Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/240 E. 2022/314 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/240 – 2022/314
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/240
KARAR NO : 2022/314

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : … (Ara Karar)
NUMARASI : … Esas (Derdest)

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi’nin *. Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilmekle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Müvekkilinin ticari işletmesinde kullanım amaçlı , davalı … Elektrik Dağıtım A.Ş.’ nin … tesisat nolu mevcut elektrik abonesi olduğunu, sözleşme uyarınca müvekkili her ay tahakkuk ettirilen elektrik faturasını düzenli olarak ödediğini, davalı kurum son olarak dilekçeleri ekinde sundukları 04.10.2021 tarihli kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağıyla müvekkiline kaçak elektrik tüketimden dolayı cezai işlem uyguladığını, müvekkili aleyhine kaçak/usulsüz elektrik kullanımından dolayı 753.847,02 TL cezai işlem uygulandığını, müvekkili ticari işletmesinde kullanılan sayaca müdahalede bulunulmadığını, müvekkilince sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi söz konusu olmadığını, sayaç ve tüketim miktarları ile sayaç ayar istasyonu bilgileri incelendiğinde de, müvekkili şirketin kaçak/usulsüz kullanımının olmadığının ortaya çıkacağını, müvekkili aleyhine keşide edilen ceza haksız ve hukuksuz olduğunu, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkili sahibi olduğu işletmenin elektriğinin kesilmemesi ve kaçak tüketime bağlı tüm ödeme işlemlerinin durdurulması yönünde ,öncelikle teminatsız ,Mahkememizin aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Müvekkili şirket tarafından yapılan işlemler, tespitler, tahakkuk ve hesaplama yasal mevzuata ve usule uygun olduğunu belirtip, davanın reddine, kötü niyetle dava açan davacı hakkında %20 den az olmamak üzere tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince … tarihli ara kararı ile; “…Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,” denilerek talebin reddine karar verilmiştir.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı şirket tarafından müvekkiline haksızca tahakkuk ettirilen borç için dava açılmış olup, müvekkilinin bu süreçte tedbir kararı verilmediği için çok yüksek miktardaki borcu ödemek durumunda kalacağını, ödenmemesi halinde ise, davalı tarafça elektrik kesileceğin ve şirketin telafi mümkün olmayan zararlara uğramalarına neden olacağını, mahkemece menfi tespiti istenen borcun ödenmemesi halinde elektriğin kesileceği hususu varsayımmış gibi görülmesi ve buna ilişkin delil aranması hukuka ve tedbir amacına aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir verilebilmesi için aranan koşulların talepte bulunan müvekkili tarafından sağlandığını, Mahkemenin verdiği karara dayanak gösterdiği gerekçelerin hukuki bir isnadı bulunmadığını, ihtiyati tedbirin amacı göz ardı edilerek ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş olup, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, istinaf incelemesi ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini, vekalet ücreti ve masrafların karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
ESASTAN İNCELEME RAPORU:
Dava, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedeli nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat talebi ve kaçak tahakkuk ödemelerinin durdurulmasına ve elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir istemininkabulüne dair ara karar davalı tarafça istinaf edilmekle dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu;
6100 sayılı HMK’nun 341/1 maddesinde, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denmiştir.

HMK’nın 389 v.d. maddelerinde geçici hukuki korumalar arasında ihtiyati tedbir düzenlenmiş olup, HMK’nın 389. maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir.
İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir.
İlk derece mahkemesince; ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.

Dosya kapsamına göre taraflar arasında abonelik ilişkisinin mevcut olduğu, dava konusu tesisatın taş ocağının işletilmesi amacıyla kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle elektrik enerjisi verilmemesi halinde dava konusu taşınmazda yapılan ticari faaliyette telafisi imkansız zararlar meydana gelebilecektir. Bu durum “gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir” kriterine uygun olmakla, somut olayda HMK’nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarının mevcut olduğu anlaşılmıştır.

İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde “(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. (2) İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. (3) İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Borçlu tarafından İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi istenebilir.
Borçlunun, mahkemece tayin edilen teminattan ayrı olarak icra müdürlüğüne talep anına kadar fer’ileri ile birlikte hesaplanan dosya borcunu nakit olarak yatırması ya da tamamını karşılayan ve her an paraya çevrilebilir muteber, kesin banka teminat mektubunu vermesi halinde alacaklı tarafından takibe devam edilemez. (Yargıtay 12. HD 2019/4216 E. 2019/4752 K.)
Somut olaydaki durum gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir kriterine uygun olmakla ve davaya konu alacağın icraya konulmadığı ve İİK’nun 72/3. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılmış olmasına göre de davacının ihtiyati tedbir talebinin taktiren yüzde otuz (%30) teminat karşılığında aşağıda şekilde kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.12.2021 tarihli … Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
Dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin, borç miktarının % 30 oranı olan (226.154,10.TL) teminat karşılığında KABULÜ ile teminat yatırıldığı takdirde dava sonuçlanıncaya kadar 753.847,02.-TL’lik kaçak elektrik kullanım bedeli ödemesinin DURDURULMASINA ve ELEKTRİĞİN BU BORÇTAN DOLAYI KESİLMESİNİN TEDBİREN DURDURULMASINA, bu borç dışındaki alacak ve sonraki faturaların ödenmemesi halinde davalı şirketin elektriği kesme hakkının baki kalmasına,
B-Peşin alınan 59,30.-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
C-Davacının istinafta yaptığı istinaf yoluna başvurma harcı ve diğer masrafların asıl dava sonucunda haklılık durumuna göre İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
D-Kararın tebliği, teminat alınması, infaz yazışmaları, harç vb. işlemlerin HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f ve 394/5. maddeleri gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi 03/02/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı