Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/2057 E. 2023/1612 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/2057 – 2023/1612

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/2057
KARAR NO : 2023/1612

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2023
NUMARASI : 2022/… Esas 2023/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tespit

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2023 tarih ve 2022/… Esas 2023/… sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davalıların … tesisat nolu iş yerindeki görünürdeki aboneler ile davalı … birlikte hareket ederek, elektrik faturasını ödememek ve elektrik faturasından kaynaklanan alacakların tahsilini engellemek amacıyla sürekli aynı şekilde hareket ederek (muvazaalı abonelikler yaptırarak) çok kısa sürelerle aboneleri değiştirdiğini, … tesisat nolu iş yerindeki fiili kullanıcısı ve muvazaalı abonelik işlemlerini yaptıran kişi davalı … olduğunu, davalılar her ne kadar Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ilgili maddesinden yararlanarak söz konusu aboneliği almışlarsa da, davalılar fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek, görünürde yeni abonelik tesis ederek, gizledikleri bedelsiz elektrik kullanma amacını gerçekleştirdiklerini, davalı …, diğer davalılar adına muvazaalı abonelikler yaptırarak hileli davranışlarla yönetmelik maddesini kötüye kullandığını, davalıların kötü niyetli hareket ederek önceki aboneliklere ait elektrik faturalarını ödemeyerek her 15 günde bir elektrik kesintisi yaşamadan ve tükettikleri elektriğin bedelini ödememek amacıyla kötüniyetli olarak hareket ederek müvekkili şirketi zarara uğratmak maksadı ile yeni abonelikler tesis ettikleri ve müvekkili şirketi söz konusu abonelik borçlarını ödemeyerek zarara uğrattığını, davalının bu şekilde müvekkili kurumu zarara uğratma hakkı olmadığı halde yönetmeliğin iyiniyetli ve dürüst kişiler için sunmuş olduğu menfaatleri haksız yere kullandıkları anlaşıldığından davalının yarattığı muvazanın tespiti ve ihtiyati tedbir kararı verilerek elektriğin dava süresince kesilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi özetle:Eda davası açılması mümkün olan hallerde de tespit davası açılmasında hukuki yarar mevcut olmadığını, çünkü, eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir ve ondan sonra bu tespite dayalı olarak eda hükmü kurulacağını, Yargıtay’ın kararlı uygulamasına göre de, eda davası açmak mümkün ise, tespit davası açılamaz görüşü hakim olduğunu, tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığını, hukuki yarar dava şartı olduğunu, tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmadığını, tespit davaları eda davalarının öncüsü olduğunu, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu durumlarda, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı işbu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi özetle; Davacı tarafından tarafına açılmış olan davada diğer davalılar … San. Tic. Ltd. Şti. ve … Lojistik San. Tic. Ltd. Şti. ile uzaktan yakından alakası olmadığını, davalı şirketleri tanımadığını, diğer davalılar ile muvazaalı kullanım iddiasını kabul etmediğini beyan etmiştir.
Davalı …. Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesi özetle;Hukuki yarar yokluğundan ve davacının dava şartı arabulucuya başvurmadan dava açtığından dava şartı yokluğundan usulden reddine, müvekkili şirketin diğer davalılar ve eski aboneler olan …, … San. Tic. Ltd. Şti. Ve …’ ile uzaktan yakından hiçbir ilişkisi bulunmadığı için haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“1-Davanın HMK’nin 106/2. ve 114/1-h maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,”şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Müvekkili şirket adına bu tespit davasının açılmasında korunmaya değer hukuki yararının mevcut olduğunu,ilk derece mahkemesi tarafından davalılara tebligat yapılmadan delilleri toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davalılar arasındaki muvazaalı ilişkinin tespitinin gerekmekte olduğunu, söz konusu tesisat adresindeki mülk kiraya verilmiş gibi gösterilsede davalı …’in işletme faaliyetlerinin devam ettiğinin açıkça görülmekte olduğunu, davalıların muvazaalı işlemler ve muvazaalı abonelik başvuruları ile elektrik borcunu ödemekten kaçınmaya çalışmakta olduğunu, ihtiyati tedbir talebi doğrultusunda, 6100 sayılı hmk 389 vd. md. ile 390. ve 392. maddesi uyarınca karşı tarafı dinlemeden, takdiren teminatsız olarak yada mahekemece uygun görülecek teminat karşılığında, … nolu tesisattaki aboneliklerde kullanılan elektriğin kesilmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, ilk derece mahkemesinin davanın esasına

girerek ve tahkikata devam ederek delilleri toplaması ve hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerekirken ilk derece mahkemesinin ön inceleme duruşması dahi yapmadan davanın usulden reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, muvazaanın tespiti istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
Eda davalarında, bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile de var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar. Tespit davaları ise, bir hakkın veya bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespitine ilişkin davalardır.
Tespit davası yolu ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir, dolayısıyla konusunu yalnız hak veya hukuki ilişkiler oluşturur. Bir hukuki ilişki için önemli olsalar bile maddi vakıalar (olaylar ve olgular) yalnız başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar (HMK m. 106/3).
Tespit davalarında davacının amacı ve dolayısıyla talep sonucu, bir hak veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veyahut içeriğinin belirlenmesi olup, hak veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, tespit davasının dinlenebilmesi (esasına girilebilmesi) için, konusunu oluşturan hak ve ya hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir (HMK m. 106/2).
Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.05.2013 tarihli ve 2013/22-561 E., 2013/733 K. ile 01.02.2012 tarihli ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Tespit davasının konusunun hak veya hukuki ilişki olması ve davacının tespit davası açmakta güncel hukuki yararının bulunması dava şartıdır ( HMK m. 114/1-h). Açılan tespit davasında, bu iki şartın birlikte bulunup bulunmadığı, diğer dava şartlarında olduğu gibi, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekmekte olup, bu şartların bulunmaması hâlinde mahkemece esas hakkında incelemeye girilmeden, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddedilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı davalıların … tesisatta sürekli olarak elektrik faturalarını ödememek için muvazaalı abonelik başvuruları yaptıklarını bu nedenle söz konusu yerin asıl sahibi olan … ile diğer davalıların muvazaalı işlemler yaptığının tespitini talep etmiştir. Davacı davalıların muvazaalı olarak yapmış olduğunu ileri sürdüğü işlemler nedeniyle bir zarara uğramış ise; eda davası (zararın tazmini) ile davalılardan hakkını talep edebilecekken, aynı zamanda işlemlerin muvazaalı olduğunun tespitini talep edilmesinde meşru ve güncel bir hukuki yarar bulunmamaktadır. Mahkemece, anılan ilkeler gereğince açılan tespit davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yan bulunmamaktadır.

Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre, vermiş olduğu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf karar harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın, 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 maddesi gereğince dairemiz tarafından taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361/1 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde YARGITAY ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı