Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2020/1260 E. 2023/1296 K. 01.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 6. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1260
KARAR NO : 2023/1296
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İSTİNAF K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2018
NUMARASI : … Esas-… Karar

DAVACI : …-… …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …-…
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali
İSTİNAF TALEP TARİHİ : 30/01/2019
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 01/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2023
Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2018 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede;
DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davalı şirketin müvekkilinden asfalt işi işçilik malzemesi satın aldığını, müvekkili tarafından davalı adına fatura düzenlendiğini, ancak davalı borçlu tarafından alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Adana 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, … sıra nolu, 22/12/2014 tarihli, 122.121,25-TL bedelli fatura ile … nolu 22/12/2014 tarihli 122.121,25-TL bedelli faturaların bedelinin tahsilinin istenildiğini, icra takibine konu fatura bedellerinin ödenmediği, ayrıca takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 30/05/2016 tarihli dilekçesinde; delillerini bildirmiş, icra dosyasını, icra defter ve belgeleri, SGK ve vergi kayıtları ile keşif ve bilirkişi incelemesini delilleri olarak sunmuş, … … ve … …’yı tanık olarak bildirmiştir.
Davacı vekili 24/06/2016 tarihli dilekçesinde, iade edilen fatura olmadığını, işin layıkıyla yapılarak davalıya teslim edildiğini, bu konuda delil listesinde isimleri bildirilen tanıkların bilgi ve görgülerinin bulunduğunu, ayrıca eksik iş olduğuna dair davalının müvekkiline gönderdiği bir bildirim bulunmadığını, faturaların seri numalarının ayrı olduğunu beyan etmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: İcra takibine konu faturaların aynı olduğunu, sözleşme konusu yapılacak işin metre ile yapılan bir iş olduğu gözetildiğinde 2 faturanın aynı olmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağını, müvekkili şirket ile davacı arasında bulunan sözleşme kapsamında davacının yaptığı işlerle ilgili sürekli şikayet geldiğini, iş sahibi olan müvekkilinin eksik ve hatalı iş yapılması nedeniyle Adana Büyükşehir Belediyesinden ceza aldığını, bu nedenle işin kalan kısmının başka bir firmadan işçilik satın alma suretiyle müvekkilinin temin ettiği, malzeme ve ekipman kullanılarak tamamlandığını, davacı şirket tarafından gönderilen faturaların kabul edilmediğini, iadeli taahhütlü olarak edildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuş, %20’den aşağı olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı vekili 09/12/2016 tarihli dilekçesinde, davacının haksız olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacının sözleşme gereği yapması gerekli işleri sözleşmede belirtildiği gibi ve zamanında yerine getirmediğini, bu işlerin bir kısmının ….Ltd.Şti yaptırıldığını, buna ilişkin fatura ve belgelerin dilekçe ekinde sunulduğunu, eksik işlerin bir kısmının başka bir firmaya yaptırıldığını, eksik işler nedeniyle müvekkili şirketin iş yaptığı … Şirketinden olan alacağından 191.000,00-TL kesinti yapıldığını, ayrıca Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 241.000,00-TL ceza kesildiğini, davacıya yapılan ödemelere ilişkin çek dekontlarının yine dilekçe ekinde sunulduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davacının davalı adına asfaltlama işi yaptığı, yapılan iş karşılığı düzenlendiği beyan edilen davaya konu fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği, bunun üzerine Adana 9. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında icra takibine geçildiği, davalı şirket tarafından yapılan itirazla takibin durduğu, davacının 1 yıllık yasal süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı, davalı şirketin cevap dilekçesinde, davacı şirketin yaptığı işlerle ilgili olarak sürekli şikayet geldiğini, iş yaptıran Adana Büyükşehir Belediyesi’nin eksik ve hatalı iş yapılması nedeniyle ceza kestiğini, işin kalan kısmının başka bir firmadan işçilik satın alınmak suretiyle yapıldığının ifade edildiği, yargılama devam ederken her iki tarafın da ticari defterlerinin ibrazının istenildiği, talimat yoluyla davalının ticari defterlerinin incelendiği, 08.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve yapılan inceleme neticesinde davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının ifade edildiği, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 29.01.2018 tarihli bilirkişi bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığının, davacıya ait ticari defterlere göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 118.967,92 TL asıl alacağının olduğunun ve davaya konu edilen faturaların davalının ticari defterinde yer almadığının tespit edildiği, HMK 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmesi için usulüne uygun tutulması gerektiği, ancak davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davacı ve davalının ticari defterlerindeki kayıtların birbirini doğrulamadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda davacının, dava dışı … şirketininden aldığı asfaltın, davalı adına işin yapıldığını gösterdiği ifade edilmiş ise de, tarafların arasında cari ilişki olduğu ve davalının bu cari ilişki kapsamında davacıya 502.351,00 TL ödeme yaptığı, … şirketinden alınan malzemenin daha önce yapılan işlerde de kullanılmış olabileceği, asıl olarak davaya konu iki faturaya karşılık gelen işlerin yapıldığının ispatlanması gerektiği, davaya konu faturaların davalının ticari defterlerine işlenmediği, yalnızca fatura düzenlenmesinin alacağının ispatı için yeterli olmadığı, davacı tarafça faturanın karşılığı olan mal ya da hizmetin sunumunun yapıldığının ispatlamasının gerektiği (aynı doğrultuda karar için bkz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/9471 Esas, 2012/16689 Kararı), bu itibarla davacının davaya konu faturaya karşılık olarak mal veya hizmet sunumunu gerçekleştirdiğinin kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili 30/01/2019 tarihli istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin … … şirketinden 5. Etap … şebekesi döşeme işinden sonra bozulan asfalt ve parke kaplı zeminlerin yapım işini aldığını ve bu çerçevede davacı şirketten malzeme ve işçilik dahil asfalt döşeme hizmeti satın aldığını, davalının cevap dilekçesinde sözleşme ilişkisini doğrulayarak davacının yaptığı işlerle ilgili şikayet geldiğini, işveren tarafından yapılan uyarılar ve hak edişlerinden yaptığı kesintiler ve kesilen cezalar nedeniyle işin kalan kısmını başka firmalardan işçilik satın alınarak kendi temin ettiği malzeme ve ekipmanlarla işi bitirdiğini, yapılan iş bedelinin ödendiğini, davacının gönderdiği faturaların kabul edilmeden iade edildiğini savunduğunu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığı ve müvekkili tarafından malzeme ve işçilik dahil asfalt döşeme işi yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşmazlığın davacı müvekkilinin yaptığı işlerden kaynaklı eksik ve hatalı iş olup olmadığı, varsa hatalı ve eksik işin kapsamı ve yapılan iş nedeniyle müvekkilin alacaklı olup olmadığı, takip konusu iki adet faturaya konu işlerin yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, davalı şirket tarafından müvekkiline hatalı ve eksik iş yapıldığına dair her hangi bir ihtar gönderilmediğini, hatalı ve eksik iş yapıldığına dair bir tespit yaptırdığının da kanıtlanamadığını, bu büyüklükte bir iş için ihtar gönderilmemesi ve tespit yapılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ticari teamüllere de aykırı bulunduğunu, müvekkiline herhangi bir ayıp ihbarı yapılmadığını, müvekkilinin hatalı olduğu iddia edilen kısım yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, davalının delil olarak … Şirketine ait faturalara, işveren tarafından kendisine gönderilen yazıya ve dava dışı … İnşaat Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmeye dayandığını, … … tarafından gönderilen yazı içeriğinin doğru olup olmadığının, müvekkili tarafından yapılan asfalt döşeme işinin yapılan yerle aynı olup olmadığının belli bulunmadığını, takip konusu işin faturalarının 2014 yılı Aralık ayına ait olduğunu, … Şirketince davalıya kesilen faturaların ise 2015 yılına ait bulunduğunu, bu faturalara konu işin müvekkilinin yüklendiği iş olup olmadığının da belli olmadığını, dosyaya sunulan dava dışı … İnşaat Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmenin tarafının davalı olmadığı gibi sözleşmeye konu işin de Erzincan mücavir alanlarına yama asfalt yapım işi olduğunu, dava dışı … İnşaat Ltd. Şti.’nin davalıya kestiği faturadaki işin kapsamı ve işin yapıldığı yerin de belli olmadığını, hakediş kesintisi olup olmadığı veya ceza var ise dayanaklarının dosya içerisine alınmadığını, keşif ve tanık deliline dayanmış olmalarına rağmen sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yapılan iş ve değerinin tespit edilmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, keşif yapılmadan, tanık dinlenmeden işin yapıldığının kanıtlanamayacağını, bilirkişi raporunda davalı tarafından ibraz edilen belgelere göre, davalı tarafından davacıya ödenen toplam miktarın 502.351,00 TL olduğu belirtilmiş ise de, buna ilişkin hangi belgeler sunulduğunun ayrıntılı olarak açıklanmadığını, ödemelerin çeklerden kaynaklandığı kabul edilmiş ise de davalının sunduğu çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulmadığını, ödeme evraklarının bankadan getirtilmediğini, bu miktarı kabul etmediklerini, bilirkişi raporunda davacı defterlerinde davalı tarafın yaptığı ödemeler toplamının 372.650,00 TL olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin defterlerinde belirtilen ödemelerin gerçek olduğunu, bu tutarın hesaplamalarda dikkate alınması gerektiğini, davalının faturaları aldığını, ancak iade ettiğini bildirdiğini, bu beyan ile faturaların teslim alındığının açıkça kabul edildiğini, davalının faturaları iade etmediğini, davalı tarafından sunulan posta içeriklerinin belirli olmadığını, faturaların iade edildiğinin ispatlanamadığını, faturalara itiraz edilmeden yapılan iadenin hukuki sonuç doğurmayacağını, TTK 21. maddesi gereği 8 gün içinde faturaya itiraz edilmemişse fatura içeğinin kabul edilmiş sayılacağını, faturalara itiraz edildiğine dair bir yazının müvekkiline gelmediğini, faturaların iade edilmediğini, faturaların davalı defterine işlenmesi Vergi Usul Kanunu gereğince zorunlu olduğunu, davalının kasten ve müvekkilinin alacak haklarını engellemek amacıyla faturaları defterine kaydetmediğini, ancak faturaların davalıya gönderildiğinin davalı tarafından kabul edildiğini, itiraza dair herhangi bir beyan da olmadığından yasa gereği faturaların içeriğinin davalı tarafından kabul edildiği sonucunun ortaya çıktığını, aksi yöndeki değerlendirmelerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, son bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı şirketten 118,967,92 TL alacağının olduğu tespitinin yapıldığını, davanın tamamen reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda 22.12.2014 tarih ve … sayılı faturanın defterlere işlenmemiş olduğu ve bu faturanın maliyeye beyan edilmediği bildirilmiş ise de, faturanın kayıtlı olmamasının alacağa konu işin yapılmadığını göstermeyeceğini, bu eksikliğin vergi hukuku yönünden sorumluluk doğuracağını, sonradan vergi dairesine bildirilmesine engel bulunmadığını, son bilirkişi raporunun 3.sayfasında dava konusu iki faturanın tutarlarının aynı olduğunun belirtildiğini, mükerrer fatura düzenlendiği konusunda değerlendirme yapıldığını, ancak takibe konu faturaların miktarlarının aynı olmasının onların mükerrer olduğunu göstermeyeceğini, iki faturada yapılan işlerin farklı olduğunu, bilirkişi raporlarına yapılan gerekçeli itirazların değerlendirilmediğini, deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili bila tarihli istinafa cevap dilekçesinde; istinaf başvurusunun reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkili şirket adına miktarları aynı olan iki adet fatura kestiğini, ancak bu faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediğini, süresinde itiraz edilerek davacı tarafa geri gönderildiğini, başlatılan haksız icra takibine müvekkili şirket tarafından itiraz edildiğini, takibe konulan faturaların müvekkili şirket tarafından davacı tarafa iade edildiğini, ticari defterlere işlenmediğini, faturanın kesilmesinin bir borcun doğması için tek başına yeterli olmadığını, faturanın geçerli bir şekilde borç doğurabilmesi için adına fatura kesilen tarafından faturalara yasal süresi içinde itiraz edilmemesi ve bu faturaların ticari defterlere işlenmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından faturalara yasal süresi içinde itiraz edildiğini, faturaya 8 gün içinde itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunun faturayı düzenleyen tacir tarafından ispatının gerektiğini, davacının ticari defterlerini usul ve yasaya uygun tutulmadığını, usul ve yasaya uygun tutulmayan ticari defterlerin ise sahibi lehine hiçbir şekilde delil teşkil etmeyeceğini, ancak aleyhine delil teşkil edebileceğini, davacı tarafın yapmayı taahhüt ettiği işlerle ilgili müvekkili şirketin sürekli şikayet aldığını, yapılan işlerle ilgili … belediye, … de asıl iş sahibi … A.Ş. tarafından müvekkili şirkete ceza kesildiğini, hakedişinden kesinti yapıldığını, müvekkil şirketin maddi bakımdan büyük bir zarar gördüğünü, bu hususla ilgili tüm evrakların dosyada bulunduğunu, müvekkili şirketin, davacının eksik ve hatalı işlerini tamamlamak için dava dışı üçüncü kişilerden işçilik hizmeti almak suretiyle kendi malzeme ve yakıtını kullanarak işi tamamladığını beyan ederek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstinaf incelemesine esas olmak üzere,
Yerel mahkeme dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Adana 9. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında; alacaklının …, borçlunun … Enerji…Ltd.Şti olduğu 244.242,50 TL asıl alacak, 481,80-TL işlemiş faizi olmak üzere 244.724,30-TL alacağın tahsili için 26/12/2014 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak 22/12/2014 tarihli … nolu, 122.121,25-TL ve 22/12/2014 tarihli … nolu 122.121,25-TL bedelli 2 adet faturanın gösterildiği, borçlu vekilinin 14/01/2015 tarihli dilekçesinde borcun olmadığı, takibin haksız ve yersiz olduğu iddia edilerek borca itiraz edildiği, icra dosyasında alacaklıya ait fatura koçanı olduğu, … sıra nolu 22/12/2014 düzenleme tarihli faturada asfalt işi olarak 81.560,71-TL, işçilik malzemeli olarak 21.931,87-TL olmak üzere toplam 103.492,58-TL üzerine %18 KDV ilavesi ile 122.121,25-TL, … sıra nolu 22/12/2014 düzenleme tarihli faturada asfalt işi malzemeli işçilik (7cm) 81.560,71-TL, asfalt işi işçilik malzemeli (10cm) 21.931,87-TL olmak üzere toplam 103.492,58-TL üzerine %18 oranında KDV uygulanarak fatura bedelinin 122.121,25-TL olduğu,
Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi ile istinabe yapılarak bilirkişi raporu alındığı,
Mali Müşavir … … tarafından hazırlanan 08/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalının ticari defterlerinin incelendiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre 2014 yılı içerisinde davacı tarafından davalıya 520.117,63-TL (kdv dahil) fatura kesildiği, bu faturalara karşılık 499.197,68-TL tutarında çek ile ödeme yapıldığı, 20.919,95-TL tutarındaki alacağın ise davalı şirket adına yansıtma/iade faturası kesilerek kapatıldığı, 31/12/2014 tarihi itibariyle davalı tarafın davacıya borcunun olmadığının tespit edildiği, sonuç olarak davalı şirketin ticari deftelerinin usulüne uygun olduğu, tek başına sahibi lehine delil olarak kullanılabileceği, 31/12/2014 tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun olmadığının bildirildiği,
Davalı vekilinin bila tarihli dilekçesi ekinde dava konusu faturaların iade edildiğine ilişkin 13/01/2015 tarihli posta belgesini sunduğu, 13/01/2015 tarihli posta belgesinde davacıya posta gönderildiği, ancak evrakta posta içeriğinin belirli olmadığı,
Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 11/08/2017 tarihli cevabi yazısı ekinde; davacıya ait … dönemine ait BS bildirim formunun örneğinin gönderildiği, anılan formda davacının davalıya 103.492,00-TL mal ve hizmet bedeli olarak bildirim yaptığının anlaşıldığı,
Mali Müşavir … … tarafından hazırlanan 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin hepsinin kayıtlara işlenmediği, davacı defterine göre davacının davalıdan bakiye 248.668,91-TL alacağının bulunduğunun görüldüğü, davacı tarafından davalı adına 2014 tarihinde 01/07/2014, 01/08/2014, 25/08/2014, 30/10/2014, ve dava konusu 22/11/2014 tarihli 2 adet fatura kesildiği, davacı tarafından davalıya 764.360,12-TL tutarında fatura kesilmiş ise de, davacı defterine işlenen fatura toplamının 642.238,87-TL davalı defterine işlenen faturanın ise 520.117,62-TL olduğu davacının icra takibine konu ettiği, … sayılı faturayı kendi defterine işlemediği, maliyeye beyan ettiği BS formunda göstermediği, davacı tarafın Aralık 2014 tarihinde davalıya sadece bir adet fatura kestiğinin maliyeye beyan edildiği, bu durumda … nolu faturanın beyan edilmediğinin anlaşıldığı, bu faturadan dolayı davacının alacağının olmadığı, faturanın mükerrer kesildiği, içeriğinin aynı olduğu, davacı faturanın davalıya gönderildiğini ve itiraz edilmediğini beyan etmişse de davalının faturayı defterine işlemediği, davacıya iade ettiği bu durumun davalı defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporundan anlaşıldığı, dava dışı … şirketinin 2014 yılında davacıya, 2015 yılında ise davalıya iş yaptığı, davacının Ekim 2014 ayından sonra davalıya fatura düzenlenmediği, … şirketi tarafından 01/11/2014 tarihinden sonra davacıya düzenlenen faturalar nedeniyle davacının davalıya iş yaptığı, bundan dolayıda düzenlenen ve davacı defterine işlenen 22/12/2014 tarihli, … nolu 121.121,25-TL’lik işin yapıldığının anlaşıldığı, davacının davalıya 520.117,62-TL tutarında fatura kestiği, davalının 502.231,00-TL ödediği, 20.919,95-TL davalı faturasının davacı defterine işlendiği, bu hesapla davalının davacıya 3.153,33-TL fazla ödeme yaptığı, 22/12/2014 tarihli, … nolu 122.121,25-TL faturanı kabulü halinde davacının 118.967,92-TL alacaklı olabileceği, sonuç olarak, dava dosyası ve davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacının … nolu faturayı defterine işlemediği, maliyeye beyan etmediği, bu fatura nedeniyle alacağının olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle … nolu fatura nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 118.967,92-TL alacağının bulunduğunun bildirildiği,
Tarafların bilirkişi raporuna itiraz ettikleri anlaşılmaktadır.
“…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Eser sözleşmelerinde, kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda ispat külfeti davacı tarafta ise de,davalı vekili yargılamanın 23.10.2015 tarihli celsesinde; “davacının sözünü ettiği işin yapıldığını, davacının ödeme yapmamak için dava açtığını, davanın reddine karar verilmesini” savunmuştur. Taşerondan çekleri ciro yolu ile alan davalının bu savunma ile davacı yüklenici ile dava dışı taşeron arasındaki temel ilişkiyi bildiğini kabul etmiş olduğu nazara alınarak işin yapıldığını ispat külfeti yükü altına girdiğinin kabulü gerekir. Böylelikle ispat külfeti yer değiştirmiş durumdadır. O nedenle davalı işin yapıldığını ve bedele hak kazanıldığını ispat etmek durumundadır (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14/02/2018 tarihli, 2016/3748 Esas, 2018/566 Karar sayılı kararı)”
“…Yargıtay ve Dairemiz uygulamasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kabul edilip sözleşmede bedel yazılı olmaması ya da sözlü sözleşme ilişkisinde tarafların bedelde anlaşamamaları halinde yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât bedelinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 366 ve 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanacağı kabul edilmelidir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV olacağından bunlar ayrıca eklenmeyecektir (Yargıtay 15. Hukku Dairesinin 13/02/2020 tarihli, 2019/2639 Esas, 2020/448 Karar sayılı kararı).”
Dava, hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı, davalıyla aralarında asfalt işi ve işçilik malzemesi satın alımına ilişkin sözleşme olduğunu, davalı adına düzenlenen faturalarda belirtilen alacaklarının ödenmediğini, 22/11/2014 tarihli … ve … nolu faturalara dayalı olarak yapılan takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, faturaların mükerrer olduğunu, davacı ile aralarında bulunan sözleşme gereği yapılan işlerin eksik ve hatalı yapıldığını, eksik kalan işin başka bir firmadan işçilik satın alınarak tamamlandığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, faturaların davalının ticari defterlerinden olmadığı, yalnızca fatura düzenlenmesinin alacağın varlığını ispat etmediği, dava konusu faturalara ilişkin işin yapıldığının ispatlanması gerektiği, ancak mal ve hizmet sunumunun gerçekleştirildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 22/11/2014 tarihli … ve … nolu faturalara dayalı olarak takip başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, itirazın iptaline ilişkin işbu davada davalının davacı ile aralarında bulunan sözleşme gereği yapılması gereken işin ayıplı ve eksik yapıldığını savunduğu, Mahkemece istinabe yolu ile yapılan bilirkişi incelemesi ile davalının defterlerinin incelendiği, devamında mahallinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının defterlerinin incelenerek 29/01/2018 tarihli bilirkişi raporunun alındığı, anılan raporda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 118.967,92 TL alacağı bulunduğunun bildirildiği, dosyada davacı ile davalı arasında bulunduğu beyan edilen sözleşmenin olmadığı, keşif yapılmadan ve tanık dinlenmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalının dava dışı … Dağıtım A.Ş.’den “Adana … Dağıtım Projesi 5. Etap İnşaat” işini aldığı ve anılan bu iş nedeniyle … döşeme işinden sonra bozulan asfalt ve parke kaplı zeminlerin üst kaplamasının aslına ve tekniğine uygun olarak yapılması işini davacının yüklendiği sabittir.
Davacı bu işi eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğini iddia ederek iki fatura nedeniyle takip yapmıştır. Davalı ise sözleşme ilişkisini kabul etmiş, ancak işin eksik ve ayıplı ifa edildiğini savunmuştur.
Eser sözleşmelerinde kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğinin ispat yükü ise iş sahibindedir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14/02/2018 tarih ve 2016//3748 Esas-2018/566 Karar sayılı kararı).
Bu durumda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatın bedeli mülga BK’nın 366. maddesi gereğince işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre mevcut hâliyle yüklenici kârı ve KDV eklenmeksizin hesaplattırılmalı, belirlenen bu tutardan davalı iş sahibinin ispatladığı ödemelerin mahsubuyla hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.02.2022 tarih ve 2019/(15)6-5-2022/90 Karar sayılı kararı).
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle taraflar arasında bulunduğu beyan edilen varsa sözleşmenin getirtilmesi, (sözleşme varsa veya yoksa) uzman bir bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak işin ayıplı ve eksik yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, sözleşme var ise bilirkişi tarafından sözleşme hükümlerinin uygulanması, yoksa yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçlerine göre mevcut hâliyle yüklenici kârı ve KDV eklenmeksizin hesaplattırılmalı, eksik ve ayıplı işler tutarının indirilmesi ile belirlenen bu tutardan davalı iş sahibinin ispatladığı ödemelerin mahsubuyla hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
Sonuç itibariyle; davacı vekili istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince davacı vekili İstinaf Başvurusunun Kabulüne,
2- Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/12/2018 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde ilk derece Mahkemesince davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye İRAT KAYDINA,
6-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 39,00 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, davacı lehine istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın 6100 sayılı HMK’nun 359/3.maddesi uyarınca ilk derece Mahkemesince TARAFLARA TEBLİĞİNE,
Dair HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/12/2023


Başkan

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Üye

*e-imzalıdır*

Katip

*e-imzalıdır*

**Bu Belge 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Elektronik Olarak İmzalanmıştır.**