 TL’yi “iptal ettiğiniz çim halı sözleşmesi iadesi” açıklaması ile davalı şirkete gönderdiği, ayrıca davacının 02/08/2017 tarihinde “… … Spor Tesisleri için” açıklaması ile malzeme temini amacıyla dava dışı şirkete 10.000,00 TL gönderdiği, davalının 02/08/2017 tarihli banka dekontunu borcun nedeni olarak gösterip, 03/11/2017 tarihli ilamsız icra takibi başlattığı, takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, davacının sözleşmenin davalının isteği ile iptal edildiği, 8.000,00 TL’nin cezai şart olarak iade edilmediği iddiasıyla borçlu olunmadığının tespiti ve icranın durdurulmasının istenildiği, davalının ise malzemenin süresinde teslim edilmediğini beyan ederek davanın reddini savunduğu, Mahkemece malzemenin süresinde teslim edilmediği, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, davacının cezai şart talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı-alacaklı üzerinde bulunmaktadır. Davalı-alacaklı, sözleşme konusu malzemelerin zamanında teslim edilmediği gerekçesi ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini beyan etmişse de, dosyada bu hususa ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacının peşinatın kendisine gönderildiği 02/08/2017 tarihinde, “… … Spor Tesisleri için” açıklaması ile malzeme temini amacıyla dava dışı şirkete 10.000,00 TL gönderdiği, ayrıca … Halı Saha proje adıyla sözleşmede belirtilen malzemelere ilişkin 01/08/2017 tarihli sipariş kabul/teyit formunun davacı vekilince dosyaya sunulduğu anlaşılmaktır.
Taraflar arasında mevcut sözleşmede, sözleşmeden dönen tarafın sözleşme bedelinin (80.000,00 TL) %10’u (8.000,00 TL) oranında tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığı gözetildiğinde, davalının TBK 179/1.maddesi uyarınca davacıya 8.000,00 TL cezai şart ödeme zorunluluğu altında bulunduğu, cezai şart miktarının TBK 182. maddesi gereği aşırı görülemeyeceği ve miktardan indirim gerektiğinden söz edilemeyeceği açıktır.
Açıklanan nedenle davanın kabulü ile davacının … 2. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı yerinde değildir.
Sonuç itibariyle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçeleri açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.2 maddesi uyarınca davacı vekili İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE,
2-… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2019 tarihli, 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a- Davanın KABULÜNE,
b-Davacının … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
c- Kabul edilen değer üzerinden hesaplanan 559,00 TL harçtan peşin alınan 136,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 422,38 TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
c-Davacıdan peşin olarak alınan 136,62-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
d-Davacı vekille temsil edildiğinden A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar nazara alınarak 8.183,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yapılan 896,16-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
f-Fazla yatan avans var ise, Adalet Bakanlığı Hukuk Muhakemeleri Gider Avansı Tarifesinin 5.maddesine göre karar kesinleştikten sonra istek halinde, elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığıyla TARAFLARA İADESİNE,
İstinaf incelenmesi yönünden;
1-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf kanunu yoluna başvurma harcının HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 148,60-TL harç ve 36,90 TL Posta gideri olmak üzere toplam 185,50- TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, istinaf yoluna başvuran davacı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yatırılan ve kullanılmayan gider avansının ilk derece mahkemesince davacıya İADESİNE,
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 359/4.maddesi uyarınca, kararın ilk derece Mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/01/2023


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

**Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre elektronik olarak imzalanmıştır.**