Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1578 E. 2023/1100 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1578 – 2023/1100

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1578
KARAR NO : 2023/1100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2021
NUMARASI : 2020/… Esas 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 31/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2021 tarih ve 2020/… Esas 2021/… sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacının istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 02/09/2021 tarih 2021/… Esas 2021/… Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilmekle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalı borçlu tarafından taraflarınca başlatılan icra takibine 23/03/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz edilmek suretiyle haksız olarak takibin durmasına sebebiyet verildiğini, davalının bu itirazlarının tamamının mesnetsiz olduğunu, taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, maddi vakıalara ilişkin olarak davalı tarafından “…” adresinde … nolu tesisatta sayaca müdahale ederek sayıcın elektriği kaydetmesini önlemek ve elektriğin saatten geçmesini engellemek suretiyle … enerjisi kullanıldığının tespit edildiğini ve bu yöndeki tespit üzerine de müvekkili kurum tarafından 10/01/2018 tarihinde kaçak … tüketimine ilişkin tutanak tutulduğunu ve sayacın mühürlenmek suretiyle … enerjisinin kesildiğini, davalının toplamda 33.763,40.-TL tutarındaki borcu nedeniyle Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden takibin başlatıldığını, davalı 23/03/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz edildiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu yöndeki itiraz içeriği usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin tüketici işlemine dayanmadığını, davaya konu takip dosyası dikkatle incelendiğinde takibe konu alacağın “enerji tüketimi+kaçak bedelinden” kaynaklandığının açıkça anlaşıldığını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun dördüncü kısmı başlığı altında (taksitle satış sözleşmeleri, Tüketici kredisi sözleşmeleri, Konut Finansmanı sözleşmeleri, ön ödemeleri konut satış sözleşmeleri, diğer tüketici sözleşmeleri,) olmak üzere tüketici sözleşmeleri tahdidi olarak sayıldığını, esasa ve hukuki izahate ilişkin olarak; davalının sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde; işyeri işletmesinin ve aboneliğinin …’a ait olduğunu, aralarında imzaladıkları adi sözleşme gereği de …’ın sorumlu tutulması gerektiği beyan edildiğini ancak bu sözleşmenin hukuken hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, bu nedenle davalının bu yöndeki beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, sadece abonenin sözleşmeden doğan sorumluluğu söz konusu olmadığını, abonesiz kaçak kullanan ve sisteme müdahale de bulunan şahsın da haksız fiil hükümleri uyarınca … dağıtım şirketlerine karşı sorumluluğu bulunduğunu, ayrıca … piyasası kanunu ve … piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliği hükümleri uyarınca davalı tarafından yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğu da izahtan vareste olduğunu, belirtmiş oldukları üzere davalı “…” adresinde … nolu tesisatta kullanılan sayacın elektriği kaydetmesini önleyecek şekilde kaçak … enerjisi kullanıldığının tespit edildiğini, yasal düzenlemeler ve Yüksek Mahkeme kararları dikkate alındığında davalı tarafından yapılan itirazın hukuki hiçbir dayanağının bulunmadığını, yapılan itirazların tamamıyla müvekkilinin alacağına kavuşmasını engelleme amacı taşıdığı dikkate alındığında davalının itirazının iptali gerektiğini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, usule uygun olarak başlatılan ve her haliyle geçerli bir ilamsız icra takibi yönünden borçlunun itiraz etmesini haklı kılacak hiç bir neden yokken ve davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesi içeriğinde itirazları destekleyecek hukuki hiçbir gerekçe ileri sürülemezken borca ve ferilerine itiraz edilmesi yalnızca borçlunun zaman kazanma amacı taşıdığını gösterdiğini, açıklanan bu nedenlerle kaçak … enerjisi tüketimi bedelinin tahsili amacıyla başlatmış oldukları icra takibine haksız olarak yapılan itirazın iptali ile Mersin 6. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… esas sayılı dosyası üzerinden takibin devamına, davalının takip konusu alacağı % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Haksız ve kötü niyetli buldukları cezayı kabul etmediklerini, borcun sebebi olan cezaya ilişkin başlatılan icra takibine de itirazda bulunduklarını, Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği sayaca davalının herhangi bir müdahalesinin bulunmadığını ve iddia edilen müdahale iddalarını kabul etmediğini, işyeri aboneliğinin …’a ait olduğunu, davalı tarafın davacı şirkete karşı bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
