Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1631 E. 2023/1741 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1631 – 2023/1741

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1631
KARAR NO : 2023/1741

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2020/… Esas 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLLERİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih ve 2020/… Esas 2021/… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
… Üretim Pazarlama Ltd Şti aleyhine düzenlenen 24.02.2017 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı nedeniyle tahakkuk eden borcun ödenmemesi üzerine İskenderun İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, akabinde davalı/borçlu icra takibine itiraz ettiği, müvekkili kurumun yetkililerince yapılan kontroller sırasında davalı borçlunun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 26/1-cmaddesinde düzenlenen hükmünün yasakladığı şekilde enerji kullanması nedeniyle hakkında kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı tutulduğunu beyan ederek borçlu tarafından yapılan itirazın iptali için bu davayı açma mecburiyeti hasıl olduğu, yapılan itirazın iptal edilmesi, davanın kabulüne, takibin devamına karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bahse konu sayacın müvekkil şirkete ait bir sayaç olmadığını, müvekkil şirketin bahse konu tutanak tarihinde aboneliği bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, tutanağın tek taraflı bir tutulduğunu, şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığını, tutanağın tutulduğu sırada şirket çalışanlarının bulunmadığı, davalı hakkında haksız yere icra takibi yapıldığını, davacı şirket çalışanlarının tutanakta sadece mührün kırıldığını tespit ettiklerini, sayaçtan geçmeyen bir enerji tüketimi tespit edilmediğini, bundan dolayı kaçak kullanım bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davanın Pasif Husumet Yokluğundan reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Kaçak elektrik tüketim faturalarının ödenmemesi nedeniyle davalı borçlu şirket hakkında başlatılan İskenderun İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyasına itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğunu, davalı şirketin eyleminin kaçak elektrik kullanımı niteliğinde olduğunu, kaçak tüketim hususunda dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile doğrulandığını, ancak dava konusu olmayan tutanakların değerlendirilmesi nedeniyle aynı bilirkişi tarafından yeniden ek rapor tanzim edildiğini, yerel mahkemece, raporlar arasında çelişki oluşmuş bu çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğunu, haksız fiili barındıran kaçak tespit tutanaklarında kritik olan hususun, tutanak tarihinde eylemi gerçekleştiren yani fiili kullanıcının kim olduğunun tespiti olduğu, ayrıca tutanak tarihinde tesisatta firmanın fiili kullanıcı olarak gösteren en önemli kanıtının ticari sicil kaydı olduğu, bu nedenlerle hükme esas alınan rapora dayanılarak ve yalnızca sözleşme sahibinden yola çıkılarak muhataba hatalı denemeyeceği, bilirkişi raporunda kesinlikle takdiri değerlendirmelerde bulunulamayacağını, somut olayı tüm açıklığı ile aktardıktan sonra yorumunu ve takdiri hakimine bırakılması gerektiği, ayrıca dosya içeriğinde toplanan deliller incelenmeden, düzenlenen yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik araştırma ve soruşturma ile hüküm verilemeyeceğinin de açık olduğu, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrikten kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince, davacı … Dağıtım A.Ş. tarafından açılan itirazın iptali davasında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İskenderun İcra Dairesi’nin 2020/… E. Sayılı icra takip dosyasının incelendiğinde alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, asıl alacak ve fer’ileri olmak üzere toplam 27.742,60.-TL alacak bakımından icra takibi başlatıldığı, bu takibe davalının(borçlunun) yasal süresi içerisinde itiraz etmesi neticesinde takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağının 24.02.2017 tarihli kayıp kaçak tutanağı oluşturduğu buna göre … Tesisat numaralı sayaçtan daha önce 05.12.2016 tarihli kesilen enerjiyi mühür fekki yapılarak enerji tüketildiği tespit edildiğinden bahisle tutanak tutulduğu görülmektedir. Söz konusu tutanağın altında davalının imzası bulunmamaktadır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çıkartılarak 08/05/2014 tarihli ve 28994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 26 ncı maddesinde;
