Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1298 E. 2023/1166 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1298 – 2023/1166
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1298
KARAR NO : 2023/1166
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2018/… Esas – 2020/… Karar

DAVACI / KARŞI DAVALI :
(TEMLİK EDEN)
VEKİLİ :

DAVACI-KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI-KARŞI DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İpotek (Tescil İstemli)
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 19/10/2020
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/11/2023
KARARIN YAZIM TARİHİ :
İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2020 tarih ve 2018/… E.-2020/… K. sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında; … Tur. Kompleksi Otel Bloğu İnce, Elektrik ve Mekanik İşlerinin Projelendirmesi ve Anahtar Teslim Götürü Bedel Yapım İşi Sözleşmesi imzalandığını, KDV hariç 13.931.356.00- USD toplam bedel üzerinden akdedildiğini, davalının maliki bulunduğu … adresinde bulunan, tapuda … Parsel numarası ile kayıtlı taşınmaz üzerine inşaa edilmekte olan … Turizm Kompleksi Otel Bloğu ince, elektrik ve mekanik işlerinin malzeme ve inşaat yapımı davacı şirket tarafından üstlenildiğini ve iş başlandığını, müvekkili şirketin 1, 2, 3, 4, 5, 6 numaralı hakediş raporlarını düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, davalının tüm bu hak edişleri imzalamaktan sebepsizce imtina ettiğini, ancak halihazırda imzalamamış olduğu 1, 2, 3, 4, 5 numaralı hak ediş bedellerini müvekkili şirkete ödediğini, 05.05.2018 tarihli 5.615.600,46 USD tutarındaki 6 numaralı hak edişi ve 01.06.2018 tarihli 712.873,34 USD tutarındaki 7 numaralı hak edişi ise imzalamadığı gibi hakediş bedellerini de ödemediğini, netice olarak 6.328.473,80 USD tutanağında alacağı bulunduğunu, alacağın ödenmesi için ihtarnameler keşide edildiğini herhangi bir sonuç alınamadığını, hak edişlerin ödenmediğini, müvekkili şirketin çok ciddi anlamda zarar ve ziyana uğradığını, davalının müvekkili şirkete herhangi bir teminat vermediği gibi müvekkili şirketin sözleşme gereği talep ettiği, mali düzenlemelerin güvencesini teşkil edecek finansman garantisini de vermediğini, Türk Medeni Kanunu 893. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen kanuni ipotek, uygulamada Yapı İpoteği ya da İnşaatçı İpoteği olarak adlandırıldığını, müvekkili şirket tarafından İskenderun Tapu Müdürlüğü’ne müracaat edilerek …’nin sözleşme ile sözleşme kapsamında yapılan yapı ve diğer işlerden müvekkili … ve Ticaret Anonim Şirketi’ne karşı doğmuş ve/veya doğacak her türlü teminatını teşkil etmek üzere; davalı şirketin maliki bulunduğu, … adresinde bulunan, tapuda … Parsel numarası ile kayıtlı taşınmaz üzerine, fekki müvekkili … ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak yürürlülükte olmak üzere, Türk Medeni Kanunu madde 893 ve devamı hükümleri uyarınca 65.675.198,00 Türk Lirası bedelli bir azami meblağ ipoteği tesis edilmesini ve teferruatının beyanlar hanesine kaydedilmesini talep ettiğini ancak bu talebin red edildiğini, ileri sürerek TMK’nun 853. ve devamı maddeleri uyarınca kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI ŞİRKET VEKİLİ CEVAP VE KARŞI DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE; Davacının, müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia ederek, TMK.nun 893 ve 895 maddeleri kapsamında kanuni ipotek hakkının tescilini talep ettiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı mevcut olmayıp aksine müvekkili şirketin davacıdan alacaklı olduğunu, davacının kanuni ipotek tescil hakkı bulunmadığını, kanuni ipotek tescil şartlarının oluşmadığını, davanın bu yönden de reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, mevcut inşaat seviyesi ve Hilton Otel standartlarına ve sözleşme kalitesine aykırılıklar, ayıplı imalatlar, karşı tarafa verilen avanslar, yapılan ödemeler, müvekkili şirketin ticari defter kayıtları hep birlikte bütün olarak değerlendirildiğinde karşı tarafa ödenmesi gereken bir borç olmayıp aksine, müvekkili şirketin karşı taraftan alacağı mevcut olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş,
