Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/2084 E. 2022/1915 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2084 – 2022/1915
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2084
KARAR NO : 2022/1915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2022
NUMARASI : 2022/…

DAVACI : … DAY. TÜK. MAL. TARIM VE HAYVAN İTH.
VE İHR. PAZ. SAN. VE TİC. A.Ş. –

VEKİLİ : Av.

DAVALI : ADANA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … DAY. TÜK. MAL. TARIM VE HAYVAN İTH.
VE İHR. PAZ. SAN. VE TİC. A.Ş. –

VEKİLİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Ara Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2022/… Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalı kurum tarafından müvekkili şirket aleyhine olarak kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli adı altında belirlenen bedel üzerinden fatura tanzim edilerek, müvekkili şirketi ciddi miktarda borçlandırıldığını, müvekkili şirket tarafından davalı belediye ile herhangi bir husumet tehdidi ile karşılaşmamak adına ödemelerde bulunulduğunu, müvekkili şirket adına tanzim edilen fatura bedelleri fahiş olduğundan daha önceki ödenen fatura bedellerinin ticari faiziyle iadesine ve tanzim edilen bedeli

ödenen ve ödenmemiş faturalar nedeniyle müvekkili şirketin borçlu olmadığını, müvekkili şirketin faaliyet konusunun hayvancılık olduğunu, davalı kurumun alacak iddiasının dayanağı kullanılmış suyun uzaklaştırılması bedeli olduğun, müvekkil şirketin çiftliğinde beslediği hayvanlar için kuyu suyu kullandığını, bu su ile ilgili ticari faaliyette bulunmadığını, müvekkili şirkete davalı kurum tarafından … abone nolu ve … sayaç no … sözleşme numarası üzerinden fatura tanzim edildiğini, davalı kurumun müvekkili şirket adına 28/01/2022 fatura tarihli ve … nolu fatura ve 1.821.637,00-TL bedelli fatura tanzim edildiğini, müvekkili şirket tarafından bu alacak iddiasına ve hesaplamaya 31/01/2022 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini, davalı kurum tarafından 22/02/2022 tarihli ve E-39469965-220.99-71029 sayılı yazı ile itirazın incelendiğini ve yeniden hesaplama yapıldığının belirtildiğini, yazı içeriğinde müvekkil şirketin … nolu aboneliğine bağlı olarak 2022/ ocak döneminde çıkan 2021 yılı için 300.278,98-TL ve 2022 ocak ayı şehir tarifesine göre 41.648,77-TL olmak üzere toplam 341.940,88-TL borcu olduğunun beyan edildiğini, davalı kurumun müvekkili şirkete su temin etmediğini, kullanılmış su uzaklaştırma hizmeti vermediğini, müvekkil şirketin kendi imkanları ile kuyudan temin ederek hayvanlara içirdiğini, davalı kurumun hizmet vermediği halde müvekkili şirketten bugüne kadar KSU bedeli tahsil ettiğini, arabuluculuğa başvurduklarını ve anlaşamama tutanağının hazırlandığını belirterek davaya konu faturaların icra takibine konulmasının ve yeni fatura tanzim edilmemesi için ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkili şirktin davalı kuruma borçlu olmadığının tespitini, ilgili fatura bedellerinin istirdatı talebi ile beraber yeni kesilecek tüm faturalar yönünden icra takibine konu edilmemesi kapsamında öncelikle teminatsız ya da mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 24/05/2022 tarihli ara kararı :”Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İlk derece mahkemesinin red gerekçesi olayla ve ihtiyati tedbirin getiriliş amacıyla bağdaşmadığını, ihtiyati tedbir talebinde bulunulma amacı, davanın çözüme kavuşmasından önce müvekkili şirket nezdinde doğabilecek muhtemel ve telafisi güç zararların önlenmesi olduğunu, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir ihtiyati tedbir taleplerinin bulunmadığını, dava dilekçesi ve eklerinde sunulan delillerde de ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gereken ispat koşulu gerçekleştiğini, deliller göz ardı edilerek hukuka aykırı bir karar verildiğini, mahkemece tarafların çıkar dengesinin gözetilmesi gerektiğine ilişkin bir gerekçe sunulmuşsa da ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilerek dengenin davalı lehine bozulmasına yol açtığını belirtip, davalı tarafın haksız eylemleri müvekkili şirket nezdinde itibar kaybı yaratmakta ve ciddi ticari kayıplara sebep olduğunu, yargılama süresince de bu kayıpların ve müvekkili şirketin uğrayacağı zarar miktarının günden güne artmasının muhtemel olduğunu, bu açıdan müvekkil şirketin hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ve ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesinden yargılama boyunca hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davalı vekili dilekçesinde özetle;
Karşı tarafın yapmış olduğu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava,davalı Aski tarafından tahakkuk ettirilen katık su bedeli nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ile tahakkuk ettilen ödemelerinin durdurulmasına ve yeni fatura düzenlenmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine dair ara karar, davacı tarafça istinaf edilmekle dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu;
6100 sayılı HMK’nun 341/1 maddesinde, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” denmiştir.

HMK’nın 389 v.d. maddelerinde geçici hukuki korumalar arasında ihtiyati tedbir düzenlenmiş olup, HMK’nın 389. maddesinde “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya

gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir.
İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde “(1) Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. (2) İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. (3) İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Borçlu tarafından İİK’nun 72/2. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılması halinde, alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat karşılığında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı istenebilir.
Somut olaydaki davacı vekilinin katık atık ücreti ile ile ilgili fatura düzenlenmemesi talebinin davanın esasını çözer mahiyette olduğundan ilk derece mahkemesince reddinin yerinde olduğu ancak fatura edilen bedellerin icraya konulmaması yönündeki talebin gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir verilebilir kriterine uygun olmakla ve davaya konu alacağın icraya konulmadığı ve İİK’nun 72/2. maddesi koşullarında menfi tespit davası açılmış olmasına görede davacının ihtiyati tedbir talebinin taktiren yüzde onbeş (% 15) teminat karşılığında aşağıda şekilde kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2022 tarih ve 2022/… esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
-Dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca; davacının İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin, borç miktarının % 15 oranı olan (51.291,10 TL) teminat karşılığında KABULÜ ile teminat yatırıldığı takdirde dava sonuçlanıncaya kadar 2021 yılı için 300.278,98-TL ve 2022 ocak ayı şehir tarifesine göre 41.648,77-TL olmak üzere toplam 341.940,88-TL fatura bedelinin icraya konulmasının TEDBİREN DURDURULMASINA, bu borç dışındaki alacak ve sonraki faturaların ödenmemesi halinde davalının tahsil hakkının baki kalmasına, davacı vekilinin katık atık ücreti ile ile ilgili fatura düzenlenmemesi talebinin REDDİNE,
1-Davacı tarafın istinaf başvurusu kabul edilmekle 80,70 TL istinaf karar harcının davacı tarafa iadesine,
2-İstinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
3-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin HMK’nın 359/3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f ve 394/5. maddeleri gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı