Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1354 E. 2023/1054 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1354
KARAR NO : 2023/1054
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI : 2017/… Esas – 2018/… Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 11/02/2019
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 24/10/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ :
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2018 tarih ve 2017/… Esas – 2018/… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede:
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle 12/12/2013 tarih … seri nolu, 30/07/2013 tarih … seri nolu, 30/10/2014 tarih … seri nolu, 06/11/2014 tarih … seri nolu, 09/11/2014 tarih … seri nolu, 28/11/2014 tarih … seri nolu, 19/04/2016 tarih … seri nolu, 20/04/2016 tarih … seri nolu faturalardan kaynaklı alacakların kısmen ödenmemesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, müvekkilinin bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı adına usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen, davalı tarafından herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “Davaya konu 2016 yılına ait 19/04/2016 tarih … nolu 85.550,00TL bedelli ve 20/04/2016 tarih … nolu 65.442,80TL bedelli faturalar davacı tarafından BS formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirilmiş, ancak bu faturalar davalı tarafından BA formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirilmemiştir. Bu durumda davaya konu 2016 yılına ait fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin ispat yükü davacı taraftadır. Davacı tarafından davaya konu 2016 yılına ait fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin başkaca herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. Bu nedenle davaya konu 2016 yılına ait 19/04/2016 tarih … nolu 85.550,00TL bedelli ve 20/04/2016 tarih … nolu 65.442,80TL bedelli fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiği kanıtlanamadığından,” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Dava ve icra takibinde haklı ve talep edilen 314.713,54 TL asıl alacak, 23.307,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 338.021,44 TL alacakları mevcut iken dava dosyasına sunulan, eksik ve yeterli incelemeler yapılmadan tanzim edilen bilirkişi raporunda dahi asıl alacaklarının 150.992,80 TL olduğunun beyan edildiğini, alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız ve kötüniyetli itiraz edilmesi sonucu, işbu itirazın kaldırılmasına yönelik ikame edilen davada yerel mahkemece yeterli ve objektif araştırma yapılmadan kurulan hükmün kanuna açıkça aykırı olduğunu,
Davacı müvekkili ile davalı/borçlu arasında süre gelen bir ticari iş söz konusu olup davaya konu bütün faturaların, davacı müvekkili tarafından forum BS ile bağlı bulunduğu Seyhan Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne bildirildiğini, ayrıca usulüne uygun tutulmuş ve tacir lehine delil olma vasfını taşıyan defterlerin de mahkemeye ibraz edilmiş olmasına karşın davalı tarafın davaya konu faturaların BA formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildiriminin yapılmamış olması sonucu ortaya çıkan kusurun taraflarına yüklenilerek hukuken izahı mümkün olmayan bir hüküm kurulduğunu,
belirterek,
Mahkemece davaya ilişkin tüm deliller toplanmadan, maddi gerçeklerin çok uzağında kalan ve kendilerini ciddi boyutlarda mağdur eden hükme ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas:
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari alım satımdan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle 12/12/2013 tarih … seri nolu, 30/07/2013 tarih … seri nolu, 30/10/2014 tarih … seri nolu, 06/11/2014 tarih … seri nolu, 09/11/2014 tarih … seri nolu, 28/11/2014 tarih … seri nolu, 19/04/2016 tarih … seri nolu, 20/04/2016 tarih … seri nolu faturalardan kaynaklı alacakların kısmen ödenmemesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, müvekkilinin bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali istemiyle işbu davayı açmıştır.
Adana 14. İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından, borçlu … İnş. Taah. Eml. Turz. Bilg. Kum ve Taş Ocakları Ltd. Şti. aleyhine 314.713,54 TL asıl alacak ve 23.307,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 338.021,44 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi açıldığı, takip dayanağının 12/12/2013, 30/07/2013, 30/10/2014, 06/11/2014, 09/11/2014, 28/11/2014, 19/04/2016 ve 20/04/2016 tarihli faturalardan kaynaklanan bakiye alacaklar olduğu, borçlu tarafından borca, takibe ve faize itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacı şirketin fatura konusu döneme ilişkin BS formları ile davalı şirketin BA formları celp edilmiştir.
Mahkemece mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/05/2018 havale tarihli raporda: Davacı defterlerinin 213 sayılı VUK’nın 221, 222, 223, 224, 225 sayılı maddelerinde belirtilen süre ve şekillere uygun olarak açılış tasdiklerinin yaptırıldığı, ayrıca TTK’nın 64. ve 222. maddesine uygun olarak kapanış tasdiki işleminin de yaptırılmış olduğu, bu defterlerin VUK’nın 215. ve 219. maddelerinde belirtilen kayıt mizanına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
Taraflar arasında ticari ilişkiden doğan alacakların; ayrı ayrı istenmesinden karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra bakiyeyi tespit ettiklerine ilişkin cari hesap çalışması olduğu, taraflar arasında yazılı herhangi bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı,
Dava dosyasının incelenmesinden taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğu, davacı tarafın takibe konu ettiği faturaların tamamının form BS ile bağlı bulunduğu, vergi dairesine bildirimini yaptığı, ancak davalı tarafın, 2013 yılındaki alış faturasının bildirimini yapmadığı, 2014 yılındaki alış faturasının bildiriminin yapıldığı, 2016 yılındaki alış faturalarının bildiriminin yapılmadığı,
Davalı tarafın verilen süreye rağmen defterlerini ibraz etmediği,
Davacı defterinin incelenmesinden; davacının davalıya 2013 ve 2014 yıllarında düzenlediği fatura bedellerinin tamamının tahsil edildiği, ancak 2016 yılında düzenlenen 2 adet fatura bedeli olan 150.992,80 TL’nin tahsil edilmediği, bu bağlamda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 150.992,80 TL asıl alacağının olduğu, takiple talep edilen faiz alacağının yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı ile davalı arasında süre gelen ticari ilişkinin bulunduğu, davaya konu bütün faturaların davacı tarafından forum BS ile bağlı bulunduğu Seyhan Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne bildirildiği, davalı tarafından ise davaya konu 2013 ve 2016 yıllarına ait faturaların BA formu ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildiriminin yapılmadığı, ancak davaya konu 2014 yılına ait faturaların BA formu ile bağlı bulunduğu Vergi Dairesine bildiriminin yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde davaya konu 2013 ve 2014 yıllarına ait tüm faturaların bedellerinin tamamının tahsil edildiği ve 01/01/2016 açılış bilançosunda davacının davalı şirketten herhangi bir alacağının olmadığı belirtilmiştir. Bu durumda davacının davaya konu 2016 yılından önceki düzenledikleri tüm fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödendiği kabul edilmiştir.
Davaya konu 2016 yılına ait 19/04/2016 tarih … nolu 85.550,00 TL bedelli ve 20/04/2016 tarih … nolu 65.442,80 TL bedelli faturalar davacı tarafından BS formu ile bağlı bulunduğu Vergi Dairesine bildirilmiş, ancak bu faturalar davalı tarafından BA formu ile bağlı bulunduğu Vergi Dairesine bildirilmemiştir. Bu durumda davaya konu 2016 yılına ait fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin ispat yükü davacı taraftadır. Davacı tarafından davaya konu 2016 yılına ait fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin başkaca herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. Bu nedenle davaya konu 2016 yılına ait 19/04/2016 tarih … nolu 85.550,00 TL bedelli ve 20/04/2016 tarih … nolu 65.442,80 TL bedelli fatura içeriği ürünlerin davalıya teslim edildiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş olması yerindedir.
Davacı ile davalı arasında, davacı tarafından düzenlenen faturalara konu işlerle ilgili yazılı bir sözleşme sunulmamıştır. Davalı taraf, borca itirazında faturalara konu işlerle ilgili hukuki ilişkinin varlığına dair bir beyanda da bulunmamıştır. Bu durumda dava değeri de dikkate alınarak sözleşmenin varlığının davacı tarafça ispatı halinde işin yapılıp yapılmadığı ve teslimi hususunda tanık dinlenebilir. Davacı tarafça taraflar arasındaki hukuki ilişki tüm faturaları kapsayacak şekilde ispat edilememiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince davacı tanıklarının dinlenmemiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişlidir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 md.si gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40-TL mahsubu ile bakiye 225,45 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf talep eden davacıdan peşin alınan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nun 359/4.maddesi uyarınca TARAFLARA TEBLİĞİNE,
6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1, 361/1, 362/1-a ve 365/1. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Dairemize veya hükmü veren İlk Derece Mahkemesi’ne veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesi’ne verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/10/2023


Başkan

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Üye

*e-imzalıdır.*

Katip

*e-imzalıdır.*

” Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır.”