Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/1513 E. 2023/1411 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1513 – 2023/1411

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1513
KARAR NO : 2023/1411

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …/04/2023
NUMARASI : 2023/… Esas

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI :
VEKİLİ : Av.
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/04/2023 tarih ve 2023/… Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:Davacının … adresinde … ticaret ünvanlı market işletmeciliği yaptığını, davacının iş yeri adresine 14/10/2022 tarihte davalı şirket personeli olduğunu belirten görevliler önceki seferler gibi rutin bir kontrole gelerek iş yerinde denetim yaptıklarını, davacı gelen görevlilere işletme sayaçlarının yerini gösterdiğini, görevlerini ifa etmelerine yardımcı olduğunu, davalı şirket personelleri nereden geldiği belli olmayan bir hat olduğunu ve bu sebepten dolayı kaçak elektrik enerjisi var olduğunu davacıya ilettiklerini, bahsi konu hattın nerede olduğu , nereden gelip nereye gittiği hakkında herhangi bir bilgi mevcut olmadığını, davacı bunun üzerine geçen sene sitenin bütününde elektrik yenileme işleminin gerçekleştiği, sitedeki fırın ve marketin sayaçlarının aynı trafoda olmasından kaynaklı ortada bir karışıklık olabileceğini, şayet gerçekten bu şekilde bir durum var ise kendisinin müdahalesiyle böyle bir durumun olamayacağını görevlilere ilettiğini, görevliler davacıya bu durumun tam olarak tespit edilmesi için davalı şirkete başvuru yapıp bu halin giderilmesi için teknik görevlilerin gelerek sorunun giderilebileceğini söylediklerini, davalı şirket görevlileri davacıya gerekli işlemler için 1 haftalık süre içerisinde başvuruda bulunmasını ve bunun için de öncelikle Kaçak Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı prosedür gereği imzalaması gerektiğinin iletildiğini, davacı bunun üzerine tanzim edilen tutanağa imza attığını , davacıya verilen süre henüz dolmadan telefonuna 16/09/2022 tarihinde ” Degerli

muşterimiz,14.10.2022 tarihli … numarali basvurunuz incelenerek sonuçlanmıştır. … nolu tutanaga iliskin 31.10.2022 son odeme tarihli 358.080,51 TL kacak borcunuzu … nolu sozlesme hesap numarasi ile ödeyebilirsiniz ” şeklinde mesaj geldiğini, davacı, davalı kurum ile görüştüğünde, kaçak kullanımdan dolayı kendisine ceza kesildiğini davalı şirket görevlilerinin belirttiğini, davacı yapılan denetimde de durumu izah ettiğini ve bu sebeple kendisine başvuru için süre verildiğini beyan etmiş ise de görevliler kararın bu şekilde olduğunu ve değiştiremeyeceklerini ifade ettiğini, davalı şirket tarafından 19/10/2022 tarihinde davacıya Kaçak Tüketim Hesaplaması Faturasının tebliğ edildiğini, bu tutanak usulsüz olup iptali gerektiğini, davalı şirket görevlilerinin hazırladığı tutanakta yazılı olan elektrikli aletlerin güç tüketimleri de tamamen yanlış olduğunu, davacıya haksız ve yüksek fatura çıkarmak için bilinçli olarak yüksek gösterildiğini, tutanakta görüldüğü üzere Tespit Anında Güç Bilgileri kısmında diğer olarak adlandırılan bölümde 12475 Güç xW yazılmış ve buradaki hangi eşyadan bu kaçak kullanımın kaynaklandığı hakkında hiçbir bilginin sunulmadığını, davacı iş yerinde gece ve gündüz kesintisiz faaliyet gösterecek şekilde kaçak fatura tahakkuk ettirildiğini, ancak iş yeri çalışma düzeni 09:00-18:00 saatleri arasında olduğunu, tam zamanlı olarak hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, davacının işletmekte olduğu marketin bulunduğunu site , yazlık bir tatil sitesi olup davacı sadece yaz aylarında yaklaşık olarak 3-4 ay gibi tam zamanlı çalışmakta diğer aylarda ise markette bulunan ve bozulması söz konusu olan gıdaların bozulmaması için kısa süreli olarak çalıştırdığını, davacının son bir yıllık elektrik faturalarına bakıldığında tutanakta bahsi edilen ortalama tüketimin çok daha aşağısında rakam olduğunu, davacının yapılan işlemin hatalı olduğunu bugüne kadar kendisine gelen bütün faturaları eksiksiz bir şekilde ödediğini, bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiğini şirket görevlilerine defaten ifade ettiğini, davacının işletmesinin elektrikleri kesilmiş ve 1 aydan uzun bir süredir davacının işletmesinin elektriksiz kaldığını, davalı elektrik kurumu personelleri hiç bir inceleme ve tespit yapmadan gelişi güzel ezbere yöntemlerle ve adeta keyfi uygulamayla davacı aleyhine davaya konu ceza kesildiğini, davacıya tebliğ edilen tutanakta mükerrer kullanımda dolayı cezanın 2 kat olduğunun yazıldığı, … Tatil Sitesi’nde yaklaşık bir sene öncesine kadar kontör sistemiyle elektrik yüklemesi yapıldığını, Site Genel Kurulu’nda alınan kararla sitedeki daire ve ticarethanelerin elektrik için abonelik sözleşmesi yapılması kararı alındığını, davacı da karara uygun olarak abonelik başvurusunda bulunduğunu ancak bugüne kadar hiçbir şekilde kaçak kullanımdan ötürü davalı şirketçe ceza kesilmediğini, bu nedenle anlamsız bir şekilde mükerrer kullanımdan dolayı 2 kat ceza kesilmesi hukuka aykırı olduğunu, sitedeki fırının da elektrik aboneliği davacı üzerine kayıtlı olduğunu, sitenin fırını Eylül ayından beri sezonun kapanmasından dolayı açılmadığını, buna karşın Eylül ve Ekim ayları için fırına 95,60 TL fatura çıkarıldığını, davacıya bu faturaya söz konusu fırının 2 aydır kapalı olduğunu ve kesinlikle elektrik kullanımının olmadığını belirterek itiraz ettiğini ve itirazın reddedildiğini, davacı yaklaşık 950 dairenin bulunduğu … Tatil Sitesi’nin tek market olarak çalıştığını, davacının işletmiş olduğu iş bu market elektriksiz bırakılmaya devam edildiği takdirde site sakinlerinin çok büyük bir mağduriyet yaşayacağını elektrik sağlamanın sosyal devlet ilkesi ışığında kamu hizmeti olduğunu ve ortada net olarak tespit edilemeyen sebepten dolayı sitede oturan vatandaşları cezalandırmak eşitlik prensibine tamamen aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket tarafından sağlanan enerjinin kesilmemesi, kesildiği takdirde yeniden enerji verilmesi yönünde dava süresince takdir edeceği ve uygun göreceği teminatı karşılığında tedbir kararı kabulüne karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 10/02/2023 tarihli dilekçesinden özetle; Davacı …, … nolu tesisatın kullanıcısı olup tesisatın bulunduğu yerin süper market işletmesi olduğunu, tesisatın 2016 yılından beri davacı tarafından kullanıldığı hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, davacı tarafça da ikrar edilmediğini, dava konusu tesisatta 14.10.2022 tarihinde davalı şirket görevlilerince yapılan kontrolde davacının “ana dağıtım panosunun girişindeki ana enerji baralarına (4*2) ttr kablo bağlayarak sayaç harici kaçak elektrik kullanıldığı”nın tespit edildiğini, aynı tarihli … seri numaralı tutanak ile kayıt altına alındığını, tutanakta davalı şirket görevlilerinin yanı sıra tespit sırasında hazır bulunan davacı …’in da imzasının bulunduğunu, davacının kaçak elektrik kullandığı, davalı şirket görevlileri tarafından tespit edilerek tutanak epdk’nın belirlemiş olduğu yönetmeliğe uygun olarak tanzim edildiğini, davalı şirket görevlileri, 14.10.2022 tarihinde yapmış oldukları kontrolde davacıya ait işletmede kullanılan … numaralı elektrik tesisatında, sayaçtan geçirilmeksizin harici bir hat çekmek suretiyle elektrik enerjisi tüketildiğinin tespit edildiğini, tespit ile birlikte
14.10.2022 tarihli … seri numaralı Kaçak/Usulsüz Elektrik Tüketimi Tespit Tutanağı düzenlenip, tutanak kaçak elektrik tüketimi kullanılan işletmede hazır bulunan davacı … tarafından da imzalandığını, davalı şirket personelleri kaçak elektrik kullanımını tespit ettikleri sırada bu durumu video kaydına aldıklarını, görüntüler incelendiğinde davacıya ait işletmede açık bir şekilde kaçak elektrik kullanıldığının görüldüğünü, davacının ek hat çekerek işletmenin elektrik ihtiyacını kaçak yollardan sağladığının sabit olduğunu, kaçak hattın varlığı yönünde herhangi bir inkar olmadığının görüldüğünü, davacının kaçak elektrik kullanımının varlığından haberdar olmadığını, kaçak hattın nereden gelip nereye gittiğini bilmediğini, borçtan sorumlu olmadığını ve hesaplanan tahakkuk bedelinin çok fazla olduğu iddia edilmişse de bu iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, kaçak tespiti sırasında, kaçak hattın kurulu gücünün 12.475 kWh olduğu ve davacıdan alınan bilgiye göre işletmenin saat 06:30 – 21:30 arası olmak üzere günde 15 saat faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğini, tespit edilen ve davacıdan alınan bilgiler doğrultusunda 12.475 kWh x 15 saat = 187,125 kW günlük tüketim yapıldığının hesaplandığını, mevzuat hükümlerine göre davacının 187,125 kW x 360 gün = 67.365 kW kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirdiğinin anlaşıldığını, davacının kullanmış olduğu elektriğin kaçak olması nedeniyle Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 46. Maddesi uyarınca “kaçak kullanım ceza tutarı” da faturaya eklendiğini, mevzuat hükümlerine uygun olarak hesaplanan tahakkuk bedeline ceza bedeli ve vergilerinde eklenmesi sonucunda toplam 358.080,51 TL’ fatura tanzim edildiğini, dava dilekçesinde her ne kadar, davacının önceki tarihlerde herhangi bir kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığı bu nedenle de mükerrer kullanımlarda geçerli olan (2) katı oranında kaçak ceza bedeli yansıtılmasının hatalı olduğu ifade edilmişse de bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının kullanmış olduğu tesisatta 07.08.2021 tarihinde gerçekleştirilen kontrol sırasında da kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiş ve bu durum da aynı tarihli … seri numaralı tutanak ile kayıt altına alındığını, davacının mükerrer kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan mevzuat gereği (2) kat oranında kaçak ceza bedeli yansıtılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davalı şirket bir elektrik dağıtım şirketi olup, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu düzenlemeleri doğrultusunda almış olduğu lisans kapsamında Mersin, Adana, Osmaniye, Hatay, Gaziantep ve Kilis illerinden oluşan Toroslar Bölgesi’nde elektrik dağıtımı ve kaçak elektrik kullanımları ile mücadele faaliyetlerini yerine getirdiğini, dayanağını yasal mevzuattan alan bu faaliyetler, niteliği gereği birer kamu hizmeti olduğunu, davalı şirket söz konusu işlemleri Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun şekilde, kanunun kendisine verdiği yetkiye dayanarak gerçekleştirdiğini, davacının elektrik arzının devamına ilişkin ihtiyati tedbir talebi mahkemenizce 11.01.2023 tarihli ara kararı uyarınca 53.712,07 TL teminat bedeli karşılığında kabul edildiğini, ihtiyati tedbir kararı hukuka aykırı olup kararın öncelikle kaldırılması bu talebi kabul edilmezse ihtiyati tedbirin dava değeri olan 358.080,51 TL teminat karşılığında verilmesinin gerektiğini, davacının apaçık bir şekilde kaçak elektrik kullanımı nedeniyle elektriğinin kesildiğini ve fatura bedelinin ödenmediğinin açık olduğunu, HMK’nın 392. Maddesi gereğince müvekkili şirketin uğrayacağı muhtemel zararlara ilişkin olarak teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, mahkemece fatura bedelinin %15’i oranında teminat ile ihtiyati tedbire hükmedilmesinin yerinde olmadığını, davacı tarafın uzun süredir marketin işleteni olduğu ve tek amacının elektrik arzının devamını sağlamak olduğunun açıkça ortada olduğunu, kötü niyetli işlemi hukuk düzeninin koruması mümkün olmadığından, elektrik arzının devamına ilişkin verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN ARA KARARI :
“-İhtiyati tedbire itirazın REDDİNE,”şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı tarafın uzun süredir marketin işleteni olduğu ve tek amacının elektrik arzının devamını sağlamak olduğunun açıkça ortada olduğunu, özellikle son zamanlarda ihtiyati tedbir kurumuna olan başvurular “olası zararların önlenmesi” amacıyla değil “bir sürede olsa mevcut statükonun korunması” amacına hizmet etmekte, davacıda ihtiyati tedbir kararı ile birlikte olası zararlardan korunmayı değil en azından bir süre de olsa elektrik arzının devamını sağlamayı amaçlamakta, huzurdaki davanın haksız olduğu davacı tarafçada bilinmekte fakat ihtiyati tedbir kurumunun varlığı davacının bu davayı açmaktaki ana amacını oluşturmakta, kötü niyetli işlemi hukuk düzeninin koruması mümkün olmadığından,elektrik arzının devamına ilişkin verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını bunun mümkün olmaması halinde ise teminat bedelinin en azından asıl alacak miktarında arttırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Talep,elektriğin kesilmesinin önlenmesi ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin kararına yapılan itirazın reddine dair ara kararı davalı tarafça istinaf edilmekle dosya Dairemize gönderilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İhtiyati tedbir 6100 sayılı HMK nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan düzenlemede açıkça mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir denilerek tedbirin verilmesi için gerekli şartlar sayılmıştır.
Talep konusu olayda davacının yürüttüğü ticari faaliyetlerde elektrik enerjisi verilmemesi halinde telafisi imkansız zarar meydana geleceği, bu durum “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir” kriterine uygun olduğu ve somut olayda HMK’nun 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Talep edenin aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen şirkete borcunun bulunup bulunmadığı ve borcu var ise hangi miktarda olduğu yargılama sonucunda anlaşılacak olmasına ve mahkemece yeterli teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına, ihtiyati tedbir kararından sonraki döneme ilişkin fatura bedellerinin ödenmemesi halinde aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen davalının elektriği kesme hakkınında baki olmasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı ile ihtiyati tedbire itirazın reddine dair ara kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar harcı olan 269,80 TL İstinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 179,90 TL Harcın mahsubu ile bakiye 89,90 TL harcın istinaf talebinde bulunandan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-İstinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
4-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin, 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 md. uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f ve 394/5 maddeleri gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.13/07/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı