Emsal Mahkeme Kararı Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1627 E. 2022/1735 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ADANA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ADANA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1627
KARAR NO : 2022/1735

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …-

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İTRAZIN İPTALİ
İSTİNAF YOLUNA
BAŞVURAN DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
TALEP KONUSU : Mahkeme Kararının Kaldırılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Adana 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih ve … Esas … sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalının istinaf başvurusu Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dairemize gönderilmekle;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE :
Davalı … ile müvekkil …arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan hesapları ve bu hesaptan doğan borçları bulunduğunu, borçlunun hesabı kat edildiğini ve borcu ödemesi için 24/03/2014 tarihinde kurye alma haberli ihtarname gönderildiğini, bu ihtarname 31/03/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu keşide edilen ihtarnameye rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenle borçlu aleyhine Adana 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu borca, takibe, ödeme emrine, imzaya , faize ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE:
Sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bir an için müvekkiline ait olduğu düşünülse bile talep edilen faiz oranın fahiş olduğunu, müvekkili tarafından imzalanan sözleşme maddelerini ve şartlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin dava konusu kredi kartı ile bir alışveriş yapmadığını, kimin yaptığını bilmediğini, müvekkilinin kullanmadığı ve teslim almadığı kredi kartı harcamalarından mesul olmadığını, ekte sunulan teslim tutanağı altındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu hususta imza incelemesi yapılması gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
“1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalının Adana 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 43.070,72 TL asıl alacak 2.978,35 TL faiz 49,25 TL BSMV olmak üzere toplam 46.098,32 TL üzerinden takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, Alacağın % 20’si oranında (9.219,66 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Alacaklı tarafından icra takibinin dayanağı olan kredi kartı genel sözleşmesindeki imza müvekkile ait değildir. kaldı ki kredi kartı teslim evrağındaki imzanında müvekkile ait olduğu net bir şekilde tespit edilemediği, alınan tüm raporlarda, imzanın müvekkile ait olmadığı yer almaktayken, … …’nun raporunda , şehven de olsa kötüniyetli kişilerle paylaşmış olabileceği şeklinde yer alan ifadesinde dahi, müvekkiline kusur yükleyen bir durumun söz konusu olmadığını, … … raporuna yönelik itirazlarında da yer aldığı üzere, sırf özlük bilgilerinin örtüşmesi müvekkilini, o sözleşmeyi imzalayan yada kusurlu konumuna getirmeyeceğini, davada davacının kusur araştırmasına hiç girilmediği, davacının basiretli işadamı gibi davranma yükümlülüğü altında olmasının dikkate alınmadığı, davacı müvekkile nazaran daha dikkatli özenli olma yükümlülüğü altında bulunduğu, müvekkilinin söz konusu kredi kartından haberdar olmadığı gibi, bu hususta kusuru da bulunmadığını, ilgili dosyada birden fazla müvekkilin imzası olmadığına ilişkin raporlar mevcut olmasına rağmen, çelişkilerle dolu tek rapor olan … …-bilrikişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, talep ve itirazları doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kredi kartı sözleşmelesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup,
Davacı dava dilekçesi ile davalı ile imzalanan Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesine istinaden davalıya kredi kartı verildiğini, belirtilen kredi kartındaki harcamaların zamanında ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihbarname gönderildiğini, borç ödenmeyince yapılan icra takibine davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, borçlunun vaki itirazının iptaline, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Adana 9. İcra Dairesinin … esas ayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı banka tarafından borçlu davalı aleyhine kredi kartı borcuna dayanılarak 43.070,72.-TL asıl alacak, 3.881,13.-TL işlemiş faiz, 72,36.-TL temerrüt faizi, 197,68.-TL BSMV, 3,80-TL masraf olmak üzere toplam 47.225,69.-TL üzerinden genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede borca, faize ve takibe itirazı nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf cevap dilekçesinde kredi kartı almadığını, bu kredi kartını hiç kullanmadığını belirterek bu nedenle borcu bulunmadığını öne sürmüştür.
01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 44. maddesinin birinci fıkrasında, “tüketici olan kart hamili” tarafından açılacak davalarda 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22 ve 23. maddelerinin uygulanacağını ve dolayısı ile tüketici mahkemelerinin görevli olacağı, İkinci fıkrasında ise “kart çıkaran kuruluşlar” tarafından kart hamili aleyhine açılacak davalar yönünden 1086 sayılı HUMK’nın (6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde, başka kanunların HUMK’ya yaptığı atıfların HMK’ya yapılmış sayılacağı belirtildiğinden 01.10.2011 tarihinden itibaren bu atıf HMK olarak anlaşılmalıdır) görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Aynı Kanunun 43. maddesinde ise, “tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında” 44. madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilerek ana kurala istisna getirilmiştir.
Ancak, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun Geçici-1/1. maddesinde ise “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan” davaların “açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam” edeceği belirtildiğinden, 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davalar yönünden 5464 sayılı Kanunun 44. maddesindeki görev hükümleri geçerli olmaya devam edecektir. 6502 sayılı Kanun, kart hamili ya da kartı veren kuruluş gibi bir ayrıma gitmeksizin bütün bankacılık işlemlerini (m. 3/1-k kapsamına girmeyen tacirler hariç olmak üzere) kanun kapsamına aldığı ve 83/2. maddesi hükmü karşısında diğer kanunlardaki görev kuralları bu kanun kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı için, 6502 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Somut olayda uyuşmazlık, banka kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra 24.06.2014 tarihinde açılmıştır. Davalı, tacir olmayıp söz konusu kredi kartları da “bireysel” kredi kartlarıdır. Buna göre davalı 6502 sayılı Kanunun 3/1-k maddesi uyarınca tüketicidir. Bu haliyle uyuşmazlığın, anılan Kanunun 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca, tüketici mahkemesi tarafından çözüme kavuşturulması gerekmektedir. (Aynı doğrultuda Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2018/5871 E. Ve 2018/8050 K. Sayılı kararı)
Bu itibarla Asliye Ticaret Mahkemesince esasa girilmeden görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun tespiti ile, HMK’nın 114/c maddesi gereğince dava dilekçesinin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilerek, dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesi gerekmekle bu şekilde değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur.
İstinaf başvurusunun kamu düzeni olan görev husus açısından kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinaf başvurularının KABULÜ İLE; Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-a(3) maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-İlk Derece Mahkemesince gerekçede bahsedilen eksiklikler giderilerek görev hususunda bir karar verilmesi için dosyanın mahal mahkemesine İADESİNE,
3- İstinaf başvurusu sırasında alınan 54,40.-TL ve 790,00.-TL istinaf karar harcının ve 148,60.-TL başvuru harcının talep halinde istinaf talebinde bulunan davalıya İADESİNE,
4-İstinaf giderlerinin yargılama masrafı olarak İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
5-Kararın tebliği, harç ve diğer hususların Hukuk Muhakemeleri Kanunu 359/3 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
23/06/2022


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı