Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1569 E. 2023/1614 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1569 – 2023/1614

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1569
KARAR NO : 2023/1614
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2016/… Esas 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALILAR : 1-
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2016/… Esas 2021/… sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalının abonesiz ve sayaçsız su kullandığı tespit edilerek 25.02.2015 tarihli … seri numaralı kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden tahakkuk ettirelen atık su bedelinin tahsili için Adana İcra 8.Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı icra dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, borçlunun itiraz gerekçelerinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, davalı … yönünden ise pasif husumetinin bulunmadığı, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin izinle açtığı kuyudan çıkardığı suyu kullandığını, bu suyun tamamen arıtılarak ASKİ’den hiçbir hizmet alınmaksızın ortama verildiğini, bu nedenle kullanılmış suyun uzaklaştırılması bedeli istenemeyeceğini, davacının aynı nedenlerle sürekli tutanak düzenlediğini, Adana 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/… esas ve 2015/… esas sayılı dosyalarında açtıkları menfi tespit davaları nedeniyle derdestlik itirazında bulunulduğu, aksi taktirde bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine, %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı … Yem ve Yağ Biodizel Tarım ve San. Tic. A.Ş. yönünden davanın reddine, davalılar vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Yerel mahkemede görülen itirazın iptali davasında, iptali istenen itirazın dosya borçluları olan davalılarca yapılmıştır. İlamsız takibe konu alacak miktarı: 163.435,19 TL asıl alacak olduğu, 25/02/2015 tarihli … seri nolu usulsüz su kullanım tespit tutanağı ile tespit edilen “abonesiz sayaçlı kaçak su kullanımı” sebebiyle tahakkuk ettirildiğini, dava dilekçesi ile talep edilen meblağ takip tarihinde işlemiş olan yasal faiziyle birlikte toplam 163.757,58 TL olup bu kalemlerden ibaret olduğu, davalı şirketin davalı su işlerinden aldığı izin çerçevesinde artezyen su kuyuları ile su ihtiyacını karşıladığını, işletmelerinde tam arıtma ile sonuçlanan arıtma tesislerinin kurulu olduğunu, bu arıtma tesisinde arıtılan suların foseptik çukurunda biriktirilerek vidanjör vasıtasıyla desarj edildiğini ileri sürmekte; ASKİ ile arasında hiçbir abonelik ilişkisi bulunmadığı ve ASKİ’den hizmet alınmadığı, dolayısıyla tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu olmadığının iddia edildiğini, mahkemece yapılan değerlendirmede, belediyelerin gelir kaynaklarının büyük bölümünün kamu hukukuna dayandığı ve üstlenilen kamu hizmetlerinin gerektirdiği harcamaların karşılığını oluşturduğunı, belediyelerin alacakları vergi, resim, harç ve benzerlerinin Anayasa’nın 73. maddesinde öngörülen esaslar dairesinde kanunla konulması gerektiğini, kanalizasyon hizmetinden ve idarenin herhangi bir tesisinden yararlanmayanlardan atık su bedeli alınamayacağını, müvekkili kurumca tahakkuk ettirilen bedelin dayanağı ASKİ Tarifeler Yönetmeliği olduğunu, Yönetmelik madde 16 uyarınca, kendi imkanları ile kuyu vb. yerlerden elde ettikleri suyu kullananların da türlerine göre Kuyu Suyu Uzaklaştırma Bedeli ödemek zorunda olduklarını, ; madde 18 uyarınca da, kanalizasyon şebekesi olup olmadığına bakılmaksızın ASKİ görev ve hizmet alanı içerisindeki yerlerde de uygulamada geçerli KSUB tarifesine ve su tüketimine göre Kullanılmış Su Uzaklaştırma Bedeli tahakkuk ettirileceğini, fakat verilecek olan vidanjör hizmetinden ücret talep edilmeyeceğini, davaya konu yerde kanalizasyon hizmetinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın davalı şirketin atık su bedelinden sorumluluğu söz konusu olup bu durum idarenin düzenleyici işlemi niteliğinde olan yönetmelik hükmünden kaynaklandığını, tahakkuk ettirilen bedelin hukuki dayanaktan yoksun olduğu iddia ediliyorsa bunun için gidilmesi gereken yer ve söz konusu yönetmeliği denetlemekle görevli merci idare mahkemelerinin olduğunu, yerel mahkemece yapılan değerlendirmenin niteliği itibariyle idare mahkemesinin görevi kapsamında kalan bir husus olup, düzenleyici işlemlerin denetimine temas ettiğinden hukuka uygun olmadığını, bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
İstinaf dilekçesine cevap veren davalılar vekili dilekçesinde özetle;
Dava konusunun itirazın iptali davası olduğunu, davacı tarafından Adana 8. İcra Müdürlüğü 2016/… sayılı takibi ile müvekkillere ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde takip dayanağı olarak Abonesiz su kullanımının yazıldığını, yani müvekkillerin kaçak olarak şebeke suyunu kullandıkları iddia edilerek takip yapıldığını, davanın reddi kararı hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin şebeke suyu olmayan yerde DSİ den aldığı ruhsatlı kuyudan işletmesinin su ihtiyacını karşıladığını, işletmesinin yanında bulunan DSİ kanalına atık suyunu boşaltıldığını, atık suyun çevreye zarar vermemesi için çok büyük maliyetlerle(1 Milyon Dolar) Arıtma tesisi kurulduğunu, arıtma tesisini sürekli olarak teknolojiye uygun olarak yenileyerek daha çevreci bir yapıda olmaya çalıştığını, davacı kurumun kanalizasyon hizmeti vermiş olması halinde müvekkil şirketin bu kadar maliyete girmeyeceğini, atık suyun arıtmasını davacı kuruma bırakmış olacağını, müvekkilden dava konusu bedelin istenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu sebeple yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak su kullanıldığı iddiasına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince, davacı tarafından açılan itirazın iptali davasında davanın … yönünden pasif husumetten reddine, diğer davalı bakımından ise reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK’nın 28’inci maddesinin birinci fıkrası gereğince ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalara ise ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalılardan …’ın 29.12.2020 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; yargılama sırasında ölen davalının yasal mirasçılarının tespit edilerek usulüne uygun şekilde davaya katılımlarının sağlanması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilip esasa ilişkin hüküm tesis edilmesi gerekirken, ölü olan davalı karar başlığında gösterilerek hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiş olması nedeniyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun Kamu Düzeni Bakımından kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-a(6) maddesi uyarınca sair istinaf sebepleri esası incelenmeksizin kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurularının KABULÜ ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın esası incelenmeden KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede bahsedilen eksiklikler giderilerek, deliller toplanarak davanın yeniden görülüp, yeni bir karar verilmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında istinaf eden taraflardan peşin alınan 59,30.-TL istinaf karar harcının, talep halinde istinaf edene İADESİNE,
4-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve diğer istinaf giderlerinin yargılama masrafı olarak İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın tebliği, harç vb. hususların 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.10/10/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı