Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/729 E. 2022/1265 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/729
KARAR NO : 2022/1265
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas – … Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : …
VEKİLİ : Av…
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı hükmüne karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılan esas incelemesinde;
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davacının, davalı şirketten elektrik aldığı 2006 Eylül ayından 2010 yılı sonuna kadar ki dönemde, Danıştay kararı ile sonradan iptal edilen düzenlemeler doğrultusunda davacıdan fazladan perakende satış hizmet bedeli tahsil ettiğini, davacının …, … ve … nolu aboneliklerinden 2007 yılı Ocak ve Şubat dönemlerine ait faturalarda tahsil edilmiş perakende satış hizmet bedelleri için Adana 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile alacak davası açtıklarını, derdest olan dosyada alınan bilirkişi raporunda da tahsil edilen bu bedellerin haksız olduğu ve iadesi gerektiğinin tespit edildiği, Adana 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına konu edilmemiş, davacının …, … ve … aboneliklerinde 2006 Eylül ayından 2010 yılı sonuna kadar ki dönemde düzenlenen faturalardan davacıdan fazladan tahsil edilen perakende satış hizmet bedelinin ayrıca dava konusu edilmesi gerektiği, aynı konu ve taleple 2007 yılı Ocak ve Şubat ayı dönem faturaları için açılmakla yargılaması devam eden Adana 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, işbu ek davanın yapılacak yargılaması neticesinde, 2007 Ocak ve Şubat ayları hariç, 2006 Eylül ayından 2010 yılı sonuna kadar ki dönemde davacı adına düzenlenen faturalarda fazladan tahsil edilmiş perakende satış hizmet bedeli için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile KDV dahil 131.489,38.-TL’nin 6183 sayılı Kanun’un 51.maddesine göre, ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiş ve 12/07/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile; dava değerini 16.612,18TL artırarak 148.101,56.-TL’ye yükseltmiştir.
DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Birleştirme talep edilen Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı ana davada davanın reddine karar verildiğini, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle reddine, perakende satış hizmet bedellerinden davalı şirketin sorumlu olmadığını, davanın … … Elektrik Perakende Satış A.Ş’ye açılması gerekir iken husumet yanlışlığı ile dağıtım şirketi olan …’a açılmış olması sebebiyle husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, 6446 sayılı kanunun ilgili hükümlerini değiştiren 6719 sayılı kanunun belirtilen hükümleri aynı zamanda devam eden uyuşmazlıklara da uygulanacağı yasa metninde açıkça belirtilmiş olduğundan davanın belirtilen hükümler çerçevesinde reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile; 148.101,56.-TL’nin dava tarihi olan 22/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Serbest tüketici sıfatını kazanabilmek için tedarikçi şirket ile ikili sözleşme imzalanması gerektiğini, sözleşmeyi imzalayana ait bilgilerin …’a bildirildiğini, serbest tüketici sıfatının seçimlik bir hak olduğunu, kullanılmadığı takdirde herhangi bir sonuç doğurmayacağını, davacı şirketin bu hakkını kullanmadığını ve son kaynak tedarikçisinden hizmet almaya devam ettiğini, mevzuatın ilgili hükümleri gereğince, şirketlerin faaliyet alanları ve sorumluluklarının belirlendiğini, bu kapsamda, perakende hizmet satış bedellerinden davalı şirketin sorumlu olamayacağını, iptal edilen işlemin uygulanabilirliğinin de mümkün olmadığını ve bu hususların değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAF TALEBİNE CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Davalının, müvekkilinin tedarikçisini seçmediğinden dolayı serbest tüketici olmadığına dair itirazının haksız olduğunu, tedarikçinin seçilmesinin serbest tüketici olmanın şartı olmadığını, serbest tüketici olma hakkı kazanan aboneye tanınan bir hak olduğunu belirterek, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … evrakları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, davalı enerji şirketi tarafından davacıdan nispi olarak tahsil edilen perakende satış hizmet bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi; Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
Serbest Tüketici, Enerji Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinde, EPDK tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimde bulunulması veya iletim sistemine doğrudan bağlı olması nedeni ile tedarikçisini seçme serbestisine sahip gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na 5496 sayılı Kanun ile eklenen ve 24/05/2006 tarihinde yürürlüğe giren geçici 9 uncu maddesiyle konu ile ilgili düzenleyici idari işlem yapma yetkisi EPDK’na verilmiş ve EPDK da bu doğrultuda yukarıda sözü edilen metodolojiyi onaylayarak yürürlüğe koymuştur. İşbu düzenleyici işlemin iptali istemiyle açılan davaya bakan Danıştay 13. Dairesi; sayaç okuma ve faturalama hizmetlerine ilişkin maliyetlerin, abone grubuna ve tüketilen enerji miktarına göre değişiklik gösterekecek maliyetler olmadığı ve bu nedenle abone başına sabit bir ücret olarak uygulanması gerektiği gerekçesiyle, 06/04/2011 tarihli ve 2008/2695 E. 2011/1368 K. sayılı ilamıyla metodolojinin Geçiş Dönemi Tarife Uygulamaları başlıklı II. Bölümünün (B) bendini iptal etmiş, anılan karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/05/2012 tarihli ve 2011/1901 E. 2012/798 K. sayılı kararıyla; daire kararının, serbest tüketicilerle sınırlı olarak uygulanması gerektiği belirtilmek suretiyle onanarak kesinleşmiştir.
Bir idari işlemin yargısal bir kararla iptali halinde, bu iptal kararlarının işlemin yapılması sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı, İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir. Yargı mercileri tarafından idari bir işlemle ilgili olarak verilen iptal kararının doğurduğu bu sonucun, verilen iptal kararı ister usul yönünden, isterse esas noktasından verilmiş olsun, hiçbir şekilde değişmeyeceği açıktır.
İdare Hukuku ilkesinden dolayı idare, iptal kararının amaç ve kapsamına gore yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak, işlemin hiç yapılmamış sayılmasının bir gereği olarak önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla yükümlü bulunmaktadır. Buna bağlı olarak, iptal edilen idari işleme bağlı olan diğer işlemler de ortadan kalkar. İptal kararlarının bu özelliği, dava konusu idari tasarruftan önceki hukuki durumun sağlanması gereğinden kaynaklanmaktadır. Bir başka ifadeyle, iptal kararları; iptal edilmiş olan idari işlemi hukuk aleminde hiç doğmamış hale getirmektedir. Bununla birlikte, iptal kararları herkes bakımından geçerlidir. Aynı idari işlemin iptali amacıyla başkalarının da iptal davası açmasına gerek bulunmamaktadır. İptal kararı, davacının yanı sıra iptal olunan idari işlemin etkide bulunduğu diğer kimseler hakkında da hüküm ifade etmektedir.
Davaya konu edilen düzenleyici işlem (metedoloji) hukuka aykırı bulunarak Danıştay tarafından iptal edimiş, dolayısıyla dava konusu edilen düzenleyici işlem ile bu işleme bağlı olarak tesis edilen diğer düzenleyici işlemlerde ortadan kalkmıştır. Eş söyleyişle; davalı şirket, serbest tüketici olan davacı … abonesinden, iptal edilen düzenleyici işleme bağlı olarak davaya konu edilen dönemde tahsil etmiş olduğu PSH bedellerini iade etmekle yükümlüdür.
Davalı taraf davacı ile abonelik sözleşmesi imzalayan davalı şirketin bölünme sözleşmesi imzaladıktan sonra davacı abonenin, abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tedarikçi sıfatı ile de sorumluluğu devam ettiğinden dava tarihi itibariyle bu davada taraf sıfatı bulunmaktadır. Davalının davacı ile yaptığı abone sözleşmesinin tarafı olarak akdi sorumluluğu, bölünme sözleşmesi ile ortadan kalkmaz, davalının tedarikçi (dağıtıcı) sıfatından kaynaklanan sorumluluğu devam ettiğinden davalının, tedarikçi sıfatını haiz olduğu pasif husumet ehliyeti bulunduğu tespit edilmiştir.
Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının uyap üzerinden yapılan yapılan incelemesinde, davacı … Tarafından davalı … Aleyhine 2007 Ocak ve Şubat dönemine ilişkin 6 adet fatura nedeni ile davacıdan fazladan tahsil edilen 4.895,81.-TL.’nin davalıdan tahsili talebi ile açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda tahsil edilen miktarların EPDK tarafından belirlenen tarifelere uygun oluğu gerekçesi ile davanın reddine dair verilen kararın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesi sureti ile kesinleştiği tespit edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı şirketin …, … ve … numaralı sanayi grubu abonelikler üzerinden davalıdan enerji satın aldığı, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğinin 5. maddesinin (c) fıkrası gereği yıl içinde yapmış olduğu tüketim miktarlarının EPDK’nın kurul kararları ile belirlenen limitleri geçmesi sebebiyle davacının serbest tüketici olduğu ve bu niteliğini talep edilen dönemler itibarı ile kaybetmediği, bir abonenin serbest tüketici olması için mutlak surette kendi müracaatına gerek olmayıp serbest tüketici limitlerinin Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde dağıtım şirketleri tarafından tüketiciye bildirim yapılması gerekmekte olup, dağıtım şirketi tarafından bildirim yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı, Danıştay 13.Dairesinin 06/04/2011 tarihli, 2008/2695 esas ve 2011/1368 karar sayılı ilamı ile EPDK’nun 24/08/2006 tarih ve 875 sayılı kararının iptal edildiği hususu dikkate alınarak 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında davacıdan fazladan tahsil edilen Perakende Satış Hizmeti bedelinin KDV dahil 148.101,56.-TL., olduğu belirlenmiş olup, İlk Derece Mahkemesince tespit edilen olgulara göre verilen kararda yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince mevcut delillere verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıkladığı üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b(1) maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.116,81.-TL. nispi istinaf karar harcından peşin alınan 2.650,00.-TL. harcın mahsubu ile bakiye 7.466,81.-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf ile ilgili yapılan masrafların istinaf talebinde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359/3 maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 302/5 maddesi gereğince harç tahsili, gider avansı iadesi ve diğer usulî işlemlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361/1 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTALIK süre içerisinde YARGITAY’ın ilgili Hukuk Dairesine TEMYİZ yolu açık olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

E-imzalı


Üye

E-imzalı

Üye

E-imzalı

Katip

E-imzalı