Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1789 E. 2023/1909 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1789 – 2023/1909

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1789
KARAR NO : 2023/1909

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2020
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : … …-

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 21/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/12/2023

Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2020 tarih ve … Esas … sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalı tarafından … numaralı tesisatta mevzuata aykırı şekilde elektrik enerjisi kullandığı ve davacı şirket tarafından 25/04/2017 tarihinde ekli tutanakla beraber mevzuata uygun şekilde kaçak işlem uygulandığı ve kaçak tahakkuku sonucunda alacak tutarı takibe konulduğu, davalı tarafından 21/03/2018 tarihinde takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile 43.804,37.-TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Açılan davanın kısmen kabulü ile, Adana 14. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile, 21.847,57 TL asıl alacak, 2.742,60 TL faiz, 493,67 TL KDV olmak üzere toplam 25.083,84 TL alacak üzerinden takibin takipteki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında olmak üzere 5.016,76 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalının … numaralı tesisat kullanıcısı olduğunu, davalının tesisatta mevzuata aykırı şekilde elektrik enerjisi kullandığını, müvekkili şirket tarafından 25.04.20217 tarihli tutanakla bu durumun tespit edildiğini, bu tutanaklarda tespit edilen endeksin bahse konu yönetmeliğin amir hükümlerine uygun şekilde taahhuk ettirildiğini ve davalının bu bedeli ödememesi sonucu alacak tutarının takibe konulduğunu, dosya kapsamında da bu durumun açıkça ortaya konulduğunu, tek bir bilirkişi raporu alınarak bu rapor kapsamında dosyanhın karara çıkarıldığını, rapora karşı itirazlarının değerlendirmeye alınmadığını, ek rapor alınmasına dair taleplerinin gerekçesiz olarak red edildiğini, bu durumun adil yargılanma hakkına aykırı olduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, mevzuatlara ve hukuka aykırı değerlendirmeler içerdiğini, dava konusu kaçak elektrik enerjisi tüketimine ilişkin mevzuatın dava konusu … seri numaralı kaçak tutanağının düzenlendiği 25.04.2017 tarihi itibariyle Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 08.05.2014 tarih 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış birinci versiyonu olduğunu, bu yönetmeliğin bütünüyle incelendiğinde dağıtım şirketinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisinin açılması ve kullanılması durumunda kaçak tutanağının hangi şartlarda düzenleneceğini, düzenlenen kaçak tutanağına ilişkin işlemlerin neler olduğunu ve ne şekilde yapılacağının açıkça hüküm altına alındığını, bu hükümler içerisinde endeks okuması yapıldığı için veya başkaca herhangi bir nedenden ötürü kaçak tutanağının düzenlenme süresine ilişkin bir kısıt ve sınır bulunmadığını, ancak buna rağmen bilirkişinin mevzuatta bildirilmeyen bir husus olan; 31.12.2015 tarihinden sonra belirli periyotlarla endeks okuması yapıldığını ve ilgili abonenin elektrik enerjisi kullandığını bilindiği halde kaçak işleminin uygulamayarak endeksin okumaya devam edildiğini ileri sürerek, yine mevzuatta belirtilmeyen şekilde; 1 yıl süre ile kaçak tahakkuku, kalan kısım için normal faturalama yapılması gerektiği şeklinde hesap yapılması görüşünü bildirdiğini, bu değerlendirmelerin kabulünün mümkün olmadığını, mevzuatlarda kaçak kullanım durumunda ; kaçak endekslerinin nasıl tahakkuk ettirileceğinin açıklandığını; müvekkili şirket tarafından buna uygun olarak hesaplamaların yaptırıldığını, müvekkili şirketin dağıtım şirketi olduğunu, sorumluluk alanın kaçak tahakkuku olduğunu, bu sorumluluk alanı çerçevesinde görevini yerine getirdiğini, ancak bu durumların yerel mahkeme tarafından hiç değerlendirmeye alınmadığını, tüm bunların göz ardı edildiğini, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince, davacı … Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından açılan itirazın iptali davasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş bu karara karşı reddedilen kısım yönünden davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Adana 14. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra takip dosyasının incelendiğinde alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, asıl alacak ve fer’ileri ile birlikte 43.804,37.-TL alacak bakımından icra takibi başlatıldığı, bu takibe davalının(borçlunun) yasal süresi içerisinde itiraz etmesi neticesinde takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağının 25.04.2017 tarihli kayıp kaçak tutanağının oluşturduğu buna göre; … Tesisat numaralı aboneliğe ilişkin olarak “Yapılan kontrollerde şirketimiz tarafından kesilen elektriği yükümlülüklerini yerine getirmeden açarak kullanmış olduğu tespit edildi. Elektrik sayaç klemesinden kesildi. Pano kapağı mühürlendi. İşyeri kapalı muhatap yok bir nüshanın panoya bırakıldığından” bahisle davalı aleyhine tutanak tutulduğu, tutanakta davalının imzasının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu tutanak 25.04.2017 tarihli olup tutanak tarihinde 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” hükümleri yürürlüktedir. Davacının alacağı bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmelidir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’inin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi” başlıklı 26. Maddesinde;
“(1) Gerçek veya tüzel kişinin;
a) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
(2) Yapılan kontrollerde, kaçak elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanılması halinde bu Bölüm uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır.
(3) Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir.
(4) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, kaçak tespit süreci sonucunda kaçak elektrik enerjisi tüketimi tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin elektrik enerjisini keserek sayacı mühürler ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunur.
“Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması” başlıklı 28/1. maddesinde;
(1) 26. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, tüm tüketiciler için,
a) Öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre,
b) Tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerinin bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki tüketim miktarına göre hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.”
“Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre” başlıklı 29. maddesinde;
“(1) Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır.
a) 26. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır.
b) 26. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde,
1) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.
2) (1) numaralı alt bentte belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak (1) numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır.
3) Kaçak tüketimi ile kaçağa ilişkin normal tüketim hesabında esas alınacak sürelerin toplamı, 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz.
c) 26. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre, tüketicinin tespite konu elektrik enerjisinin kesildiği tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süredir.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Somut olayda; davalının kaçak enerji tüketimi yaptığı dosya kapsamından sabittir. Davalının kullanımı yönetmeliğin 26. Maddesinin c fıkrası kapsamında kalmakta olup, aynı yönetmeliğin 29. Maddesi uyarınca kaçak tüketimi ile kaçağa ilişkin normal tüketim hesabında esas alınacak sürelerin toplamı 12 ayı geçemeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 372 gün üzerinden hesaplama yapılarak davacının bakiye alacağı hesaplandığından ve aleyhe istinaf olmadığından davacının alacağının eksik hesaplandığına yönelik istinaf istemleri yerinde görülmemiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mahkemesince uzman bilirkişiden rapor alınarak davacının alacağını belirlendikten sonra bu bedele hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı yan olmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın istinaf edenin sıfatına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre, vermiş olduğu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.-TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 428,37.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 158,52.-TL harcın istinaf eden davacıya iadesine,
3-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4-Karar tebliği, harç, gider avansı iadesi ve diğer usulî işlemlerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 302/5 ve 359/4 maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
21/12/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip-
e-imza e-imza e-imza e-imza