Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/99 E. 2023/882 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/99
KARAR NO : 2023/882

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2022
NUMARASI : 2022/… Esas 2022/… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2022 tarih ve 2022/… Esas 2022/… sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
… adresinde bulunan … abone nolu işyerinde 13/08/1998 tarihli sözleşme uyarınca, davalı … adına davacı …’nin su tüketim abonesi yapıldığı, davacı kurum ödenmeyen su faturalarına ait toplam 16.357,64.-TL asıl alacak üzerinden 09/02/2012 tarihinde Adana 10 İcra Müdürlüğü’ nün 2012/… E sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu borca itiraz ederek takibi durdurduğundan söz konusu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devam etmesine ayrca borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacının esas hakkındaki iddiasını kabul etmediklerini, davalı müvekkilinin ikametgah adresi Kayseri’de olduğu, dava dilekçesi müvekkilinin Kayseri’de bulunan adresine tebliğ edildiğinden HMK uyarınca davalı müvekkili aleyhine açılan davalarda genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafından ilk olarak Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2012/… E.s. dosyasında davalı … ile diğer borçlu … aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, müvekkilinin itirazda bulunması üzerine icra takibinin durdurulduğu, Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2016/… E.s. dosyasında başlatılan takibe ilişkin itirazın iptali talep edilmesi karşısında icra takibinin işlemden kaldırıldığı ve daha sonra yenilendiği, yenileme işlemi ile müvekkili davalıya ödeme emri ve yenileme dilekçesi tebliğ edilmediğinden müvekkil açısından geçerli bir icra takibi bulunmadığı, davacının haksız ve hukuka aykırı davası, bu yönü ile de reddedilmesi gerektiğini, itirazın iptali davası, borca itiraz üzerine yasal süre olan bir (1) yıl içinde açılmadığından davanın bu sebeple reddedilmesi gerektiğini, borca itiraz dilekçesinde de vurgulandığı üzere davalı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu aboneliğin bulunduğu adreste davalı müvekkilinin babası … 20.08.1998 tarihi ile 19.11.1999 tarihleri arasında kiracı olarak ticari faaliyette bulunduğu, o dönemde müvekkilinin kendi şahsı adına su aboneliği yaptırdığı, babasının söz konusu adreste ticari faaliyetinin 19.11.1999 tarihinde sona ermesi üzerine su aboneliğinin de sona erdiğini, davalı müvekkili ve babasının bu adresten ayrılması üzerine aynı adreste başka şahıs ve firmanın ticari faaliyette bulunduğu, takipten anlaşıldığına göre takibe ve davaya konu borçlar da davalı müvekkilinin adresten ayrıldığı tarihten ortalama on (10) yıl sonrasına ait olduğu, ödeme emrinde gönderilen borç dökümünde davalının babasının ticari faaliyette bulunduğu dönemlere ilişkin bir borç kaydı bulunmadığı, Öğrendiğimize göre takibe konu dönemdeki su aboneliği borcu o dönemde adreste faaliyet gösteren …’ a (…) ait olduğu, davacının, sunduğu “hesap kartı dökümüne” göre 01.11.2008 tahakkuk tarihinden 13.02.2012 tahakkuk tarihine kadar, yaklaşık dört (4) yıl su bedelleri ödenmediği halde basiretli bir davranış göstermediği, suyu hizmeti vermeyi sonlandırmadığı, davacı, su borcu ödenmediği halde aboneliğin bulunduğu adreste araştırma ve denetleme yapmadığı, suyun kimin tarafından kullanıldığının denetlemediğini, bu sebeplerle davacının davalı müvekkili aleyhine açmış olduğu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davanın KISMEN KABULÜ İLE Davalının Adana 10 İcra Müdürlüğünün 2016/… E sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin davalı yönünden 16.357,64.-TL asıl alacak, 1.060,30.-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere takibin takip çıkış miktarı olarak 17.417,97.-TL üzerinden ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmak sureti ile devamına, -Hükmolunan alacak miktarının %20’si oranında 3.483,59.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine, red edilen kısım yönünden koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasının ardından İlk Derece Mahkemesi tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 03/10/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçelerinde raporundaki değerlendirmenin aksine abonelik sözleşmesini feshetmeden taşınmazını terk eden abonelerin suyun fiili kullanıcısı olmasalar dahi başkalarının kullandıkları su bedelinden sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, davalı müvekkilinin dava konusu su bedelinin talep edildiği yeri en son 1999 yılında kullandığı, davacı tarafından ilk olarak Adana 10. İcra Müdürlüğünün 2012/… E.S. dosyasında davalı … ile diğer borçlu … aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu görünen müvekkil davalı tarafından süresinde itirazda bulunulması üzerine müvekkilim aleyhine başlatılan icra takibinin durdurulduğu, davalı müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, takibe konu aboneliğin bulunduğu adreste davalı müvekkilinin babası … 20.08.1998 tarihi ile 19.11.1999 tarihleri arasında kiracı olarak ticari faaliyette bulunduğu, o dönemde de müvekkili davalı kendi şahsı adına su aboneliği yaptırdığı, babasının söz konusu adreste ticari faaliyetinin 19.11.1999 tarihinden sona ermesi üzerine su aboneliğinin de sona erdiğini, davalı müvekkili ve babasının bu adresten ayrılması üzerine aynı adreste başka şahıs ve firmaların ticari faaliyette bulunduğu, takibe ve davaya konu borçlar da davalı müvekkilinin adresten ayrıldığı tarihten ortalama on (10) yıl sonrasına ait olduğu, ödeme emri ek’ inde gönderilen borç dökümünde davalının babasının ticari faaliyette bulunduğu dönemlere ilişkin bir borç kaydı bulunmadığını, takibe konu dönemdeki su aboneliği borcunun o dönemde adreste faaliyet gösteren …(…)’a ait olduğu, davalı müvekkilinin 2000 yılından bu yana Kayseri’ de ikamet ettiğini, davacı, müvekkilimin su aboneliğinin sona erdiğini ve suyu fiilen kullanan kişinin başkası olduğunu bildiği halde su borcu ödenmeyen dönemlerde suyu kesmediği gibi, müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığı ve akabinde de itirazın iptali davası açtığını, davacı, sunduğu “hesap kartı dökümüne” göre 01.11.2008 tahakkuk tarihinden
13.02.2012 tahakkuk tarihine kadar, yaklaşık dört (4) yıl su bedelleri ödenmediği halde basiretli bir davranış göstermediği, su hizmeti vermeyi sonlandırmadığını, aboneliğin bulunduğu adreste suyun kimin tarafından kullanıldığının denetlenmediği, davacının bu anlamda da kusurunun bulunduğunu, bu nedenlerle Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 08/11/2022 tarih ve 2022/… E., 2022/… K.sayılı kararın kaldırılmasına, davacının davasının reddine, davacının davalıya alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle;
Davalının istinaf başvurusunun reddine, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/… E. 2022/… K. sayılı kararın hukuka uygunluğunun tespitine, davalının kötü niyetli istinaf başvurusu sebebiyle HMK md. 329 gereğince 9.200,00.-TL vekalet ücreti ile 5.000,00.-TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak su kullanımından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın istinaf incelemesi sonucunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 05.04.2022 tarih ve 2020/492 Esas ve 2022/980 Karar sayılı ilamı ile; “Davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmiş ise de; davalı hakkında takibe konu miktara ilişkin tahakkuk işleminin hangi tarihte yapıldığı hususunun araştırılmadığı, sözleşme ilişkisinin kurulması nedeni ile TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve her alacak için o alacağın istenebileceği tarihten başlayacağı, somut olayda davacı tarafından yapılan tahakkuk işlemi için son ödeme tarihinin bu sürenin başlangıcı olacağı, bu nedenle takip tarihinden itibaren geriye dönük 10 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak, icra takibine konu tahakkuk işleminin ve var ise her bir faturanın son ödeme tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun ayrı ayrı ön sorun olarak değerlendirilmesi gerekirken eksik ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Ayrıca, yukarıda belirlenen şekilde zaman aşımı itirazı değerlendirildikten sonra, zaman aşımı itirazının yerinde bulunmaması halinde, davacı tarafından tahakkuku yapılan miktarın hangi dönemlere ait olduğu, tahakkuka dayanak tüm bilgi ve belgelerin celbi ile davacı kurumun suyu kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davalı için gecikme zammı ve faizden indirim sağlayacağı, davalının, dava konusu asıl borçtan ( ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak, aboneliğini iptal ettirmeyen davalının, abonelik üzerinden tüketilen su bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek davacı kurumun, davacıdan isteyebileceği fatura bedelinin duraksamasız belirlenmesi için dosyanın yeniden önceki bilirkişiye tevdi ile tahakkuk tarihi itibarı ile yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre hesaplamayı içerir, denetime elverişli ek rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince kaldırma kararı doğrultusunda; yapılan araştırmalar neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş bu karara karşı bir davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Kaçak su kullanımdan dolayı hem abone hem de fiili kullanıcı müteselsilen sorumlu oldukları için alacaklı, alacağını, sorumluların tamamından isteyebileceği gibi birinden de isteyebilir. (HGK 27.04.2011 Tarih, 2011/19-104 E.; 2011/239 K.) Davalının dava konusu yerde 13.08.1998 tarihli sözleşme ile aboneliğinin bulunduğu ve aboneliğini usulüne uygun olarak feshetmediği anlaşılmaktadır. Buna göre kullanılan su miktarından fiili kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olması göz önüne alınarak söz konusu bedele hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı yan bulunmamaktadır. Tahakkuk tarihleri dikkate alındığında alacağın zamanaşımına uğramadığı da anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının istinaf istemleri yerinde görülmediğinden davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Ancak; davalı tarafın icra inkar tazminatına yönelik istinaf istemleri incelendiğinde;
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda; mahkemece, takip konusu alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiği, bir başka ifadeyle alacak, dava tarihi itibariyle likit ve muayyen olmadığından, davacının icra inkar tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Aynı doğrultuda Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/2722 E. Ve 2020/4308 K. Sayılı kararı)
Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın istinaf isteminin icra inkar tazminatı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının icra inkar tazminatı yönünden kaldırılarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(2) maddesi gereğince hükmün düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalı tarafın istinaf isteminin KISMEN KABULÜ İLE; İlk derece mahkemesi kararında Hukuk Muhakemeleri Kanunun’un 353/1-b(2) maddesi gereğince icra inkar tazminatı yönünden hükmün;
Hükümdeki icra inkar tazminatına yönelik bendin hükümden çıkarılarak yerine ” Asıl alacak miktarı likid olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,” ibaresinin eklenmesine,
diğer paragrafların buna göre teselsül ettirilmek suretiyle DÜZELTİLMESİNE, hükmün diğer bentlerinin aynen muhafazasına,
B)Davalı Tarafından yatırılan 298,00.-TL. İstinaf karar harcının talep halinde istinaf edene iadesine,
C)Davalı Tarafından 220,70-TL İstinaf başvuru harcı ve 105,00.-TL posta gideri olmak üzere toplam 325,70.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
D)Karar tebliği, harç, gider avansı iadesi ve diğer usulî işlemlerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 302/5 ve 359/3 maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/05/2023
… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı