Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/878 E. 2022/1158 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/878
KARAR NO : 2022/1158

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSKENDERUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 20/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davacının, davalı şirket tarafından büfe olarak kiraladığını, ancak uzun süre kullanılmadığını, tadilat aşamasında kaldığını, abonelik için başvurduğunu, … yetkililerinin büfeyi kontrol sırasında yerde bulunun 1.5 …’lik kablo nedeniyle kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu, kaçak elektrik kullanım borcunun tahakkuk edildiğini, tutanağı itiraz ettiklerini, …’ın cevabi yazısı ile uygulamanın yerinde olduğunu ve kaçak tahakkuk itirazının değerlendirilmediğinin bildirildiği, tahakkuk edilen kaçak elektrik kullanım bedelinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı şirkete borçlu olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.

CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davalı şirket görevlilerince davacının kullanmakta olduğu elektrik sayacına müdahale etmek suretiyle tüketim yapıldığı tespit edilerek kaçak elektrik tüketimi tutanağının düzenlendiğini, davalı şirket çalışanlarının tüm abonelere eşit davrandığını, davaya konu olayda yasal düzenlemelere uygun hareket edildiği ve hesaplamaların bu doğrultuda yapıldığını, açılan davayı ve davacının iddialarını kabul etmeyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Dava konusu davalı kurumun davacıya işlettiği büfeden dolayı tahakkuk ettirilen 9.856,52 TL kaçak elektrik bedelinin 2.036,54 TL’lik kısmından dolayı davacının davalıya borçlu olduğunun tespitine, bu miktar dışındaki miktar olan 7.819,98 TL yönünden ise borçlu olmadığının tespitine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İlk derece mahkemesinin kararını 12/12/2017 tarihli bilirkişi raporuna dayandırdığını, her ne kadar bilirkişi raporu açık ve denetime elverişli şekilde hazırlanmışsa da mahkemenin tespit etmesi gereken hususun öncelikle kaçak elektrik kullanılıp kullanılmadığı olması gerektiğini, zira açılan davada öncelikle müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep ve dava edildiğini, bu nedenle ancak kaçak elektrik kullanıldığı yönünde kanaate ulaşılması halinde bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilebileceğini, oysa ki gerekçe kısmında kaçak elektrik kullanıldığının kabulüne dair mahkeme tarafından yapılan bir değerlendirme bulunmadığını, davalı çalışanları tarafından tutulan Kaçak/Usulsüz Elektrik Kullanım Tespit Tutanağında belirtilen kablonun yaklaşık yarım metre boyunda olup kablonun ucu açık ve kablonun ucuna hiçbir şey bağlı olmadığını, bu kablo tadilat halindeki bir büfe de bulunan bir sürü kablodan sadece biri olduğu, bu kablonun müvekkili tarafından döşendiğini düşünmenin mümkün olmadığını, kablo 1.5 … kalınlığında olup, ancak birkaç lambayı yakabilileceği, müvekkilinin bir büfe işleteni olduğu düşünüldüğünde kaçak elektrik kullanma gibi bir amacı olsaydı iş yerine daha güçlü bir kablo ile kaçak elektrik çekme yoluna gidebileceğini, zira 1.5 … lik bir kablo bir soğutucuyu dahi çalıştıramayacak güçte olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın tam kabulüne hükmedilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf dilekçesine cevap veren davalı vekili dilekçesinde özetle;
Davacının istinaf dilekçesini kabul etmediklerini, davalı müvekkili şirket görevlilerince davacının kullanmakta olduğu elektrik sayacına müdahale etmek suretiyle tüketim yapıldığı tespit edilerek kaçak elektrik tüketimi tespit tutanağı düzenlendiğini, müvekkili şirketçe yapılan hesaplamanın doğru olduğunu, bu nedenlerle davacının yasal ve hukuksal gerekçelerden yoksun olan istinaf sebeplerinin reddine, ilk derece mahkeme kararına karşı sunmuş oldukları 17.03.2020 tarihli istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı tarafça tutulan tutanağa karşı yapılan itirazın gerekçesinin değerlendirilmesine konu somut bulgu ve belgeler dilekçe ekinde müvekkili şirkete sunulmadığı, düzenlenmiş olan tutanakların aksi ispat edilmediği sürece Yargıtay kararları doğrultusunda geçerli belge olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan kira sözleşmesinde kira başlangıç tarihi 01.01.2016 olarak göründüğü, ancak dava dilekçesinde davaya konu büfenin 4-5 ay önce kiralandığı tadilat aşamasında olduğu ve fiilen çalışmaya ise 1,5 ay önce başlandığı belirtildiğini, dava dilekçesindeki beyanlar ile kira sözleşmesinin çeliştiğini, hakkında kaçak işlemi yapılan davacı … …’in adreste uzun süredir kullanıcı olduğu, tüketim borçlarının vadesinde ödenmemesi sebebiyle defalarca elektriğinin kesildiği, 13.05.2015 tarihinde perakende satış sözleşmesinin fesih edildiği,bu endekslerden sonraki tüketim sözleşmesiz olduğu gibi, ayrıca tutanakla tespit edilen düzeneğin mevcut olduğunu, dolayısıyla ne sayacın kaydetmiş olduğu endekslere, ne de 1,5 ‘luk … kablodan çekilen akım değerine itibar edilemediğini, adreste 13.05.2015 tarihinden 20.01.2016 tarihine kadar kaçak elektrik kullanıldığı, itibar edilebilir ihtilafsız dönem tüketimi bulunmadığını, zira fatura çıkarılan ve karşılığı bedele dönüşen sözleşmeli dönem tüketimleri, karşılıksız faydalanılan fatura çıkarılmayacağı bilinen döneme emsal kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarında ilgili evrak incelenmeyerek işlem yapıldığı bu nedenle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu nedenlerle İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih, …-E., …-K sayılı davanın kısmen kabulü kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik tutanağından kaynaklanan alacak için menfi tespit istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
Davacı davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 9.856,52.-TL’lik kaçak elektrik bedelinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiş olup; ilk derece mahkemesince davanın 7.819,98.-TL bakımından kabulüne karar vermiş, bu karara karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı hakkında 20.01.2016 tarihli kayıp kaçak tutanağının bulunduğu görülmüştür. Tutanak içeriğinde “Özel Hat ana kolon sigortasından dağıtım sigortasına 1.5 … kablo ile özel hat çekilmiştir.” şeklinde tutanak tutulduğu anlaşılmaktadır.
Davacının istinaf isteminin incelenmesi:
6100 Sayılı HMK’nın 8. Kısmında kanun yolları düzenlenmiş, bu kısmın 1. Bölümünde ise istinaf kanun yolu ayrıntılı olarak açıklanmıştır. HMK’nın 341/2. maddesinde miktar veya değeri 3.000,00.-TL’yi geçmeyen (Karar tarihi itibari ile 4.400,00.-TL) mal varlığı davalarına ilişkin kararların, aynı maddenin 4. fıkrasında ise alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 3.000,00.-TL’yi (karar tarihi itibariyle 4.400,00.-TL) geçmeyen tarafın istinaf yoluna başvuramayacağı düzenlenmiştir.
Davacı tarafça için 9.856,52.-TL bakımından menfi davası açılmış mahkemece 7.819,98.-TL’lik kısmı bakımından davanın kabulüne hükmedilmiştir. Davanın 2.036,54.-TL’lik kısmı bakımından davanın reddine karar verildiği, bu miktarın karar tarihi itibariyle kesinlik sınırı içerisinde kaldığından, mahkemenin vermiş olduğu kararda reddedilen kısım HMK’nın 341/4 maddesi uyarınca davacı yönünden kesindir.
Davalının istinaf isteminin incelenmesi:
Dava konusu tutanak 20.01.2016 tarihli olup tutanak tarihinde 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” hükümleri yürürlüktedir. Davacının alacağı bu yönetmelik hükümlerine göre belirlenmelidir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’inin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi” başlıklı 26. Maddesinde;
“(1) Gerçek veya tüzel kişinin;
a) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
(2) Yapılan kontrollerde, kaçak elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanılması halinde bu Bölüm uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır.
(3) Kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edilmesinde, ilgili tüzel kişinin tespitini doğru bulgu ve belgelere dayandırması ve tüketici haklarının ihlal edilmemesi esastır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir.
(4) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, kaçak tespit süreci sonucunda kaçak elektrik enerjisi tüketimi tespit edilen gerçek veya tüzel kişilerin elektrik enerjisini keserek sayacı mühürler ve Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunur.
“Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması” başlıklı 28/1. maddesinde;
(1) 26. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, tüm tüketiciler için,
a) Öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre,
b) Tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerinin bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki tüketim miktarına göre hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.”
“Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre” başlıklı 29. maddesinde;
“(1) Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır.
a) 26. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır.
b) 26. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi çerçevesindeki tespitlerde,
1) Kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.
2) (1) numaralı alt bentte belirtilen sürenin dışında, tüketicinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak (1) numaralı alt bent çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır.
3) Kaçak tüketimi ile kaçağa ilişkin normal tüketim hesabında esas alınacak sürelerin toplamı, 12 ayı geçemez. Yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınır ve gecikme zammı alınmaz.
c) 26. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre, tüketicinin tespite konu elektrik enerjisinin kesildiği tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süredir.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur.
Somut olayda; davacının kullanımının yönetmeliğin 26. Maddesinin b. Fıkrasındaki ” Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da yapı bina giriş noktasından sayaca kadar olan tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,” kapsamında kaldığı, zira 1.5 mm kablo kesiti ile harici bir faz çekilerek kullanımın gerçekleştirildiği, bu kapsamda hesaplamaya esas sürenin 29. Maddenin b fıkrası uyarınca “Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde, kullanım süresi esas alınır. Ancak bu süre 180 günü geçemez.” hükmü uyarınca 180 günü geçmeyecek şekilde hesaplanması gerekmektedir. Buna göre davacının 180 günlük kurulu güç dikkate anılarak hesaplanan tüketimi üzerinden değerlendirme yapan denetime elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen kararda usul ve yasaya aykırı yan bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince mevcut delillere göre verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davacı tarafın istinaf isteminin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine, davalı tarafın istinaf isteminin HMK nın 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki karara varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 352/1-b maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL Maktu istinaf karar harcından peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.-TL Harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 534,18.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 133,55.-TL harcın mahsubu ile bakiye 400,63.-TL Harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan taraflar üzerinde bırakılmasına,

6-İstinaf Karanının tebliği, harç ve diğer işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359/3 maddesi gereğince uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda uyuşmazlık konusu miktar itibarı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı