Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/345 E. 2023/345 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/345 – 2023/345

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/345
KARAR NO : 2023/345

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/… Esas (Derdest)
DAVACI : … … NAKLİYE DEPOLAMA AMBALAJLAMA VE PAZARLAMA LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av…
DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit
İstinaf Yoluna başvuran(lar)
DAVALI : … ELEKTRİK DAĞITIM ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. …
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : …

… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :Müvekkilinin … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:…/… adresindeki taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın tavuk çiftliği olarak kullandığını ve … vergi sicil no ile ticari faaliyetlerde bulunduğunu, 2/04/2022 günü elektrik sayacında çıkan yangın sonucu müvekkilinin şirket yetkilileri 186’yı arayarak elektrik sayacında yangın çıktığını bildirerek davalı şirketin ilgili birimlerinden müdahale talebinde bulunduğunu, akabinde davalı şirket çalışanları gelerek sayacın fotoğrafını çektiğini ve hiçbir müdahalede bulunmadan gittiklerini, 4/04/2022 günü ise yine davalı şirket çalışanları tarafından sayaçtaki 3 fazdan 1 tanesinin kaçak olduğu, diğer ikisinin normal olduğu belirtilerek müvekkilinin kullanmış olduğu … Tesisat numaralı sayacından kaçak elektrik kullanımı olduğundan bahisle … numaralı kaçak tutanağı düzenlenerek elektrik enerjisi mühürlendiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete kaçak enerji tüketim bedeli olarak 70.843,24 TL ceza kesildiğini, ancak müvekkilinin şirketin kaçak elektrik kullanmasının söz konusu olmadığını, davalı şirket yetkililerini arayıp durumdan haberdar ettiğini, yine davalı şirket yetkilileri tarafından sayaçtaki 3 fazdan 1 tanesinde kaçak elektrik kullanımı olduğu belirtilmiş ise de iş bu hususun da kabulü mümkün olmamakla fazların tümü yerine yalnızca 1 tanesinden kaçak elektrik kullanılmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müvekkilinin aboneliğe konu taşınmazda tavuk besiciliği ve yetiştirilmesi faaliyetlerinde bulunduğunu, devamlı olarak elektrik kullanımı zorunlu olduğunu, elektrik kullanımın kesintiye uğraması halinde çiftlikte bulunan 50.000 tavuk zarar göreceğini ve müvekkili açısından telafisi imkansız zararlar doğacağını ve bu nedenlerle Elektrik abonelik sözleşmesinin uygulanmasındaki muarazanın men’ine, davacı müvekkilinin davalı şirkete kaçak elektrik kullanımından dolayı şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:İhtiyati Tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine,” karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkemece verilen tedbir kararının yönetmeliğe aykırı olduğunu, ayrıca kaçak tüketim bedelinin ödenmesi için müvekkil şirket tarafından borçta yapılandırma veya taksitlendirme yapılması mümkün iken direkt tedbir kararı ile elektriğin kullanıma açılması hukuka aykırı olduğunu, verilen tedbir kararında alacağın %15’ine yönelik teminata hükmedilmesi de kabul edilemez olduğunu, tedbir kararı verilecek ise alacağın %100’ü kadar teminat yatırılması gerektiğini, müvekkili şirketin zaten alacağı mevcutken verilen tedbir kararı ile de davacı tarafın şu an perakende satış sözleşmesi olmaksızın elektrik tüketimi yapması müvekkili şirketi zarara uğratacağını, ayrıca yaklaşık ispat kuralınca verilmesi gereken tedbir kararında davacı taraf somut herhangi bir delil sunmadan farazi olarak beyanlarda bulunarak iddiasını ispatlayamadığını, davacı taraf tutanak adresinde faliyet gösterdiklerini ve tahakkuk dönem aralığında fiili kullanıcı olduklarını ikrar etmişken söz konusu borcun davacı şirkete ait olup olmadığı hususunda her hangi bir şüphe yokken elektriğin kesilmesinin tedbiren önlenmesine ilişkin verilen tedbir kararı hukuka aykırı olduğunu belirtip, kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle;
Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince verilen elektrik enerjisi verilmesine dair ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya dairemize gönderilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
6100 sayılı HMK’nun 341/1 maddesinde, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denmiştir.
HMK’nın 389 v.d. maddelerinde geçici hukuki korumalar arasında ihtiyati tedbir düzenlenmiş olup, HMK’nın 389. maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir.
İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir.
Davacı vekili, otel kullanmak amacıyla elektrik abonesi olan müvekkiline ait sayaç hakkında haksız kaçak elektrik tutanağı tutulduğu ve davalı kurumun bu nedenle elektrik enerjisini kestiğini iddia ederek, davalı kuruma borçlu olunmadığının tespiti ile telafisi imkansız zararlar doğmaması için tedbiren elektrik enerjisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 25.10.2022 tarihli ara kararı ile, dava değerinin %15’i oranında teminat karşılığında dava konusu sayaca tedbiren faturaların düzenli ödenmesi koşuluyla elektrik enerjisi verilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin ihtiyati tedbire itiraz etmesi üzerine, mahkemece duruşma açılarak 11.11.2022 tarihinde tedbire ve teminata ilişkin itirazın reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazın tavuk çiftliği olarak ticari amaçla ve davacı tarafından kullanıldığı, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen kaçak elektrik tutanağı nedeniyle elektrik enerjisinin kesildiği anlaşılmaktadır. Elektrik enerjisi verilmemesi halinde dava konusu taşınmazda yapılan ticari faaliyette telafisi imkansız zararlar meydana gelebilecektir. Bu durum “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir” kriterine uygun olmakla, somut olayda HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece 70.843,24.-TL borç bakımından toplam miktar üzerinden alınan 10.626,48.-TL teminatın yeterli olmasına, kaçak tespit tutanağının yerinde olup olmadığı ve bu nedenle davalı şirkete borçlu olup olmadığının yargılama sonucunda anlaşılacak olmasına ve ihtiyati tedbir kararından sonraki döneme ilişkin fatura bedellerinin ödenmemesi halinde davalının elektriği kesme hakkının da bulunmasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararı, usul ve yasaya uygun olup, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.-TL harcın istinaf talebinde bulunan davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
4-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f ve 394/5. maddeleri gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023

Başkan-… Üye-… Üye -… Katip-…
¸e-imza ¸e-imza ¸e-imza ¸e-imza