Karşı dava yönünden ise; müvekkili şirket ile karşı taraf arasında, “… Turizm Kompleksi Otel Bloğu İnce, Elektrik ve Mekanik İşlerinin Hilton (Double Tree) Otellerinin kabul edeceği standartlarda Projelendirilmesi ve Anahtar Teslim Götürü Bedel Yapım işi” sözleşmesi imzalandığını, ana sözleşmeden sonra bir takım “zeyilname “ sözleşmeleri imzalandığını ve neticede karşı tarafın 240 günde sözleşme şartlarına uygun olarak yapmayı üstlendiği anahtar teslimi ediminin ifası için iş yeri teslim tutanağı ile işe 19.09.2017 tarihinde başladığını ve inşaat devam ederken taraflar arasında protokoller imzalanarak karşı tarafa sözleşme kapsamında yapacağı işler için avans ödemesi yapıldığını, karşı tarafa iş süresince yapılacak hakedişlerden düşülmek üzere, sözleşme bedelinin % 30 oranında 4.179.406,80 USD tutarında avans ödemesi ve işin devam ettiği süreç içerisinde de 3.746.101,43 USD tutarında ilave ödeme yapıldığını, bu miktarın haricinde yine karşı tarafa otel projesi dışındaki işler için 2014 yılında yaklaşık 10.000.000-USD avans ödemesi yapıldığını, her iki avans ödemesinin yapılmış olan hakedişlerden kısmi olarak mahsup edildiğini, müvekkili şirketin karşı taraftan alacaklı olduğunu, zarar ve ziyanları bilirkişi tarafından belirlendiğinde dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin 31/01/2020 tarihli dilekçesi ile; karşı davalarından feragat ettiklerini, bu nedenle reddine karar verilmesini talep ettiği, dosya arasındaki vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkilendirildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:” davacı tarafça sözleşme ilişkisinden kaynaklanan edimlerin yerine getirildiği iddia edilmiş ve alacak miktarı üzerinden TMK. 893/1-3 maddesi uyarınca alacaklarının teminatı olmak üzere arsa sahibine ait taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine kanuni ipotek hakkının tescili talep edilmiştir. TMK.nun 893.maddesinin 1/3 fıkrası gereğince bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarların kanuni ipotek hakkının tescilini isteyebileceklerdir. Aynı yasanın 895/2 maddesi gereğince yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak 3 ay içinde tescilin yapılması gerekmektedir ve aynı maddenin devam eden fıkrasında da tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması şarttır. Davanın, aleyhine yapı ipoteği tescil edilecek taşınmaz malikine yöneltilmesi gerekip malik dışındaki davalıların davanın taraf sıfatı bulunmamaktadır (Yargıtay 15.HD’nin 19/11/2014 tarih ve 2014/4356 Esas , 2014/6677 Karar sayılı ilamından belirtildiği üzere).
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme dikkate alındığında, malike karşı inşaatçı ipoteğinin tesisini talep etmek için, alacağın malik tarafından kabul edilmesi veya mahkemece hükme bağlanmış olması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlığa baktığımızda davalı tarafından alacağın kabul edilmediği, işin eksik bırakıldığı yönünde iddiaların bulunduğu, mahkememizce yapılan keşif sonucu hazırlanan 31/03/2020 tarihli rapor itibari ile işlerin %95.1 oranında bitirildiğinin belirtildiği netice itibariyle yasanın aradığı alacağın kabulü şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Yine alacağın hükme bağlanmasına ilişkin yasal şart yönüyle baktığımızda alacağın herhangi bir ilama bağlanmadığı, diğer davalı ile davacı arasında bu hususun çekişmeli olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında kanuni ipotek hakkının tescilini talep şartları oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Karşı dava yönünden ise; Davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı aleyhine açılan davadan, davalı karşı davacının 31.01.2020 tarihli dilekçesi ile feragat ettiği, vekaletnamesinde davadan feragata yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından karşı davanın feragat nedeniyle ” şeklindeki gerekçe ile asıl davanın reddi ile karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili 19/10/2020 tarihli istinaf dilekçesinde; Mahkemece keşif yapıldığını ve lehlerine rapor alındığını, buna rağmen kanun lafzına aykırı gerekçe ile davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek,
Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas;
Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, hukuki niteliği itibariyle Türk Medeni Kanunun 893/3 ve 895.maddelerinden kaynaklanan yapı alacaklısı ipotek hakkının (inşaatçı ipoteği) tescili, karşı dava ise eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve gecikme cezası talebine ilişkindir.
Davalı taraf, her ne kadar karşı dava dilekçesi ile ayıplı ve eksik iş bedeli ile tazminat ve gecikme cezası talebinde bulunmuş ise de, yargılamanın devamında vekili aracılığıyla sunduğu 31/01/2020 tarihli dilekçe ile bu taleplerinden feragat etmiştir.
17/07/2017 tarihli sözleşmenin incelenmesinde: … Tesis Yat.Otelcilik.San. ve Tic.A.Ş.’nin işveren, … ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yüklenici olduğu ve … sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilmekte olan … Turizm Kompleksi Otel Bloğu’nun sözleşmede belirtilen alanlar hariç olmak üzere bakiye İnce,Elektrik ve Mekanik işlerinin Projelendirilmesi ve Anahtar Teslimi işinin davacı-yüklenici tarafından alındığı, sözleşmenin götürü bedelli bir sözleşme olduğu ve 19.09.2017 tarihinde yer tesliminin yapıldığı,teslim tarihinden itibaren 240 gün içinde işin teslim edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Hakediş raporları ile ihtarnamelerin dosyaya ibraz olunduğu, mahkemece taşınmaz mahallinde 28/06/2019 tarihinde keşif icra olunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 31/03/2020 tarihli raporda özetle: Yapılan incelemeler neticesinde taraflar arasında imzalanmış olan 17.07.2017 tarihli “… Turizm Kompleksi Otel Bloğu İnce, Elektrik Ve Mekanik İşlerinin Projelendirilmesi ve Anahtar Teslim Götürü Bedel Yapımı” sözleşmesinin toplam bedelinin 13.931.356,00 USD + KDV (KDV dahil 16.439.000,03 USD) olduğu (Sözleşme Madde 6.1), davacı tarafın sözleşme kapsamındaki işleri % 95.1 oranında( tespit edilmiş olan toplam %91,1 tamamlanma oranı, montajı ve imalatı bitmiş olan işlerin oranları olup, bunlara ilave olarak; altyapısı tamamlanmış, montajı yarıda kalmış ve malzeme, makine, ekipmanları sahada bulunan islerin oranının da yaklaşık olarak %4 olduğu kabul edilerek) tamamladığı, buna bağlı olarak % 4.9 oranında eksik işin kaldığının tespit edildiği,
Yapılan işlerin parasal değerinin:16.439.000,03 USD x % 95.1/ % 100=15.633.489,03 USD olduğu,
Dosya kapsamına göre de davalı tarafından davacıya 8.057.723,57 USD ödeme yapıldığı tespit edildiğinden:
Yapılan işlerin bedeli :15.633.489,03 USD
Ödenmiş olan toplam tutar : 8.057.723,57 USD
Toplam Borç : 7.575.165,46 USD davacının davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Bilirkişi raporuna karşı sadece davalı- karşı davacı vekilince itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı … ve Ticaret A.Ş. vekilince sunulan 03/02/2020 tarihli dilekçe ile dava konusunun … İnş. Taah. Tar. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne devir ve temlik edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
” Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 893/3. ve 895. maddelerine dayanılarak açılmış yapı alacaklısı ipoteği (inşaatçı ipoteği) tesciline ilişkindir.
Asıl davada davacı arsa sahipleri 10.03.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine ve geç teslimden doğan gecikme tazminatının tahsiline; birleşen davalarda ise her bir arsa sahibi ayrı ayrı sözleşmeye göre kendilerine isabet eden bağımsız bölümler yönünden gecikme tazminatının davalı yükleniciden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açılmış, yargılama sırasında …, davalı yüklenici ile arasındaki sözleşme uyarınca taşeron olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu binanın elektrik işlerini üstlendiği ve imalâtları eksiksiz bitirip teslim ettiği iddiasıyla asli müdahil sıfatıyla davaya kabulüne, 4721 sayılı TMK’nın 893/3. ve 895. maddeleri gereğince kanuni ipotek tesciline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece asli müdahale talebi kabul edilen …’in kanuni ipotek tesciline ilişkin isteminin aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, asli müdahil taşeronun alacağını yükleniciye karşı ileri sürebileceği gerekçesiyle arsa sahipleri yönünden sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş; verilen karar, asli müdahil vekilince yasal süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 893 ve devamı maddelerinde düzenlenen yapı alacaklısı ipoteği (inşaatçı ipoteği) tesciline ilişkindir.
TMK’nın 893/3. maddesinde “Bir taşınmaz üzerinde yapılan yapı veya diğer işlerde malzeme vererek veya vermeden emek sarf ettikleri için malzeme ve emek karşılığı olarak malik veya yükleniciden alacaklı olan alt yüklenici veya zanaatkarlar”ın kanuni ipotek haklarının olduğu ve bunun tescilini isteyebilecekleri, 895. maddesinde de zanaatkarların ve yüklenicilerin kanuni ipotek haklarının çalışmayı veya malzeme vermeyi yüklendikleri andan başlayarak tapu kütüğüne tescil olunabileceği, tescilin yüklenilen işin tamamlanmasından başlayarak üç ay içinde yapılmış olması gerektiği, tescilin yapılması için alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olmasının şart olduğu, malik yeterli güvence gösterirse tescil istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu hükümler ile bir taşınmaz üzerinde yapılan kalıcı nitelikteki bir yapıya malzeme ve emek vererek veya sadece emek vererek katkıda bulunan, bu suretle taşınmaz malikinin malvarlığında değer artışı sağlayan yapı alacaklılarına kanuni ipotek hakkı tanınmıştır. Yapı alacağı, yalnız emek ile veya hem emek hem malzeme ile yapıya katkıda bulunma nedeniyle doğmuş alacağı; yapı alacaklıları ise, bir yapının inşasında, onarılmasında, genişletilmesi ve değiştirilmesinde eser sözleşmesine bağlı olarak çalışan yüklenicileri, alt yüklenicileri ve zanaatkarları ifade etmektedir.
Yapı alacaklılarının ilk grubunu taşınmaz maliki ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi bulunan yükleniciler ve zanaatkarlar oluşturmaktadır. Taşınmaz maliki, yüklenici ve zanaatkarların kendisinden olan yapı alacaklarından sözleşme ilişkisi yanında kanun gereği de sorumlu tutularak bu kimselere ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır. Yapı alacaklılarının ikinci grubunu ise taşınmaz maliki ile aralarında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmayan alt yüklenici ve zanaatkarlar oluşturmaktadır. Bu kişilerin akdî ilişkisi taşınmaz maliki ile eser sözleşmesi imzalamış olan asıl yüklenicilerdir. Bu kişiler yapım işini ayrı bir eser sözleşmesiyle yükleniciye karşı taahhüt etmişlerdir. Aralarında doğrudan bir eser sözleşmesi olmadığı halde taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu tutularak alt yükleniciye ipotek vermekle yükümlü kılınmıştır. Alt yüklenicinin yükleniciden olan alacağı, yüklenicinin taşınmaz malikinden olan alacağından ayrı ve bağımsız olduğundan alt yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkı da, yüklenicinin yapı ipoteği tescilini talep hakkından ayrı ve bağımsız bir haktır. Böylelikle aynı taşınmaz üzerinde iki ayrı kanuni ipotek tesisi mümkündür.
Anılan maddelere göre yapı ipoteğinin yasal koşullarını,
a-Bir yapı alacağının mevcut olması,
b-Alacağın çekişmeli olmaması, yani alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması,
c-Malik tarafından yeterli güvencenin gösterilmemiş olması,
d-Yüklenilen işin tamamlanmasından itibaren en geç 3 ay içinde tescil talebinde bulunulması olarak saymak mümkündür.
Davanın kime yöneltileceği konusuna gelince, aleyhine yapı ipoteği tescil edilecek kişi taşınmazın malikidir. Bu nedenle yapı ipoteği tesisine dair davanın taşınmaz malikine yöneltilmesi gerekir. Malik dışındaki davalıların davada taraf sıfatı (pasif husumet ehliyetleri) bulunmamaktadır.
Somut olayda mahkemece, asli müdahil … ile arsa sahiplerinin sözleşmesi bulunmadığı, taşeron olarak elektrik işlerini ifa eden asli müdahilin alacağını yükleniciye karşı ileri sürebileceği gerekçesiyle asli müdahilin kanuni ipotek tesisine dair istemi asıl ve birleşen dosyaların davacısı arsa sahipleri yönünden sıfat yokluğundan reddedilmiştir. Mahkemece yapı alacaklısı ipoteğinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı ve malikin yeterli güvence gösterip göstermediği hususlarında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yukarıda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup ona ipotek vermekle yükümlüdür (4721 sayılı TMK m. 893/3 ve 895). Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü, yalnızca akdî ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olan yapı alacaklılarına karşı değil, kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olmayan yapı alacaklılarına karşı da söz konusudur. Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü akdî ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacak ve alacaklıları ile sınırlı tutulamaz.
Mahkemece taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğünün akdî ilişki dışında kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacak ve alacaklılarını da kapsadığı nazara alınarak arsa sahipleri yönünden yapı alacaklısı ipoteğinin yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenip değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur..”(Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 21.04.2016 tarih ve 2015/5673 E.-2016/2437 K. sayılı kararı, benzer mahiyetteki Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 21.11.2012 tarih ve 2012/4558 E.- 7308 K. sayılı kararı).
SOMUT OLAYDA;
Davacı, … Parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaa edilmekte olan … Turizm Kompleksi Otel Bloğu ince, elektrik ve mekanik işlerinin malzeme ve inşaat yapımı işinin davalı ile yapılan sözleşme kapsamında kendisi tarafından üstlenildiğini ve iş başlandığını, davalı tarafından 1, 2, 3, 4, 5 numaralı hak ediş bedelleri ödenmesine rağmen, 05.05.2018 tarihli 5.615.600,46 USD tutarındaki 6 numaralı hak edişi ve 01.06.2018 tarihli 712.873,34 USD tutarındaki 7 numaralı hak edişin ise davalı tarafından imzalamadığı gibi hakediş bedellerinin de ödemediğini, bu alacağın ödenmesi için ihtarnameler keşide edildiğini ancak bir sonuç alınamadığını, ciddi anlamda zarar ve ziyana uğradığını, davalının herhangi bir teminat vermediğini, İskenderun Tapu Müdürlüğü’ne müracaat ederek davalı şirketin maliki bulunduğu … sayılı taşınmaz üzerine, fekki tarafından bildirilinceye kadar süresiz olarak yürürlülükte olmak üzere, Türk Medeni Kanunu madde 893 ve devamı hükümleri uyarınca 65.675.198,00 Türk Lirası bedelli bir azami meblağ ipoteği tesis edilmesi ve teferruatının beyanlar hanesine kaydedilmesinin talep edildiğini ancak bu talebin red edildiğini belirterek TMK’nun 853. ve devamı maddeleri uyarınca kanuni ipotek hakkının tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iş sahibi ise, davacı açısından kanuni ipotek tescil şartlarının oluşmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, mevcut inşaat seviyesi ve Hilton Otel standartlarına ve sözleşme kalitesine aykırılıklar, ayıplı imalatlar, karşı tarafa verilen avanslar, yapılan ödemeler, ticari defter ve kayıtlar hep birlikte değerlendirildiğinde karşı tarafa ödenmesi gereken bir borç olmayıp aksine, kendilerinin karşı taraftan alacağı mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunun 893/3 ve 895.maddelerinden kaynaklanan yapı alacaklısı ipotek hakkının (inşaatçı ipoteği) davacı açısından şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında 17/07/2017 tarihli davalı … Tesis Yat.Otelcilik.San. ve Tic.A.Ş.’nin işveren, davacı (temlik eden) … ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yüklenici olduğu … Tur. Kompleksi Otel Bloğu İnce, Elektrik ve Mekanik İşlerinin Projelendirmesi ve Anahtar Teslim Götürü Bedel Yapım İşi Sözleşmesi bulunduğu, 19/09/2017 tarihinde yer teslimi yapılarak işe başlandığı ve iş süresinin 240 gün olduğundan işin bitim tarihinin 17/05/2018 olduğu ve hakediş bedelleri ödenmediğinden bahisle işbu davanın 12/07/2018 tarihinde açıldığı, işin bitirilmediği hususunun her iki tarafın kabulünde olduğu da sabittir.
Yukarıda değinilen Yargıtay ilamları ve 4721 sayılı TMK’nun 893. ve 895.maddelerine göre yapı ipoteğinin yasal koşulları:
a-Bir yapı alacağının mevcut olması,
b-Alacağın çekişmeli olmaması, yani alacağın taşınmaz maliki tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmış olması,
c-Malik tarafından yeterli güvencenin gösterilmemiş olması,
d-Yüklenilen işin tamamlanmasından itibaren en geç 3 ay içinde tescil talebinde bulunulması, olarak kabul görmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve tüm dosya kapsamına göre ise, davacı davalı aleyhine dava açarak alacağını ilâma bağlatmadığı gibi davacının alacağı davalı iş sahibi tarafından kabul de edilmemiştir. Alacak halen çekişmelidir. Ayrıca yüklenilen işin tamamen bitirilmediği de sabittir.
Bu durumda tescil şartlarının oluşmadığı gözetilerek asıl davanın reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararı yerindedir.
Sonuç itibariyle; Davacı (temlik alan) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf talep eden davacıdan alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı 269,85 TL olmakla peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDEDİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir KAYDINA,
4-İstinaf masraflarının, başvuran davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca DAİREMİZCE TARAFLARA TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2, 361/1 ve 365/1 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Dairemize veya hükmü veren ilk derece Mahkemesine veya temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/11/2023

Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

” Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır. “