“(1)Gerçek veya tüzel kişinin;
a) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,.” hâlleri kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28/06/2018 tarihli 2018/4147 E. 2018/7329 K. sayılı ilamında ve benzer içtihatlarında açıklandığı üzere, kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak elektrik bedelinden ise ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.
Davaya konu tutanakların, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir.
İtirazın iptali davalarındaki genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, davalının kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/4894 E. Ve 2021/10580 K. Sayılı kararı) Buna göre davalının kaçak tespit tarihlerinde kaçak elektrik kullandığı ispat olunmalıdır.
Davalının 28.01.2015 tarihinde mantar ve yer mantarı imalatı faaliyetinden vergi mükellefi olduğu, 31.01.2018 tarihinde mükellefiyetinin son bulduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu yere ilişkin 02.12.2016 tarihinde mühürleme tutanağı tutulmuştur. Söz konusu tutanakta abone “…” isimli şahıs görülmektedir. Dava konusu sayacın bulunduğu yere ilişkin tutanak tarihine yakın 05.12.2016 ve 14.07.2017 tarihli kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan kolluk araştırmasında dava konusu aboneliğin bulunduğu sayaçta tutanak tarihi olan 24.02.2017 tarihinde davalı şirketin faaliyette bulunduğu ve 2019 yılında faaliyetini sona erdirdiği belirtilmektedir. Ticaret Sicil Kayıtlarına göre dava konusu şirket 28.01.2015 tarihinde faaliyete geçmiştir. Davalı tarafın 26.08.2017 tarihinde söz konusu sayaçta aboneliğinin başladığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tutanak tarihi itibariyle dava konusu sayaçta dava dışı …’nun aboneliği bulunmakta ise de; yukarıda belirtilen deliller bir arada değerlendirildiğinde davalının “Fiili Kullanıcı” olup olmadığı hususu açığa kavuşturulmamıştır. Buna göre davacı şirketten ve dava dışı … Satış A.Ş’den davalıya ait abonelik sözleşmesinin, abonelik feshedildi ise buna ilişkin kayıtların, belirtilen tarihte söz konusu adreste başkaca abonelik bulunup/bulunmadığına dair kayıtların, söz konusu iş yerinde davalının faaliyetinin hangi tarihte başladığına ilişkin vergi, belediye ve SGK kayıtların ve varsa denetimlere ilişkin evrakların getirtilmesi, tutanakta belirtilen adreste fiili kullanıcının kim olduğunun daha ayrıntılı bir şekilde gerekirse sağ olmaları halinde önceki ve sonraki aboneler olan … ve …’ndan da sordurularak kolluk marifetiyle araştırılması, sözkonusu mahalle ilgili olarak aynı dönemdeki su, doğalgaz, telefon vs. aboneliklerinin olup olmadığının ilgili kurumlardan araştırılması, aynı sayaca ilişkin dosya içeriğinde bulunan tutanaklar da (05.12.2016 ve 14.07.2017 tarihli tutanaklar) göz önüne alındığında başkaca açılmış dava veya icra takibi varsa bunlara ilişkin ilgili dava ve icra takip dosyalarının ilgili kurumdan sorularak mahkemesinden ya da icra dairesinden getirtilmesi ve davalının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Tüm bu belgeler geldikten sonra davalının tutanak tarihi itibariyle fiili kullanıcı olduğunun anlaşılması durumunda ise yeni bir bilirkişiden 08/05/2014 tarihli ve 28994 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca değerlendirme yapılarak, niteliklerine uygun biçimde deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, konuya ilişkin yerleşik Yargıtay uygulamaları ile teknik hususlara yönelik yapılması gereken değerlendirmeler yönünden eksik inceleme sonucu mevcut şekilde hüküm kurulmuş olmasının yerleşik Yargıtay uygulamalarına, usule, yasaya ve 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a maddesine aykırı olduğu görülmüştür.
İlk derece mahkemesince deliller toplanmadan ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede bahsedilen eksiklikler giderilerek, deliller toplanarak davanın yeniden görülüp, yeni bir karar verilmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında peşin alınan 59,30.-TL istinaf karar harcının, talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve diğer istinaf giderlerinin yargılama masrafı olarak İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, harç ve diğer usulî işlemlerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 302/5 ve 359/4 maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
09/11/2023

Başkan- Üye- Üye- Katip-
e-imza e-imza e-imza e-imza