İlk derece mahkemesince; “Davanın REDDİNE, yasal şartları oluşmadığından ve davacının kötü niyet ile takip başlattığına ilişkin dosyada delil bulunmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Kaçak … tüketimi davaya konu adreste bulunan … Otelin maliki olan ve aynı zamanda bu otelin fiilen işletmesini yapan davalı … tarafından yapıldığı, davalının kaçak … tüketimi yapmış olduğunun en somut ispatı davalı adına davacı kurum görevlileri tarafından farklı tarihlerde düzenlenmiş olan kaçak … tüketimi tespit tutanakları olduğu, kaçak tutanaklarda bir önceki kaçak döneminde yapılan tespit tarihine kadar geçmişe gidilerek hesaplama yapılacağı, davalının kaçak kullanım dönemi dava dışı … adına düzenlenen tutanak tarihine kadar hesaplandığı, bu dönemden sonra kullanıcının davalı olması nedeni ile tutanak adına düzenlendiği, fiili kullanıcı olduğu tespit edilen davalının bu kullanımdan sorumlu tutulmaması sonucunda müvekkilinin zararının meydana geldiği ve bu zararın giderilemeyeceği sonucuna varılacağını, davacı kurum görevlileri tarafından tutulmuş olan tutanakların somut delil niteliği haiz olup, tutanakların aksi davalı tarafından ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sürecinde hiçbir somut delille ispat edilemediği, davalı tarafça sunulmuş olan ve sadece inkara dayalı dilekçelerin içeriğinde de bu durumun açıkça anlaşıldığı, yüksek mahkeme kararlarıyla da sabit olduğu üzere, kaçak … tüketimine ilişkin açılmış olan alacak davalarında, yetkili kurum görevlilerince tutulmuş olan kaçak tutanaklarının kesin delil niteliğinde sayılacağı ve bunların aksinin ancak somut delillerle ispat edilebileceği hüküm altına alındığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sürecinde, kaçak … tüketiminin davalı tarafından yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye gönderildiği, dosyaya kapsamına farklı tarihlerde ve birbiriyle tamamen zıt görüşler içeren raporlar sunulduğu, 16/06/2019 tarihli bilirkişi raporu tamamen davalı tanıklarının beyanlarına yönelik hazırlanmış olmasının yanı sıra, davalı tanık beyanlarının birbiriyle tamamen çelişkili olmasının hatalı rapor tanzim edilmiş olduğunun açık bir göstergesi olduğu, davalı tarafın üç farklı tanık ifadeleride dikkatle incelendiğinde birbiriyle çelişkili olduklarının açıkça anlaşıldığı, dolayısıyla eksik ve tek taraflı değerlendirme neticesinde düzenlenen ve yalnızca hesaplama yapılması gerekirken husumet itirazının da değerlendirildiği raporun hükme esas alınması neticesinde tesis edilen kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, kaçak … tüketim tutanlarının somut delil niteliği haiz belgelerden olması ve yargılama sürecinde davalı tarafından bu tutanaklarının aksinin hiçbir somut delille ispat edilememesinin yanı sıra davalı tarafça söz konusu adresin kendisi tarafından kullanıldığı anlamına gelen ve kaçak … tüketiminin kendisi tarafından yapılmış olduğuna ikrar niteliğinde sayılan davalı … adına düzenlenen 12/04/2017 tarihli ve … seri numaralı tutanağa ilişkin kaçak kullanım davalı tarafından kabul edilerek kaçak tüketime ilişkin borç ödediği, bu durum dahi davalının davaya konu adreste bulunan otelin fiilen işletmesini kendisinin yaptığını dolayısıyla kaçak … tüketimini yapmış olduğunun açık bir göstergesi olduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrikten kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince, davacı … … Dağıtım A.Ş. tarafından açılan itirazın iptali davasında davanın reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Mersin 6. İcra Dairesi’nin 2018/… E. Sayılı icra takip dosyasının incelendiğinde alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, 33.763,40.-TL asıl alacak ve fer’ileri olmak üzere toplam 34.544,28.-TL alacak bakımından icra takibi başlatıldığı, bu takibe davalının(borçlunun) yasal süresi içerisinde itiraz etmesi neticesinde takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağının 10.01.2018 tarihli kayıp kaçak tutanağı oluşturduğu buna göre … Tesisat numaralı aboneliğe ilişkin olarak “Düz bağlı akım trafoları ve sayaç devreden çıkartılarak box panodan kablo ile hat çekerek sayacın elektriği kaydetmesi önlenmiştir. Kullanılan … sayaçtan geçmiyor.” bahisle davalı aleyhine tutanak tutulduğu görülmektedir. Söz konusu tutanakta “Panoya Bırakıldı” şerhi bulunmakta olup davalının imzası bulunmamaktadır.
Söz konusu yere ilişkin 12.04.2017 tarihli davalı aleyhine tutulmuş perakende satış sözleşmesiz enerji kullanımına dayalı kayıp kaçak tutanağı oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu yere ilişkin olarak dava dışı … adına 16.06.2016, 12.05.2016, 04.07.2017, 08.03.2017, 26.07.2017, 10.10.2017, 25.05.2016, 11.07.2016 tarihli kaçak … tüketimi tespit tutanağı düzenlendiği ve bu tutanakların bir kısmında …’ın imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28/06/2018 tarihli 2018/4147 E. 2018/7329 K. sayılı ilamında ve benzer içtihatlarında açıklandığı üzere, kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan … tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak … bedelinden ise ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.
Davaya konu tutanakların, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak … tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir.
Diğer taraftan, yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri özellikle “Kaçak … enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile itirazın iptali davalarındaki genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, davalının kaçak … kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/4894 E. Ve 2021/10580 K. Sayılı kararı) Buna göre davalının kaçak tespit tarihlerinde aboneliğinin bulunmadığı belirtilmiş olmasına göre fiili kullanıcı olduğu ispat olunmalıdır.
Öncelikle somut olayda; Dava konusu tutanak 10.01.2018 tarihli olup tutanak tarihinde 08/05/2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “… Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” hükümleri yürürlüktedir. Davacının bir alacağı varsa bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmelidir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda tutanak tarihinde yürürlükte olmayan 30/05/2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Enerji Piyasası Tüketici Hizmetleri yönetmeliği hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı anlaşılmış olmakla, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Ayrıca kaçak … kullanılan sayaçta tutanak tarihi itibariyle mevcut abonelik sözleşmeleri celp edilmemiştir. Buna göre söz konusu sayaçtaki tutanak tarihinden geriye doğru bütün aboneleri gösterir abonelik kayıtlarının ve sözleşmelerinin öncelikle ilgili yerden celp edilmesi gerekmektedir. Davalı söz konusu yerin … tarafından işletildiğini savunmaktadır. Söz konusu iş yerinin kim tarafından işletildiğine ilişkin vergi, belediye ve SGK kayıtların ve varsa denetimlere ilişkin evrakların getirtilmesi, … ve davalının sigortalılık kayıtlarının çıkarılması, davalının tutanakta belirtilen adreste fiili kullanıcı olup olmadığının ve … ile akrabalığının ya da ortaklığa ilişkin organik bağının olup olmadığının kolluk marifetiyle araştırılması, sözkonusu mahalle ilgili olarak aynı dönemdeki su, doğalgaz, telefon vs. aboneliklerinin olup olmadığının ilgili kurumlardan araştırılması, aynı sayaca ilişkin dosya kapsamında bulunan tutulmuş tüm kayıp kaçak tutanakları ile ilgili olarak başkaca açılmış dava veya icra takibi varsa bunlara ilişkin ilgili dava ve icra takip dosyalarının ilgili kurumdan sorularak mahkemesinden ya da icra dairesinden getirtilmesi ve davacının kaçak … kullanıp kullanmadığı hususunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Davalının fiili kullanıcı olduğunun tespit edilmesi durumunda ise; … Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26 vd. Maddelerine göre olduğu nazara alınarak taraf itirazlarını karşılar oluşturulacak yeni bir üç kişilik … mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden davalının icra takip tarihi itibariyle sorumlu olacağı meblağ belirlenmek suretiyle rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
İlk derece mahkemesince deliller toplanmadan ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın esası incelenmeden KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede bahsedilen eksiklikler giderilerek, deliller toplanarak davanın yeniden görülüp, yeni bir karar verilmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında peşin alınan 59,30.-TL istinaf karar harcının, talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve diğer istinaf giderlerinin yargılama masrafı olarak İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın tebliği, harç vb. hususların 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.
31/05/2023

Başkan Üye Üye Katip

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı