Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1197 E. 2022/1837 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1197
KARAR NO : 2022/1837

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…

DAVALI : …
VEKİLİ : Av…

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalının müvekkilinin iş yerine 21/06/2020 günü fatura kesimi için geldiğini ancak belirtilen gün ve saatte müvekkilinin iş yerinde hiç kimse bulunmadığını, fatura kesimi içini gelen görevli de L2 akım trafosunun S 1 canlı ucu sayaç klemensinden çıktığından dolayı sayacın kaydetmediğini bundan dolayı şirket kaybının oluştuğunu belirterek tutanak tutulduğunu tutulan tutanağın iş yerinde hiçbir görevli yokken sadece davalı tarafın ifadeleriyle tutulduğunu, her ay düzenli olarak fatura kesimi için gelen şirketin her nedense 24 aralık 2019 – 20 haziran 2020 tarihleri arasında veya daha öncesinde herhangi bir sayaç arızası tespit edememişken müvekkili iş yerinde hiçbir yetkili veya çalışan yokken bahsi geçen arızayı tespit ettiklerini aradan geçen fatura dönemlerinin hiç birinde bu arızanın tespit edilmediği iş yerinde hiçbir yetkili yokken sayaç arızasının tespit edilmesi dağıtım görevlisi tarafından tutulan tutanağın hatalı olduğu yönünde şüphelerini oldukça arttırdığını bu nedenle dağıtım görevlisi tarafından tutulan tutanağı kesinlikle kabul etmediklerini, öncelikle sayaç muayene raporlunda yer alan yüzdesel değer üzerinden hesaplama yapılması gerekirken müvekkilinin sayacı hakkında herhangi bir muayene raporu alınmadığını rapor yoksa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketim değerleri dikkate alınması gerektiğini, davalı şirketin müvekkilinin sayaç arızasından kaynaklanan kaybının … belge numaralı evrakının 3. Paragrafında hesaplamanın nasıl yapıldığını açıklandığını, müvekkilinin pandemi sebebiyle sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemlerde çalışma göstermediğini müvekkilinin bu sürelerde oldukça az elektrik tüketimi gerçekleştirdiğini davalı şirketin bu tüketim verilerini dikkate almadığını elektrik miktarının oldukça yüklü miktarda hesaplandığını, fazlaya ilişkin talep dava ve sair hukuksal haklarını salı tutanak şimdilik 1.000,00-TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davaya karşı husumet itirazlarının olduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmediğini, dağıtım şirketi görevlilerince “21.06.2020” tarihinde “…” no.lu tesisat ölçü devresinde yapılan kontrolde ölçü devresine ait L2 akım trafosunun S1 canlı ucunun sayaç klemensinden çıktığını, L2 fazına ait tüketimlerin sayaç tarafından kaydedilmediğini bundan dolayı şirket kaybı oluştuğunu bildirilerek “…” no.lu görgü tespit tutanağı tanzim edildiğini Dağıtım şirketi görevlilerince bildirilen “…” seri no.lu sayaçtan alınan hafıza bilgilerinden (akım ve gerilim değerlerini gösterir yük profili) “L2” fazında “26.08.2019” tarihi itibariyle tüketim kaydedilmediği “21.06.2020” tarihinde tespit edildiğini, dağıtım şirketi personeli tarafından Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca, “24.12.2019 – 20.06.2020” tarihleri arasındaki sürede “L2″ fazında tüketim kaydedilmeyen/”L1” ve “L3” fazlarında kaydedilen “219.580,56 kWh” tüketim üzerinden 1/2 oranında hesaplama yapılarak noksan “109.790,28 kWh” tüketim ilgili tarihler arasında ve ilgili tarihlerde uygulanan birim fiyatlardan “69.592,30 TL” tutarlı “…” no.lu e-fatura, “…” no.lu sözleşme hesabı üzerinde oluşturulduğunu, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, öncelikle görev, zamanaşımı, dava şartı arabulucuk ve derdestlik yönünden davanın reddini bu itirazlarının kabul edilmediği takdirde esasa ilişkin itirazları doğrultusunda haksız olan davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Pasif Husumet Yokluğu Nedeniyle Dava Şartı Yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
01.01.2013 tarihli sözleşmesi ile davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve alacakların aidiyetine ilişkin hükümler TBK 203.maddesine göre davacı bakımından hüküm doğurmayacağı, davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan davalı şirketin bölünme sözleşmesi imzaladıktan sonra davacı abonenin, abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tedarikçi sıfatı ile de sorumluluğu devam ettiğinden dava tarihi itibariyle davada taraf sıfatı bulunduğu, davalının davacı ile yaptığı abone sözleşmesinin tarafı olarak akdi sorumluluğu, bölünme sözleşmesi ile ortadan kalkmayacağı, davalının tedarikçi (dağıtıcı) sıfatından kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin muhatabı tüm süreçlerde davalı … … Elektrik Perakende Satış A.Ş. olduğu, müvekkiline hukuka aykırı faturalandırmayı yapan şirketin davalı, konu hakkında yazışmaları yapan şirketin davalı, müvekkilinin ödemeleri yaptığı şirketin davalı, müvekkilinin sözleşmesinin bulunduğu şirketin davalı, müvekkiline arabuluculuk sürecine katılan şirketin davalı, tüm bu süreçlerde muhatabın kendisi değil de dava dışı dağıtım şirketi olduğunu söylemeyerek kötüniyetli hareket eden şirketin de davalı olduğunu, müvekkilinin muhatabı ve tarafının davalı şirket olduğu, tüm bu sebeplere rağmen mahkemenin davanın müvekkiliyle hiç bir bağlantısı olmayan dava dışı dağıtım şirketine açılmasının uygun olduğunu belirttiği, davanın pasif taraf ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile reddedilmemesi gerektiği, hatta dava dışı olan dağıtım şirketinin dahi perakende şirketi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu, kabul etmemekle birlikte tarafta hataya düşülmesi durumunda mahkeme tarafından HMK 124. Madde gereğince taraflarına süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davalı vekili dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesinin husumet yokluğu nedeni ile vermiş olduğu red kararı yasal düzenlemeye uygun bir karar olmadığı, kaçak tahakkuk bedelinin tespitine ve iadesine ilişkin davalarda husumet dağıtım şirketine yöneltilmesi gerektiği, EPDK’nın (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) 12.09.2012 tarih 4019 sayılı kurul kararı ile onaylanan “Dağıtım ve Perakende Satış Faaliyetlerinin Hukuki Ayrıştırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar” 27.09.2012 tarih 28424 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, söz konusu hüküm gereğince, bölgede elektrik dağıtım faaliyeti görevini üstlenen … Elektrik Dağıtım A.Ş dağıtım tesisinin kurulmasının ve işletilmesinden kaynaklı bedel talebinin muhatabı olduğundan davanın … Elektrik Dağıtım A.Ş.’ye karşı açılması gerektiği, davaya konu olan alacak ilişkisi davacı ile dağıtım şirketi … Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında olup perakende satış şirketi olan müvekkili şirket … … Elektrik Perakende Satış A.Ş’ den ilgilendiren bir husus olmadığından müvekkil şirkete dava konusu olay ile ilgili herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği ve husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun zamanaşımı yönünden, bu talepleri kabul edilmediği takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
HMK’nın 124 maddesinde “ Bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür, ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” (HMK m. 30) ile bağdaşmaz.
Temsilcide yanılma halinde, gerçek temsilci belirlenip, dava dilekçesi tebliğ edilerek, yargılamaya devam edilmesi zorunludur. Buna göre verilecek ara kararla, davanın doğru hasma yöneltilmesi için davacıya imkan sağlanması gerekir.
Somut olayda, davalı … Elektrik Perakende Satış A.Ş. ile dava dışı … Elektrik Dağıtım A.Ş. arasındaki ilişkinin davacı tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği, bu halde davalı ve dava dışı dağıtım şirketinin arasındaki ilişkinin niteliği gözetilerek, davanın … Elektrik Dağıtım A.Ş’ye yöneltilmesinin hasımda değil hasmın belirlenmesinde (temsilcide) yanılgı olduğu benimsenmelidir. ( Aynı doğrultudaki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/18930 E. Ve 2018/5740 K. Sayılı kararı)
Bu halde mahkemece; hata sonuca Perakende Satış A.Ş.’ye husumet yöneltilerek açılan davada, gerçek taraf durumundaki … Elektrik Dağıtım A.Ş. davanın yöneltilmesinin sağlanması ile dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebliğ yapılarak, savunma hakkının tanınması, hasıl olacak sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu hususlar nedeniyle kararın kaldırılması gerektirmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın esası incelenmeden KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, gerekçede bahsedilen eksiklikler giderilerek, deliller toplanarak davanın yeniden görülüp, yeni bir karar verilmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında peşin alınan 59,30.-TL istinaf karar harcının, talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve diğer istinaf giderlerinin yargılama masrafı olarak İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın tebliği, harç vb. hususların 6100 Sayılı HMK’nın 359/3 md. uyarınca İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 29/06/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı