Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/1185 E. 2023/1487 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1185 – 2023/1487

T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1185
KARAR NO : 2023/1487

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2019/… Esas 2021/… Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av.

DAVALI :

VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI :
VEKİLİ : Av.

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :

Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarih ve 2019/… Esas 2021/… Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalının müvekkili kurumun … tesisat numaralı hesabına bağlı sayacı perakende satış sözleşmesi yapmadan mühür fekki yaparak kullandığını ve elektrik enerjisi tükettiğini, herhangi bir abonelik ve sözleşme bağı olmadan kaçak olarak elektrik kullanıldığını, bu kullanıma dayalı tüketim bedeli ödenmediğinden kullanıma dayalı borca istinaden müvekkili kurumca borçlu aleyhine Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe girişildiğini, ancak borçlunun hiçbir gerekçesi yokken itiraz ettiğini ve takibin durmasını sağladığını, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu reddi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, yapılan itirazın iptaline takibin devamına, takibin durmasına sebebiyet verdiğinden dolayı davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görevsizlik itirazında bulunduklarını, görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, … Adana adresinde bulunan taşınmazın (dükkan) mülkiyeti müvekkiline ait olduğunu, aynı adres No:… taşınmazının ise … isimli şahsa ait olduğunu, iki taşınmazın bitişik konumda olduğunu, 2012 ve 2014 yılları arasında …’e ait olan işyerinin müvekkili tarafından kiralandığını, müvekkilinin bitişik olan iki işyerini birleştirerek mobilya showroom dükkanı işlettiğini, 17/02/2014 tarihinde müvekkilinin No:19 ve No:20’de bulunan işyerini kapattığını, … adresine taşındığını, 5 Ocak Vergi Dairesi tarafından tutulan 19.02.2014 tarihli yoklama fişi incelendiğinde bu durumun gözükeceğini, müvekkilinin … adresinde bulunan mülkiyeti kendisine ait işyerini kiraya verdiğini, …’den kiralamış olduğu No:20’de bulunan işyerini ise tahliye ettiğini, ve abonelik işlemleri için davacı şirkete başvuru yaptığını, dilekçe müvekkili şirketin abonelik başlangıç ve bitiş tarihinin 14.02.2012-21.03.2014 tarihleri olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :” Davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine, ” karar verildiği anlaşılmıştır.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Müvekkili şirket yetkililerinin 15/12/2016 tarihinde davalının iş yerine gittiğini, tesisat numarası … olan, sistemde bilgileri kayıtlı bulunan sayaçtan … tarafından kanuna aykırı ve perakende satış sözleşmesi olmaksızın kullanım yapıldığı tespit edildiğini, davalının her ne kadar 17/02/2014 tarihinde … Mahallesindeki adreste faaliyet göstermeye başladığı belirtilmiş olsada … adresindeki taşınmaz davalının kendi taşınmaz olduğunu, davalının başka bir adreste 17/02/2014 tarihinde faaliyet göstermeye başlaması ve tutanak adresindeki işyerinin …’e 08/10/2015 tarihinde kiraya verilmesi davalının 17/02/2014 – 08/10/2015 tarihleri arasında taşınmazında fiili kullanım yapmadığı anlamını taşımadığını, iş yerini değiştirmiş dahi olsa söz konusu tutanak adresindeki taşınmaz kendi mülkiyeti olduğunu, tutanağa ait olan tahakkuktaki 17/02/2014 ile 01/10/2015 tarihleri arasındaki kaçak elektrik tüketiminin …’a ait olduğu anlaşıldığını, mahkemece davalının açıklık getiremediği ve somut olarak ispat edemediği iddialarını detaylı bir araştırma ve inceleme yapmadan hükme esas alarak hakkaniyete aykırı olarak hüküm tesis edildiğini belirtip, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME-GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrikten kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
İlk derece mahkemesince,davanın ispatlanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davanın dayanağının15.12.2016 tarihinde düzenlenen … numaralı kayıp kaçak tutanağı oluşturduğu buna göre … numaralı tesisata ilişkin olarak kaçak tutanağında; kaçak elektriğin kullanım şekli, “EPDK Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 26. Maddesi A bendinde belirtilen durumlarda enerji kullandığınızdan dolayı bu belge düzenlenmiştir.”ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
Dava konusu tutanak tarihinde 08/05/2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” hükümleri yürürlüktedir. Davacının alacağı bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmelidir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi” başlıklı 26. Maddesinde;
“(1) Gerçek veya tüzel kişinin;
a) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 28/06/2018 tarihli 2018/4147 E. 2018/7329 K. sayılı ilamında ve benzer içtihatlarında açıklandığı üzere, kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan kaçak elektrik bedelinden ise ancak kaçak kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.
Davaya konu tutanakların, bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu tartışmasız olan davacı şirkette hizmet akdiyle çalışan görevliler tarafından düzenlenmiş olduğu gözetildiğinde, HMK’nın 204 üncü maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınan belgelerden olmadığı tartışmasızdır. Eş söyleyişle, kaçak elektrik tutanağı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden değildir.
Diğer taraftan, yukarıda açıklanan yönetmelik hükümleri özellikle “Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır.” şeklindeki düzenleme ile itirazın iptali davalarındaki genel kural birlikte değerlendirildiğinde; ispat yükü, davalının kaçak elektrik kullandığı yönündeki tespite dayanarak davaya konu bedeli talep eden davacı şirkete aittir. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2021/4894 E. Ve 2021/10580 K. Sayılı kararı) Buna göre davalının kaçak tespit tarihlerinde kaçak elektrik kullandığı ispat olunmalıdır.
Somut olayda; davalının dava konusu taşınmazdaki aboneliğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içeriğin tarih olan 15/12/2016 tarihinde davalının kaçak tüketim tutanağında belirtilen … adresinde faaliyet göstermediği, dosyaya celp edilen belgelere göre en son 10/08/2016 tarihi olacak şekilde … isimli şahsın belirtilen adreste “Kitap, dergi ve gazete toptan ticari” faaliyetini yürüttüğü anlaşıldığından davalının tutanağa konu adresi terk ettiği tarihten ve bahse konu adreste başka şahıslarca faaliyet yürütüldüğü de tespit edildiği ve fiili kullanıcısı olduğu hususunun ise yasal deliller ile ispat edilemediğinden davalının bu tutanak kapsamında tahakkuk edilen borçtan sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmasında usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır.
Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre istinaf talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK.’nun 353/1-b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar harcı olan 269,85 TL İstinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın istinaf talebinde bulunan davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, harç vb. işlemlerin 6100 Sayılı HMK’nın 302/5 ve 359/3 md. uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 07/09/2023

Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı