Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1486 E. 2023/1450 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1486
KARAR NO : 2023/1450

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : … Esas- … Karar

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …
: Av. …

DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
: Av. …-
: Av. …
: Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF TALEP TARİHİ :13/08/2020
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :27/12/2023
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2020 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, davalının borca kısmi itiraz ettiğini, alacağın faturaya dayandığını, faturalara göre müvekkili davacının alacağının 14.176,00-TL olduğunu, davalının ise müvekkiline 5.945,07-TL borcu olduğunu beyan ettiğini, takibin bu miktar yönünden kesinleştiğini, kalan 8.228,93-TL’nin tahsili için iş bu davanın açıldığını ileri sürerek … İcra Müdürlüğünün … Esasa sayılı dosyasında borcun 8.228,93-TL sine yapılan itirazın iptaline takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağıya olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davanın reddinin gerektiğini, davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin yalnızca 5.945,07-TL borcu olduğunu, sunulan evraklar incelendiğinde borcun ödendiğinin görüleceğini, 445821 nolu faturanın 14/09/2012, 12/12/2012 tarihlerinde, 445822 nolu faturanın 12/12/2012 ve 24/10/2013 tarihlerinde, 557309 nolu faturanın 08/04/2016 ve 14/10/2013 tarihlerinde, 440579 nolu faturanın 11/09/2012 tarihinde, 440580 nolu faturanın 26/09/2011 ve 11/09/2012 tarihlerinde, 179742 nolu faturanın 11/09/2012 ve 14/09/2012 tarihlerinde, 157875 nolu faturanın 08/04/2016 tarihinde icra müdürlüğüne olmak üzere ödendiğini, alacağın likit olmadığını, takibin kötü niyetli yapıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, kötüniyet tazminatı talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın fatura alacağından kaynaklı itirazın iptaline ilişkin olduğu, taraflar arasında alacak-borç ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından bir kısım faturaların düzenlenerek davalıya gönderildiği, ancak davalının faturadan kaynaklı bu borcun bir kısmını ödemediğinin iddia edildiği, tarafların 26.091,53-TL yönünden anlaşma vardıkları, daha sonra 14.174,00-TL üzerinden yeniden mutakıp oldukları, icra aşamasında davalı borçlu tarafından 5.945,07-TL’nin kabul edildiği, bakiye 8.228,93-TL üzerinden takibin devamının istenildiği, davalı tarafından yapılan ödeme belgelerinin dosya içerisine alındığı, 22/03/2020 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davalı tarafından ibraz edilen belgelerin ödeme belgesi olarak değerlendirildiği ve yapılan ödemelerin dikkate alındığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili 14/08/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; davalı ile müvekkili davacı arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, davacı şirketin fatura karşılığı davalıya mal verdiğini, kısmi olarak tahsilat yaptığını, davalıya karşı takip başlatıldığını, davalının takip konusu borcun 5.945,07-TL’sini ödediğini, bakiye 8.228,93-TL’sine yönelik itiraz edildiğini, davalının bu borcu ödediğini ileri sürerek ödeme belgelerini sunduğunu, ancak bankadan gelen cevabi yazılarda 5.500,00-TL ve 250,00-TL ödendiğine ilişkin iddialara yönelik böyle bir ödemenin mevcut olmadığının belirtildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun banka ve resmi kayıtlara dayanmadığını, davalı tarafa ödeme belgeleri sunması için süre verildiği halde ödeme belgelerinin ibraz edilemediğini, çünkü davacıya yapılan bir ödeme olmadığını, bilirkiş raporunda müvekkilinin defterlerinde yer almayan ve ödeme belgeleri sunulmayan ödeme varmış gibi kabul edilerek hesaplama yapıldığını, raporun 3. sayfasında müvekkili şirketin 14.815,16-TL alacaklı göründüğünün tespit edildiğini, ancak müvekkili tarafndan kendilerine bilgi notu olarak verilmiş ve ticari defterlerle örtüşmeyen cari hesabı gösterir belgeden ayrıca alıntı yapılarak ve iki hesap toplanıp bir sonucu varıldığını, resmi olmayan bu belgeden davacının 14.174,00-TL alacaklı olduğunun anlaşılacağını, bilirkişi raporunda müvekkilinin ticari defterlerine giren ödemelerin 20/07/2011 tarihinde 4.000,00-TL 20/09/2011 tarihinde 3.000,00-TL 10/01/2013 tarihinde 5.000,00-TL, 20/01/2013 tarihinde 5.000,00-TL toplam 17.000,00-TL ödeme yapıldığı ticari defterlere göre bakiye borcun 14.815,16-TL olduğunu, bu hesap ve kayıtların dikkate alınması gerektiğini, bu hesapların banka kayıtları ile örtüştüğünü, kendileri tarafından sunulan resmi olmayan kayıtta yapıldığı iddia edilen 3.900,00-TL ödemenin ihtilaftan önceki döneme ilişkin ödeme olduğunu, bu nedenle hesaba katılmaması gerektiğini, yine bu belgelerdeki 12/12/2012 tarihindeki 5.000,00-TL ödemenin ticari defterlere 10/01/2013 tarihinde yansıtıldığını, bu ödemenin 2 defa hesaplara girdirildiğini, müvekkilinin ticari deftelerinin usulüne uygun tutulduğunu, defter kayıtlarına göre davacı müvekkilinin 14.815,16-TL alacaklı göründüğünü, takipten sonra 5.945,00-TL ödendiğini, müvekkili davacının 8.228,93-TL alacaklı olduğunu, bilirkişi raporunda belirtilen 8.900,00-TL ödemenin belgesinin dosyaya sunulmadığını, böyle bir ödeme olmadığını, davanın kabulünün gerektiğini, adi yazılı belgedeki ödemeler ile ticari defterlerdeki ödemelerin ayrı ayrı değerlendirilerek davalının borçlu olmadığının tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili 25/08/2020 tarihli istinafa cevap dilekçesinde; kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının müvekkili kurumdan alacağı olmadığını, bu durumun dosyada mevcut belgeler ve bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davacının istinaf başvuru dilekçesinde defter kayıtlarına göre 14.815,16-TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini ancak dava dilekçesinde 14.174,00-TL alacaklı olduğu iddiasında bulunduğunu, davacının kendi içerisinde çeliştiğini, davacının bilirkişi raporunda resmi olmayan belgenin gözetildiğini iddia ettiğini, söz konusu belgenin davacı tarafından 19/06/2017 havale tarihli dilekçesi ekinde dosyaya sunulduğunu, davacının söz konusu belgeyi bizzat sunduğu halde bilirkişi raporunda belgenin dikkate alınmaması gerektiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, 5.500-TL ve 250,00-TL miktarlı ödemelere ilişkin evrakların dosyada bulunduğunu, yine davacının 3.900,00-TL’lik ödemenin uyuşmazlık öncesine ilişkin olduğunu beyan ettiğini, ticari defter kayıtlarının 01/01/2009 tarihli olduğunu bu ödemenin ise 14/07/2009 tarihinde yapıldığını, bu yöne ilişkin istinaf nedenlerinin de kabul edilemeyeceğini, davacının alacağının olmadığını fazlasıyla ödeme yapıldığını beyan ederek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas olmak üzere,
Yerel mahkeme dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında; alacaklının davacı, borçlunun davalı olduğu, 17.071,06-TL asıl alacak ve 9.020,47-TL faizi toplamı 26.091,53-TL’nin tahsili amacıyla 21/09/2015 tarihli ilamsız takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak 14/01/2020 tarihli 3.965,98-TL bedelli 445821 seri numaralı faturanın, 14/01/2010 tarihli 2.065,00-TL bedelli 445822 seri numaralı faturanın 19/04/2011 tarihli 2.601,90-TL bedelli 557309 seri numaralı faturanın, 09/07/2009 tarihli 2.586,56-TL bedelli 179742 seri numaralı faturanın 02/3/2019 tarihli 2.704,56-TL tutarındaki bedelli 44.05,79-TL seri numaralı faturanın, 02/03/2009 tarihli 3.147,06-TL bedelli, 440580 seri nolu faturanın gösterildiği, borçlunun 27/11/2015 tarihli itiraz dilekçesi ile yalnızca 5.945,00-TL borçlu olduklarını, bu miktar yönünden borcu kabul ettiklerini ancak bakiyesine itiraz ettiklerini bildirdikleri,
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından hazırlanan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerini mevzuata uygun tuttuğu, ancak kapanış onaylarını yaptırmadığı, ticari defterlerin 2012 ve sonrası yılları ilişkin sunulmadığı, asıl ödemelerin 2012 sonrasında yapıldığı, davacı tarafından talep edilen alacağa ilişkin kayıt bulunmadığı, davalı tarafından sunulan bütçe emanetleri cetvelinde davalının davacıya 5.945,07-TL borçlu olduğunun görüldüğü, davacı tarafından talep edilen 13.710,91-TL tutarlı ödeme belgelerinin dosyada olmadığı bu belgelerin davalı tarafından sunulması gerektiğinin bildirildiği,
Davacı vekilinin 19/06/2017 (19/06/2017 havale) tarihli dilekçesi ekinde davacı firma antetli ve imzalı hesap dökümü sunduğu,
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından hazırlanan 27/07/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacı defterlerine göre davacının davalıdan 14.815,16-TL alacaklı olduğu, davacı tarafından 19/06/2017 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan tabloda 12/12/2012 tarihli 5.000,00-TL ve 17/07/2009 tarihli 3.900,00-TL’nin davacı tarafça defterlerine kaydedilmediği, bu ödemelerin defter kayıtlarına eklenmesi halinde takip öncesi davacının davalıdan 5.915,16-TL alacaklı olduğu, icra takibinde davalı tarafından 5.945,07-TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında ticari ilişkinin sona erdiğinin bildirildiği,
… Belediyesinin 17/10/2017 tarihli 2383 sayılı yazısında; davacıya yapılan ödemelere ilişkin resmi yazışma ve dekontlarının sunulduğu, muhasebe kayıtlarına göre davacının alacağının kalmadığının bildirildiği,
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararında; ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 14.815,16-TL alacaklı olduğu, borcun 5.945,07-TL’sinin icra aşamasında kabul edildiği, davacının davalıdan 8.870,09-TL alacaklı olduğu, taleple bağlı kalınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin 8.228,93-TL üzerinden devamına karar verildiği,
Karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu,
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17/01/2019 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararında; aldırılan bilirkişi raporundan sonra davalı belediye tarafından ödemeye ilişkin belgelerin sunuluduğu, ödeme definin yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği, sunulan belgelerin davacı tarafından 19/06/2017 havale tarihli dilekçesi ekinde sunulan ödeme belgeleri ile birlikte değerlendirilerek ek rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verildiği,
Yargılamaya … Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunduğu,
Mahalli Müşavir … tarafından hazırlanmış 22/07/2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerini eksiksiz ve usulüne uygun tutulduğu, ancak 2012 ve 2013 yılı dışındaki ticari defter kapanış onaylarının yaptırılmadığı, davacının ticari defterlerine göre son kaydın yapıldığı, 20/01/2013 tarihi itibariyle davacının davalıdan 14.815,16-TL alacaklı olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 19/06/2017 havale tarihli dilekçe ekinde bulunan hesap harekeleri tablosunda mevcut 12/12/2012 tarihli 5.000,00-TL ile 14/07/2019 tarihli 3.900,00-TL tahsilatın davacının ticari defterlerine kaydedilmediği, alacaklının kayıtlarının tahsil hükmünde değerlendirilebileceğini, 17/10/2017 tarihli yazı ekinde sunulan bilgi ve belgelere göre, 20/01/2013 tarihi itibariyle bakiye tutarın 14.815,16-TL olduğu, 17/10/2017 havale tarihli yazı ekinde sunulan 13.750,00-TL ödemenin davacı tarafça ticari defterlere kaydedilmediği, sebebinin anlaşılamadığı, ödeme belgesi olarak muhasebe işlem fişi ve banka talimatı sunulduğu, bu belgelerden davacıya ödeme yapıldığının anlaşılabileceği, davacının sunduğu, hesap hareketleri ile davalının sunduğu ödeme belgeleri ve takip esnasında ödenen 5.915,16-TL ödeme gözetildiğinde takip tarihi itibariyle borcun ödendiğinin bildirildiği,
Davacı vekilinin 08/08/2019 tarihli dilekçesi ile banka dekontlarının celbinin talep edildiği, kendilerine yapılan bir ödeme olmadığını bildirildiği,
Mahkemece … Bankasına müzekkere yazılarak ödeme işlemlerinin dekontlarının istenildiği,
Türkiye … Bankasının 22/10/2019 tarihli cevabi yazısında; 11/09/2012 tarihli 5.500,00-TL, 14/09/2012 tarihli 250,00-TL tutarındaki ödeme işlemi bulunmadığı, 12/12/2012 tarihli 5.000,00-TL ve 24/10/2013 tarihli 3.000,00-TL ödemenin yapıldığının bildirildiği,
Mahalli Müşavir … tarafından hazırlanan 22/03/2020 tarihli 3. ek bilirkişi raporunda; 22/07/2019 tarihli rapor içeğirinin tekrar edildiği, 5.500,00-Tl ve 250,00-TL tutarlı ödemelere ilişkin muhasebe işlem fişi dışında dekont sunulamadığıının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, davalıdan faturaya dayalı alacağın olduğunu, davalının kendisine borcunun bulunduğunu, yapılan takibe kısmi itiraz edildiğini, bakiye kalan 8.228,83-TL yönünden takibin devamının gerektiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davacıya ödeme yapıldığını, borçlarının olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin 07/12/2017 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, takibin 8.228,93-TL üzerinden devamına karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17/01/2019 tarihli … Esas, … Karar sayılı kararı ile yargılamanın devamı esnasında davalı tarafından ödemeye ilişkin belge sunulduğu, davacının sunduğu hesap dökümününde dikkate alınması gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargılamaya … Esas sayılı dosyası üzerinden devam olunmuş, bankaya müzekkere yazılarak ödeme dekontları istenmiş, ek bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkemece, davalı tarafından ibraz edilen belgelerin ödeme belgesi olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Somut olayda, davacının 16/06/2017 (19/06/2017 havale) tarihli dilekçesi ekinde sunulan ödemelere ilişkin döküm ile davalı tarafından sunulan ödeme evrakları gözetilerek hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davalıdan alacağı olmadığı tespiti ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
Sonuç itibariyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı 269,85 TL olmakla peşin alınan 54,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının HAZİNEYE İRAD KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359/4. maddesi uyarınca ilk derece Mahkemesi tarafından TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2023


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

**Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır.**